1 KASIM TÜRKİYE' Sİ

1 KASIM TÜRKİYE' Sİ
30 Eylül 2015 - 10:01 - Güncelleme: 30 Eylül 2015 - 12:45

Siyaset kimin işi ?

Bilenin mi?

Gezenin mi?

Okuyanın mı?

Sorularla başlayan bir yazı…

Uzun zamandır seyrediyorum Türkiye’de yaşanan olayları, Ortadoğu’yu, batıyı, kuzeyi ve güneyi.  Ülkeler Tüm dünya liberalleşme adı altında gelişiyor, büyüyor ve bunun karşılığında da gerekli bedelleri de ödüyor.

 Burada dünyayı konuşacak halde değiliz elbet…

Konu elbet ve ebet müddet Türkiye olacak, öncelikle şu soruları yanıtlayalım hep birlikte,

Siyaset kimin işi?

Siyaset Bilenin, Gezenin, Okuyanın, onun, bunun, şunun, siyaset bilenin işidir. Kim daha iyi biliyorsa, kim daha iyi yapabiliyorsa, vatanına, milletine kim daha iyi hizmet ederse onun işidir. Halkın teveccühü hep böyle olmuştur geçmişten geleceğe…

Yalnız Türkiye’de bu iş tehlikeli boyutlara ulaştı son yıllarda. Hani bir ata sözü vardır ya” kedi uzanamadığı ciğere mundar” der  !!!  işte tam da demek istediğim bu…

 

Ancak burada da kavrayamadığınız bir gerçek var!!!

 Siyonizm yani Batılılaştırma girdabının yaptığı en büyük oyun; “mundar dedirtme ” Özellikle sosyal medya silahını iyi kullanan dış güçler önce interneti, sonra aptal sandıkları insanlara akıllı telefonları, internet paketleri, içine tükürdüğümün sosyal ağları derken hepimiz tam teslimiyetle onların olduk…

Şimdi onların istediklerini dinliyor, onların istediklerini seviyoruz. Onlar ne derse inanıyoruz, bu hayatımızın her alanında böyle şimdi. Fakat bu silah siyasette kullanıldığında Ülkenin kaderini değiştirebiliyor. Son zamanlarda sosyal paylaşım sitelerindeki siyasi paylaşımlara bir bakalım, iktidar partisinin paylaşımlarına baktığınızda Gelişen ve Büyüyen Türkiye var, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer alanlara kaydedilen ilerlemelerden bahsediyor. Eeee adamlar göğüslerini gere gere yaptıklarını anlatıyor, anlatırken de yetmez diyor, daha fazlasını, daha iyisini hak eden bir Türkiye diyor. Son 10 yılda Türkiye’ye baktığınızda gelişmeleri, ilerlemeleri görmemek mümkün değil…

Sadece bir örnek vereceğim

Sinop Atatürk Devlet Hastanesi acilinde duvarda kırmızının üstüne beyazla yazılmış bir yazı var. Hiç fark etiniz mi?

Aynen şu yazıyor;

“ Sayın hasta ve Hasta Yakınlarımız; Tedavinin devamı için başka bir hastaneye sevkiniz gerektiğinde nakliniz hastanemizin organizasyonu ve 112 ambulansları ile gerçekleştirilecektir. Sağlık güvenliğiniz için lütfen hastanemizden kendi imkânlarınız ile ayrılmayınız”

Yukarıda ki yazı birçok şeyi anlatıyor, hadi hafızanızı biraz zorlayın,

Vekillerin ambulans rezervasyonculuğu yaptığı günleri hatırlıyor musunuz? 

Bir ambulans için kimlere, nasıl yalvardığımızı,

Unutmadık ama unutturuluyor işte, ilerlemeler, gelişmeler birileri tarafından unutturuluyor.

Son 10 yılda Türkiye’nin standartları oldukça yükseldi, başta ulaşım olmak üzere diğer alanlarda oldukça kat etti bu ülke…

Gelelim Terör olayına !!!

 

90 lı yıllarda savaş namlunun ucunda sahadaydı, şimdi ise soğuk savaşla birlikte herkesin içinde…

Nasıl mı?

Devlet bir taraftan terörle mücadele ederken, bir taraftan da terörle beslenenlerle mücadele ediyor. Şimdinin klavye delikanlılarının Çanakkale destanını iyice okumalarını isterim. Çünkü Çanakkale destanında söz konusu vatan olduğunda millet devlet kenetlendi, hiçbir şeyi olmayan bir çift çorabını verdi, kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı, genci canını verdi. Sorgulamadı, önce vatan dedi, önce vatanın güvenliği diyerek devletinin yanında oldu…

Şimdilere baktığımda özellikle sosyal medyadan saçma sapan, aslı astarı olmayan videolar, üzerinde oynanmış fotoğraflar… Bilende yazıyor, bilmeyende…

Medya üzerinden terör !!!

Hele içimde bir kanayan yara var ki sormayın, Televizyonlara baktığınızda bir tarafta terörün suçlusunu yani devleti infaz etmek isteyen ve adeta teröre çanak tutan bir medya var. İşin enteresan tarafı ise sosyal medyada çoğunluklu olarak bunların paylaşımları dönüyor. Pkk nın kravatlı uzantısı Demirtaş’ın şirin gösterilmeye çalışıldığı, güney doğuda masum Kürtlerin öldürüldüğünün haberleri, sözüm ona usta yazarların terör ile mücadelede verdiği stratejiler… 

 

Muhalefet partilerinin hedefi Devlet,

Devletin hedefi ise terör,

 terörün hedefi ise gelişen ve büyüyen Türkiye !!!

 

MHP kanadına baktığınızda Saraya yürüyeceğim diyen bir Devlet Bahçeli … Terör için yürüyüşler yaptıran Devlet Bahçeli, Devletin terör için yürümesinden rahatsız…

CHP kanadına baktığınızda pkk nın kravat uzantısına destek veren ve bunu aleni bir şekilde itiraf eden bir zihniyet… Aynı gezi olaylarında olduğu gibi olabildiğine yaygaracı, bitmişlik, tükenmişlik ve çaresizlik nidaları atan bir zihniyet…

Pkk nın kravat uzantısı olan Hdp ye baktığınızda ise; ölmek üzere olan bir canlının son çırpınması gibi debelenip duran , soldan soldan destek arayan ve aradığını bulan bir yapı…

Neye İnanacağız !!!

 

Doğruya biz neye inanacağız?

 Biz Tarihimize inanacağız, biz tarihin tekerrür edeceğine, Devletimize, askerimize, polisimize inanacağız…

 Biz damarlarımızda dolaşan kanın asaletine ve kudretine inanacağız…

Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine, onun fikirlerine, Cumhuriyet için çizdiği yollara inanacağız…  

Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır diyenlere inanacağız…

 

Herşey ortada...

1 Kasım seçimlerinde göreceğiz...

Bu haber 2253 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<