Bir Bağdat Yolculuğu...

Bir Bağdat Yolculuğu...
25 Kasım 2017 - 15:05

 

 

'Maroken' nedir bilir misiniz?


Yanlış hesabı Bağdat'tan döndüren hikayenin başrol oyuncusu bir çanta...


Evet, sadece bir çanta!


Tunus yapımı olan ve içerisinde  inci, elmas, küpe, yüzük, beşi bir yerde ve kıymetli pırlantaların bulunduğu dönemin hanımağalarının vazgeçilmezi, en az içindekiler kadar kendisi de değerli bir çanta...


Ticaretin kervanlarla yapıldığı dönemlerde, İstanbul'lu tüccar, hesap görürken, çarpma ve toplamalarda kasden hile yaparak,Halep'li başka bir tüccarın beş yüz altınını iç eder.


Kendisine yapılan bu hilebazlığı farkedemeyen Halep'li tüccar, İstanbul'dan Bağdat'a doğru yola çıkar. Uzun süren yolculuğunda İstanbul'da yaptığı alışverişleri kafasından geçirirken, yediği kazığı farkeder ve birden kervanı durdurur.


Kervan yetkilerini oğullarına devreden tüccar, İstanbul'da yanlış hesap var, bunu düzeltip geleceğim der.
Aylar sonra İstanbul'a varan tüccar kendisini dolandıran tüccarla bire bir konuşmak yerine kafasından bir plan geçirir. 


İstanbul'un önde gelen zengin kadınlarını bulur, durumu anlatır ve plan yaparlar. 
Ertesi sabah, iki kadın, tüccarın kapalı çarşıdaki dükkanına içinde pek çok inci, elmas, küpe, yüzük, beşi bir yerde ve kıymetli pırlantalar olan maroken çanta ile giderler.


Kadınlar;

“Biz Hicaz’a gideceğiz, sorduk soruşturduk, en güvenilir tüccar olarak sizi tavsiye ettiler, bunları size emanet bırakacağız. Hicaz’dan, sağ salim dönmek kısmet olursa gelir alırız, yok o mukaddes topraklarda ölürsek, size helâl olsun, bir kısmı ile bize hatim okutursunuz.” derler.


Uyanık tüccar, içinde ederi kendinden ve karakterinden fazla tutan eşyaların ahengine kapılarak; ' Bunlar gider de gelmez, gelseler de ömür geçer' diyerek haktan hukuktan gem vurarak, kadınların teklifini kabul eder.


Bağdat'dan çıka gelen yanlış hesap!
Tam bu sırada kendisini dolandıran tüccar içeri girer ve yapılan hesabın yanlış olduğunu söyler. Kadınların kendisine emanet ettikleri eşyaları elinden kaçırmak istemeyen sahtekar tüccar; ' Bende sizi bekliyordum, sizden sonra bende hesap yaptım ve yanlış olduğunu anladım.  Arda kalan paranızı da ayırdım, alın sizindir'der. Tam bu sırada kadınlar; ' Biz geziden vazgeçtik' diyerek oradan ayrılır.
İşte, Bağdat'tan dönen yanlış hesabın hikayesi budur....

 

Günümüzde Maroken çantalar yok,
Fakat!

Kandıran ve kandırılan tüccarlar, 

Kandıran, kandırılan insanlar,
Öldüren ve öldürülen insanlar halen var...


Her vicdan Bağdat'tır aslında...


Dini, dili, ırkı, mezhebi, farketmeksizin 'Bağdat' ile yani 'Vicdan' ile doğar insan...
Hayatın maroken çanta, gördüğün her şey, karşılaştığın her olay çantanın içindeki mücevherler...
Sahtekar tüccar belli, belli olmasına da Bağdat sana ne kadar uzakta?
Hatadan dönmek, hatayı görmemek  için gitmek gerekir mi Bağdat'a ?

Bağdat vicdandır aslında!


Küçük bedenlerin sahillere vurduğu yerdir Bağdat...
Suçsuz çocukların katledildiği,
Annelerin,
Babaların,
İnsanlığın insan eliyle öldürüldüğü yerdir Bağdat...
Görmezden geldiğin,
Susturduğun,
Vurdumduymazlaştırdığın vicdandır Bağdat...


Hadi kalk!


Hadi kalk, Bağdat'a gidelim,
Korkma!
Gözlerini kapatıp açana kadar bitecek yolculuğumuz.
Yanlış hesapları maroken çanta ile birlikte gömelim düne.
Din, 
Dil,
 Irk,
 Mezhep, unutalım hepsini!

Vicdanlarda buluşalım, 
Biz susalım, Bağdat konuşsun, vicdan coşsun,
Biz susalım, insanlık konuşsun.
İnsan ile insanlık yiyor birbirini,
İnsan olman yetmiyorsa sana;
İnsanlığın yeter mi sana?
Şimdi başlasın Bağdat yolculuğu,
Koşalım susuzluktan ölen çocuğun yanına,
Sahile vuran cansız bedenlere koşalım...

 

Postalların altında kalan o esmer ve gözü yaşlı çocuğa,
Gözyaşları kurumuş, yüreği çağlayan olmuş annelere,
Üşümesine bile katlanamayan babanın kucağında ki cansız Mahmut'a,
Kimse yok mu? diye haykıran,
İnsanlık nerede? diye seslenen insanoğluna koşalım.
Sen susarsan Bağdat düşer,
Sen susarsan vicdan küser,
Vicdan küserse, insan belki yaşar ama insanlık ölür!


Vicdanlardan dönmeyen Bağdat yolcusu yanlış hesaplara selam olsun...

 

 

 

 


Bu haber 1660 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<