Bu fotoğraf da ne görüyorsunuz?

Deniz Özen'in kaleminden, 'Bir tarafta Cumhuriyet, bir taraf da din, ortası ise memleket'

Bu fotoğraf da ne görüyorsunuz?
11 Aralık 2017 - 20:15 - Güncelleme: 11 Aralık 2017 - 20:29

 

 

 

Ne görüyorsunuz?
Sizi bilmem amma, ben çok şey gördüm bu fotoğraftan.
Biri yaşayamadığı Atatürk'ü savunurken, bir diğeri, yaşayamadığı dini savunuyor.

İyi bakın!

Bu fotoğrafa iyi bakın,
Bir tarafta Cumhuriyet, bir taraf da din, ortası ise memleket...

Sizin klavye delikanlılığı yaparak sözde savunduğunuz her iki değeri de yaşıyor memleket, sessizlik ve sükûnet içinde.
Ne o ona karışıyor, nede diğeri ötekine,

Kimse rahatsız değil olduğu yerden, 

Siz ne oluyor?

Nedir bu telaşınız?

Neyi savunmaya çalışıyorsunuz?

Ya da kimden neyi?

Allah aşkına; Ne yapıyorsunuz hepiniz?

Dünya ötekileştirilme savaşı ile yok olup gidiyor,

Her biriniz bu savaşın silahısınız.

Atatürk caddesinden Derviş Sarabil caddesine doğru baktığımda yazdım bu yazıyı,

Hem de iki dakika da...


Bir taraf da, İlkelerinin kendisinden önemli olduğunu vurgulayan,

bana göre Allah'ın inayetine nail olarak onca zaferleri kazanmış ve şuan bu yazıyı yazdığım vatanımı bana armağan eden,

dine verdiği değeri, dini devlet işlerinden ayırarak gösteren, Çanakkale destanında şehitlerin yardımına koştuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk...


Diğer tarafta, ömrünün sonuna doğru bir gece rüyâsında Resûlullah efendimizin mübârek cemâliyle müşerref olan,   Peygamber efendimizin buyurduğu gibi, altmış üç yaşına geldiği zaman 1581 (H.989) senesi Ramazân-ı Şerîf ayının üçünde Pazar gecesi vefât eden Mahmûd Kefevî Hazretleri'nin türbesi bulunan Kefevi camisi...


Her iki manevi değerimiz de olduğu yerden memnun iken, sizin derdiniz ne?

Kimi kimden, neyi kimden savunuyorsunuz?

Kimler çeliyor sizin aklınızı? 

Bir tarafa ilke ve inkılaplarından, yaşam tarzından bir haber olan Atatürkçüler, diğer taraf da, Atatürkçülerin dini tehlikeye soktuğunu düşünen bağnazlar...

Sizin aklınız yok mu?

Yüzyıllardır birlik ve dirlik içinde yaşamadı mı atalarımız?

Şimdi ne oldu?

Kimler birlik ve dirlik içinde yaşamamızı istemiyor?


Kafamda bunun gibi onlarca deli sorular var, ancak ben bunların nedenini yazacağım sizlere kendimce...


Kendi içimizde kendimizden savunduk dini, Atatürk'ü, Cumhuriyeti. Zaten birilerinin isteği de tamda buydu. İki bütün olan ayrıldı birbirinden, her taraf avukat, her yer savunucu askerlerle doldu. Bir tarafta Mustafa Kemal'in askerleri, diğer tarafta, İslam sancağının savunucuları.

Zaten korkulan da tamda buydu!

Tarihimize baktığımızda şaşıracağınız bir gerçeği göreceksiniz. İslam tarihine bakacak olursak eğer, duyduğumuz da tüylerimizi diken diken eden din adamlarının yaşam tarzları ile dolu.

Eskiden anlatılarak değil, yaşayarak anlatılırdı din. Bir din adamı sadece anlatmakla yeterli kalmaz, yaşam tarzı muhteşem bir rivayete dönerdi.
 

Şimdilerde ise, dini anlatanlar yığınla, yaşayanlar kaldı karanlıklarda.

Atatürk tahmin etmişti ve din ve devlet işlerini ayırmıştı birbirinden. Bana göre de öyle olmalıydı. Bir din adamı Allah'a biat etmeli ve Allah ile kul arasında gücü dili yettiğince aracı olmaya çalışmalı. Siyasetten ve devlet işleri ile meşgul olmamalı!

Kısacası, torpille gelen imam beni ne kadar ikna eder? bilemiyorum...


Gelelim en sevdiğime, yani sözüm ona Kemalistlere!

Aslında benim bir şey demem hadsizlik olur, zira Gazi Mustafa Kemal Atatürk kemalistliğin suyunun çıkarılacağını önceden tahmin ettiği için, 'Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır' sözünü söylemişti zaten...


Kemalistliğin tam bir siyasi malzemeye dönüştüğü bu devirde, olup biteni üzüntü ile izliyorum. Atatürk'ün ilke ve inkılaplarından bir haber yaşayanlar, resmine, büstüne takılmışlar...

Neden bihaberler? 

Bu sorunun cevabı için siz nereye bakarsınız? bilmem ama, ben bayramlara, 10 Kasımlara bakmam yetiyor!
Parmak uçlarına düşmüş olay...

Sosyal medya da bayram delisi olanlar, sokakları Cevdet abiye bıraktılar da ondan!

Halkla bütünleşerek bayram yapmak yerine, alternatif bayram yaptılar da ondan!

Her hadiseye siyasi baktılar da ondan!

İdeolojik düşünce, aklın ve hakkaniyetin önüne geçti de ondan!

Atatürk yaşasaydı ne yapardı?

Bence ilk işi, nice ümitlerle kurduğu Cumhuriyet Halk Partisini kapatır ve can çekişen ilke ve inkılaplarını tek tek ezberletirdi partililerine.

Diyanet işlerinin kapısına dayanıp cübbeyi makam zincirinden kurtarır, Allah için anlatıp, kendi için yaşayanları ayırırdı birbirinden.

Sonra Atatürk caddesinden Derviş Sarabil caddesine doğru bakar,


 ' Hamdolsun, dinde yerinde, Cumhuriyette' der giderdi Kudüs'e, Allah Allah diye seslenen askerleriyle...


Bu haber 2624 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<