Deniz Özen'in Kaleminden "Bektaşağa"

Deniz Özen'in Kaleminden "Bektaşağa"
23 Mayıs 2016 - 13:33 - Güncelleme: 23 Mayıs 2016 - 16:50

Bektaşağa Rezilliği

 

Sinop’ta her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Bektaşağa Hıdırellez şenlikleri” diye bilinen, ancak adı ile hiçbir şekilde bağdaşmayan bir etkinlikten bahsedelim.

Bundan on beş yada yirmi yıl öncesine gittiğimizde adı gibi şenlik tadında geçerdi,

yediden yetmişe her kesimin doyasıya eğlendiği, alışveriş yaparak geçirdiği bahar şenlikleriydi…

 

Ben çok iyi hatırlıyorum çocukluğumda ailemle birlikte gittiğimde tam bir şenlik havasında geçerdi.

Hatta o kadar şenlik diki yumurtalar bile alırdı nasibini ve rengârenk oluverirdi.

Piknikler yapılır ve köydeki akrabalarla orada buluşulurdu. Şenlik bir anda bayrama dönüşüverirdi…

Daha da eskilere gidildiğinde Bektaşağa Hıdırellez şenliklerinin altından kültürel bir miras çıkar.

Eskiler anlatır evlenme çağına gelen kızlar şenlikleri beklerler ve orada görücüye çıkarlarmış.

Bunun yanında kocaya kaçanlar mı dersin,  yoksa bir günde yapılan çeyiz alışverişleri mi dersin.

Hatta Seyit Bilal Hz. İle de bağlantısı var Bektaşağa Şenliklerinin.

Yapılan evlilik akitlerin ardından Seyit Bilal Hazretleri ziyaret edilirmiş.

Üstelik Bektaşağa’da kurulan pazarın aynısı Seyit Bilal Türbesi civarlarında da kurulurmuş…

 

Tarihin modern yobazlığa yenik düşmesine şahitlik ediyoruz yıllardır ve her geçen senen bir öncekini aratır oldu.

 

 

Esnafın çıkmazı vatandaş için fırsat olmuş, bumu şenlik  !!!

 

Günümüzdeki Bektaşağa Hıdırellez Şenliklerine baktığımızda durum içler acısı maalesef.

Günden güne ekonomiye odaklı bir hal aldı. Muhtarların, siyasetçilerin, para ağalarının gövde gösterisi yaptığı bir halde…

Bu arada her yıl amatörce kurulan pazarlarda ürün yerine adeta batan geminin malları satılıyor.

Ekonomik olarak dar boğazda olan esnaf rafındaki malı paraya çevirmek için yok pahasına satıyor.

Yani esnafın çıkmazı vatandaş için fırsat anlamına geliyor ve adına da şenlik deniyor, hadi ordan…

 

Böyle giderse fazla bir ömrü yok tabiî ,

Seyit Bilal Hazretleri ile bağlantısını kopartan,   

Bektaşağa Hıdırellez Şenliklerini bit pazarına çeviren zaman bu olayı kökten de bitirecek eğer bir şeyler yapılmazsa…

 

Her yıl aynı rezillik !!!

 

Yapıcı olmak her zaman işe yaramıyor,

bu sene ki şenlik sonrasında basına bir göz gezdirdim,

Vatandaşın büyük ilgisi ile geçmiş, bu sene daha da iyi geçmiş,

hatta organizatörler geçen sene 23 bin lira gelir elde ettiklerini ve bu sene daha da fazla gelir elde edeceklerini söyledi. Bu para da Köyün alt yapı ve diğer giderleri için harcanacakmış…

Sokakta ise  durum biaz farklı;

rezil olduk,

üstümüz başımız battı,

araçlarımız çamura battı ve her yıl duyduğumuz “nerde o eski Bektaşağalarrrr” konuşuluyor.

 

Buradan organizatörlere sesleniyorum;

Siz böyle devam ederseniz köyün alt yapısını yaparsınız ama Sinop için önemli bir kültürünün de katili olacaksınız…

 

Ne yapılmalı ?

 

İşte asıl soru bu !!!

Kurumsal olmalı ilk olarak,

devlet desteğini verdiği kadar da denetimini yapmalı,

tarihi dokusuna dokunmadan günümüze entegre etmeli,

Eskilerde nasıl yapılıyorsa ona uygun tekrar düzenlenmeli,

Köy pazarı havasını bozmadan fuar tadında yapılabilmeli,

Bu bir kültür sorunudur,

Bu yarınlara bırakılabilecek bir miras sorunudur…

 

 

Ve son olarak;

 

Allah aşkına şu memleketin havasını artık öğrenin,

her yıl Bekteşağa şenliklerine yağmur da eşlik ediyor.

Alın şunu ileri bir tarihe, mayıs biter bahar yaza bırakır yerini,

Eski Bektaşağalar olmadığı gibi iklim de eskisi gibi değil. 

Her ne yapıyorsa yapılsın ama kültürümüze,

tarihimize sahip çıkalım…

 

 

Bu haber 7254 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<