Deniz Özen'in Kaleminden; 'Evet'den önce 'Hayır'dan Sonra...

Deniz Özen'in Kaleminden; 'Evet'den önce 'Hayır'dan Sonra...
09 Şubat 2017 - 13:15 - Güncelleme: 09 Şubat 2017 - 18:31

Ülke olarak bir şeyi hep yanlış yapıyorduk ve halen buna devam ediyoruz.

Ne zaman ki, Ülke için önemli adımlar atılacak, ne zaman ki, önemli bir virajdan döneceğiz, ideolojik ve partizanlıkla bakıyoruz!

Parti tutmak takım tutmakla eş değer maalesef, yenilse de, yense de asla vazgeçemediğimiz takım gibi tutuyoruz partimizi.

Tamam, partini nasıl tutarsan tut bu senin sorunun. Ancak, Ülkenin yarınlarını ilgilendiren hususlarda biraz daha farklı olmak şart!

Partizanlığın kendi partinin içerisinde verdiğin kararlarda kalmalı,

Kendi Partinin adayını,

Yönetimi,

Genel Başkanını,

İl Başkanı,

Milletvekilini vs.

Bunun önemini size şöyle anlatayım;

15 Temmuz’da yaşadığımız çok önemli bir ayrıntıya hep birlikte bakalım.

O işgal gecesinde,

Erdoğan Milli iradeyi sokağa çağırdı, AK Partilileri değil!

Her zaman Ülkesini bir gören Cumhurbaşkanı, ‘Halkımı sokağa davet ediyorum’ dedi.

Yaklaşık olarak yarım saat sürmeden, sokaklar Milli iradenin gücünde diz çöktü!

İlk başta neyin ne olduğu anlaşılamadı, ne zaman ki, CNN girdi devreye, işte o zaman bunun bir işgal teşebbüsü olduğu anlaşıldı!

15 Temmuz gecesi partizanlık gitti, vatanperverlik geldi!

Yani,

Ülkeyi partizanlık değil, milliyetçilik, vatanperverlik kurtardı!

GELELİM ‘EVET’ ‘HAYIR’A

Ülkenin gündemi şimdi bu iki soruda, geleceği ise, yanıtında!

Neye ve niye evet diyeceğiz?

Ya da, neden hayır diyeceğiz?

Bence evet ya da Hayır’dan daha da önemlisi ‘NEDEN’ sorusunun cevabı!

Bunu anlamamız için, Ülkemizin tarihine iyi bakmamız şart.

‘Başkanlık’ sistemi ile ‘Diktatör ‘sistem aynı anda anılıyor bu sıralar.

Kesin olarak söylüyorum;

Eğer bir ülkede diktatör deyip, hayatına devam edebiliyorsan,

Ve bununla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamıyorsan,

Sadece kendini kandırıyorsun!

Ne demişti Erdoğan; ‘Bana diktatör diyen şu an karşımda oturuyor’

Diktatör rejiminden korkup ‘Hayır’ diyen varsa, bir kez daha düşünsün!

Dünyada Otoriteryenizim yani dikta yönetimi ile işleyen ülkelere baktığımızda içler acısı halini görmemek mümkün değil.

Sırf bir kişi istemiyor diye, internet kullanımının yasak olduğu Ülke,

Benim dediğime tapacaksınız diyen bir Ülke,

Ve daha da niceleri….

Dikta rejimi, ben merkezci, kendinden başkasını düşünmeyen ve düşündürtmeyen bir sistem içeriyor. Eleştiri olasılığı sıfır olan bir ortamdır. Günümüz Türkiye’sine baktığınızda ise, ortada dikta rejimi var mı? Bunun kararını siz verin, ama kıyasla, kısasla değil!

Başkanlık sistemi Diktatör sistem değildir!

Başkanlık sitemi, Demokrasi ve özgürlüğü güçlendiren bir sistem olduğunu, hep o örnek aldığınız dünya ülkelerine baktığınızda açıkça göreceksiniz.

Amerika buna benzer sistemle uzun yıllardır yönetiliyor,

Peki Ya Irak?

Suriye?

Otoriteryenizim Yani Diktatör, Despot Yönetim!

Dünyanın dört bir yanında en az 40 ülke diktatörlükle yönetiliyor. Foreign Policy dergisi de dünyanın en sert diktatörlerinden oluşan bir liste hazırladı. Bu listedeki 23 diktatör yaklaşık 1.9 milyar insanı, yıllardır demir yumrukla yönetmeye devam ediyor.

Bu diktatörlerin sürdürdüğü despot yönetimin maliyeti, dünyaya çok pahalıya mal oluyor. Bugüne kadar milyonlarca insan hayatını kaybederken, ekonomiler çöktü, ülkeler acımasız bir baskı altında tüm varlıklarını ve demokrasi ümitlerini yitirdi.

Bunun son kanıtları ise Irak ve Suriye’dir…

ATATÜRK’ÜN DİKTATÖR YAKLAŞIMI!

Cumhuriyet rejimini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ülkeyi Diktatör baskıdan, Diktatör yaklaşımı ile kurtararak, asıl kimliği olan, demokratik bir kişiliğe taşımayı başardı.

 Evet, olmasaydı olmazdık diyorduk ya hep! İşte Atatürk’ün diktatör yapıya, Diktatör yaklaşımı olmasaydı, olmazdık!

Asıl mesele, diktatör olmak da değil,

Mesele; Kurtuluş savaşında, Çanakkale zaferindeki gibi, halkını arkasına alıp düşmanla milli mücadele edebilmekte!

Mesele; 15 Temmuz’da halkını arkasına alıp, işgalci hainlerle omuz omuza mücadele edebilmekte!

Ben kimseye ne ‘EVET’ nede ‘HAYIR’ de diyorum,

Sadece demek istediğim, anlatmaya çalıştığım;

Bilerek,

Anlayarak,

Partizan olarak değil,

Milli iradene dayanarak ver kararını…

İster ‘EVET’ de

İstersen ‘HAYIR’ 

Ama önce niye de!

Geçmiş geleceğin aynası,

Erdoğan için değil, Ülken için de…

Partin için değil,

Ülken için de,

Birisi dedi diye değil,

Kendin için de,

Kimsenin seni etkilemesine izin verme,

‘EVET’ diyenlere bir bak,

Sonra, ‘HAYIR’ diyenlere…

Son olarak;

Seçim hakkı senin demokrasi gereğince…

Diktatörlük bunun neresinde?

Bu haber 3504 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<