Seçim Gurmesi !

Oyumu kime vereceğim ?

Bilmiyorum,

Daha doğrusu biliyorum da söylesem mi, söylemesem mi? onu bilmiyorum.
Söylemekten mi pişman olurum, yoksa vermekten mi?

Ne diyor bu ?
Ne saçmalıyor? diye soruyorsunuz değil mi?

Tamam...

Oyumu kime vereceğimi değil de kime vermeyeceğimi paylaşacağım sizlerle.
Alakart listesinden bir yemek seçeceğim ve onu yiyeceğim desem daha doğru olacak bence.
Kısacası, bu yazıda size seçim gurmeliği yapacağım. Mutfağa giremesek de, önümüze sunulanların tadını, farkını anlatacağım.
 Herkesin gözü kulağı AK Parti Genel Merkezinde bu sıralar.
Çünkü, oradan gelecek bir haber, seçim sürecine yön verecek. 
Diğer iller gibi Sinop'ta, başketten gelecek haberi stabil bir şekilde beklemekte.

Hadi başlayalım !

İlk olarak eleştirmek istediğim bir husus var!
Demokrasi halkalarından biri eksik gibi görünüyor. Seçim öncesinde ilk olarak aday adayları belirleniyor, sonra adaylar. Ancak aday adaylarının içerisinden seçilen adayları halkın belirlemediği kanaatindeyim.

Şöyle ki;

Neden aday adayları halkın huzurunda bir ön seçime tabi tutulmuyor?
Partilerin temayülü ve mülakatından önce halka neden sorulmuyor?
Parti teşkilatlarının belirleyeceği bir aday sizce dayatma değil mi?

Biliyorsunuz "Paravan Aday Adayı" diye bir şey hortladı bu seçimde, aslında her seçimde vardı da bu seçimde daha bir coştu. 
Benim vekilimi aday adaylarına sormak ne kadar doğru? 
Parti içerisinde öne çıkmak isteyen bir kişi, toplama aday adayları ile bonus toplar ve bu bonuslarla seçmenin önüne dayatılırsa nasıl olacak? 
Buradan bütün parti yöneticilerine sesleniyorum; " Paravan aday adayı" konusunu sakın es geçmeyin, eğer bunu kulak arkası yaparsanız, "Yanlız Bırakıldım" cümlesini tekrar kullanmak zorunda kalabilirsiniz...

Kime vermeyeceğim ?

Kentimi kulak arkası yapan,
Fetö ile mücadelede kılını bile kıpırdatmayan,
15 Temmuz sonrasında Fetö ile mücadele ediyor gibi görünüp, göze sürme çekenler, 
Bir ili, kırsal ve sahil diye ötekileştirenlere ( bu hususu başka bir yazımda detayları ile yazacağım)
Hükümetin yatırımlarını anlatmaktan başka bir tek projesi bile olmayanlara, ( Eğer ki, elle tutulur kendilerinin ürettiği  bir tek projeleri varsa, buyursunlar açıklasınlar)
Kentin kasasını tacizciye emanet edenlere göz yuman ve bu konuda dört maymunu oynayanlara,
Kendisi için yapılan haberlere, "Kişi karşısındakini kendi gibi bilir" mantığı ile davranıp, parti teşkilatına; "Bunlar çorba parasına haber yaparlar, dangalaklar" diyebilecek kadar ahlaksız ve seviyesiz kişiliğe sahip olana...

Yeri gelmişken,
Mikrofonum herkese açıktır, çıkın hesap verin bu millete ve Fetö  ile mücadelede ne yaptınız? Mücadele edenlerin başına çorap örülürken, sizler neredeydiniz? buyrun anlatın.

Ülkenin bu kutlu davasında,
Tanık,
Sanık,
Müdafi,
Şüpheli,
Hangisi siniz?

Kimse kusura bakmasın, yapılanlar ve yapılmayanlar ortadadır. Ben bu seçimde, yapacağız denilenlere değil, yaptıklarınıza bakacağım. Kentim için mücadele edenlerle yoluma devam etmek istiyorum. Haber arşivlerine bakılsın, yapılan ve yapılmayanların hepsi orada yazıyor...

AK Parti Genel Merkezinde Aday Adaylarına sorulan şu soru çok manidar; "Sinop'u 2-0 almak için ne yapılmalı? " 
Bence bu soru olmamış, ben olsam şu soruyu sorardım; "Sinop derbisi neden 2-0 olmuyor? "

Doğru soru bu bence...

Sorunun cevabı önce ki seçim sonuçlarında, "Mayıs kabağı" gibi belli oluyor!
Bu memlekette, azınlık çoğunluğa dayatma yapıyor, bu hususu da sizlere bir sonra ki yazımda detaylı olarak yazacağım. 

Sonuç olarak,

24 Haziran sürecini " fetö temizliği " tozu kaplamış durumda. 
"Canı yanmış eşek atı geçer" deyimini masaya yatırdığımızda, paravan aday adayları sistemi ile  hummalı bir savaş kokusu alıyorum.

Ve bunda çok ciddiyim...

Savaşanlar, susanlara karşı savaşıyor,
Ya, susanların sesi sağırlar duyacak,
Ya da savaşanlar kazanacak!

Yeşil Vadi filmine çevirilen Sinop'ta, "MAVİ" mi kazanacak, yoksa "YEŞİL" mi ?
Bunun cevabını diğer partileri de harmanlayıp bir sonra ki yazımda hep birlikte arayacağız...