Orada Dur Bakalım !

Orada Dur Bakalım !
21 Ekim 2019 - 20:02 - Güncelleme: 21 Ekim 2019 - 20:15

İki gün önceydi,

Sakarya caddesi'nde yürürken yoluma çıkan biri; 

Vali dilsiz mi? Diye sordu.

Birden bu soruyu sorunca şaşırdım ve "De Get Ordan" diyerek, Neden böyle bir soru sordun?  Sorusuyla zaman kazanarak olayı anlamaya çalıştım.

Neredeyse iki yıl olacak daha sesini duymadık, 
Görüntüsü var sesi yok, anlamadık gitti.
Biraz daha devam ederek şikayetlerini dile getirdi...

 

Devletin koskoca valisi ile böyle dalga geçilir mi ? dedim.

Olur mu hiç öyle ;

Hem vali bey işine çok düşkündür, 
Sabah sekizde işinin başında olur,
Mesai bitince dakkasını kaçırmayacak kadar da dakiktir.

O kadar yoğundur ki; 

Basınla bir araya gelmez, çünkü daha önemli işleri vardır.

Hatta öyle yoğundur ki; 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programında bile konuşup, şehitlerimizi, gazilerimizi anacak, hainlere iki çift laf söylecek vakti bile yoktu.

 

Yanlış hatırlamıyorsam eğer, "Ülkenin yegane iftarı merhum Recep Yazıcıoğlu'nun yanında yetiştiğini" söylemişti.  Bu kadar da şanslı bir bürokrattır dedim.

 

HOPPPP...!
'Orada dur bakalım' dedi...

 

"Recep Yazıcıoğlu'nun ismi bile "harekette bereketi" çağrıştırır insana.

Bırak onunla çalışmayı, yanından bile geçse yerinde duramaz insan. Allah rahmet eylesin zıpkın gibi bir yiğitti kendisi. 

Devletin çalışma esasının 7/24 olduğunu, halkla iç içe, fişek gibi çalışmanın açık bir örneğiydi Yazıcıoğlu...
Sen yanlış anlamışsındır. 

Vali bey, merhum Yazıcıoğlu dememiştir sana. Yoksa bana bunları söyletmezdi" Dedi.

 

Ben yine de "böyle düşünme" dedim.

"Daha çiçeği burnunda bir Vali, 
Mülkiyet yetkisinin sadece evrak imzalamaktan,
 Açılışlara katılmaktan ibaret olmadığını bilen birisidir. Zamanla alışır." Diyerek yumuşatmaya çalıştım.

Ancak nafile...

 

Şimdi ben bunu buradan neden yazdım?
Diyeceksiniz ki; Ne alaka?

 

Ben diyalog olayını oldukça benimseyen biriyimdir. İletişimin çözemeyeceği neredeyse hiç bir şey yoktur nazarımda.

Mayıs 2018'de kentimize atanan Vali Köksal Şakalar ile sadece geldiğinde oturmak nasip oldu. Hatta o günkü konuşmasında; " Hep birlikte Sinop'a bir şeyler katacağız" sözünü hiç unutmadım.

 

En azından ben unutmadım...

Sinop sokaklarında vuku bulan bu olayı kendisinin yüzüne  söylemek isterdim ancak,  o fırsatı kim kaybetmiş ki ben bulayım !

Vali bey ile iki kelam etmek, ağızından iki  kelime almak kimin haddine.

 

Alabilen varsa beri gelsin...!

Madem konuşamıyoruz, bende Vali bey gibi yazayım dedim. 

Valla kimse kusura bakmasın. Benim kapalı kapılarım yok. Ulu orta derim diyeceğimi.

Bir vatandaş ve gazeteci olarak Vali beyden memnun değilim.

Kentin onca işi varken, yol kenarlarında dubalarla uğraşan bir Vali, kentimin de benim de işine gelmez. Gelemez...

Binlerce yıllık liman kapalı,

Doğrudan teminlerde kurum kaşeleri elden ele gezmekte,

Kimin eli kimin cebinde bilinmemekte...

İyi hoş insandır ona lafımız yok, 
Bilmediğimiz bir iş yapıyor mudur? Müneccim değilim bilemem.

Valilik işine gelince dubalardan hallice işte...

Bir hatırlatma ile huzurunuzdan ayrılıyorum;

"Arka mahallede top oynayan çocukların topuyla bir şut çekmediyseniz, ayakkabınız çamura bulanmamışsa, yoksul evinde erzak yemişliğiniz olmadıysa sedirin üzerine ayağını kırmışlığınız yoksa, yer sofrasında bağdaş kurmamışsanız burada bir yanlışlık var demektir. Milletin içinde olmayan milletin derdini bilmez. Her Valimiz kendi şehrinin HZ. Ömer’i olmalıdır"

Recep Tayyip Erdoğan

 

 

 

 

 

 


Bu haber 2432 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<