Bir yazıda okumuştum, ‘insan ömrünün ortalama süresi yetmiş yıl’ diye. İnsan ömrünün ortalaması olmaz kanımca, ya varsındır ya da yoksun. Mühim olan varoluş değil, asıl ve en mühim mesele nasıl yaşayacağımız bence. Son yıllarda özellikle sosyal paylaşım sitelerinde dolaşan hayata dair yazılanlara baktığımızda üstüne ekleyebileceğimiz pek fazla bir şey kalmadı, ortalık âlim, şair kazanına döndü vesselam.
Eklenecek tek bir şey var bence…
Üstatların sözlerinden tutunda, daha kendisini kanıtlayamamış nice yüreklerden dökülen ne nameler, ne uyarılar vs….
Peki hiç düşündünüz mü? Neden arttı bu paylaşımlar, hayata dair anlatımlar, hatırlatmalar neden arttı?
Ben söyleyeyim sizlere neden arttığını; toplumun özünde bulunan maneviyat duyguları körelmeye başladı ve toplum mekanizması otomatik olarak alarm veriyor da ondan…
Şimdi ben sizlere bir kaybolanlar listesi çıkartacağım, bakalım toplum nazarında en hit olanı neler çıkacak.
Listenin en Başında hiç şüphesiz’ vicdan’ ve ‘adalet’ gelir mutlaka, ama kafanız karışmasın vicdan mı yoksa adalet mi birinci diye, eğer kafanız karışmışsa bilin ki gönlünüz şaşı bakıyor demektir.
Eskiden yapılan her şey gizli tutulurken, şimdilerde yapılmayanlar gözümüze sokuluyor. Mesela; sadakat yaşanan bir şey iken şimdi ise ihanetler konuşuluyor, iyilik yapmak için insan fıtratını taşıyabilmek yeterli iken satırlara hapsoldu bütün iyilikler. Eskilerde kötülükler istisna iken şimdilerde ise iyilik istisna oldu çıktı…
Adalet !!!
Son yıllarda en ihtiyacımız olan tek şey…
Şöyle bir çevremizde olanlara bakalım, sonrada kendi yaptıklarımıza. Kendi bacağından asılan koyun senden benden şanslı olacak, çünkü sonumuz bilinmez bir kader çizgisi. Ne zaman, nasıl ölünecek, daha toprağa girebileceğimiz bile belli değil… ( Allah ölümün de hayırlısını nasip etsin inşallah)
Vicdan ile adalet ikiz evlat gibi bence, ama biz insanoğlu o kadar gaddarız ki, ayırdık bu iki kardeşi, hal böyle olunca da yapmak yerine bütün iyilikleri ya paylaşır olduk satılmış satırlık yazılarla, ya da beğenir olduk gönlümüzün yerini alan başparmağımızla… Yakındır hiç merak etmeyin telefondan cenaze namazlarına katılma…
Sosyal paylaşım hesapları arkadaş çöplüğüne dönenlerin cenaze namazında gördüm ben gerçeğin ta kendisini… Aslında yalnız olduğunu, gerçek dostlarını, olanını olmayanını…
Ne oldu bize? Kim oynadı bizim ayarlarımızla?
Müslüman bir toplumu diğer toplumlardan ayıran tek şey ‘HAÇ’ mı?
Yoksa kilisede bir papaz Hıristiyan kızlarına seslenerek; ‘ boynunuza haç takarak geziniz, zira Müslüman kızlardan ayırt edilemiyorsunuz’ demesine ne demeli?
Temizliğin imandan geldiği anlayışın hâkim olduğu yerlerin pislikten geçilmemesine ne demeli?
Hayırda ve iyilikte gece gibi ol anlayışının olduğu bir yerde çıkan iyilik haberlerine ne demeli?
Çoğunluğu Müslüman ve yönetenlerinde muhafazakâr olduğu bir ülkede bahis oyunlarının artmasına ne demeli? (Hele hele hac kurasına ayrı bir tavım bu konuda)
Müslüman bir ülkede Peygamber efendimizin (s.a.v) faziletli sünnetlerinden olan sakalın yasak olmasına ne demeli?
Allah için başını örten, ama kendi için yüzü boya kutularına dönenlere ne demeli?
İşte bu saydıklarım ve daha saymakla bitmeyecek birçok hadisenin başında adalet ve vicdanın önemi kat be kat artıyor.
Ne yapacağız !!!
Cevap çok açık;
Herkes önce kendi gönlünü süpürecek…
İdareciler seçilirken adalet ve vicdan ataleti sınanacak…
Her idareciye Adaletin temsili Hz. Ömer (r.a) iyice öğretilecek…
Kuran-ı kerim yabancı şarkı gibi dinlenmeyecek, Kuran-ı Kerimi hissetmek sana yarar, anlamak ise tüm insanlığa…
Dini bütün hoca efendiler cemaat işlerini bırakacak ve ümmet için uğraşacak…
Kardeşlik ve din sadece Cuma namazlarında değil, her zaman her yerde anlatılacak…
Sanırım bu kadar yeterli, artık bir sonuca bağlamanın zamanı geldi değil mi ? Sonucu ne bende, nede bu yazıda arama, arasan da bulamasın zaten…
Eğer bir sonuç istiyorsan eğer,
Yüce Rabbimin her insanda eşit olarak yarattı ve bunu insanoğlunun kendisinin kirlettiği vicdanına bakman yeterli olacak…
Şimdi sen bu yazıyı başparmağınla mı yoksa insanlığın ihtiyacı olan gönlünle mi beğeneceksin karar senin…