Simge Uzun&Dilara Açıkgöz

Simge Uzun&Dilara Açıkgöz

[email protected]

AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?

09 Nisan 2021 - 16:00

AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?
Dünya üzerinden giderek yaygınlaşan ve gençlerin psikolojisini tehdit eden akran zorbalığını; çocuğun veya ergenin kendi yaş grubundan kişiler tarafından maruz bırakıldığı tekrarlayan fiziksel, sözel veya ilişkisel saldırganlık içeren davranışlar olarak tanımlayabiliriz. Örneğin yaş grubundan bir kişiye yumruk atmak, tekme atmak veya kişinin eşyalarına zarar vermek gibi fiziksel olarak saldırgan davranışlar; kişi ile dalga geçmek, isim takmak, onu tehdit etmek gibi sözel olarak saldırgan davranışlar; ve kişi hakkında olumsuz dedikodular çıkarmak veya bir gruptan kişiyi dışlamak gibi ilişkisel olarak saldırgan davranışlar zorbalar tarafından uygulanan davranışlardır. 
Bunların yanında teknoloji ile birlikte sosyal medyanın da hayatımıza fazlası ile girmsiyle siber zorbalık kavramı oluşmuştur ve bu da akran zorbalığının bir türü olarak karşımıza çıkmakta. Örneğin telefon ile tehdit veya alay içerikli mesajlar göndererek veya arayarak saldırgan davranışlar sergilemek, kişinin videolarını çekip sanal ortamlarda alay etme amaçlı olarak paylaşmak, sanal ortamlarda kendisini farklı bir kişi olarak tanıtıp kişi ile iletişime geçmek ve bu iletişim üzerinden kişi ile dalga geçmek gibi davranışlar sanal zorbalık olarak tanımlanır.
Yapılan araştırmalarda lise çağlarında fiziksel şiddet azılırken sözel, ilişkisel ve cinsel içerikli (elle taciz, cinsel içerikli sözler söyleme gibi) zorbalık davranışlarının arttığı saptanmıştır.

Akran Zorbalığına Uğrayan Çocuk Ne Yapar?
Bir kere zorbalığa uğrayan çocuk uzun süre bunun ne olduğunu anlayamaz ve anlam veremez. Ancak belli bir zaman geçtikten sonra, örneğin bir dönem ya da bir yıl, ne yaşadığını ve neler olduğunu anlar. İlk etapta, utandığı için yaşadıklarını öğretmenine ve anne babasına söyleyemez. Giderek mutsuzlaşıp depresif semptomlar geliştirir, karın ağrısı, boğaz ağrısı gibi şikayetler geliştirerek okula gitmek istemez. Gece uyku sorunları yaşayabilir, ders notlarında düşmeler olur ve arkadaş çeviresinden soyutlanır.
Küçük çocuklar dil yetenekleri gelişmediği için ve soyut düşünemedikleri için yaşadıklarını kelimelerle anlatamazlar, ne olduğunu tam olarak anlayamazlar. O nedenle anne babaların çocuklarını yakından gözlemlemeleri, sorun olup olmadığını anlamak için konuşmaları, arkadaşlarıyla ilişkilerini sormaları, çocukla ilgili gelen yorum ve şikayetleri dinleyerek evde sakin bir ortamda çocukla birlikte değerlendirmeleri, genel olarak çocuğu okulu ve arkadaşları hakkında konuşmaya cesaretlendirmeleri gerekir.
Çocuklar anne babalarının sözsüz davranışlarını okuyabilirler, panik yapmadan ve çocuğu kesinlikle suçlamadan çocuğa yaklaşmak gereklidir. Bazen öğretmenlerin tespit ve gözlemleri yetersiz olabilir. Durum yavaş yavaş ve farklı kaynaklardan bilgi alarak analiz edilmelidir çünkü bazı durumlarda ‘suçlu’ olarak adlandırılan çocuğun kendisi de ‘kurban’ olabilir. Bu tür çocuklar, kendilerini savunmak için saldırgan davranışlara yönelebilirler. Bu durumda zorbalık davranışının neden ve sonuçlarını belirlemek daha zorlaşabilir. 
Akran Zorbalığına Maruz Kalan Çocuklara Aileleri Nasıl Yaklaşmalı?

  • Aileler ve öğretmenler akran zorbalığını çocukluğun kaçınılmaz bir parçası olarak değerlendirip bazı önlenmesi veya müdahale edilmesi gereken durumlarda müdahale etmeyebilmektedirler. ‘Çocuktur yapar’ ve ‘Benim çocuğum çok hassas’ gibi oluşmuş inançlar akran zorbalığının fark edilmesini veya bu duruma müdahale edilmesini geciktirebilir. Ayrıca bu durum fark edildiğinde ne yapılacağına dair bir netlik yok ise akran zorbalığının tespit edilmesi daha da gecikebilmektedir.
  • Aileler çocukların söylemlerinde veya hareketlerinde akran zorbalığına dair uyarı işaretlerini fark ettiklerinde bunları göz ardı etmemelidirler. Bu uyarı işaretleri fark edildiğinde, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimin yargılayıcı, suçlayıcı olmaması ve tamamen olup biteni ve çocuğu anlamak ve dediğini duymak üzerine olması oldukça önemlidir. Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar bunu hak ettiklerine ve kendilerinin yetersiz olduklarına dair inanca sahip olabilirler, ve bundan dolayı iletişimde oluşabilecek herhangi bir suçlayıcı; örneğin ‘Peki sen karşılık vermedin mi?’ gibi, sorgulayıcı tavır, istenmeyen bir etki oluşturabilir.
  • Aileler akran zorbalığını fark ettiklerinde bunun yaşandığı yer okul ise okul ile irtibata geçerek beraber bu konuda ne yapılabileceğine dair bir çözüm oluşturmalıdırlar. Genel olarak çocukları yerine ailelerin kendilerinin akran zorbalığını yapan çocuk ile yüzleşmelerinin kötü sonuçları olabilmektedir ve tavsiye edilmemektedir. Ayrıca, araştırmalar akran zorbalığına maruz kalan çocukların zorbalık anında duygusal çöküntülerini gösterdiklerinde veya durumu tamamen görmezden geldiklerinde zorbalığın şiddetinin artabildiğini göstermektedir. Bunun bilinciyle, akran zorbalığı olurken çocukların duygularını ve hareketlerini nasıl daha dengeli şekilde yönetebilecekleri ve ifade edebileceklerine dair aile ve çocukların sağlıklı senaryolar oluşturmaları ve bu senaryoları evde çocuklarına prova ettirmeleri tavsiye edilir.


 

Bu yazı 643 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum