ESNAF KÖŞEMİZDE BU HAFTA

Esnaf Lokantası işletmecisi Birol Çil; “Pandemi sürecinde 3 ay kapalı kaldık. Kiralarımız, kredi borçlarımız birikti. Borçlarımızı ödemeye çalışıyoruz şuanda. Bu sene bizim için çok vasat geçti. Küçük bir esnaf lokantası olduğumuz için dışarıdan gelen turistler ile pek işimiz olmuyor. Sinoplu, çevre esnaf müşterimiz daha ağırlıkta. Normalleşme süreci başlasa bile insanlarda hala daha bir çekingenlik var. Son zamanlarda arttığı söyleniyor vakaların. İnsanlar tekrar kabuğuna çekilecek gibi duruyor. Dışardan yemek bazı kişilerde tedirginlik yaratıyor.  Yüzde kırk, elli civarında işlerimizde düşüş var. Ama biz bütün önlemlerimizi aldık. Tüm dezenfekte işlemlerimizi yapıyoruz. Ateş ölçer ile girişlerde ateş ölçüyoruz. Masalarımızı sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde dizayn ettik. Bağkur, sigorta ödemeleri erteleneceğine durdurulsaydı ödenmiş sayılsaydı daha iyi olacaktı. Tekrar dükkanlarımızı açınca bu borçlar sırtımıza bindi ödemeye çalışıyoruz. Gidişatı iyi görmüyorum. Tekrar kısıtlama olacak gibi görünüyor. Önümüz kış daha da zorlanırız kısıtlamalar başlarsa.” Dedi.

Sinop’ta 70 yaşındaki Tarihi Pervane Medresesi esnafı Nuriye Özpınar; “Elde ettiği yıllanmış keten kumaşları ve eski çarşafları alarak eliyle işleyerek geçimini sağlıyor. 18 yıldır bu işi sürdüren Özpınar, insanların eski kumaşları sevdiğini ifade etti. Özpınar, “2002 yılında burası açıldı, biraz daha yaygınlaştı. Herkes sandıklarda sakladıklarının kıymetini öğrendi. Kendileri değerlendiremedikleri için cüzi bir ücretle ben alıyorum. Çarşaf, dokuma keten, dokuma peşkir alarak değerlendiriyorum. Çok fazla kar etmemek şartıyla. Gelen kumaşlar yaka olarak geliyor, ben de onların yanlarına kumaşlar ekleyerek elbise yaptım, gömlek yaptım. Paçalı kumaşlar geliyor onları sökerek çantalar oluşturdum. Ketenin dayanma ömrü çok uzun. Kıyafet olarak eskime bilmez, naylon yok terletmez kesinlikle.” İfadelerini kullandı. Sinop’un çeşitli yörelerden elde ettiği kumaşları sökerek çanta, gömlek, masa örtüsü olarak işlediğini belirten Özpınar, pandemi sürecinin kendilerini büyük etkilediğini ifade etti. Özpınar, “İki ay faaliyet yaptık. Ama pandemiyi kapattık mı, hayır. Çünkü 3 ay açmadık tek tük işimiz oluyor. Ketene hasta olan kişiler gelip alıyorlar. Genelde sabit müşterilerimiz alıyor. Bir de başkasının elinde görüyorlar, nereden aldığını soranlar Pervane’ye gelerek alışveriş yapıyorlar.” Dedi.

Fi Yapı işletmecisi Arif Ünal; “Samsunluyum, dış cephe üzerine imalathanemiz var. Sinop'ta mağaza açma düşüncemizin sebebi; Sinop esnafına rakip olmak değil, Sinop ekonomisine katkı sağlamak. Vatandaşlar genellikle Samsun’dan yapıyor bu tür alışverişlerini ama biz toptan fiyatlar ile faaliyete başladık. İnsanlar çok fazla Samsun’a malzeme almaya gidiyorlardı. Biz buraya açtıktan sonra gelen vatandaşlar, artık Samsun’a gitmeye gerek kalmadı diyor. Fiyatlarımız uygun. Herkesin fiyatı kendine göredir. Başka firmaların fiyatlarını araştırmadık hiçbir zaman. Bizim ticaret anlayışımız toptan mağazası kurup insanlara hizmet vermek. Bizden inşaatı için alışveriş yapan vatandaşlar artan ürünlerini açılmayanları, kırılmayanları, zedelenmeyenleri geri alıyoruz. Yeter ki kullanmadığı ürün elinde kalmasın. Kimse zarar etmesin. Açıldığımız günden bu yana beklentimizin üstünde bir talep oldu. Toptan fiyatına ürünler satıyoruz. Olumlu tepkiler ile karşılaşıyoruz. Amacımız bir üründen çok kazanmak değil, sürümden kazanmak istiyoruz. Ben Sinop ekonomisine de ciddi anlamda katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Mağazamızda mevcut ürünler; dış cephe hırdavat, çatı malzemeleri, çelik kapı, ondülin, boya malzemeleri ve bunlar gibi inşaat sektöründe kullanılabilecek birçok ürünümüz mevcut. Dış cephe konusunda çok farklı bir çalışmamız var. Dış cephe uygulaması yapmadan önce müşteriye uygulamanın görselini çizdirip veriyoruz. Müşteri yapılacak olan dış cephe çalışmasını önceden görmüş oluyor ve gönül rahatlığı ile yaptırıyor. Müşterinin aklında hiçbir soru işareti kalmıyor. Bittiğinde yapılan çalışmaya ve çizilen çalışmaya bakıyor ve birebir aynısı olduğunu görüyor. Bu uygulama müşterilerin çok hoşuna gidiyor. Özellikle ben şunu ifade etmek istiyorum, Sinop esnafına rakip olamaya değil Sinop piyasasına ve ekonomisine katkı sağlamaya geldik.”

Özel Sinop Kişisel Gelişim Kursu işletmecisi Hande Gülenç; “15 yıldır özel sektörde öğretmenlik yaptım. 16. Yılımda kendi hayalim olan bir sistemi gerçekleştirdim. Bu sisteme ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum. Artık kendi ayakları üzerinde duran nesiller yetişmek zorunda. Anne babalar artık çalışıyorlar ve çocuklar evde kendileri kalıyor. Kendi ihtiyaçlarını giderir durumda olmaları gerekiyor. 18 aylık çocuktan, 11 yaşındaki çocuğa kadar onların kişisel gelişimlerini desteklemeyi hedefleyen bir kurumuz. Hedefimiz tamamen çocukların kişisel gelişmelerine katkı sağlamak. Çocukları ihtiyaçlarını anlayıp bunu destekleyecek bir eğitim kurumuna ihtiyaçları var. Özellikle çocukların İngilizce eğitimine ihtiyacı var. Artık günümüzde bütün bilgisayar programları İngilizce. Biz bu konuda dersler de veriyoruz. Bunun yanı sıra kişisel beceriler. Bir çocuk eve girdiği andan itibaren ihtiyaçlarını karşılayabilecek bütün kişisel becerileri onlara öğretiyoruz. Kurumumuz MEB onaylı. Çocuklarımız kapıdan içeri girdiği andan itibaren öğretmenlerimize emanet. Ben aynı zamanda rehber öğretmeniyim. Kişisel beceri dersleri ile ben ilgileniyorum. Burada çocuklarımızın yeri geldiğinde bir çorba kaynatmalarını, ayakkabı bağcıklarını bağlamasını, kopan bir düğmeyi dikmeyi, basit bir pasta yapımını, tost yapımını da öğretiyoruz. İleriki yaşlarında tek başlarına mücadele etmeleri gerektiklerinde temel yaşam konularını öğretiyoruz. Okulların açık olduğu süreçte çocuklarımız öğlen aralarında buraya gelerek yemeğini yiyebiliyor. Özellikle çalışan anne babalar için çok güzel bir uygulamamız var. Biz sadece derslerine yardımcı olup göndermiyoruz buradan. Çocuklarımızı günlük hayata, hayat şartlarına hazırlamaya çalışıyoruz. Gizli öğrenme diye bir şey var. Eğitimde aslında en tehlikeli şeydir. Bir çocuk ilkokulda öğretmeninin ahlaki, siyasi, kişisel bütün görüşlerini alır. Öğretmen bir saat bir şeyler anlatır, aralarda söylediği cümleler daha kıymetlidir çocuklar için. Ama çocuk aradan sadece kapmak istediğini alır. Her ne kadar aile olarak kendi ahlakınızı, değerlerini empoze etmeye çalışsanız da, sizin değerlerinizin içinde doğduysa da çocuk sınıf öğretmeninden onu alır. O yüzden bir çocuk bir kuruma gidecekse velilerin mutlaka o atmosferi teneffüs etmesi gerekir. O kuruma gittiği zaman çocuk o kurumdan neler alacak? Biz burada dikiş tutmadan başlayın, eve gelen misafire hoş geldin demeye kadar her eğitimi veriyoruz. İnsani değerlerin yüklendiği kurumlardanız. Kurumumuzda kişisel beceri derslerimizde sabun yapımı, çeşitli aromaları karıştırarak parfüm yapımı, toprak ile oynayabilecekleri bir ortamımız var. Okuldan verilen ödevlerine de yardımcı oluyoruz. Çocuklarımız için gereken neyse o yapılıyor bu kurumda. Biz eğitime tepeden başlamıyoruz. En iyi İngilizce, en iyi araba kullanma gibi değil. Çocuklarımız önce kendi başlarına kaldıklarında aç karınlarını doyurmayı öğrenmelerini istiyoruz. Ütü yapmayı, pantolon katlamayı, kazak katlamayı öğrenmelerini istiyoruz. Kişisel eğitim kurumu bu yönden çocuklarımızın gelişimi için çok önemli. Entelektüel becerilerden de vaz geçmedik. Akıl oyunları çok önemli bizim için. Bizim amacımız çocuklarımızı geleceğe hazırlamak. Hem kişisel beceriler açısından, hem de eğitim açısından hazırlamak istiyoruz. Kendimizi anlatmak adına anne ve babaları bekliyor ve onları misafir etmek için sabırsızlıkla bekliyoruz ” İfadelerine yer verdi.