"FİKİR SUÇ İSE BENİM İÇİN ONURDUR, YATARIZ!"

Toplumun sesi olma uğruna hapis cezası alan Gazeteci Deniz Özen, 5 Eylül Pazartesi (bugün) saat 16.00’da Sinop Adliyesine gelerek teslim olacak.

"FİKİR SUÇ İSE BENİM İÇİN ONURDUR, YATARIZ!"
05 Eylül 2022 - 11:46 - Güncelleme: 05 Eylül 2022 - 16:28
BAZI HABER VE YAZILARI NEDENİ İLE CEZAEVİNE GİREN GAZETECİ DENİZ ÖZEN; 
“FİKİR SUÇ İSE BENİM İÇİN ONURDUR, YATARIZ!”

Toplumun sesi olma uğruna hapis cezası alan Gazeteci Deniz Özen, yaptığı açıklamada; “Bana kesilen cezayı bir onur, bir madalya olarak görüyorum.” Dedi. Özen, yaptığı açıklamada “ Yazmayan, göz yuman, yazısının arkasında durmayan bir gazeteci olarak anılmaktansa özgürlüğüm sizlere feda olsun” Dedi 
Hakkında gazetecilikle ilgili çeşitli dava dosyaları bulunan gazeteci Deniz Özen, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi; “Dünyada basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülkeden yüz ellili sıralarda olduğumuz günümüzde Yazan bir gazetecinin en doğal sonucudur cezaevi. Bir gazeteci ne olursa olsun iftiradan, devlete ihanet ve hainlik gibi suçların yanı sıra yüz kızartıcı suçlardan ceza almaması önemlidir. Gazeteci, toplumun trafik polisidir. Bu nedenle, fikir suçları her zaman bir gazetecinin onurudur.Toplumun haber alma hakkını yerine getirirken yüzeysel cümle tanımlarıyla bir haberin servisinin mümkün olmadığı hallerde, gazeteci anayasal hakkı olan ‘Hakaret seviyesinde ağır eleştiri’ yoluna başvurabilmektedir. Yüzlerce Yargıtay kararında da bu husus açıkça belirtilmiş ve gazeteciye anayasal hak olarak verilmiştir.  Aslına baktığınızda haberin kime yapıldığından ziyade içeriğine önem verilmelidir. Haberi yazana değil, gazetecinin yazdığı habere bakılan günleri hayal eder olduk.” dedi
“Onurlu bir gazeteci, yazdığı yazının altına imzasını atandır.” Diyerek sözlerini sürdüren Deniz Özen “ Gazeteci Kaçak köçek değil, alenen yazandır. Yazdığının bedeli ne olursa olsun doğruları yazan ve bunun arkasında durandır. Arsızlara, fare gibi sahte hesaplar açıp, onu bunu şantajlarla tehdit edip yolunu bulmaya çalışan yolsuzlara, devlet görevini kötüye kullanarak müşkül durumdaki insanlara sarkıntılık yapanlara, bu millete zulüm edenlere, haklarını yiyenlere, haksızlık yapanlara ve özellikle buna çanak tutan siyasetçilere bir mesajım var; değil iki ay, iki yılda cezası olsa, bedeli ne olursa olsun sizi yazmaya devam edeceğim. Bu memleketin gelişmesine engel olan her kim olursa olsun kalemim her zaman ensesinde olacak. “ şeklinde konuştu.
 “Gelelim sonuca”; diyen Deniz Özen “tarafıma ‘SESLİ, YAZILI VE GÖRÜNTÜLÜ BİR İLETİ İLE HAKARET’ suçundan tekerrür olarak verilmiş birden fazla ceza var. Öyle birilerinin servis etmeye çalıştığı gibi bir kişi üzerine olan ceza söz konusu değildir. Bu ceza, Anayasal çerçevede sonucu bile bile birden fazla kişilere karşı yazdığım yazıların eseridir. Şantajcıya şantajcı, tacizciye tacizci, dediğim içindir. Aslında bu cezayı almayabilirdim. Yazımı geri çektiğimde yani uzlaşma yoluna gitseydim bu ceza hiç olmayacaktı. Peki, ne olacaktı? Yazısını geri çeken, kaleminin onurunu yitirmiş bir gazeteci olarak hafızalarda kalacaktım. Bunun yerine kaleminin arkasında duran, onuru için özgürlüğünden vazgeçen biri olarak tanınmak ve böyle anılmak her zaman tercihim olmuş ve bundan sonra da böyle olacaktır. Toplumun sesi olmaya devam edeceğiz. Özgürlüğüm, toplumdan hiçbir zaman önemli olmadı ve olmayacak. Kedisi kaybolandan, haksızlığa uğrayan, her nerede olursa olsun zora düşen bir insan için nefesim yettiğince yazacağım. Ben bu yola, kendim için değil, kentim ve ülkemin geleceği için çıktım. Bundan sonra da gözümü kırpmadan yazmaya devam edeceğim. Deniz Özen konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bana kesilen cezayı bir onur, bir madalya olarak görüyorum. Yazmayan, yazdığının arkasında durmayan, göz yuman birisi olarak anılmaktansa özgürlüğüm sizlere feda olsun! Tek endişem bize ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olamama korkusuydu ancak her zaman çalışmaktan gurur duyduğum çalışma arkadaşlarım kesintisiz sizlerle olacak. Telefonum yanımda olmasa da (05416391262) açık olacak ve bir yerde haksızlığa uğradığınızda, kediniz kaybolduğunda, başınız sıkıştığında, kısacası basına ne zaman ihtiyaç duyarsanız, Ajans Sinop’un bütün iletişim kapıları 7/24 emrinizde olacağını bilmenizi isterim. Çocuklarımı ve tüm sevenlerimi önce Allah’a sonra sizlere emanet ediyorum. Bana yazmak isterseniz adresim, Sinop E Tipi Kapalı Cezaevi. Görüşmek dileği ile “
Ajans sinop’un imtiyaz sahibi olan Deniz Özen daha önce de Demirören Haber Ajansının (DHA) Sinop muhabiri olarak görev yapıyordu. Deniz Özen, DHA tarafından hamileliği öne sürülerek işten çıkartılan DHA Samsun Muhabiri Zeynep Irmak Öcal’a destek için kameralar karşısında DHA basın kartını yırtmış, bu nedenle de ulusal basın yayın organlarında uzun süre gündem olmuştu.

Bu haber 2382 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Türkan Dinçer
    1 yıl önce
    Gerçek gazeteciler gazetecilik yaptıkları için cezalandırılıyor. Siz de gerçek gazetecilik yaptığınız için aldınız bu cezayı. Hiçbir güç gazetecinin sesini kısamaz ve kısamayacak. Fikirler ve düşünceler cezalandırılamaz. Bugün bir cezalandırmalara sessiz kalanlara hitafen "Önce Yahudiler için geldiler, Sesimi çıkarmadım, çünkü ben Yahudi değildim Sonra komünistler icin geldiler, Sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, sendıkacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım Sonra benim için geldiler Ses çıkaracak kimse kalmamıştı..." Pastor Nie Moeller Bu sözü yataklarının başucularına asarak her gün okuyup kendilerini sorgularlar. Sizin yanınızdayız Deniz bey.

<