SİNOP'TA "TOPRAĞA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ"
TEMA Vakfı Sinop İl Temsilciliği, “Sağlıklı yaşam için sağlıklı topraklara ihtiyacımız var” sloganıyla “Toprağa Saygı Yürüyüşü” gerçekleştirdi.
Sinop Uğur Mumcu Meydanı’nda bir araya gelen doğaseverler “Türkiye Çöl Olmasın” yazılı pankartla basın açıklaması düzenlendi. TEMA Sinop İl Temsilcisi Özgür Cebeci burada yaptığı basın açıklamasında küresel iklim krizine ve doğa olaylarına dikkat çekti.
Cebeci, tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Toprak, aldığımız her nefeste, tükettiğimiz gıdada ve içtiğimiz her yudum suda olan toprak! Erozyon, iklim krizi ve sürdürülebilir olmayan tarım uygulamaları nedeniyle topraklarımız büyük tehdit altındadır. Her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğramaktadır. Topraklarımızın sağlığını korumak bir tercih değil, hepimizin sorumluluğudur. Tükettiğimiz gıdanın %95'inin topraktan sağlıyoruz. Ancak ne yazık ki erozyon, ormansızlaşma, yanlış arazi kullanımı, kirlilik gibi faktörler toprak sağlığını tehdit ederek verimliliğini ve yetiştirilen tarım ürünlerinin besin değerini azaltıyor. Her yıl yaklaşık 12 milyon hektar tarım toprağı bozuluma uğrayarak sağlığını, üretkenliğini kaybediyor ve bu durum, hem gıda güvenliğimizi hem de insanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Birleşmiş Milletler'in 2023 Dünya Gıda Güvenliği Raporu'na göre, dünya genelinde her 11 kişiden biri açlık çekmektedir. Yetersiz beslenme neticesinde fiziksel ve ruhsal sağlık problemleri yaşamaktadır.
Toprak bozulumu, toprağın biyolojik çeşitliliğini koruma, azot ve karbon döngüsü, su döngüsü ve iklim düzenleme gibi işlevlerini olumsuz etkileyerek gezegenin sağlığını da tehdit etmektedir. Toprak sağlığını tehdit eden en büyük unsurların başında erozyon bulunmaktadır.
Erozyon, toprağın en üretken ve bitki besin elementleri bakımından en zengin kısmı olan üst toprağı yok ediyor. Erozyon toprağın ene öenmli öğelerinde olan azot ve fosforda kayba yol açarak 2,8 milyar ton karbon dioksit salınımına neden olmaktadır. Böylece toprak verimsizleşiyor, verimsizleştikçe daha çok kimyasal gübre kullanıyoruz. Böylece toprağı bir cendere içinde strese sokuyor ve yok olmasını sağlıyoruz. Sonucunca sularımız daha çok kileniyor biyolojik çeşitlilik azalıyor ve küresel iklim değişikliği ve kimi bölgeler için iklim krizine geçmiş bulunuyoruz. 1712 de buhar makinesinin icadıyla başlayan endüstri 1,0’dan 4,0’a kadar (sonuncu 4,0’da kısmen çevre duyarlılığı olsa da) daha ziyade ekonomi, üretimde verimlilik ve maliyet düşürme odaklı çalışan ancak canlıların ruh ve doğasına saygıdan uzak olan bir süreçten gelen sanayiciler de yerkürenin gidişatını görmüş olmalı ki; 5.0’a giderken sürdürülebilirlik kavramları konuşulmaya başladılar ve 5.0’ın merkezine ekonomi kadar toplum ve çevre ilkelerini de almayı kararlaştırdılar.
Peki! Erozyonla mücadele etmek ve toprağı korumak için neler yapabiliriz? Ağaçlandırma, teraslama, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, bozulmuş arazilerde restorasyon çalışmalarının yapılması, bu gün burada olduğu gibi bilinçlendirme etkinlik ve kampanyaları düzenleyebiliriz.”
Basın açıklaması ardından TEMA gönüllüleri, Uğur Mumcu Meydanı’ndan harekete geçti. Aşıklar Caddesi boyunca yürüyen gönüllüler başlangıç noktası olan Uğur Mumcu Meydanı’na geri döndü. Burada günün anısına toplu hatıra fotoğrafı çektiren Tema Gönüllüleri, hep bir ağızdan “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla etkinliği tamamladı.