GENEL
Yayınlanma: 14 Haziran 2024 - 19:16
Güncelleme: 20 Haziran 2024 - 12:32
TEKİN; "SAYIN VALİM SESİMİZİ DUYUN"
Sinoplu Çeltik üreticisi Tekin Çelebi; “Sayın Valim sesimizi duyun. Zor şartlarda üretiyoruz.” dedi.
GENEL
14 Haziran 2024 - 19:16
Güncelleme: 20 Haziran 2024 - 12:32
Sinoplu çeltik üreticisi Çelebi, kendi arazisinde uzun yıllardır çeltik üretimi yapıyor. Sel nedeniyle oluşan göçüğün DSİ tarafından kapatılamadığını ve mağduriyet yaşadığını dile getiren Çelebi bir süredir Sinop DSİ Şubesi’ne gittiğini söz konusu göçüğün kapatılması için değim yerindeyse DSİ Müdürü’ne yalvardığını belirtti. Durumunu anlatmak için DSİ santralini aradığını ancak hiçbir muhatap bulamadığını aktaran Çelebi; “Bu nasıl bir kurum?” diye sordu. Kendisine verilen 150 numaralı bir hattı aradığından dolayı DSİ Müdürünün “Beni şikâyet ettin” dediğini ileri sürdü. Çelebi, işinin bayram sonrasına bilerek bırakıldığını iddia etti. Sözlerinin sonunda Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan’a da seslenen Çelebi; “Sayın Valim sesimizi duyun. Zor şartlarda üretim yapıyoruz.” dedi.
“KENDİ TAPULU ARAZİME GEÇEMİYORUM”
Sinop’ta tarımla uğraştığını kaydeden Çelebi; “Sinop’ta tarımla uğraşıyorum. Pirinç ekimiyle uğraşıyorum. Sinop Devlet Su İşlerine ait ana kanalda yol göçmesi oldu. Kendi tapulu arazime geçemiyorum. Osmaniye ve Bostancılı hududunda tam Sinop Havalimanının karşısında ırmak yatağında bunu müdüre illettim. Müdür bana dedi ki DSİ Müdürü Göktuğ idi galiba ismi. Müdür bey bana dedi ki, makinamız orada boşta o sahada çalışıyor. Hemen dedi işinizi yapacağız. Neyse tamam müdürüm dedim. Ben çıktım makine 3 gün boyunca Akliman’da bir marketin önünde Mobese kamerasının altında 3 gün boyunca boş yattı. Bana dedi ki dorse bulduğum anda senin arazine giden yolu yapacağım dedi. Daha sonra biz 3 gün boyunca her gün makinanın başına gittik geldik. 4. Gün tekrar gittiğimde makinanın orada olmadığını gördüm. Hemen müdür beye dedim. Müdür bey de şuraya gitti, buraya gitti dedi. İyi dedik. Baktım şu gün yapacağım bugün yapacağım. Diğer çeltik üreticisi arkadaşıma da Bafra’dan işçiler geldi. İşçiler bu kanal yolundan traktörle giderken bu göçüğün belli olmadığını anlayamadılar. Bir anda traktörden atladılar aşağıya. Kaza olacak diye polisi aradım. Polis sağ olsun geldi. Dubalarını koydu. Ben bunu gittim müdüre anlattım. Yine tabi iş uzadı. Geçtiğimiz Cuma günü tekrar aradım santrali. Santral bana dedi ki; saat 2 buçuk olmuş. Yetkili birine bağlar mısınız? Dedim. Kimse yok burada, hiçbir memur yok dedi.”
“BİZ TARLADA MI ÜRETECEĞİZ? BUNLARLA MI UĞRAŞACAĞIZ?”
150 numaralı bir hattı aradığını ifade eden Tekin; “Ben orayı aradım. İlk çalmaya açtı. Durumu anlattım. Bana yardımcı olun dedim. Makine gelmiyor tabi bu arada. Başka araziye gübre getireceğiz. Başka araziye atacağımız gübre de orada. 150 numaralı hat neresiyse orayı aradım. Oradan bana Sinop’taki DSİ’ye neden bunu söylemediğimi sordular. Bende gittiğimi, telefon açtığımı bazen cevap verdiklerini, bazen cevap vermediklerini, memur olmadığını söylediklerini dedim. Biz tarlada mı üreteceğiz? Bunlarla mı uğraşacağız? Biz üreticiyiz. Herşeye rağmen 30 derece sıcağın altında üretiyoruz.”
“SİZ BENİ ŞİKÂYET ETMİŞSİNİZ DİYOR”
Kendisinin destek ve yardım talep etmediğini işaret eden Tekin; “Ben destek yardım istemiyorum. Kendi sorumluluğundaki arazisinin yolunu açsın dedim sadece. 150 numaralı hattaki arkadaş bana dedi ki. Yazışmalar uzun sürer, sen Samsun’u ara dedi. Bende Samsun’u aradım. Samsun da niye Sinop’u aramıyorsun bana anlatsan da ben oraya anlatacağım dedi. Bende durumu anlattım. Aradan 2 dakika geçmedi, Sinop DSİ Müdürü beni aradı. Taş dökeceğiz falan dedi. Sahaya gelen arkadaşta dedi ki bayramdan önce bu arkadaşın işini halledelim, bayramdan sonraya kalırsa bu arkadaş sıkıntı çeker. Suyumuzu da oradan getiriyoruz. Onlar kendi aralarında konuştular, biz de dinledik. Tarımın bugünü değil, bu saati var. Bana 10 gün sonrası lazım değil. Gübrenin zamanı geçiyor. Bu sorun çözülsün. 600-700 bin lira para harcadık. Ben haksız bir şey istemiyorum. Bu arada müdür araziye geliyor. DSİ Müdürü yolun göçtüğü yere geliyor. Benimde çocuğum tesadüfen kendi arazimden, kiraladığım araziye geçerken sen kimsin diye soruyor. Siz beni şikâyet etmişsiniz diyor. Ben bilmiyorum abi diyor çocuğum.”
“SEN ŞİKÂYET ETMİŞSİN DİYOR”
DSİ Müdürü’nün kendisine düzgün bir cevap verdiğini dile getiren Tekin; “Bu Cuma tekrar müdür beye ben gittim. Bir iş yapamıyoruz. Gübreyi de çıkartamıyoruz. Siz bile gelseniz bu işin 15 dakikada halledileceğini anlarsınız. Bu sabah daireye gidince müdüre tekrar dedim. Müdürüm yarım saatlik bir iş kalmış, şunu bitir de şu gübrelerimi dışarı çıkartım dedim. Ne olursun dedim, yalvardım. Makine mı arızalı, personel mi yok diyorum. Bana doğru düzgün cevap vermiyor. Sorun ne diye soruyorum. Sen şikâyet etmişsin diyor.”
“İŞTE ŞİKAYET DİLEKÇEN DİYORSUN DEDİM”
En az 50 kere DSİ santralini aradığını ileri süren Tekin; “Ben bunu haber kanallarıyla bir yere duyurmak istesem direk buraya gelirdim. En az 50 sefer DSİ’nin santralini aradım. Bir kere olsun cevap vermediler. Nasıl bir kurum? Bugün saat 3 buçukta tekrar gittim. Müdürüm dedim. Sen benim işimi bayramdan sonraya kaldı diyemedin dedim. Çünkü bırakmak istiyorsun bilerek. Sen sabahta bana gelince dedin ki, sen beni şikâyet etmişsin bilgisayarı çevirip, işte şikâyet dilekçen diyorsun dedim.”
“BU İLİN MÜLKİ AMİRİ OLARAK LÜTFEN BİZİM SESİMİZİ DUYUN”
Sayın Valim, ilin mülki amirisin. Ben üreticiyim. 4 tane çocuğum var. Sesimi duy. Benim yerim sigortalı, ben 10 gün sonra raporda tuttururum. Ben bu işi severek yapıyorum. Elin Rus’u bile telefon açıp benden yardım istiyor. Ben severek yapıyorum bu işi. Ben bu işi para kazansam da yaptım, kazanmasam da. Beni yormasınlar sayın valim. Başka ne diyeyim? Nasıl yalvarayım. Sayın Valim Hatun Köyü Çobanlar mevkiindeki çiftçinin faydalanacak olduğu oradaki bir göletten gelen bir suyun boruları dahi söküldü siz buna duyarlılık gösterdiniz. Siz bu ilin mülki amiri olarak lütfen bizim sesimizi duyun. Zor şartlarda üretiyoruz.” İfadelerine cevap verdi.
“KENDİ TAPULU ARAZİME GEÇEMİYORUM”
Sinop’ta tarımla uğraştığını kaydeden Çelebi; “Sinop’ta tarımla uğraşıyorum. Pirinç ekimiyle uğraşıyorum. Sinop Devlet Su İşlerine ait ana kanalda yol göçmesi oldu. Kendi tapulu arazime geçemiyorum. Osmaniye ve Bostancılı hududunda tam Sinop Havalimanının karşısında ırmak yatağında bunu müdüre illettim. Müdür bana dedi ki DSİ Müdürü Göktuğ idi galiba ismi. Müdür bey bana dedi ki, makinamız orada boşta o sahada çalışıyor. Hemen dedi işinizi yapacağız. Neyse tamam müdürüm dedim. Ben çıktım makine 3 gün boyunca Akliman’da bir marketin önünde Mobese kamerasının altında 3 gün boyunca boş yattı. Bana dedi ki dorse bulduğum anda senin arazine giden yolu yapacağım dedi. Daha sonra biz 3 gün boyunca her gün makinanın başına gittik geldik. 4. Gün tekrar gittiğimde makinanın orada olmadığını gördüm. Hemen müdür beye dedim. Müdür bey de şuraya gitti, buraya gitti dedi. İyi dedik. Baktım şu gün yapacağım bugün yapacağım. Diğer çeltik üreticisi arkadaşıma da Bafra’dan işçiler geldi. İşçiler bu kanal yolundan traktörle giderken bu göçüğün belli olmadığını anlayamadılar. Bir anda traktörden atladılar aşağıya. Kaza olacak diye polisi aradım. Polis sağ olsun geldi. Dubalarını koydu. Ben bunu gittim müdüre anlattım. Yine tabi iş uzadı. Geçtiğimiz Cuma günü tekrar aradım santrali. Santral bana dedi ki; saat 2 buçuk olmuş. Yetkili birine bağlar mısınız? Dedim. Kimse yok burada, hiçbir memur yok dedi.”
“BİZ TARLADA MI ÜRETECEĞİZ? BUNLARLA MI UĞRAŞACAĞIZ?”
150 numaralı bir hattı aradığını ifade eden Tekin; “Ben orayı aradım. İlk çalmaya açtı. Durumu anlattım. Bana yardımcı olun dedim. Makine gelmiyor tabi bu arada. Başka araziye gübre getireceğiz. Başka araziye atacağımız gübre de orada. 150 numaralı hat neresiyse orayı aradım. Oradan bana Sinop’taki DSİ’ye neden bunu söylemediğimi sordular. Bende gittiğimi, telefon açtığımı bazen cevap verdiklerini, bazen cevap vermediklerini, memur olmadığını söylediklerini dedim. Biz tarlada mı üreteceğiz? Bunlarla mı uğraşacağız? Biz üreticiyiz. Herşeye rağmen 30 derece sıcağın altında üretiyoruz.”
“SİZ BENİ ŞİKÂYET ETMİŞSİNİZ DİYOR”
Kendisinin destek ve yardım talep etmediğini işaret eden Tekin; “Ben destek yardım istemiyorum. Kendi sorumluluğundaki arazisinin yolunu açsın dedim sadece. 150 numaralı hattaki arkadaş bana dedi ki. Yazışmalar uzun sürer, sen Samsun’u ara dedi. Bende Samsun’u aradım. Samsun da niye Sinop’u aramıyorsun bana anlatsan da ben oraya anlatacağım dedi. Bende durumu anlattım. Aradan 2 dakika geçmedi, Sinop DSİ Müdürü beni aradı. Taş dökeceğiz falan dedi. Sahaya gelen arkadaşta dedi ki bayramdan önce bu arkadaşın işini halledelim, bayramdan sonraya kalırsa bu arkadaş sıkıntı çeker. Suyumuzu da oradan getiriyoruz. Onlar kendi aralarında konuştular, biz de dinledik. Tarımın bugünü değil, bu saati var. Bana 10 gün sonrası lazım değil. Gübrenin zamanı geçiyor. Bu sorun çözülsün. 600-700 bin lira para harcadık. Ben haksız bir şey istemiyorum. Bu arada müdür araziye geliyor. DSİ Müdürü yolun göçtüğü yere geliyor. Benimde çocuğum tesadüfen kendi arazimden, kiraladığım araziye geçerken sen kimsin diye soruyor. Siz beni şikâyet etmişsiniz diyor. Ben bilmiyorum abi diyor çocuğum.”
“SEN ŞİKÂYET ETMİŞSİN DİYOR”
DSİ Müdürü’nün kendisine düzgün bir cevap verdiğini dile getiren Tekin; “Bu Cuma tekrar müdür beye ben gittim. Bir iş yapamıyoruz. Gübreyi de çıkartamıyoruz. Siz bile gelseniz bu işin 15 dakikada halledileceğini anlarsınız. Bu sabah daireye gidince müdüre tekrar dedim. Müdürüm yarım saatlik bir iş kalmış, şunu bitir de şu gübrelerimi dışarı çıkartım dedim. Ne olursun dedim, yalvardım. Makine mı arızalı, personel mi yok diyorum. Bana doğru düzgün cevap vermiyor. Sorun ne diye soruyorum. Sen şikâyet etmişsin diyor.”
“İŞTE ŞİKAYET DİLEKÇEN DİYORSUN DEDİM”
En az 50 kere DSİ santralini aradığını ileri süren Tekin; “Ben bunu haber kanallarıyla bir yere duyurmak istesem direk buraya gelirdim. En az 50 sefer DSİ’nin santralini aradım. Bir kere olsun cevap vermediler. Nasıl bir kurum? Bugün saat 3 buçukta tekrar gittim. Müdürüm dedim. Sen benim işimi bayramdan sonraya kaldı diyemedin dedim. Çünkü bırakmak istiyorsun bilerek. Sen sabahta bana gelince dedin ki, sen beni şikâyet etmişsin bilgisayarı çevirip, işte şikâyet dilekçen diyorsun dedim.”
“BU İLİN MÜLKİ AMİRİ OLARAK LÜTFEN BİZİM SESİMİZİ DUYUN”
Sayın Valim, ilin mülki amirisin. Ben üreticiyim. 4 tane çocuğum var. Sesimi duy. Benim yerim sigortalı, ben 10 gün sonra raporda tuttururum. Ben bu işi severek yapıyorum. Elin Rus’u bile telefon açıp benden yardım istiyor. Ben severek yapıyorum bu işi. Ben bu işi para kazansam da yaptım, kazanmasam da. Beni yormasınlar sayın valim. Başka ne diyeyim? Nasıl yalvarayım. Sayın Valim Hatun Köyü Çobanlar mevkiindeki çiftçinin faydalanacak olduğu oradaki bir göletten gelen bir suyun boruları dahi söküldü siz buna duyarlılık gösterdiniz. Siz bu ilin mülki amiri olarak lütfen bizim sesimizi duyun. Zor şartlarda üretiyoruz.” İfadelerine cevap verdi.
Bu haber 15716 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir