OĞUZGİRAY, LAKERDA VE TUZDA BALIĞIN FARKINI ANLATTI!
Geçtiğimiz günlerde Sebahattin Ali Kültür Merkezi’nde düzenlenen Lakerda Festivali’nde balık ağı örerek, festivalde yerini alan emekli öğretmen Rıza Nur Oğuz Giray Ajans Sinop’a açıklamalarda bulundu.
21 Kasım 2022 - 12:19
15’li yaşlarda ağ örmeyi öğrendiğini ve bu işi artık profesyonel anlamada yaptığını ifade eden Oğuzgiray, yavru balıkların avlanmaması gerektiğinin altını çizerek, lakerda ve tuzda balığın arasındaki farkı anlattı.
“YAVRU BALIKLARI DENİZE BIRAKIN!”
Gerekli eğitimleri alarak balık ağı ördüğünü söyleyen Rıza Nur Oğuzgiray; “Çocukluğum da bu işleri yapıyordum. Eğitimlerimizi tamamladık. Aynı zamanda emekli Edebiyat Öğretmeniyim. Emekli olduktan sonrada bu işe devam ediyorum. Bu işi önce hobi olarak yapıyordum şimdi profesyonelce yapıyoruz. Hemen hemen 14, 15 yaşlarında öğrendim, o günden itibaren fırsat buldukça yaparım. Çaparaya gidiyorum, oltaya gittiğim zaman üzüldüğüm bir nokta var. Küçücük Çinakopları tutuyorlar, bir yumurta bırakmamış çinakopları tutuyorlar ve kovalarına koyuyorlar. Daha yavru olan kırlangıçları oltayla tutuyorlar ve kovalarına koyuyorlar. Hatta bir kişinin yanına gittim, ya dedim neden bebeği öldürüyorsun ve bana bakıp tekrardan kovasına koydu, ben buna üzülüyorum. Biz yeri geliyor 750 gram olan kırlangıçları profesyonelce tutarken denize atıyoruz. Aldığımda oluyor o kırlangıçları ama ölü olanları alıyorum sonrasında onlardan çorba yapıyorum. Onun dışında asla canlı olan yavru kırlangıcı ben kayığıma alıp da dışarı götürmedim.” dedi.
“TANSİYON HASTALARI LAKERDAYI TERCİH EDER!”
Konuşmasının devamında Lakerdanın tuz oranının az olduğunu ifade eden Oğuzgiray; “Lakerda aslında iki türlüdür. Bir tuzlu balık var ve birde lakerda var. Lakerda tuz oranı az olandır. Yüksek tansiyonu olanlar daha çok lakerdayı tercih eder. Tuz oranı daha düşüktür. Eskiden annemin yaptığına bakardım ben, zeytinyağı tenekesine balığı bütün koyardı ve öyle tuzlarlardı. O bütün şekilde tuzladıkları zaman tamamen tuzu emmiyordu. Ama şimdi dilimlenmiş şekilde tuzluyorlar ve olduğu gibi tuzu emiyor. Bu yüzdende de tuzdan yiyemiyorsun. Bu da sağlığa zararlı işte bu fark da budur.” dedi.
“YAVRU BALIKLARI DENİZE BIRAKIN!”
Gerekli eğitimleri alarak balık ağı ördüğünü söyleyen Rıza Nur Oğuzgiray; “Çocukluğum da bu işleri yapıyordum. Eğitimlerimizi tamamladık. Aynı zamanda emekli Edebiyat Öğretmeniyim. Emekli olduktan sonrada bu işe devam ediyorum. Bu işi önce hobi olarak yapıyordum şimdi profesyonelce yapıyoruz. Hemen hemen 14, 15 yaşlarında öğrendim, o günden itibaren fırsat buldukça yaparım. Çaparaya gidiyorum, oltaya gittiğim zaman üzüldüğüm bir nokta var. Küçücük Çinakopları tutuyorlar, bir yumurta bırakmamış çinakopları tutuyorlar ve kovalarına koyuyorlar. Daha yavru olan kırlangıçları oltayla tutuyorlar ve kovalarına koyuyorlar. Hatta bir kişinin yanına gittim, ya dedim neden bebeği öldürüyorsun ve bana bakıp tekrardan kovasına koydu, ben buna üzülüyorum. Biz yeri geliyor 750 gram olan kırlangıçları profesyonelce tutarken denize atıyoruz. Aldığımda oluyor o kırlangıçları ama ölü olanları alıyorum sonrasında onlardan çorba yapıyorum. Onun dışında asla canlı olan yavru kırlangıcı ben kayığıma alıp da dışarı götürmedim.” dedi.
“TANSİYON HASTALARI LAKERDAYI TERCİH EDER!”
Konuşmasının devamında Lakerdanın tuz oranının az olduğunu ifade eden Oğuzgiray; “Lakerda aslında iki türlüdür. Bir tuzlu balık var ve birde lakerda var. Lakerda tuz oranı az olandır. Yüksek tansiyonu olanlar daha çok lakerdayı tercih eder. Tuz oranı daha düşüktür. Eskiden annemin yaptığına bakardım ben, zeytinyağı tenekesine balığı bütün koyardı ve öyle tuzlarlardı. O bütün şekilde tuzladıkları zaman tamamen tuzu emmiyordu. Ama şimdi dilimlenmiş şekilde tuzluyorlar ve olduğu gibi tuzu emiyor. Bu yüzdende de tuzdan yiyemiyorsun. Bu da sağlığa zararlı işte bu fark da budur.” dedi.
Bu haber 949 defa okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR