Bu sorunun cevabını sen ver!

Bu sorunun cevabını sen ver!
04 Ekim 2017 - 17:00 - Güncelleme: 04 Ekim 2017 - 18:28

 

 

 

Düzelü mü?

Peki, bozuk olan ve düzelmesi gereken ne?

Hadi buyurun hep birlikte bakalım...

 

 

 

 

 

Evinizin içerisinde olan bir sorunu, aşamayacağınızı düşündüğünüz bir sıkıntıyı, ya da kabullenemeyeceğiniz bir haksızlığı düşünün!


Yanlış giden bilimum bir çok şeyi canlandırın gözünüzde...


Ne yapardınız?


Ya da ne yapmazdınız?


Susar mısın?


Bir banane yeter mi sana?


Kaptan gemi mantığı uygun mu karakterine?


Sorular... sorular sorularr.....


Bir çoğumuz  klavye kalemşörlüğünüzün verdiği yetki ve güçle yukarıda ki soruları olumlu yönde cevaplayacaktır, bundan hiç şüphem yok.


Peki gerçekten desem ?


Sanal platformda ki hayal ettiğiniz o kaf dağından, gözlerinizi kapatıp inmeyi başarıp birde öyle düşünseniz, cevabınız yine de aynı olur muydu?


İnsanlar değil değişen sensin!


Dünya da değil,


Şartlar,


Mevsimler,


İsimler,


Kutup ayılarının üzerinde durduğu buzul kütleleri,


Palamut balığının olmayışı,


Küresel ısınma vs......


Bunlar değişebilir, çünkü tabiat senin yaklaşımına göre düzen verir kendisine. Ama unutma, doğanın değişimselliği ne kadar yıkıcı olsa da, insanın değişimi de bir o kadar yıkıcı...


Görmüyorsunuz,


Sadece beyaz ekrandan gördüğünüzü sanıp, inanıyorsunuz!


Aslında sen değiştiğin için değişti dünya,


İnsanlar değişti,


aile bağların,


sevgin,


saygın,


hayata bakış açın,


göremediğin herşeyin değişme sebebi senin gördüğünü zannetmen...


Bir kaldırsak kafamızı,


açsak gönül gözümüzü her bir şeyi göreceğiz...

 

Annemizin öptüğünde geçtiğini sandığımız duyguyu hayatımıza uyarladılar,

 

muhteşem bir sosyal proje ile onlar öptü biz unuttuk....


Oysa ki; Geçen sadece zamandı!


Acılar ve gerçekler olduğu yerde öylece durdu, duruyor! Ancak, durmaması senin elinde...


Belki de geç kaldım bu yazıyı yazmakta, ara sıra hatırlatmaya çalışsam da, gerçekle doğru arasında ki farkı anlatamadım galiba.


Anlatmış olma ihtimalim anlamama ve anlamak istememe ihtimaliyle son düzlükte yarışıyor da olabilir.


Hep eleştirmek yetmez!

 

Yapılacak olanı da söylemek lazım...


Tamam tamam, telefonlarınızı elinizden bırakmalısınız deyip, balık zevkinize limon sıkmayacağım. Zaten kaybedeceğimi bildiğim bir savaşın içirisinde olmakta aklıma aykırı.


Netten kopmayın da cedden de kopmayın diyeceğim sadece.


Ceddinizin yaptıklarını, netinizin gücüyle büyütebilir ve yarınlarınıza aktarabilirsiniz...


Yani, bugünün getirdiklerinin dünün izlerini silmesine izin vermeyin.  Anneler öperdi ve geçerdi duygusunu sadece yazı olarak değil hissiyatla paylaşın ( yazmayın paylaşın)


Kutup ayıları için mesaj paylaşmak yerine, doğa için bir şeyler yapın.


Tabiat ana için bir şeyler yapın,


Ama yapın!


Yapmadığın bir şeyi başkasının yapması için paylaşmak aklına denk mi?


Haksızlığa karşı 'susma' demeyi susarak anlatmak,


Paylaşmayı paylaştığını sanıp, iki satırla paylaşmak,


Bende varım! demeyi 'sende ol' sanarak,


Senin sesini sevenleri,

seni sevenleri,

başkalarının çakma mesajlarıyla özel günlerini kutlamak, pardon kutladığını sanmak. ( Senin o yolladığın otomatik mesajlar, otomatik olarak siliniyor)


Kısacası  paylaşarak değil, paylaşarak yapın, 


sevdiklerinize, dünyaya, ilime, bilime, yarınlarınza yaptıklarınızla katılın, 

 

yapmak ile söylemenin farklı şeyler olduğunu anlayın artık!

 


Yapmazsak ne olur?


İşte asıl mesele bu!


Hiç bir şey olmaz...


Ne dünden iyi, ne de yarından kötü, hiçden başka hiç bir şey olmaz...


Öyle yönetilirsin,


Öyle yaşarsın,


Haketmediğini hak ettiğin gibi yaşarsın.


Sanalda bütün paylaştıkların siliniverir de, kala kalırsın öylece bir başına.


Sayfanda ki binlerce kişinin cenazende cami avlusuna sığabilme ihtimali yok. Zira o hayali arkadaşlarının son yolculuğuna gelme ihtimali varsa, o kadar insanı sığdıracak kentin meydanı da yok! Yok ben cenazemi sosyalde kaldırsınlar diyorsan ( Gelecekte bu saçmalık olacak) etin leşten farkı kalmayacak...

 


AMAÇ BELLİ ' BANANECİ TOPLUM'
Bu yazıyı bireysel olarak okuduğunuzda bireysel tavırlarınızı düzeltirsiniz. 
Ancak, bireysel hatalar toplumsal değişimin temel direğidir!


Hissetmeden, katılmadan, sorgulamadan, sadece paylaşım yalanı ile paylaştığınız hayat size olumsuz geri dönüşte oldukça adil olacak. 


Bayramlar mesela,


Son beş yıldır Sinop'ta yapılan milli bayramlara baktığımız da, bu yazının ne kadar doğru olduğunu ve önlem almaz, gerçeğe dönmezseniz perveriyatınızın kaybolmasına şahit olacaksınız!


Oturduğun yerden kutladığın milli bayramın senin kafana geçsin, 


Kaybettiğin ve olduğunu sandığın vatan perverliğin yerin dibine batsın...


Bayramları sokaklardan aldılar deyip! depinenler neredeydiniz?


Mustafa Kemal'in askerlerine milli bayramlarda çarşı izni yasağı konuldu?


Neden meydanlar bomboş?


Neden paylaşımlar zirve yaparken, meydanlar boş kaldı?


İşte bundan!


Senin hayata bir paylaşımla katıldığını zanettiğin ama farkedemediğin o bomboşluğundan...


Yoksun işte,


Varlığın elektirik pirizine bağlı,


Çeksem fişini kocaman bir hiçsin...


Bu mantıkla bakıldığında, Önce birey olarak Sen, Ailen, Akrabaların, Kentin, Bölgen, Ülken gidiyor elden...
Sen gidersen Ülke gider,


Sen yoksan hiç bir şey yok!


Milyonlarca klavye delikanlısından birisin, ama meydanlarda bayrak sallayan onlarca kişiden birisi değilsin işte....


Sadece Milli mi?


Keşke öyle olsa!


Dini duygularda sela veriyor....


Perşembeyi Cumaya bağlayan gece saat 00:00 olduğunda anlıyorsun bunu.


Telefonuna gelen Cuma mesajlarının kaçını okuyarak yolladın?


Ya da gelen mesajların kaçını okudun?


Ben söyleyeyim,


Hiç birini okumadım, ve hiç yollamadım...


En acısını söyleyeyim;


Adam ölüyor, cenazesinde kimse yok...


Ama ölmüş! Facesinde yüzlerce mesaj!


Allahını seven,


Aklını bilen beri gelsin...


Vallahi böyle olmaz,


Yapmanız gereken çok kolay!


Yaptıklarınızı yapmanın yanında yapmadıklarınızı da yapmanız.


Asıl yapmanız gerekenleri yapmanız,


Kentinin,


Ülkenin,


İnsanlığın sana ihtiyacı var! 


Senin paylaşımına ihtiyacı var!


Kutup ayılarının yapmaman gerekenlere ihtiyacı var, Yapmayın dediklerine değil!


Kaçırdığın hayatı geçiştittriyorlar uyan!


Paylaştıklarınla değil! yaptıklarınla anacaklar uyan!


Kullanıp atacak seni sosyal yalan, 


yalan olacaksın sosyal yalanın içerisinde...


Sonu soru ile bitireceğim;


Siz hiç biri öldüğünde baş sağlığı dileyen bir sosyal ağ gördünüz mü?


Bu haber 3036 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<