Deniz Özen yazdı; 'Hakkın hakikati ya yatsı da ya da tanda belirir, Yatsı da yakın, tanda..

Ekmeği feda ettim, gerekirse canımda kanımda feda olsun!
Neyin fedakarlığı bu?
Derdim neydi?
Kimin ve neyin uğruna?
Öyle ya; 
İstenileni yaz, istenmeyeni yazma, gösterileni gör, gördüğünü görme...
Sanane Fetö'den,
Sanane Halis Demirden, Berkay'dan, onca yitirilen candan...
İki an geç, iki dua et geç!
Sus,
Yazma,
Görme,
Duyma,
Sorgulama,
Sorgulatma!
Kulun istediği bunlar da, birde Hakkın isteği var, vijdanın sesi var!
Hain Fetö'nün 15 Temmuz darbe girişimini duyduğumda  Aşıklar Caddesindeydim. Cadde üzerinde bulunan bir pastanenin televizyonuna koştum ve olan biteni anlamaya çalıştım. Televizyonda köprüyü gösteriyor ve işgal girişiminden bahsediyordu! O an kendime şunu dedim; ' Sen izleyen, dinleyen ve seyreden değilsin. İzleten, dinletensin ve seyrettirensin'
O sırada Ankara ile telefon trafiği yaptım ve duydum ki; 81 İlin İl Başkanı ve tüm turkuaz medya çalışanlarının infaz listesi verilmiş! Ulan dedim Deniz hadi iyisin, bu gece şaşkınlıktan kurumuş boğazından şehadet şerbeti geçmek nasip olacak...
Hızlı adımlarla Sakarya caddesinde bulunan ve önünde üç beş kişinin sigara içtiği AK Parti İl binasına gittim. Makam koltuğunda oturan İl Başkanı Ali Çöpçü'nün sağ tarafında durdum. 
Neden mi ?
Eğer duyduğum istihbarat doğru ise, İl Başkanının yanından başka yer yerim değildi! 
Olacaksa bir şey onla bana olacak! 

Makam odasının içerisinde yaklaşık yirmi otuz kişi vardı ve herkez TRT'de silah zoru ile okutulan bildiriyi izliyordu. 
Biraz sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı ve sokağa dedi! Sol tarafımda makam koltuğunda oturan Ali Çöpçü muhtemelen genel merkezden gelecek talimatı bekliyordu!

Biraz bekledim ve Ali Başkanın kulağına eğilerek, ' Başkanım niye duruyoruz? biz çıkmazsak kimse çıkmaz, hadi sokağa dedim. Yaklaşık 5 dakika sonra  Masanın ön solunda oturan 25. dönem Milletvekili Cengiz Tokmak'ın kulağına eğildim ve şunu dedim, ' Vekilim insanlar aşağıda, Reis sokağa dedi, niye bekliyoruz? dedim ve Tokmak Ali Başkana haydi Ali sokağa! Dedi.

AK Partinin Sinop merkezde kaç üyesi var bilmiyorum ama, Parti önünde beklenilen sayıda kişi olmasa da olanlarla Sakarya Caddesinden yürünmeye başladı.  Ajanssinop'un facebook adresinden canlı yayınla, TRT'de okunan bildirinin doğru olmadığını ve Recep Tayyip Erdoğan'ın sokağa indiğini, herkesin de Ülkesine sahip çıkması için meydanlara inmesini ilettim.

O gece sabaha karşı, gün ışırken Cumhuriyet meydanında takriben 15 kişiydik. Güneş doğuncaya kadar da bekledik. İl Başkanlığı, İlçe Başkanlığı ve sokaklar arasında her gece sabahlara kadar mekik dokudum. Bu demokrasi nöbetleri bitene kadar devam etti.

SONRA BİR ŞEY OLDU!

Nöbetler bitti,
Sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediğini; ' Medyaya sesleniyorum, Fetöyü deşifre edin' olayına geldi.

 Ama Sinop'ta ters giden bir şeyler vardı!

Fetö soruşturmaları ile ilgili bilgi alamaz olduk!

Türkiye'nin her yerinde çatır çatır Fetö deşifre edilirken, Sinop'ta gizlilik perdesi başladı. Ne bir bilgi, ne bir belge alamaz olduk. Dosya gizlilik kararları soruşturmanın mahiyeti açısından önemli elbet! Ancak, Ülke geneline baktığımızda bu kadar gizlilik biraz fazla geldi. Merakımızdan değil, toplumun bilgilendirilmesi ve kirli bilgilere zemin hazırlamamak adına haber önemliydi.

Sol tarafıma bir şey oldu!

Durum böyle olunca, AK Parti İl Başkanı Ali Çöpçü, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş ile görüştüm. Dedim bilgi alamıyoruz, kamuoyunda kirli bilgi dolaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan deşifre edin demedi mi? biz edemiyoruz dedim. Ülkenin neredeyse tamamında Fetö haberleri yapılırken, Sinop'ta bir tek haber çıkartamıyoruz. Hiç bir şekilde de destek alamadık. Sorun bütün basına, varmı bilgi alabilen? diye. Emin olun bütün basın bundan şikayetçi.

SİYASİ ÇATIŞMALARDAN HEP UZAK DURDUM!
Fetö ile mücadelenin yaşandığı bu dönemde siyasi çekişmelerde oldu. Yaptığım haberlerin hepsine bakabilirsiniz, hiç bir şekilde siyasi çatışmaya alet olmadım, olmamda! Sahte hesaplar açıp çaydaki taşla çayda ki kuşu vurmaya çalışanları, ortalığı adeta mikser gibi karıştımak isteyenler gibi hiç olmadım. 

MİKSERİN FİŞİNİ ÇEKTİM!
Bu sallantılı dönemi fırsat bilen namı değer mikser ve benzerleri, sahte hesaplarla özellikle AK Partiyi yıpratmaya, hedef şaşırtmaya çalışanları deşifre ettim. 

FETÖ SANIKLARINI DEŞİFRE ETTİM
AK Parti Sinop teşkilatından destek alamayınca, kendi imkanlarımla Fetö sanıklarını deşifre ettim. Fetö sanıklarının elini kolunu sallayarak Sinop sokaklarında gezmelerine engel oldum. Aldığım tehtitlerden doğru yolda olduğumu anladım ve yazmaya, çizmeye devam ettim edeceğim de!

İKİ BUÇUK YILDIR AYNI ŞARTLARLA ÇALIŞTIĞIM İŞİMDEN KOVULDUM!
Sahi ben işimden neden kovuldum? Siyasi Partiye mi sövdüm?

Devlete mi sövdüm?

Hırsızlık, arsızlık mı yaptım?

Bilmediğim yüz kızartıcı bir suçum mu var?
İşime mi gitmedim?
Nöbetlerde Sabahlara kadar sokaklarda elimde makina ile gezip, sabah işime mi gitmedim?
Elimde olan Fetö haberlerini mi gizledim?
Vekile, İl Başkanına algıcı haber mi yaptım?

15 Temmuzdan bu yana yaptığım haberler ortada, fetö ile mücadele, fetöyü deşifre etmekten başka ne yaptım?
Fetö ile mücadelem de ne zaman ki, ucu AK Partiye dokundu o zaman yanımda bile olmayı becerecek dirayeti gösteremeyenler karşımda bitiverdi. Bakıyorum da, aylardır benden sokaklarda fotoğraf isteyenler bile karşıma geçmiş saldırılarda bulunuyor. Sokaklarda İl Başkanının, Milletvekilinin arkasından atıp tutan sözde AK partililer, birden AK voltran oldular! Olsun onlara kızmıyorum, aylardır fetö haberlerini sosyal medya dan paylaştırılmasına izin vermeyenler, tehtitle kendilerini savundurtuyor. 

SİZ YAPTINIZ!
Bunların hepsi,  aylardır sessiz kalmayı tercih eden, Fetö ile mücadelede bırak desteği, mücadele edenlerle aba altından uğraşan  Ali Başkan! senin yüzünden oldu!
Fetö ile mücadelede siyasi desteği esirgeyen AK Parti Sinop Milletvekili Dr. Nazım Maviş senin yüzünden oldu!
Aylardır gece gündüz mücadele eden Recep Tayyip Erdoğan gibi dirayetli duramadığınız için oldu!
Bütün mücadeleyi Cumhuriyet Savcılarından beklediniz!
Fetö sanıklarını masum gösterildiğinde sessiz kaldınız, tepki vermediniz!
Fetö'nün masumiyet karinesine duyarsız kaldınız!
Sustunuz!
Bir yıldır Fetö tabelasının önünden geçtiniz ama görmediniz!
Fetö listesi dedim, saklanıyor dedim. Oralı olmayıp, buralı oldunuz!

Haberin içindeki soruların cevaplarını aramak ve bulmak yerine, bakış açısını değiştirdiniz.

Şimdi size soruyorum;
Ya doğruysa?
Siz bakmasanızda birileri bakacak! 
Birileri bu mücadelede sessiz kalmayacak.
Susmayacak,
Susturmaya çalışmayacak...
Beni hiç bir fotoğraf karesinde göremediiniz, görmeyeceksiniz de!
Ben kameranın arkasında kalmaya, ekmeksiz karın doyurmaya, bana ekmeği veren devletin ekmeksiz bile olsa yanında olmaya devam edeceğim. 
Ya yanımda olursunuz! Ya karşımda
Hakkın hakikati ya yatsı da ya da tanda belirir, Yatsı da yakın, tanda..