Deniz Özen'in kaleminden, 'İP' ne?

Bir kişinin ismi başına iliştirilen 'Sayın' kelimesinin hakkını veremesen de, beşeri münasebet ile yoğrulmuş kalemim müsade etmiyor es geçmeme.

Nasıl yazmazsın ki!

Adın Kemal senin,
Bu ismi her duyduğumda içim ürperir ve isme hürmet eyler gönlüm.
Kemal demek Cumhuriyet demek,
Türkiye,
Kurtuluş,
Demokrasi ve özgürlük demek !

Öyle diyordu Gazi Mustafa Kemal, basın özgürlüğü diyordu, hürriyet, demokrasi, medeniyet diyordu...
Demokrasinin en sevdiğim yönü her zaman eleştirebilmek, eleştiriye açık olmak. Zaten insani bir değer taşıyorsa insan, egomanyasından uzak, gelişmek, ilerlemek adına eleştirilmeye de, eleştirmeye de açık olmalı.

Ne yaptın sen !

O 'İP' neyin nesi?

Senin eline o ipi kim verdi?

Nedir senin bu Atatürk aykırılığın?

Demokrasiye karşı kefal gibi ters yüzüyorsun,
Seni kimler aldı? 

Ruhunu, aklını, sözde savunduğun Atatürk ilkelerini kimler aldı senin elinden, yüreğinden...

'Basın Toplumun ortak sesidir'  diyen, Genel Başkanı olduğun Partinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bu karşılığın neden?

Seversin, sevmezsin,
Okursun, okumazsın,
Kabul eder ya da etmezsin,

Fakat,

 Edemezsin !

İster kabul et, ister etme, ama çok büyük bir kitleye sahip olan bir medya kuruluşunu tehdit edemezsin.
O boynuna urgan geçireceğim diyerek tehdit ettiğin medya kuruluşunun içerisinde çalışan yüzlerce kadın var. Üstelik kadınların yüzüne baka baka, hiç utanmadan kadınları da tehdit etmiş oluyorsun. Sana değil belki ama, ismine aşkolsun...

Topluma karşı yaptığın bu hadsizliğinin cezası bir yana, vebalini asla ödeyemeyeceksin.

Sen basına dil uzattın, 

Demokrasiye,

Özgürlüğe dil uzattın.

Kopsun o dilin...

İki gün önce cezaevlerinde bulunan gazetecileri savunan sen, binlerce basın mensubunu darağacına çıkarttın.

Hakimin kim?

Savcın kim?

Bizi darağacını reva gören ve bu kararı sana tebliğ ettiren kim?

Mutlu kentten sesleniyorum sana;

Gel bakalım neyi geçirebiliyorsun benim boynuma?

Senin hadsizliğine karşı benim kalemim,

O boynumuza geçireceğim dediğin 'İpi'ni de al gel...

Korkmadım, korkmayacağım da !

Yazıma karşılık ekmeğinden olmuş biri olarak yazıyorum sana bunları. 
İlk defa tehdit edilmiyorum ve sonda olmayacak biliyorum.

Fetöyü yazdığı için ekmeğinden edilmiş,
üç yaşındaki çocuğunun yanında evi didik didik aranan,
kucağından çocuğu alınarak parmaklıklar ardına gönderilen ve sonra Adalet sarayında 'biz sana inanıyoruz' yalanı ile susturulmaya çalışılan  gazeteci olarak yazıyorum sana...

Korkmadım, korkmayacağım da !
Sabah Gazetesi Muhabiri Deniz Özen...