MAHKEMENİN KARARI "SKANDAL" OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ!

MAHKEMENİN KARARI "SKANDAL" OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ!
08 Nisan 2022 - 19:19
Türkiye'nin 2. Nükleer Santral projesi için, nükleer santral karşıtlarının açtığı davada Samsun 3. İdare mahkemesi, Sinop NGS ÇED raporu iptal davasının reddine karar verdi. Ortada bir firma olmamasına rağmen çıkan ÇED raporunun açılan davada iptal edilmesi beklenirken, Samsun 3. İdare mahkemesi davanın reddine karar verdi.

ÇED RAPORU HUKUKSUZ VE FORMALİTE DENMİŞTİ!
ÇED Raporu hakkında açılan itiraz davasında kısaca "Sinop Nükleer Güç Santrali" projesi hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tesis edilen "Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu" kararının; hukuksal ve bilimsel-teknik açıdan geçerli bir ÇED raporu olmadığı, formalite icabı hazırlandığı, yaşanacak bir kaza durumunda felakete yol açacağı, kaza olmaması durumunda bile çevre ve insan sağlığına olumsuz etkilerinin yüksek olduğu, Sinop Nükleer Güç Santralinin en önemli çevresel zararlarından birinin de deniz ekosistemine vereceği zarar olduğu, dört ünite için günlük 27.993.600 m3 deniz suyunun soğutmada kullanılacağı ve sonra denize bırakılacağı, bu suyun yaratacağı ısı farkının deniz ekosistemine ağır hasar vereceği,yer seçiminin hatalı olduğu, planlama ilkelerine aykırı davranıldığı, kamu yararı bulunmadığı, halkın görüşünün alınmadığı, üretilen elektriğe yılda 4 milyar dolar ödeneceği, TEİAŞ'ın 2019 verilerine göre bu miktar elektriğin piyasadan 3,5 milyar dolara alınabileceği, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ve öncelikle yürütülmesinin durdurulması istenmişti.

MAHKEMEMİN İTİRAZ DAVASININ RED KARARINI PAYLAŞIYORUZ!

Karar veren Samsun 3. İdare Mahkemesi'nce önceden belirlenen 28/03/2022 gün ve saat 10:00' da yapılan duruşmaya davacılar Şehriban Aslan ve diğerleri vekili Av. Mehmet Horuş'un, Av. Mehmet Eşber Yağmurdereli'nin, Av. Arif Ali Cangı'nın, davacı TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası vekili olarak Av. Irmak Bakır'ın, davacı Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu vekili Av. Pınar Akdemir'in, davacı Türk Tabipler Birliği vekili Av. Leyla Verda Ersoy'un, davacı Sinop Barosu vekili Av. Nur Hilal Gündüz 'ün, davacı TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası vekili Av. Sanem Küçükarzuman'ın, davalı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nı temsilen vekilleri Av. Cem Bahadır Şener'in, Av.Özgür Çelik'in, Av.Sezin BAYTOK'un, müdahil davalılar Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığını temsilen Av. Nalan ÜĞE, Nükleer Düzenleme Kurumunu temsilen Av. Feyza Nur BAYKUT, Euas Internatıonal Icc Türkiye Merkez Şubesini temsilen Av. Zeynep Uğur GÜNEŞ'in ve Av. Sümeyra Gül KIYMET'in, Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğünü temsilen de vekilleri Av. Fatmanur AKYOL'un, Av. Ferhat KÜÇÜKKAYA'nın, Av. Muhammed Yasin YILMAZ'ın geldikleri görüldü, duruşma açıldı, taraflara ve müdahillere usulüne göre söz verilip dinlendikten sonra duruşmaya son verildi. Dava 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi kapsamında kaldığından ve dosya tekemmül ettiğinden T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmeksizin ve davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeksizin işin esası hakkında gereği görüşüldü: 2872 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Tanımlar ve Kısalmalar kenar başlıklı 4. maddesinde;(1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Çevre ve ŞehircilikBakanlığını, b) (Değişik:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Proje Tanıtım Dosyası, Proje İlerleme Raporu hazırlamak ve sunmak için gerekli şartları taşıyan kurum/kuruluşları, c) Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED): Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları, ç) Çevresel etki değerlendirmesi başvuru dosyası: Ek-3’te yer alan Genel Format esas alınarak hazırlanan dosyayı, d) Çevresel etki değerlendirmesi genel formatı: Gerçekleştirilmesi planlanan, ek-1 listesinde yer alan projelerin özelliklerini, yerini, olası etkilerini ve öngörülen önlemleri içeren, projeyi genel boyutları ile tanıtan ÇED Başvuru Dosyası hazırlanması sırasında esas alınacak ek-3’teki Genel Formatı, e) Çevresel etki değerlendirmesi raporu: Ek-1 listesinde yer alan veya Bakanlıkça "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen bir proje için belirlenen Özel Formata göre hazırlanacak raporu, f) Çevresel etki değerlendirmesi raporu özel formatı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun hazırlanmasında esas alınmak üzere; Komisyon tarafından projenin önemli çevresel boyutları ile Halkın Katılımı Toplantısındaki görüş ve öneriler göz önüne alınmak suretiyle ek-3’teki Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatında belirtilen ana başlıklar altında ele alınması gereken konuları tanımlayan formatı, g) Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararını, ğ) Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının gerektiğini belirten Bakanlık kararını, h) Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararını, ı) Çevresel etki değerlendirmesi olumsuz kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyonca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle gerçekleştirilmesinde çevre açısından sakınca görüldüğünü belirten Bakanlık kararını, i) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Çevresel etki değerlendirmesi süreci: Gerçekleştirilmesi planlanan projenin çevresel etki değerlendirmesinin yapılması için; başvuru, inşaat öncesi, inşaat, işletme ve işletme sonrası çalışmaları kapsayan süreci, j) Çevrimiçi ÇED süreci yönetim sistemi: ÇED sürecindeki iş ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirileceği sistemi, k) Duyarlı yöreler: Çevresel etkilere karşı biyolojik, fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel nitelikli özellikleri ile duyarlı olan veya mevcut kirlilik yükü çevre ve halk sağlığını bozucu düzeylere ulaştığı belirlenen yörelerle, ülkemiz mevzuatı ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler uyarınca korunması gerekli görülen ve ek-5’te T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. yer alan alanları, l) Etki: Gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin hazırlık, inşaat ve işletme sırasında ya da işletme sonrasında, çevre unsurlarında doğrudan ya da dolaylı olarak, kısa veya uzun dönemde, geçici ya da kalıcı, olumlu ya da olumsuz yönde ortaya çıkması olası değişiklikleri, m) Etki alanı: Gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin işletme öncesi, işletilmesi ve işletme sonrasında etkilediği alanı, n) Halk: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkiye’de ikamet eden yabancılar ile ulusal mevzuat çerçevesinde bir veya daha fazla tüzel kişi veya bu tüzel kişilerin birlik, organizasyon veya grupları, o) Halkın katılımı toplantısı: Kapsam ve Özel Format belirlenmesinden önce, halkı proje hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere yapılan toplantıyı, ö) İlgili halk: Gerçekleştirilmesi planlanan projeden etkilenen veya etkilenmesi muhtemel olan halkı, p) (Değişik:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) Denetim: Gerçekleştirilmesi planlanan projeye dair "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı alındıktan sonra, inşaat öncesi, inşaat, işletme ve işletme sonrası dönemine ilişkin, kararın verilmesine esas teşkil eden şartlar doğrultusunda yürütülüp yürütülmediğinin tespit edilmesine yönelik çalışmaların bütününü, r) Kapsam ve özel format belirleme: ÇED sürecine tabi projeler için Halkın Katılımı Toplantısından sonra format verme aşamasına kadar yapılacak iş ve işlemleri, s) Komisyon: Proje için verilecek Özel Formatın kapsamını belirlemek ve hazırlanan ÇED Raporunu inceleyip değerlendirmek üzere Bakanlık tarafından kurulan Komisyonu, ş) Proje: Gerçekleştirilmesi planlanan yatırımı, t) Proje tanıtım dosyası: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelere, ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan dosyayı, u) Proje sahibi: Projeyi gerçekleştirecek gerçek veya tüzel kişiyi, ü) Seçme eleme kriterleri: Proje Tanıtım Dosyasının hazırlanmasında esas alınacak ek-4’teki formatı, v) (Ek:RG-9/2/2016-29619)Anons: Gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer/yerlerde, ilgili belediyeler ve muhtarlıklarca yapılan sesli duyuruyu, y) (Ek:RG-9/2/2016-29619) Askıda ilan: Gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer/yerlerde, valilik, kaymakamlık ve muhtarlık binasında veya köy odasında bulunan askı ilan yerlerinde yapılan yazılı duyuruyu, z) (Ek:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) Proje İlerleme Raporu: ÇED Olumlu Kararı alındıktan sonra, komisyonca belirlenen periyotlarda yatırımın başlangıç, inşaat ve işletme sonrasına ilişkin kaydedilen gelişmeleri içeren raporu, aa) (Ek:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) İzleme: Gerçekleştirilmesi planlanan projeye dair "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı alındıktan sonra, Proje İlerleme Raporuna göre yapılan değerlendirmeleri, ifade eder." hükmü, Aynı Yönetmeliğin Çevresel etki değerlendirmesi sürecinin başlatılması ve komisyonun kuruluşu kenar başlıklı 8. maddesinde; "(1) (Değişik:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) Proje sahibi tarafından yetkilendirilen, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar Ek-3’te yer alan ÇED Genel Formatı esas alınarak hazırlanan ÇED Başvuru Dosyasını Bakanlığa sunar. (2) (Değişik:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) ÇED Gereklidir Kararı verilen projeler için, proje sahibi tarafından yetkilendirilen, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından ÇED Başvuru Dosyası Bakanlığa sunulur. (3) Bakanlık, başvuru dosyasındaki bilgi ve belgeleri uygunluk bakımından inceler. Bu işlemler beş (5) iş günü içinde tamamlanır. Ek-3’te yer alan ÇED Genel Formatına uygun hazırlanmadığı anlaşılan ÇED Başvuru Dosyası tamamlanmak üzere iade edilir. Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar eksikliklerini tamamlayıp ÇED Başvuru Dosyasını yeniden Bakanlığa sunar. (4) İnceleme sonucunda başvuru dosyasının ek-3’te yer alan ÇED Genel Formatına uygun hazırlandığına karar verilmesi halinde, Bakanlık tarafından başvuru dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak, ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, Bakanlık yetkilileri, proje sahibi ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan oluşan bir Komisyon kurulur. (5) Proje ile ilgili olarak başvurunun yapıldığını, ÇED sürecinin başladığını, ÇED Başvuru Dosyasının halkın T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. görüşüne açıldığını ve ÇED süreci tamamlanana kadar projeye ilişkin görüş ve önerilerin Valiliğe veya Bakanlığa verilebileceği Bakanlık ve Valilik tarafından anons, askıda ilan, internet vb. şekilde halka duyurulur. (6) Bakanlık, Halkın Katılımı Toplantısı ve kapsam belirleme için görüş verme tarihini belirten bir yazıyı ve ek-3’te yer alan Genel Format doğrultusunda hazırlanmış ÇED Başvuru Dosyasını, Komisyon üyelerine gönderir. (7) Bakanlık, gerekli gördüğü hallerde, projenin konusu, türü ve proje için belirlenen yerin özelliklerini de dikkate alarak, üniversiteler, enstitüler, araştırma ve uzman kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, birlikler, sivil toplum örgütlerinden temsilcileri de Komisyon toplantılarına üye olarak çağırabilir. (8) Komisyonda kurum ve kuruluş temsilcisi olarak görev yapan üyelerin, yeterli mesleki bilgi ve deneyime sahip olmaları ve temsil ettikleri kurum/kuruluşların görev alanlarıyla sınırlı olmak üzere görüş vermeye yetkili kılınmış olmaları esastır." hükmü, Halkın katılımı toplantısı kenar başlıklı 9. maddesinde; "(1) Halkı yatırım hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere; Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar ve proje sahibinin katılımı ile Bakanlıkça belirlenen tarihte, projeden en çok etkilenmesi beklenen ilgili halkın kolaylıkla ulaşabileceği Valilikçe belirlenen merkezi bir yer ve saatte Halkın Katılımı Toplantısı düzenlenir. a) Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar toplantı tarihini, saatini, yerini ve konusunu belirten bir ilanı; projenin gerçekleştirileceği yörede yayınlanan yerel süreli yayın ile birlikte yaygın süreli yayın olarak tanımlanan bir gazetede toplantı tarihinden en az on (10) takvim günü önce yayınlatır. b) Halkın Katılımı Toplantısı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürünün veya görevlendireceği bir yetkilinin başkanlığında yapılır. Toplantıda; halkın, proje hakkında bilgilendirilmesi, görüş, soru ve önerilerinin alınması sağlanır. Başkan, katılımcılardan görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Toplantı tutanağı, bir sureti Valilikte kalmak üzere Bakanlığa gönderilir. (2) Valilik, Halkın Katılımı Toplantısı ile halkın görüş ve önerilerini bildirebileceği süreç ile ilgili zamanlama takvimini ve iletişim bilgilerini halka duyurur. Halkın görüş ve önerileri, zamanlama takvimi içerisinde Komisyona sunulur. (3) Komisyon üyeleri, kapsam belirlemesi öncesinde proje uygulama yerini inceleyebilir, kendilerine iletilen tarihe göre Halkın Katılımı Toplantısına katılabilirler. (4) Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından halkı bilgilendirmek amacıyla broşür dağıtmak, anket, seminer gibi çalışmalar Halkın Katılımı Toplantısından önce yapılabilir veya internet sitesinden yayınlanabilir." hükmü, Komisyonun, kapsam ve özel format belirlemesi kenar başlıklı 10. maddesinde; "(1) Komisyon üyesi kurum/kuruluşların görüş ve önerileri ile halktan gelen görüş ve öneriler doğrultusunda Bakanlıkça ÇED Raporu Özel Formatı hazırlanır. (2) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Komisyon tarafından belirlenen Özel Format, Bakanlık tarafından belirlenen Özel Format Bedelinin bu maddede belirlenen süre içerisinde ödenmesi mukabilinde verilir. Halkın Katılımı Toplantısı/Toplantılarının tamamlanmasından itibaren Format Bedeli, bir (1) ay içerisinde yatırılmaz ise ÇED süreci sonlandırılır. (3) Format Bedelinin yatırılmasından sonra, Bakanlıkça yedi (7) iş günü içerisinde Özel Format verilir. (4) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar Özel Formatın veriliş tarihinden itibaren on iki (12) ay içinde ÇED Raporunu Bakanlığa sunmakla yükümlüdür. Talep edilmesi durumunda altı (6) ay ek süre verilir. Bu süre içinde ÇED Raporu sunulmaz ise ÇED süreci sonlandırılır. hükmü, Çevresel etki değerlendirmesi raporunun bakanlığa sunulması kenar başlıklı 11. maddesinde; " (1) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından hazırlanan ÇED Raporu Bakanlığa sunulur. ÇED Raporunun Özel Formatına uygunluğu ve belirlenen çalışma grubunda yer alması gereken meslek uzmanlarınca hazırlanıp hazırlanmadığı hakkındaki inceleme Bakanlık tarafından beş (5) iş günü içinde sonuçlandırılır. ÇED Raporunun Özel Formatına uygun olmadığı ve/veya belirlenen çalışma grubunca hazırlanmadığının anlaşılması halinde, bu hususların yerine getirilmesi için ÇED Raporu iade edilir. İade edilen ÇED raporunun iade tarihinden itibaren bir (1) ay içinde Bakanlığa T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. sunulmaması veya yapılan düzeltmenin yeterli görülmediği durumda ÇED süreci sonlandırılır. 2) Bakanlıkça ÇED Raporu Özel Formatına uygun hazırlandığı tespit edilen ÇED Raporu, inceleme ve değerlendirme toplantısının tarihi ve yerini belirten bir yazı ile Komisyon üyelerine gönderilir. (3) Proje ile ilgili inceleme değerlendirme sürecinin başladığı ve ÇED Raporunun halkın görüşüne açıldığı Bakanlık ve Valilik tarafından anons, askıda ilan, internet vb. şekilde halka duyurulur. (4) ÇED Raporunu incelemek isteyenler, duyuru tarihinden itibaren rapor nihai edilene kadar raporu inceleyerek proje hakkında Bakanlığa veya Valiliğe görüş bildirebilirler. Valiliğe bildirilen görüşler Bakanlığa iletilir. Bu görüşler Komisyon tarafından dikkate alınır ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından ÇED Raporuna yansıtılır." hükmü, Çevresel etki değerlendirmesi olumlu veya çevresel etki değerlendirmesi olumsuz kararı kenar başlıklı 14. maddesinde; "(1) Komisyon tarafından incelenerek son şekli verilen ÇED Raporu, halkın görüş ve önerilerini almak üzere, Bakanlık ve/veya Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile on (10) takvim günü görüşe açılır. Bakanlıkça proje ile ilgili karar alma sürecinde bu görüşler de değerlendirilir. Bakanlık halktan gelen görüşler doğrultusunda, rapor içeriğinde gerekli eksikliklerin tamamlanmasını, ek çalışmalar yapılmasını ya da Komisyonun yeniden toplanmasını isteyebilir. Nihai ÇED Raporu ve eklerinin proje sahibi taahhüdü altında olduğunu belirten taahhüt yazısı ve noter onaylı imza sirküleri beş (5) iş günü içerisinde Bakanlığa sunulur. Kamu kurum/kuruluşlarından imza sirküleri istenmez. (2) Birinci fıkrada belirtilen belgeler, süresi içerisinde gerekçesi belirtilmeden sunulmaz ise, projenin ÇED süreci sonlandırılır. (3) Bakanlık, Komisyon çalışmalarını ve halkın görüşlerini dikkate alarak proje için "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Olumsuz" kararını on (10) iş günü içinde verir ve bu kararı Komisyon üyelerine bildirir. Proje için verilen "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Olumsuz" kararı Bakanlık ve Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile halka duyurulur...." hükmü yer almıştır. Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanmasının amaçlandığı açıktır. Yukarıda alıntısına yer verilen Yönetmeliğin Ek III. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Özel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, "Bölüm I Projenin Tanımı ve Özelikleri; Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları, Bölüm II Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri, Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. Bölüm IV Halkın Katılımı a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar" şeklinde düzenlemeler yer almış, "Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri" başlıklı Ek IV maddesinin "Ekler" Bölümünde de; " 1- Proje için seçilen yerin koordinatları,2-Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5’de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25000 ölçekli hâlihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanması, jeoloji haritası ve depremsellik." düzenlemesine yer verilmiştir. 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanununa dayanarak 19/12/1983 günlü, 18256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğün 1. maddesinde, Tüzüğün amacının nükleer tesislere lisans verilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiştir. Başvuru, değerlendirme, izin ve denetim gibi benzeri hususlar Tüzükte ayrıntılı olarak kurala bağlanmış olup, tesisler için yer lisansı, inşaat lisansı ve işletme lisansı olarak üç aşama öngörülmüş; kurucunun yer lisansı almak için yapacağı başvuruya ekleyeceği yer raporunda, yer incelemelerinin yeterli olarak yapılmış olması, yerin, mümkün görülen en önemli kaza halinde bile, çevrenin kabul edilebilen sınırların üstünde zarar görmeyeceği biçimde seçilmiş olduğunun belirlenmesi gerektiği, ayrıca, nükleer reaktör tesisinin önerilen yerde kurulmasını teknolojik yönden imkansız kılacak yer özellikleriyle karşılaşılmayacağı ve önerilen reaktör yerinin güvenlik açısından önemli özelliklerine ilişkin parametrik değerlerin en son teknolojik uygulamalara göre kabul edilen sınır değerlerin altında kalacağının gösterilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Anılan Tüzükte kurucunun inşaat lisansı öncesinde yer lisansı alarak ve Ön Güvenlik Analizi Raporuyla (ÖGAR) birlikte Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna başvurması gerektiği düzenlenmiş, Ön Güvenlik Analizi Raporunda ise; çevre ve yerle ilgili olarak yer raporunun verilmesinden sonra elde edilen yeni bilgilerin, projelendirme, inşaat, kalite temini, tesisin hizmete sokulması, işletilmesi ve hizmetten çıkarılması için uygulanması önerilen güvenlik ilkelerinin, kriterlerin ve standartların, tesisin genel karakteristikleriyle yapıların, sistemlerin, bileşenlerin yerleşim planları ve projelendirme esaslarının, yapıların, sistemlerin ve bileşenlerin sismik, güvenlik ve kalite sınıflandırmalarını gösteren listelerin, tesisin ana ve güvenlik sistemlerinin projelendirilmeleriyle ilgili bilgilerin, radyasyondan korunma, radyoaktif artık sistemleri, işletme sırasında denetim, bakım ve hizmetten çıkarma konularında alınacak önlemlerin, tesisin olağan ve olağanüstü işletme olayları ve kaza koşulları için yapılan güvenlik analizinin, kalite temininin hedefleri ve tanımıyla kalite temini organizasyonu ve uygulamaya ilişkin bilgileri de içeren kalite temini programının, kurucu ve yapımcı kuruluşların teknik potansiyeli, bilgi ve deneyimiyle projeye ilişkin organizasyonu hakkındaki bilgilerin, hizmete sokmayla ilgili ön bilgilerin, nükleer güvenlik konusundaki gelişme ve uygulamaların ışığı altında gerekli görülen diğer ek bilgilerin yer alması gerektiği kurala bağlanmış olup, ayrıca, tesisin fiziksel korunma programıyla ilgili bilgilerin, ön güvenlik analizi raporuna ekli olarak (çok gizli) kaydıyla verileceği belirtilmiş, inşaat lisansından sonra tesisin faaliyete geçebilmesi için işletme lisansı başvurusunda bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. 8/3/2022 tarih ve 31772 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu'nun Denetim ve Yerinde İnceleme kenar başlıklı 7. maddesinde:"(1) Bu Kanun kapsamındaki faaliyetler ve yetkilendirilen kişiler Kurumun denetimine tabidir. Kurum, yetkilendirme kapsamında, yetkilendirilen kişilerin yüklenici, alt yüklenici, tedarikçi ve alt T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. tedarikçilerinin faaliyetlerini de denetleyebilir. Denetimler programlı ya da programsız, resmî tatil günleri de dâhil olmak üzere yılın herhangi bir günü ve günün herhangi bir saatinde haberli veya habersiz yapılabilir. (2) Kurum, denetim ve yerinde inceleme kapsamında, sonuçları itibarıyla Kurum açısından bağlayıcı olmayacak şekilde inceleme, araştırma, tespit ve raporlama yapmak üzere ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşları, özel hukuk tüzel kişileri ve gerçek kişilerden teknik destek hizmeti alabilir. (3) Lisans verilen nükleer tesislerin ve radyoaktif atık tesislerinin sahalarında yapılacak yapılar hakkında 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri ile 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun fennî mesuliyete ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu yapılara ilişkin her türlü sorumluluk yetkilendirilen kişiye aittir. Bu yapıların denetimi Kurum tarafından yapılır. Bu durum yetkilendirilen kişinin sorumluluğunu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaz. Denetimler bu konuda ihtisassahibi olan kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte de yapılabilir. Kurumun bu kapsamdaki talepleri ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşları tarafından gecikmeksizin karşılanır. (4) Kurumun denetimine ilave olarak; yetkilendirilen tüzel kişiler, nükleer tesis veya radyoaktif atık tesisine ilişkin yapıların denetimi de dâhil olmak üzere Kurum tarafından belirlenen faaliyetlerin üçüncü taraf gözetimi için yetkilendirilmiş şirketlerden hizmet alır. Bu şirketlerin faaliyet, yetki ve sorumlulukları ile hizmet alımına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir. (5) Denetime tabi olanlar, Kurum denetçilerinin ve Kurum tarafından görevlendirilen kişilerin görevlerini serbestçe ve zamanında yerine getirebilmeleri için gerekli şartları sağlar ve koruyucu güvenlik tedbirlerini alır. (6) Nükleer güvence denetimine tabi olanlar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmış denetçileri tarafından yapılan denetimlerde, ilgili mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirir. Bu denetimlere Kurum temsilcisi refakat eder. (7) Yetkilendirilen kişiler Kurumun denetimleri için Kurum tarafından belirlenen bedelleri öder. (8) Denetim ve yerinde incelemeye ilişkin iş ve işlemler, denetimin türü ve kapsamı ile Kurum denetçilerine ilişkin hususlar Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir. "hükmüne, Radyoaktif Atıklar ve Kullanılmış Yakıtlar kenar başlıklı 9. maddesinde;" (1) Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanı dışında yürütülen bir faaliyet sırasında ortaya çıkmış olan radyoaktif atıklar, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisine sokulamaz. (2) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde üretilmiş ve kullanım süresi dolduğunda menşe ülkeye iade şartı ile ihraç edilmiş radyasyon kaynaklarına, radyoaktif atıkların transit geçişine ve doğal radyoaktif maddelerin bulaşmış olduğu malzemenin ithalatına birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (3) Radyoaktif atıklar çevreye salınamaz veya bırakılamaz.(4) Yürütülen faaliyetlere ilişkin olarak; a) Ortaya çıkan kullanılmış yakıtların veya bertarafı hariç radyoaktif atıkların yönetiminde tüm sorumluluk faaliyet için yetkilendirilen kişiye aittir. b) Tesislerde yürütülen herhangi bir faaliyet sonucu üretilen radyoaktif atıklar başka bir yetkilendirilen kişiye devredilene kadar tesiste depolanır. c) Nükleer santrallerde ortaya çıkan kullanılmış yakıtlar, işletme ömrü boyunca nükleer santral sahasında depolanır. ç) Faaliyetleri sonucu kullanılmış yakıtı veya radyoaktif atığı üreten yetkilendirilen kişi, bunların tesis içerisinde veya tesis dışarısında her türlü taşınmasından sorumludur. İşletmeden çıkarma faaliyetleri sırasında ortaya çıkacak radyoaktif atıkların her türlü sorumluluğu yetkilendirilen kişiye aittir. d) Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanında yapılan faaliyetler neticesinde ortaya çıkan radyoaktif atıklar TENMAK tarafından bertaraf edilir. e) Sahipsiz radyoaktif madde tespit edildiği takdirde TENMAK ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak gerekli tedbirleri alır veya aldırır, bertaraf dâhil gerekli iş ve işlemleri yürütür. f) Geçerli bir yetkiye sahip olunmaksızın yürütülen bir faaliyet sırasında kullanılan radyoaktif maddelere ilişkin iş ve işlemler veya üretilen radyoaktif atıkların yönetimi, Kurumun bildirimi üzerine, tüm masrafları ilgili kişiye ait olmak üzere TENMAK tarafından yapılır. Bu kapsamda oluşan masrafın bir aylık ödeme süresi içinde ödenmesi gerektiği TENMAK tarafından ilgili kişiye yazı ile bildirilir. Söz konusu masrafların ilgili kişi tarafından T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. süresinde ödenmemesi hâlinde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre TENMAK tarafından takip ve tahsil edilir. g) Yetkilendirilen kişi; nükleer tesis, radyasyon tesisi ve radyoaktif atık işleme ve depolama tesisi sahalarının yeniden kullanım koşullarıyla uyumlu şekilde düzenleyici kontrolden çıkarılabilmesi amacıyla, gerekli işletmeden çıkarma çalışmalarını gecikmeksizin yürütür. Radyoaktif atık bertaraf tesisleri güvenlik ve emniyet önlemleri alındıktan sonra kapatılır ve sahanın kısıtlı kullanımı dışında düzenleyici kontrolden çıkarılamaz. (5) Yetkilendirilen kişi ilgili mevzuata uygun olarak radyoaktif atığı ihraç ettiğinde veya işlenmek, depolanmak veya bertaraf edilmek üzere başka bir yetkilendirilen kişiye teslim ettiğinde, ihraç veya teslimi yapan yetkilendirilen kişinin bu Kanun kapsamındaki radyoaktif atığa ilişkin sorumluluğu sona erer. (6) Radyoaktif atıkların ve kullanılmış yakıtların güvenli olarak yönetimi, serbestleştirme ve salıma ilişkin usul ve esaslar ile sahipsiz radyoaktif maddelere ilişkin hususlar Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir. (7) TENMAK, yetkilendirilen kişilerin görüşlerini de alarak, radyoaktif atıkların ve kullanılmış yakıtların yönetimine ilişkin ulusal radyoaktif atık politikası ve stratejisinin belirlenmesine esas Ulusal Radyoaktif Atık Yönetim Planı Taslağını, sonu (0) ve (5) ile biten yılların sonuna kadar hazırlar ve Bakanlığa sunar. Bakanlık, Kurumun görüşünü alarak Ulusal Radyoaktif Atık Yönetim Planını belirler. (8) Bu Kanun kapsamı dışında yürütülen bir faaliyet sonucunda radyoaktif kirliliğe maruz kalmış alanların çevresel iyileştirmesine ilişkin iş ve işlemler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Kurum ile iş birliği yapılarak yürütülür. Bu alanlarda ortaya çıkan radyoaktif atıkların yönetimi TENMAK tarafından yapılır. Bu fıkra kapsamındaki tüm masraflar kirleten tarafından karşılanır." hükmüne yer verilmiştir. Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak incelenmesi ve çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden; Sinop ili, Merkez ilçesi Abalı Köyü, İnceburun Mevkiinde yapımı planlanan "Sinop Nükleer Güç Santrali" projesine ilişkin, Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürlüğü tarafından kurulan EUAS International ICC Merkezi Jersey Adaları Türkiye Merkez Şubesi tarafından Nükleer Santrale ilişkin hazırlanan ÇED başvuru dosyasının 27/12/2017 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu ve Sinop Nükleer Santraline dair ÇED sürecinin resmi olarak başlatıldığı, ÇED süreci için Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 40 üyeden oluşan İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulduğu, 06/02/2018 tarihinde Sinop Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Otelinde halkın katılımı toplantısı gerçekleştirildiği, hazırlanacak ÇED raporunun kapsam ve içeriğini belirleyen İDK üyelerinin görüşleriyle hazırlanan ÇED özel formatının 19/03/2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yatırımcıya iletildiği, verilen özel format uyarınca hazırlanan ÇED raporunun 22/10/2019 tarihinde yatırımcı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu, rapor Sinop Nükleer Güç Santrali projesi ile ilgili halkın da görüşlerinin alınmasını teminen 05/11/2019 tarihinde ÇED İzini ve Denetim Genel Müdürlüğü ile Sinop Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün resmi internet sitesinde yayımlandığı, İDK üyelerinin de katılımı ile 10/12/2019 tarihinde İlbank A.Ş. Sosyal Tesislerinde İDK toplantısı düzenlendiği ve bu toplantıda verilen görüşler doğrultusunda son şekli verilen ÇED raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu, sunulan raporun 30/06/2020 tarihinde Sinop Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce askıya çıkarıldığı, 21/08/2020 tarihinde nihai hale getirilen raporun tekrardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu, yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde 11/09/2020 tarihinde proje için ÇED olumlu kararı verilmesi üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılmakta T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, Mahkememizin 24/11/2020 günlü ara kararı ile naip hakim Abdurrahman KALKAN'ın niyabetinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, naip hakim tarafından re'sen seçilen bilirkişiler, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Niyazi MERİÇ ve Doç Dr. Eren ŞAHİNLER, İstanbul Orman Mühendisliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf GÜNEŞ, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Nilsun DEMİR, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Kağan KADIOĞLU, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir ALP ve Prof. Dr. Mustafa Sait YAZGAN, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Duran ŞAHİN, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi POLAT, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cihad DÜNDAR, Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul ÇAM, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölümü öğretim üyeleri (Fauna uzmanı) Prof. Dr. Haluk KEFELİOĞLU ve (Flora uzmanı) Prof. Dr. Erkan YALÇIN, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (Jeofizik Bölümü) öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent KAYPAK, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir GÜLER 'den oluşan bilirkişi heyeti ile mahallinde 07/06/2021 tarihinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, bilirkişi heyetine sorulan sorular doğrultusunda düzenlenen ve dava dosyasına sunulan 07/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; "...Geçtiğimiz yıllarda, özellikle yüksek fosil yakıt fiyatları, enerji güvenliği ve iklim değişikliği ile ilgili endişelerin yanı sıra, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının ivediliğinin nükleer enerjiyi diğer seçeneklere göre çok daha avantajlı konuma getirdiği ve dünya genelinde en önemli araştırma-geliştirme konularının başı pozisyonuna getirdiği, Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) verilerine göre, Mayıs 2019 itibariyle, 31 ülkede toplam 399354 MW (yaklaşık 400 gigawatt (GW)) kurulu gücünde 452 nükleer santralin işletmede olduğu, 19 ülkede 55,4 GW kurulu güce sahip olacak 54 adet nükleer santralin de inşa halinde olduğu, Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) verilerine göre dünyada nükleer enerjiden elektrik üretiminin 2018'de gerçekleşen 2710TWh değerinin %73'ünün OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü-Organisation for Economic Co-operation and Development) ülkeleri tarafından, geri kalan kısmının ise Çin ve OECD üyesi olmayan ülkeler tarafından üretilip kullanıldığı, elektrik enerjisinde nükleer payın 2040 yıIında 3974 TWWh değerine düşeceği fakat Avrupa birliği üyesi 16 ülkede üretilen 815,2 TWh elektriğin 27'sinin nükleer güç santrallerinden sağlandığı ve 2018 yılı itibariyle bu ülkelerde 130 Nükleer Güç Santralinin (NGS) çalışır halde bulunduğu, nükleer enerjinin, toplam üretimin %18'ini oluşturduğu gelişmiş ekonomilerde çok daha büyük bir rol oynadığı, 2018'de Fransa, Slovak Cumhuriyeti ve Macaristan'daki gücün yarısından fazlasını sağladığı, Avrupa Birliği, elektriğinin %25'inin nükleer reaktörlerden sağlandığı, Kore ve ABD'nin de benzer şekilde, elektriğinin yaklaşık beşte biri için NGS'ler işletildiği, Türkiye'nin güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve bunlar gibi yenilenebilir enerji alternatif kaynaklarının tamamını bir anda değerlendirse bile yine de dış kaynaklı doğal gaz kömürü ve nükleer birincil enerjiye dayalı elektrik açığının çok fazla olduğu, projenin, enerji üretiminde Türkiye’nin %55 oranındaki dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla yapıldığı, ilk NGS santrali olan Akkuyu NGS'nin inşaatının başlatıldığı, iki nükleer güç santralinin (Akkuyu ve Sinop) tüm üniteleri işletmeye alındıktan sonra, yılda yaklaşık 80 milyar kWh elektrik üreteceğinin (toplam enerji ihtiyacının yaklaşık % 10'u) öngörüldüğü, NGS santrali görevi yapabilecek Sinop NGS'nin özellikle doğal gaz ve kömüre dayalı enerji üretim T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. sistemlerine göre aktif ve pasif güvenlik sistemleri ile donatılması, çevresel radyoaktif salınımı son derece düşük ve devamlı izleme sistemleriyle izlenen ara verilmeksizin en az bir yıl süreyle yakıt değiştirmeksizin çalışabilen elde edilebilirliği ve santral veriminin çağdaşlarına göre nispeten yüksek olmasının önemli bir avantaj olduğu, ayrıca NOx, Nitrat, NO2,SO2, duman, toz-partikül madde, CO2 salınımısıfır kabul edilen “temiz enerji” kaynağı olarak nitelenebileceği, Sinop NGS projesinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir projesi olduğu, kurulacak olan Proje Şirketi tarafından inşa edileceği ve işletileceği, Sinop NGS'nin, Türkiye'nin Karadeniz kıyısı üzerinde, Sinop ili sınırlarında, Abalı Köyü'nün İnceburun mevkiinde kurulacağının belirtildiği, Uluslararası anlaşmanın hükümlerine uygun olarak, tipik bir basınçlı su reaktörü olan ATMEA1, proje alanında kurulması planlanan basınçlı su reaktörü teknolojisini temsil etmesi nedeniyle, projenin çevresel etkisinin değerlendirilmesinde kullanıldığı, bu kapsamda Sinop NGS'nin her biri net 1.140 MWe kurulu güce sahip toplam dört adet basınçlı su reaktörü nükleer güç ünitesinden müteşekkil olduğu, toplam kurulu gücünün 4.560 MWe olacağının belirtildiği, basınçlı su reaktör teknolojisinin, kaynar su reaktör teknolojisine göre çevresel etkilerinin daha az olması nedeniyle tercih edildiği, ATMEA1 reaktörünün Japon Mitsubishi Heavy Industry (APWR, Advaced Pressurized Water Reactor) ve Fransız AREVA (EPR, European Pressurized Reactor) firmalarının ortak yapımı 3+ Nesil Basınçlı Su Reaktörü olduğu (PWR) ve Mitsubishi ve Areva 120'den fazla nükleer reaktör inşaat tecrübesine sahip olduğu, ayrıca halen ABD, İngiltere ve Japonya' da olmak üzere farklı ülkelerde nükleer reaktörlerin inşaatının sürdüğü, bir kaza durumunda reaktör kalbinin erimesi, delinmesi vb. zarar görmesi ve radyoaktif salınım olma olasılığının 2. nesil reaktörlerden 10 kat daha düşük olduğunun gösterildiği, doğa olaylarından dolayı zarar görme ve uçak çarpma ihtimalleri en şiddetli dereceden tehlike durumlarına karşı tasarlandığı ve daha ileri durumlar için revize edilebilir bir teknolojiye sahip olduğu, daha az atık çıkarmak üzere ve maksimum termal verimin alınmasına yönelik tasarlandığı, bu yönde 2. nesil reaktörlere göre %10-15 etkin olduğunun gösterildiği, yedek güvenlik sistemleri hattı sayesinde çalışır durumdayken bakım ve tamirinin yapılabildiği, dijital gözlem, kontrol ve otomasyon sistemlerinin mevcut olduğu, 12 - 24 ay arasında esnek çalışabilen bir yakıt çevrimi süresi olan bu reaktör tipinin ekonomik avantaj sağladığı, Sinop NGS Nihai ÇED Raporunda, Sinop NGS'nin, Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanması, diğer alternatif enerji kaynakları ile karşılaştırılması, seçilen teknolojinin uygunluğu ve yeterliliği, alternatif teknolojiler arasındaki yeri, alternatifleri değerlendirmedeki yeterlilik, nükleer kazalar, nükleer santrallerin uluslararası denetim usul ve esasları hakkında genel uygulama çerçevesinde projenin uluslararası kriterlere uygunluğu bakımından, ÇED Raporunda uygun şekilde ele alındığının görüldüğü, Sinop NGS için önerilen Atmea1 reaktör tipi NGS konusunda oldukça tecrübeli bir ekip tarafından inşa edileceği, teknolojik ve güvenlik olarak günümüzde nükleer santrallerde kullanılan standartlarda uygun sistemlere sahip olduğunun proje raporunda uygun bir şekilde görüldüğü, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IlAEA) tarafından önerilen güvenlik ve işletme standartlarına uygun özellikleri bünyesinde taşıdığının görüldüğü, proje uygulaması sırasında alınacak tüm tedbirlerin, güvenlik ve denetimlerin, Sinop NGS'nin güvenli işletilmesi için uluslararası nükleer güvenlik ve güvence denetimi ve nükleer emniyet usul ve uygulamalarındaki kriterlere uygun olduğu, bu raporda belirtilmeyen diğer ayrıntılı teknik hususların işletme lisansının hazırlanması sırasında verileceğinin değerlendirildiği, proje alanı merkezli 30 km yarıçaplı alanda, iki kentsel yerleşim alanı bulunduğu, ilkinin proje alanının doğusundaki alana 14,0 km uzaklıkta bulunan Sinop il merkezi, diğerinin ise proje alanının güneybatısındaki alana 21,9 km mesafedeki Erfelek ilçe merkezi olduğu, Sinop il merkezi ve Erfelek ilçe merkezi dışında, proje alanı merkezli 30 km yarıçaplı alanda 84 kırsal yerleşimin (köy) bulunduğu, proje alanı içerisinde yerleşim alanı ya da ev bulunmadığı, proje alanına en yakın yerleşim yerinin yaklaşık 800 m T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. mesafede bulunan Abalı Köyü'nün Kurtkuyusu Mahallesi olduğu, Sinop NGS Projesi inşaat aşaması etki alanının, deniz tarafında inşaat alanı, kara tarafında ise proje için tahsis edilmiş olan ve inşaat aşamasında tel çit ile çevrilerek, güvenliği sağlanacak olan 1.005,8 ha’lık alan ile sınırlı olacağının öngörüldüğü, projenin işletme aşamasındaki etki alanının (Nihai ÇED Raporunun 111. (190) sayfasında,) deniz tarafında, inşaat aşamasında kurulacak olan dalgakıranların ve rıhtımın, işletme süresi boyunca kullanılacağı ve bu alana girişlerin sınırlı olacağı, dolayısı ile etki alanının, kıyı yapılarının kapladıkları alan ile sınırlı olacağı, kara tarafında ise, her ne kadar santral yaklaşık 102,5 ha alana yerleşecek olsa da, inşaat aşamasında tel çit ile çevrilmiş olan 1.005,8 ha alanın güvenlik sebebiyle muhafaza edileceği ve kontrolsüz girişlere izin verilmeyeceği, dolayısı ile arazi kullanımına bağlı etki alanının, 1.005,8 ha’lık alan ile sınırlı olacağının ifade edildiği, ancak, Nihai ÇED Raporunun bu bakımdan eksik kaldığı, bu denli önemli ve büyük bir projenin etki alanının 1.005,8 hektarla sınırlanmasının doğru olmadığının değerlendirildiği, nihai ÇED Raporunun birçok yerinde, proje sahasının etrafındaki yerleşim alanlarının 30 km yarı çaplı bir alanı doğrudan etkilediği, tatlı suyun Erfelek Barajından alınacağı vb. bilgi ve parametrelere yer verildiği, çevresel etki alanının 1005,8 ha. lık proje sahası ile sınırlanmış olmasının ve ÇED Raporundaki ölçümlerin bu alanla sınırlı kalmasının son derece önemli bir eksiklik olduğu, ÇED Raporunda, dikkate alınan çevre 100 ha. proje tesis oturum alanının ve 1005,8 ha. alanın proje çevresi olarak öngörüldüğü, oysa, projenin etkileyeceği çevre bununla sınırlı olmadığı, izleme programı ile çevrenin sürekli izlenmesinin nükleer tesisler için bir zorunluluk olduğu, proje kapsamında radyolojik ve radyolojik olmayan iki adet izleme programı oluşturulduğu, ancak, izlemenin yapılacağı parametrelerde, orman örtüsü, flora, fauna, toz, hava kirliliği, emisyon vb. gibi çevre parametrelerine yer verilmediğinin görüldüğü. kümülatif etki analizi yönünden hazırlanan ÇED raporunun hatalı olduğu ve kendi içinde çelişkili ve eksik olduğu, Proje Faaliyetlerinin Korunan Alanlara Etkilerinin Değerlendirilmesinde; saha ile koruma alanı arasındaki mesafe göz önüne alındığında, Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı’nın ve Erfelek Barajı’nın Sinop NGS Projesinin inşaat aşamasındaki su ihtiyacının karşılanması için kullanımı ile, Sarıkum alt havzası içindeki Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı’nın proje kapsamında yapılacak inşaat faaliyetlerinden doğrudan etkilenmesinin beklenmediğinin ifade edildiği, ancak Bozburun Yaban Hayatı Koruma Sahasının proje alanı bitişiğinde, Nihai ÇED Raporunun birçok yerinde ise bu alanın proje sahası içinde olduğunun ifade edildiği, bu nedenle bu noktada bir bilgi tutarsızlığı olduğunun söylenebileceği, burada özellikle dikkat edilmesi gereken konunun, projenin etki alanının sınırının yani Sinop NGS’nin olası olumsuz etkilerinin sınırının Bozburun YHGS sınırına kadar olduğunun belirtildiği, bu durumun bilimsel verilerden ve gerçeklerden yoksun olduğu, proje kapsamında 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na tabi korunan alanlar sınırlarından ve sınır içinden hiçbir şekilde servis yolu geçirilmeyeceğinin ifade edildiği, ancak, bunların nasıl uygulamaya geçirileceği konusunda bir eylem planına Nihai ÇED Raporunda yer verilmemesinin bir eksiklik olarak değerlendirilebileceği, Orman Alanları Üzerine Etkiler ve Alınacak Önlemler bakımından; 6831 sayılı Orman Kanununun 16. ve 17. maddelerine göre orman ön izni alınmış olduğu, kesin iznin daha sonra alınacağı ifade edilmişse de, ön izin ile bu tür bir faaliyete başlanmış olmasının uygun görülmediği, keşif sırasında sahanın temizlendiği ve yine Nihai ÇED Raporunda belirtildiği gibi yaklaşık 480 bin ağaç kesildiği, Orman Ön İzni ile sahanın temizlenmesinin, ağaçların kesilmesinin, orman mevzuatına uygun olmadığının değerlendirildiği, yangın eylem planı hazırlanmadığı ve yangın halinde nasıl bir söndürme yapılacağının belirli olmadığı, yangının nasıl söndürüleceği hakkında bir yangın eylem planının ÇED Raporunda yer almadığı, orman alanları üzerindeki olası etkiler konusunda bir ekolojik etki değerlendirmesi raporunun, ağaçlandırma projesi ve sahanın nasıl rehabilite edileceğine dair bir rehabilitasyon projesinin olmamasının, ayrıca, civardaki orman köyleri ve T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. köylüleri bakımından da bir sosyal etki analizinin olmamasının nihai ÇED Raporunda yer almayan son derece önemli eksiklikler olduğunun değerlendirildiği, Toprak Kalitesi Üzerine Etkiler ve Alınacak Önlemler bakımından; arazi ıslah planı, toprak koruma planı ve uygulamanın nasıl yapılacağına dair bir eylem planı projesinin yer almadığı, bunun da bir eksiklik olarak değerlendirildiği, hazırlanan ÇED raporunun yaban hayatı (fauna) ile ilgili kısımlarında ve yer seçiminde büyük eksikliklerin bulunduğu, doğal afetler konularında herhangi bir inceleme raporu vb. belgenin ÇED raporu ekinde verilmediğinin belirlendiği, proje için seçilen yerin konumu açısından yapılan değerlendirmede; Sinop NGS alanı yer hareketi riskinin değerlendirmesinde IAEA SSG-9'da tanımlanan metodolojiye uyulduğu, buna göre, saha çevresinde, bölge yakınında ve bölgesel ölçeğe kadar fayların ve sismojenik kaynakların belirlendiği, bu fayların ve sismojenik kaynakların özelliklerinin araştırıldığı, maksimum deprem büyüklüğü potansiyelinin değerlendirildiği ve projeye özgü deprem kataloğunun geliştirildiği, yapılan Sismik Tehlike Analizine (STA) dayanarak, Sinop NGS alanının uygunluğunun doğrulandığı, Sinop NGS işletme aşaması su temininin ve oluşan atıksuların arıtımı konusunun ÇED Raporunda büyük ölçüde ayrıntılı bir şekilde ele alındığı, bazı endüstriyel atıksular için debi ve karakteristik özelliklerinin verilmemiş olmasının bu tür atıksu karakterlerinin seçilecek teknolojiye bağımlı olması ile ilgili olabileceği, raporda belirtilen izleme programı eşliğinde atıksuların yasal durumlarla uyumlu olarak yönetiminin oluşturulduğu ve çevresel etkilerinin de yasal düzenlemelerde izin verilen sınırları aşmayacağının belirtilebileceği, eğer proje faaliyetleri nedeniyle zaten kısıtlı olan su kaynakları zarar görürse, işletmenin su gereksiniminin karşılanmasının çok güç göründüğü, ayrıca satın alma yoluyla getirilecek suyun nerede ve hangi şartlar altında depolanacağının; suyun, su kaplarının ve depo alanının sağlık kurallarına uygunluğunun nasıl denetleneceğinin belirtilmediği, Sinop NGS'nin inşaat aşamasında hafriyat işlemlerinin, malzeme kırma eleme ve beton santrallerinin faaliyetlerinden oluşacak PM10 toz emisyonlarının hesaplanmasında eksiklikler bulunduğu ve bu durumun hassas bölgeler dahil çevrede oluşturacağı etkinin yasal sınırların altında kalıp kalmayacağının anlaşılamadığı, işletme safhasında çevresel hava kalitesi üzerinde etkisi olabilecek fosil yakıt yakılmasına ait faaliyetlerden sadece ısı kazanlarına ait emisyonlar dikkate alınarak modelleme yapıldığı ve olası çevresel etkilerin ihmal edilebilir mertebelerde bulunduğu, ancak jeneratörler gibi önemli emisyon kaynaklarının ve ağır taşıtların emisyonlarının da kümülatif olarak çevresel hava kalitesi üzerindeki etkileri yeterince incelenmediği, Sinop NGS inşaat aşamasında oluşabilecek konvansiyonel atık türlerine ait kısmen miktar tahmininde bulunulduğu, kısmen de bulunulmadığı, özellikle bu aşamada 14.000 kişinin atıksularının arıtımından kaynaklanacak arıtma çamuru hesabının bulunmadığı, ancak olası atıklarla ilgili belirtilen miktarların bertarafı ile ilgili yasal prosedürlere uyulacağının taahhüt edildiği, bu yönü ile konvansiyonel atıkların yönetiminden çevresel açıdan bir risk oluşumunun söz konusu olmayacağı, proje sonunda sahanın rehabilitasyonunun nasıl yapılacağına dair bir projenin olmamasının, NGS Projesinin ekolojik etkilerinin değerlendirilmesine dair ayrı bir rapor olması gerekirken bunun olmamasının, nihai ÇED Raporunda önemli eksiklik olarak değerlendirildiği. Proje Çalışmaları, Enerji Üretimi İle Santralin Sökümü Sırasında Oluşacak Atıkların Durumu; Sinop NGS Nihai ÇED raporunda, kurulacak NGS için kurulum, işletme ve devreden çıkarma aşamalarında oluşacak katı, sıvı, gaz formundaki atıklarla ve kullanılmış yakıtlarla ilgili tip miktar, kimyasal, fiziksel ve biyolojik özellikleri belirtilerek, depolama ve bertaraf koşulları, oluşacak emisyonlar ve bunların mevzuat/yönetmeliklerle izin verilen sınırlar içerisinde kalması konuları ile ilgili bilgi verildiğinin görüldüğü, yürürlükteki mevzuata göre izin verilen üst sınırların altında kalma taahhütünün raporda belirtildiğinin görüldüğü, rapor edilen katı, sıvı ve gaz atıklar kullanılmış yakıtların türleri ve depolama, bertaraf ve emisyon konularında önerilen tür, miktar ve yöntemlerin T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. tipik bir nükleer santral için uygun olduğu, ayrıca, öngörülen sistemler ve çalışma koşullarının gerçekleştirilmesi konusu güncel teknik koşullarda ve bilimsel düzeyde yeterli kabul edilebilir düzeyde ele alınarak gerekli süreçlerin ve önlemlerin ortaya koyulduğunun anlaşıldığı, Sinop NGS nihai ÇED raporunda, reaktörlerin inşası, çalışması ve olası kaza durumunda oluşabilecek radyasyon etkisinin ÇED raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği, işletmeden çıkarma aşaması için ayrı bir Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu ve ayrı bir çevresel izleme programının hazırlanacağı ve sunulacağının belirtildiği, projenin gerçekleştirilmesi sırasında halk sağlığı tarafından açısından olumsuz etkilerinin asgari düzeyde kalması için güvenlik sistemlerinin bulunduğu ve gerekli simülasyon/ modellemelerle olası doz maruziyetleri ön görülerek doz değerlerinin müsaade edilen seviyelerin altında olduğunun gösterildiği, söz konusu radyasyon etkisine karşı alınacak önlemler açıklanıp alınacak önlemlerin radyasyon etkisini bertaraf etmede yeterli olduğunun görüldüğü, ÇED raporu ekinde (sayfa 2973; Ek-VII.13-1) Sinop nükleer güç santrali yayılım analizi ve doz değerlendirmesi raporu şeklinde detaylıca bir rapor hazırlandığı, bu ek raporda, Sinop’taki art alan radyasyon seviyesi, sahada inşaat işçilerinin radyasyona maruz kalması, normal işletme sırasında halkın radyasyona maruz kalması, normal işletme sırasında flora ve faunanın radyasyona maruz kalması, kaza durumunda halkın radyasyona maruz kalması gibi durumlar uzmanlar tarafından modellenerek detaylıca çalışıldığı, Sinop NGS üniteleri için, normal işletme ve olası kaza senaryoları sırasında söz konusu olabilecek radyonüklit salınımı nedeniyle ortaya çıkabilecek atmosferik yayılım, yüzey sularında yayılım ve doz hesaplamaları ve buna ek olarak bölgenin doğal radyasyon değerlendirmesinin yapıldığı, raporun, Nükleer Tesislerde Radyasyondan Korunma Yönetmeliği’ne ve Temmuz 2018'de Türk Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından Sinop NGS için hazırlanan Nükleer Güç Santrallerindeki Normal Salımlar ve Gerçekleşebilecek Kazalar için Atmosferik Dağılım ve Doz Hesaplamaları Hakkında Taslak Kılavuza uyularak hazırlandığının görüldüğü, Japon hükümetinin projeden çekildiği ve uluslararası geçerliliği olan bir anlaşma kalmadığı, dolayısıyla nihai ÇED raporunun bu anlamda kabul edilemez eksikliklerle dolu olduğu kanaatinin oluştuğu, “projenin iş sahası çalışmalarının gerek işçi sağlığı ve güvenliği gerekse çevrede yaşayanların sağlık ve güvenliği açısından eksik bırakılan yönleri olduğu, bu konudaki ihtiyaçların karşılanması için alınacak tedbirlerin yeterince açıklanmadığı, Sinop NGS Projesi’nin, raporda taahhüt edilen tedbirlerin alınması şartıyla, yöre tarımına, su ürünlerine, hayvancılığa etkisinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu kanaatine varıldığı, ÇED Raporunda Sinop NGS deşarjının deniz suyu sıcaklığına etkisine yönelik mevzuat çerçevesinde yapılan açıklamaların, model ve hidrobiyolojik izleme faaliyetlerinin ve önlemlerin yeterli olduğu, su alma yapısı ve derin deniz deşarjının termal seyrelme ve dağılım modellemesi, ızgaralar, balık koruyucular, kimyasal madde dozlaması ile detaylı olarak projelendirilerek Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulmasının gerekli ve uygun olduğu, balıkçılık ve su ürünlerine ilişkin açıklamalar ve önlemler konusunda yeterli olduğu, ÇED Raporunun santral alanında su sıcaklığı artışının hidrobiyolojik izlemelerle tespit edilen denizel canlılara (fitoplankton, zooplankton, makroomurgasız ve hassas balık türleri) ekosistem bazında olası etkileri ve biyoçeşitliliğe etkileri konusunda yeterli olmadığı, Sinop NGS Projesi Nihai ÇED Raporunun, korunan alanlar, tabiatı koruma alanları, milli parklar ve yaban hayatı geliştirme sahası ve bu gibi korunan alanlar mevzuatı bakımından, uzun dönemde önemli sakıncalar doğuracağı, yer seçiminin bu bakımdan uygun olmadığının değerlendirildiği, olası bir kaza riski durumunda projenin çevresel açıdan oluşturabileceği olumsuz etkilerin ve bu etkilere karşı alınacak önlemlerin ÇED raporunda detaylı şekilde incelenmediği ve böyle bir durumda çevresel etkilere karşı alınması taahhüt edilen önlemlerin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmadığı kanaati oluştuğu, proje kapsamında santral inşasında çalışan işçiler ve T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. yakın çevresinde yaşayan insanların hayatı ve sağlık güvenliği için alınması gereken tedbirlerin kapsamı ve oluşturulacak sağlık koruma bandının yeterli düzeyde olmadığı, Sinop NGS nihai ÇED raporunda, radyoaktif atık, kullanılmış nükleer yakıt yönetimi, radyoaktif atık yönetimi ilkeleri ve işlemeden çıkarma bölüm VII.10.ve 11.’da, yıllık oluşacak kullanılmış yakıt miktarı ve tüm santral ömrü boyunca oluşacak kullanılmış yakıt miktarı kullanımının yakıt taşınma ve depolanması sırasında alınabilecek önlemler bölüm VII.12’de ve işletme faaliyeti kapatıldıktan sonra olabilecek etkiler ve bu etkinliklere karşı alınacak önlemler ise bölüm IX’da hukuki çerçeve, politika ve strateji, işletmeden çıkarma planı, atık yönetimi, çevresel etkiler ve alınacak önlemler ve rehabilitasyon çalışmaları başlıkları altında detaylı olarak açıklandığı, ayrıca, nihai bertaraf işleminin ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yükümlü kılınmış kurum tarafından kurulacak olan bertaraf tesisinde yapılacağı ve söz konusu tesise iş ve işlemleri içeren ayrı bir ÇED Raporu hazırlanacağının belirtildiği, bertaraf yöntemleri ile ÇED raporunda belirtilerek, çevresel etkilerin, alınması taahhüt edilen önlemlerle giderilmesinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu rapora ek olarak sunulan Sinop nükleer güç santrali yayılım analizi ve doz değerlendirmesi raporu (Ek-VII.13-1, sayfa 2973) kısmında çalışıldığının görüldüğü..." yönünde görüş belirtilmiştir. Hazırlanan bilirkişi raporu davanın taraflarına ve müdahillere tebliğ edilmiş olup, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar, Nihai ÇED Raporu ve ilgili yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda yapılan bir kısım değerlendirmelerin hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, bir kısım değerlendirmelerin ise aşağıda açıklanacak olan gerekçelerle hükme esas alınabilmesine hukuken olanak bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlık konusu ÇED Olumlu kararına dayanak teşkil eden Nihai ÇED Raporunun, hazırlanan bilirkişi raporunun, rapora karşı davacılar, davalı idare ve müdahiller tarafından yapılan itirazların ve dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; uyuşmazlığa konu nükleer güç santralinin Türkiye’nin Karadeniz kıyısı üzerinde, Sinop ili sınırlarında, Abalı Köyünün İnceburun Mevkiinde kurulacağı, proje alanının doğusundaki alana 14,0 km uzaklıkta Sinop il merkezi, güneybatısındaki alana ise 21,9 km mesafedeki Erfelek ilçe merkezinin bulunduğu, Türkiye’nin ikinci nükleer güç santrali olacak Sinop Nükleer Güç Santralinin, Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından kurulmuş olan EUAS International ICC tarafından hayata geçirileceği, projenin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir projesi olduğu, kurulacak olan Proje Şirketi tarafından inşa edileceği ve işletileceği, proje kapsamında uluslararası anlaşmanın hükümlerine uygun olarak, tipik bir basınçlı su reaktörü olan ATMEA1 basınçlı su reaktörü teknolojisinin kullanılacağı, ATMEA1 reaktörünün Japon Mitsubishi Heavy Industry (APWR, Advaced Pressurized Water Reactor) ve Fransız AREVA (EPR, European Pressurized Reactor) firmalarının ortak yapımı 3+ Nesil Basınçlı Su Reaktörü olduğu (PWR) ve Mitsubishi ve Areva 120’den fazla nükleer reaktör inşaat tecrübesine sahip olduğu, kullanılan teknoloji kapsamda Sinop Nükleer Güç Santralinin her biri net 1.140 MWe kurulu güce sahip toplam dört adet basınçlı su reaktörü nükleer güç ünitesinden oluştuğu ve kurulu gücünün toplam 4.560 MWe olacağı, bilirkişi raporunda ve Nihai Çed Raporunda yer verildiği üzere basınçlı su reaktör teknolojisinin, kaynar su reaktör teknolojisine göre çevresel etkilerinin daha az olması nedeniyle tercih edildiği, bir kaza durumunda reaktör kalbinin erimesi, delinmesi vb. zarar görmesi ve radyoaktif salınım olma olasılığının 2. nesil reaktörlerden 10 kat daha düşük olduğu, doğa olaylarından dolayı zarar görme ve uçak çarpma ihtimalleri en şiddetli dereceden tehlike durumlarına karşı tasarlandığı ve daha ileri durumlar için revize edilebilir bir teknolojiye sahip olduğu, kullanılan teknolojinin daha az atık çıkarmak üzere ve maksimum termal verimin alınmasına yönelik tasarlandığı, yedek güvenlik sistemleri hattı sayesinde çalışır durumdayken bakım ve tamirinin yapılabildiği, dijital gözlem, kontrol ve otomasyon sistemlerinin mevcut olduğu, 12 - 24 ay arasında esnek çalışabilen T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. bir yakıt çevrimi süresi olması nedeniyle ekonomik avantaj sağladığı, bilirkişi raporunda yer verildiği üzere de Nihai ÇED Raporunda, seçilen teknolojinin uygunluğu ve yeterliliği, alternatif teknolojiler arasındaki yeri, alternatifleri değerlendirmedeki yeterlilik, nükleer kazalar, Nükleer Santrallerin Uluslararası denetim usul ve esasları hakkında genel uygulama çerçevesinde projenin uluslararası kriterlere uygunluğu bakımından, yeterli ve gerekli değerlendirmelerin yapıldığı, projenin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından önerilen güvenlik ve işletme standartlarına uygun özellikleri bünyesinde taşıdığı, proje uygulaması sırasında alınacak tüm tedbirlerin, güvenlik ve denetimlerin, projenin güvenli işletilmesi için uluslararası nükleer güvenlik ve güvence denetimi ve nükleer emniyet usul ve uygulamalarındaki kriterlere uygun olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, her ne kadar davacılar tarafından nükleer güç santraline ihtiyaç bulunmadığı ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji ihtiyacının karşılanabileceği ileri sürülmekteyse de, bilirkişi raporunda; ülkemizde güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve bunlar gibi yenilenebilir enerji alternatif kaynaklarının tamamını bir anda değerlendirse bile yine de dış kaynaklı doğal gaz kömürü ve nükleer birincil enerjiye dayalı elektrik açığının çok fazla olduğu, davaya konu Sinop Nükleer Güç Santralinin özellikle doğal gaz ve kömüre dayalı enerji üretim sistemlerine göre aktif ve pasif güvenlik sistemleri ile donatılması, çevresel radyoaktif salınımın son derece düşük olması, devamlı izleme sistemleriyle izlenmesi, ara verilmeksizin en az bir yıl süreyle yakıt değiştirmeksizin çalışabilmesi ve santral veriminin çağdaşlarına göre nispeten yüksek olması nedeniyle avantajlı bir durumda olduğu, nükleer enerji ile diğer enerji kaynakları arasında bir kıyaslama yapıldığında nükleer santrallerin teknolojik olgunluğunu kanıtlamış, temiz enerji özeliğine sahip vazgeçilmez bir elektrik enerjisi üretim sistemleri olduğu tespitlerinde bulunulduğu, nitekim Akkuyu Nükleer Güç Santrali hakkında düzenlenen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istemiyle açılan davada verilen Danıştay 14. Dairesinin 23.11.2017 tarih ve E:2015/5116, K:2017/6255 sayılı kararında da elektrik enerjisi üretiminde nükleer enerjiden faydalanılmasının zorunlu olduğu, alternatif elektrik enerjisi üretim tesisleri ile gelişen ve nüfusu artan ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamanın mümkün görülmediği gerekçesine yer verildiği, davaya konu proje için hazırlanan Nihai ÇED Raporunda da ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması ve diğer alternatif enerji kaynakları ile nükleer enerjinin karşılaştırılması hususlarının ayrıntılı şekilde ele alındığı görüldüğünden, davacıların bahse konu iddiasının kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır. Yine bilirkişi raporunda da yer verildiği üzere, ÇED sürecinin Bakanlık tarafından hem idari hem de teknik olarak sürece uygun şekilde yürütüldüğü, hazırlanan ÇED Raporunun kapsamının asgari gereklilikleri kapsadığı, proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği ile projenin yer ve teknoloji alternatifleri ile proje için seçilen yerin koordinatlarının ÇED raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği, projeden etkilenen çevresel parametrelerin raporda detaylı bir şekilde ele alındığı, parametrelerin öncelikle mevcut durumlarına raporda yer verildiği, sonra da bu parametrelerin projenin inşaat ve işletme aşamasında, projeden etkilenmelerini minimuma indirecek tedbirlerden bahsedildiği görüldüğünden, bu yönleriyle de ÇED Olumlu kararına dayanak teşkil eden ÇED Nihai Raporunun usule uygun hazırlandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak hazırlanan bilirkişi raporunda, projeden etkilenen çevrenin jeolojik ve hidrojeolojik özellikleri bakımından yapılan değerlendirmede; temel kayanın oldukça sağlam tektonizmadan etkilenmediği ve yer altı suyu içerme özelliğinin çok zayıf olduğu, tarım açısından zayıf olması ve bölge yayımcılık doğal bitki için zengin olmadığı, bu nedenle bölge sit veya tarihi bir kültür alanı özelliği göstermediği, proje alanının jeolojik açıdan bir sorun teşkil etmediği tespitinde, su temini ve oluşan atık suların arıtımı bakımından yapılan değerlendirmede; T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. bu hususun ÇED Raporu’nda büyük ölçüde ayrıntılı bir şekilde ele alındığı, bazı endüstriyel atıksular için debi ve karakteristik özelliklerinin verilmemiş olmasının bu tür atıksu karakterlerinin seçilecek teknolojiye bağımlı olması ile ilgili olabileceği, raporda belirtilen izleme programı eşliğinde atıksuların yasal durumlarla uyumlu olarak yönetiminin oluşturulduğu ve çevresel etkilerinin de yasal düzenlemelerde izin verilen sınırları aşmayacağı tespitinde, projenin hava konusunda etkisine yönelik yapılan değerlendirmede; işletme döneminde radyolojik olmayan emisyonlar nedeniyle santral civarında ve yerleşim alanlarında herhangi bir önemli etkinin beklenmediği, işletme safhasında çevresel hava kalitesi üzerinde etkisi olabilecek fosil yakıt yakılmasına ait faaliyetlerden sadece ısı kazanlarına ait emisyonlar dikkate alınarak modelleme yapıldığı ve olası çevresel etkilerin ihmal edilebilir mertebelerde bulunduğu tespitinde, konvansiyonel atıklara yapılan değerlendirmede; bütün atık türleri için miktarların belirtilmesi gerektiği, ancak yapılan değerlendirmede bir takım atık türlerinin belirtilmediği görülmekle birlikte, olası atıkların bertarafı ile ilgili yasal prosedürlere uyulacağı taahhüt edilmiş olup bu yönü ile konvansiyonel atıkların yönetiminden çevresel açıdan bir risk oluşumu söz konusu olmayacağı tespitinde, proje çalışmaları, enerji üretimi ile santralin sökümü sırasında oluşacak atıkların durumu hakkında yapılan değerlendirmede; oluşacak katı, sıvı, gaz formundaki atıklarla ve kullanılmış yakıtlarla ilgili tip miktar, kimyasal, fiziksel ve biyolojik özellikleri belirtilerek, depolama ve bertaraf koşulları, oluşacak emisyonlar ve bunların mevzuatta izin verilen sınırlar içerisinde kalması konuları ile ilgili bilgi verildiği, yürürlükteki mevzuata göre izin verilen üst sınırların altında kalma taahhütünün raporda belirtildiği, katı, sıvı ve gaz atıklar kullanılmış yakıtların türleri ve depolama, bertaraf ve emisyon konularında önerilen tür, miktar ve yöntemlerin tipik bir nükleer santral için uygun olduğu, öngörülen sistemler ve çalışma koşullarının gerçekleştirilmesi konusunun güncel teknik koşullarda ve bilimsel düzeyde yeterli kabul edilebilir düzeyde ele alınarak gerekli süreçlerin ve önlemlerin ortaya koyulduğu tespitinde, proje kapsamında reaktörlerin inşası, sökümü ve üretim aşamasında oluşabilecek radyasyon etkisi bakımından yapılan değerlendirmede; bu konuda ayrıntılı bir değerlendirmeye yer verildiği, projenin gerçekleştirilmesi sırasında halk sağlığı açısından olumsuz etkilerinin asgari düzeyde kalması için güvenlik sistemlerinin bulunduğu ve gerekli modellemelerle doz değerlerinin müsaade edilen seviyelerin altında olduğu, söz konusu radyasyon etkisine karşı alınacak önlemlerin radyasyon etkisini bertaraf etmede yeterli olduğu, hazırlanan yayılım analizi ve doz değerlendirmesi raporunda Sinop’taki art alan radyasyon seviyesi, sahada inşaat işçilerinin radyasyona maruz kalması, normal işletme sırasında halkın radyasyona maruz kalması, normal işletme sırasında flora ve faunanın radyasyona maruz kalması, kaza durumunda halkın radyasyona maruz kalması gibi durumların modellendiği, normal işletme ve olası kaza senaryoları sırasında söz konusu olabilecek atmosferik yayılım, yüzey sularında yayılım ve doz hesaplamaları ve buna ek olarak bölgenin doğal radyasyon değerlendirmesinin yapıldığı, ilgili mevzuata uygun olarak değerlendirme yapıldığı tespitinde, radyoaktif atıkların bertarafı konusunda yapılan değerlendirmede; radyoaktif atık, kullanılmış nükleer yakıt yönetiminin, yıllık oluşacak kullanılmış yakıt miktarı ve tüm santral ömrü boyunca oluşacak kullanılmış yakıt miktarı kullanımının, yakıt taşınma ve depolanması sırasında alınabilecek önlemlerin ve işletme faaliyeti kapatıldıktan sonra olabilecek etkiler ve bu etkinliklere karşı alınacak önlemlerin detaylı olarak açıklandığı, bertaraf yöntemleri ile ÇED raporunda belirtilerek, çevresel etkilerin, alınması taahhüt edilen önlemlerle giderilmesinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu tespitinde, proje kapsamında kullanılacak alanların tarım arazisi olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; proje sahasında tarım alanının yer almadığı, tarım arazilerinin ihtiyaç duyduğu su miktarı teminine ilişkin olumsuz bir durum beklenmediği, arazi hazırlık ve inşaat dönemindeki faaliyetlerden kaynaklanacak toz ve çalışacak olan iş makinelerinden kaynaklanacak olan egzoz gazı emisyonlarında sınır değerlerin sağlandığı, T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. projenin tarım alanları üzerinde olumsuz etkisinin beklenmediği, projenin raporda taahhüt edilen tedbirlerin alınması şartıyla, yöre tarımına, su ürünlerine, hayvancılığa etkisinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu tespitinde, proje inşaatından sonra arazi ıslah çalışmaları bağlığı altında yapılan değerlendirmede; bu hususta ne tür çalışmaların yapılacağının detaylı bir şekilde anlatıldığı, yapılan peyzaj onarım planının yeterince detaylı olduğu ve projenin ıslah çalışmaları için yeterli özellik taşıdığı tespitinde, projenin deniz ekosistemi ve biyolojisi üzerine etkisi yönünden yapılan değerlendirmede; soğutma suyu kulanımı ve deşarjına ilişkin olarak yapılan deşarj suyunun hidrodinamik modellemesi, modele ilişkin rapor, ilave rapor ve çalışmalar sonucunda deşarj hatlarının boylarının uzatılmasına yönelik çalışmaların uygun olduğu, yapılan ön tetkiklerin ve fauna-flora belirlenmesi çalışmalarının literatür bilgilerine dayandığı ve kabul edilebilecek çalışmalar ile desteklendiği, projenin uygulanması ve denizel ortamda meydana gelebilecek risklerin önlenmesi aşamasında ilgili mevzuat ve bilimsel yöntemlere başvurulduğu, deniz suyu kalitesinin izlenmesi faaliyetleri kapsamında yapılan çalışmaların uygun olduğu, projenin işletme aşamasının Karadeniz canlı yaşamı üzerindeki etkilerine yönelik yapılan değerlendirmede; ÇED Raporunda Karadeniz canlı yaşamına yönelik ön tetkiklerin yapıldığı, literatür bilgileri ile desteklendiği, işletme aşamasında gerek kuruluş gerekse çalışma dönemine ait yeterli tedbirlerin alınacağının ifade edildiği, projenin uygulanması esnasında meydana gelebilecek risklerin önlenmesi aşamasında ilgili mevzuatla açıklandığı tespitinde bulunulduğu, bilirkişi raporunda yapılan işbu tespitlerin ilgili mevzuat ve Nihai ÇED Raporu çerçevesinde değerlendirilmesi neticesinde yerinde olduğunun anlaşıldığı, projenin hava konusunda etkisine yönelik yapılan değerlendirmede her ne kadar bilirkişilerce jeneratörler gibi önemli emisyon kaynaklarının ve ağır taşıtların emisyonlarının da kümülatif olarak çevresel hava kalitesi üzerindeki etkilerinin yeterince incelenmediği belirtilmişse de, belirtilen eksikliğin tek başına projenin hava konusundaki çevresel etkisini olumsuz hale getirmeyeceği, işbu eksikliğin Nükleer Düzenleme Kurumundan yer ruhsatı alımı aşamasında giderilebilecek bir husus olduğu, kaldı ki bu eksikliğin ÇED Raporunu sakatlayacak düzeyde olmadığı, yine hidrobiyoloji açısından yapılan değerlendirmede ÇED Raporunda alınan tedbirlerin uygulama aşamasında denetlenmesi esnasında nasıl bir yol izleneceği ve belirli bir uzmanlık gerektiren bu işlemlerin nasıl yapılacağı noktasında açıklamalara yer verilmediği beyan edilmişse de; bahse konu tedbirlerin denetiminin ÇED sürecine ilişkin olmadığı, ilgili mevzuat uyarınca denetimin yapılacağının açık olduğu anlaşıldığından, işbu paragrafta yer verilen ve bilirkişi heyetince de tespit edilen hususlar yönünden ÇED Olumlu kararının hukuka ve mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan, yukarıda özet olarak yer verilen bilirkişi raporunda ÇED Olumlu kararına yönelik olarak yapılan diğer tespitler Mahkememizce, yasal mevzuat ve davalı idare ile müdahiller tarafından yapılan itirazlar doğrultusunda ayrıca değerlendirilmiştir. Buna göre; - Uyuşmazlığa konu projenin davalı idare tarafından nasıl değerlendirildiği başlığı altında yapılan tespitte; Bakanlık tarafından ÇED raporunun kapsamına ilişkin yayınlanan çerçeve yazının mevcut olup olmadığının anlaşılamadığının beyan edildiği görülmekle birlikte, bilirkişi raporuna karşı müdahiller tarafından sunulan itiraz dilekçesi ekinde Sinop Nükleer Güç Santrali Projesi ÇED Raporu Özel Formatının dava dosyasına sunulduğu, sunulan ÇED Raporu Özel Formatında dava konusu ÇED Olumlu kararına dayanak teşkil eden Nihai ÇED Raporunda yer verilen hususların, yapılan inceleme ve değerlendirmelerin, inceleme yapılırken kullanılan yöntemlerin, inceleme konularının ve rapor hazırlanırken dikkate alınması gereken hususların açıkça belirtildiği görüldüğünden, ÇED raporu hazırlanma sürecinde bu hususta herhangi bir eksiklik bulunmadığı görülmektedir. -Yer seçimi kriterleri olarak sit alanı/kültürel ve doğal korunması gereken varlıklar, korunan alan ve habitatlar, milli park alanı olması, sulak alan/Ramsar alanları, yaban hayatı koruma sahası T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. gibi doğa koruma kriterlerine yer verilmediği tespitinde bulunulduğu, ancak yine bilirkişi raporunda ÇED Raporunun Uluslararası Doğa Koruma Sözleşmeleri Bakımından Değerlendirilmesi başlığı altında ele alındığı üzere ÇED Raporunda; doğa koruma ve milli parklar ve koruma alanları, sulak alanlar, flora ve fauna, koruma alanları, peyzaj değeri yüksek yerler, devletin yetkili organlarının hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca korunması gerekli alanlar, korunması gereken alanlar ve korunan alanların ayrıntılı olarak ele alındığı, bu alanların coğrafi konumları, özellikleri ve mevcut durumları ile ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildiği bu yönüyle ÇED Raporunda bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmaktadır. - Projenin eki alanının belirlenmesi ve kümülatif ÇED değerlendirmesi hususlarında yapılan tespitlerde bilirkişilerce; Nihai ÇED Raporunun birçok yerinde, proje sahasının etrafındaki yerleşim alanlarının 30 km yarı çaplı bir alanı doğrudan etkilediği, tatlı suyun Erfelek Barajından alınacağı vb. bilgi ve parametrelere yer verilmiş iken, çevresel etki alanının 1005,8 hektarlık proje sahası ile sınırlanmış olması ve ÇED Raporundaki ölçümlerin bu alanla sınırlı kalmasının önemli bir eksiklik olduğu ve kümülatif etkinin, çevredeki sanayi tesislerinin, entegre tesislerin ve etkileşim alanındaki çevre unsurlarının doğrudan doğruya ve birbirleri üzerinden dolaylı olarak çevre bileşenleri üzerine olan etkisini ifade ettiği ve bir matrix modellemeyi gerektirdiği, bu tür bir modellemenin Nihai ÇED Raporunda yer almadığı ve raporun bu yönüyle de eksik kaldığı ifade edilmekteyse de, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar da dikkate alındığında projenin çevresel etki alanının 1005,8 hektar ile sınırlı olmadığının görüldüğü, gerek bilirkişi raporunun birçok başlığı altında incelendiği, gerekse de ÇED Raporunda birçok hususta yer verildiği üzere projenin 30 km yarı çaplı bir alanı doğrudan etkilediği hususu dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı ve alınması planlanan önlemlerin de yalnızca 1005,8 hektar ile sınırlandırılmadığı, diğer taraftan, kümülatif değerlendirme yapılırken çevresel etki konusuna ilişkin mevcut durum belirleme çalışması yapıldığı, her bir etki konusuna ilişkin projenin etkisi ve ölçüm sonuçları ile birlikte kümülatif değerlendirmesinin mevzuat hükümleri ile karşılaştırmalı olarak verildiği ve söz konusu etki ve kümülatif etki alanlarının haritalarının da gösterildiği, bu kapsamda alanda bulunan sanayi tesislerinin ve proje için önem veya tehlike arz edebilecek tesislerin değerlendirmeye alındığı görülmekte olup, bilirkişilerce matrix modelleme sisteminin kullanılmamasının eksiklik olduğu belirtilmekle birlikte, mevzuatta bu modelleme sisteminin kullanılması gerektiğine yönelik bir zorunluluk bulunmaması ve ilgili uzman kişi ve kurumlarınca da bu modelleme sisteminin kullanılması gerekliliğine yönelik bir talepte bulunulmaması karşısında, bahse konu modelleme sisteminin kullanılmamasının tek başına kümülatif değerlendirmenin hatalı olduğu sonucunu doğurmayacağı anlaşıldığından, bilirkişilerin etki alanının belirlenmesi ve kümülatif değerlendirme hususlarında yapmış olduğu tespitlerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. -Arazi kullanımı ve toprak kalitesi üzerine etkiler ve alınacak önlemler başlığı ile inşaat dönemindeki çevresel etkiler ve alınacak önlemler başlıkları altında bilirkişilerce, proje tamamlandıktan sonra, sahanın ağaçlandırılması, rehabilitasyonu vb. konularında neler yapılacağı, arazi kullanımı üzerine olası etkileri konusunda bir bilgi ve çalışmaya yer verilmediği “Yapılacak tüm bu işlemler sonucunda mevcut arazi kullanım şekli orman alanından Nükleer Güç Santral alanına dönüşecektir.” ifadesiyle, artık bu arazinin tümüyle orman niteliğinden çıkarılmış olacağı, geri dönüşünün olmadığı ve bitkisel toprağın depolanma şeklinin su ve rüzgar erozyonuna sebep olacağı ve tarım seracılık vb. alanlarda kullanılması için bir projenin olmadığı ifade edilmekle birlikte, bilirkişi raporunun proje inşaatından sonra arazi ıslah çalışmaları başlığı altında yapılan değerlendirmede yapılan peyzaj onarım planının yeterince detaylı olduğu ve projenin ıslah çalışmaları için yeterli özellik taşıdığı tespitinde bulunulduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda aynı hususta çelişkili değerlendirmelerin yapıldığı, Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde Nihai T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. ÇED Raporunun Arazi Kullanım İhtiyacı başlığı altında, inşaat faaliyetlerinin tamamlanması sonrasında santral alanı olarak 102,5 hektar büyüklüğündeki alanın kullanılacağı, bu alan dışında kalan alanlarda kapatma planına uygun olarak bitkilendirme ve rehabilitasyon çalışmalarının yapılacağının taahhüt edildiği, santral alanı dışında kalan proje sahasının ormanlık alan niteliğini tamamen kaybetmesine yönelik bir durumun söz konusu olmadığı gibi ÇED Raporunda zarar gören ormanlık alanın yeniden kazanılmasına yönelik çalışmalar yapılacağı hususuna da yer verildiği, diğer taraftan bitkisel toprak depolama sırasında erozyona, kurumaya ve yabani ot oluşmasına karşı alınacak önlemlerin ayrıntılı şekilde ele alındığı görüldüğünden, bilirkişilerce bu hususlarda yapılan değerlendirmelere itibar edilmemiştir. -Proje faaliyetlerinin korunan alanlara etkilerinin değerlendirilmesi kısmında; Bozburun Yaban Hayatı Koruma Sahasının proje alanı bitişiğinde olduğu ifade edilmekte ise de, Nihai ÇED Raporunun birçok yerinde bu alanın proje sahası içinde olduğunun ifade edilmesi nedeniyle tutarsızlık bulunduğu, yine bilirkişi raporunda “…Proje alanının etrafı tel örgü ile çevrelenecek olup, alan içerisine yaban hayvanı girişi sınırlandırılacağı” ifade edildiğinden bu tür bir sınırlandırmanın yaban hayatı yaşam alanlarına müdahale olarak nitelendirilebileceği, alanın bitişik sınırında Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, yaklaşık 4,2 km mesafede ise Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı ve yaklaşık 3,1 km mesafede Hamsilos Tabiat Parkı bulunduğu, bu alanların yaban hayatı bakımından oldukça önemli alanlar olduğu, özellikle bitişik sınırında bulunan Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının mutlak koruma altında olan bir saha olduğu, Sinop NGS Projesinde yer seçiminin Milli Parklar Kanunu ve Doğa Koruma mevzuatı bakımından uygun olmadığı, ayrıca proje kapsamında 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na tabi korunan alanlar sınırlarından ve sınır içinden hiçbir şekilde servis yolu geçirilmeyeceği ifade edilmekte ancak, bunların nasıl uygulamaya geçirileceği konusunda bir eylem planına Nihai ÇED Raporunda yer verilmemesinin bir eksiklik olduğu tespitlerine yer verildiği görülmekle birlikte, Nihai ÇED Raporunda proje alanı sınırlarının, Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ile hiç çakışma olmayacak şekilde 1.005,8 ha olarak belirlendiği bilgisine yer verildiği, bu nedenle bu hususta herhangi bir tutarsızlık bulunmadığı, proje alanının 10 km’lik etki alanı içerisinde bulunan Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Hamsilos Tabiat Parkı ve Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görüşleri doğrultusunda ayrı ayrı bilimsel raporlar hazırlandığı, hazırlanan raporlarda bu alanlarla ilgili olarak gerekli çalışmaların yapıldığı, Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının proje sahasının hemen bitişiğinde yer almasının ve proje alanının etrafının tel örgü ile çevrelenecek olmasının yaban hayatını doğrudan olumsuz etkileyeceği anlamına gelmediği, bu konuda gerekli bilimsel çalışmaların yapıldığı, bu nedenle proje faaliyetlerinin korunan alanlara etkileri hususunda bilirkişilerce yapılan tespitin yerinde olmadığı, diğer taraftan, Nihai ÇED Raporunda Milli Parklar Kanununa tabi korunan alanların sınırlarından ve sınır içinden hiçbir şekilde servis yolu geçirilmeyeceğinin taahhüt edildiği, bu hususun nasıl uygulamaya geçirileceği konusunda Nihai ÇED Raporunda ayrıca bir eylem planına yer verilmesine mahal bulunmadığı ve eylem planına yer verilmemesinin eksiklik olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. -Orman alanları ile proje kapsamında yapılacak müdahalenin orman ekosistemi üzerinde etkileri ve alınacak önlemler, orman izni ormancılık ve proje sahasının arazi kullanım özellikleri bakımından bilirkişilerce yapılan inceleme ve değerlendirmelerde; kesin izin alınmadan orman ön izni ile bu tür bir faaliyete başlanmış olmasının uygun olmadığı, yangın eylem planının alınmadığı, ekolojik etki değerlendirmesi raporunun, ağaçlandırma projesinin ve sahanın nasıl rehabilite edileceğine dair bir rehabilitasyon projesinin olmadığı, sosyal etki analizinin yapılmadığı, silvikültürel uygulama için plan hazırlanmadığı, orman arazi izinleri için aranan kamu yararı ve zaruret olması gerektiğine dair bir karara rastlanmadığı, keşif sırasında sahanın temizlendiği ve T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. yine Nihai ÇED Raporunda belirtildiği gibi yaklaşık 480 bin ağaç kesildiği, orman ön izni ile ağaçların kesilmesinin, orman mevzuatına uygun olmadığı, esaslı bir ağaçlandırma raporu hazırlanmadığı, hava kirliliği emisyonlarının orman vejetasyonuna etkisinin modellenmemiş olduğu, projenin bölge ekosistemine olumlu olumsuz etkilerinin neler olacağına dair yeterli inceleme yapılmadığı tespitlerinde bulunulduğu görülmekle birlikte, Orman Kanununun 17/3 ve 18 İnci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliğinin 6. maddesinde kesin izin için yapılacak müracaatlar sırasında ÇED belgesinin ibraz edilmesi gerektiğinin düzenlendiği, işbu mevzuat uyarınca kesin iznin ancak ÇED süreci hakkında bir karar alındıktan sonra verilebileceği açık olduğundan bilirkişi heyetinin kesin izin alınmadan ÇED Olumlu kararı alınmasının hatalı olduğu tespitinin yerinde olmadığı, davalı yanında müdahil Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğünün 19.02.2019 tarihli Ön İzin Uzatma Raporunda "Talep konusu Nükleer Güç Santralinin yapılan teknik çalışmalar neticesinde Devlet Ormanları dışında yapılması mümkün olmayıp söz konusu santralin yapılmasında kamu yararı ve zaruret bulunmaktadır." değerlendirmesinin yapıldığı, dolayısıyla kamu yararı ve zaruret bulunduğu hususunda Orman Bölge Müdürlüğünün öz izin kararında yer verildiği, yine bilirkişilerce her ne kadar yangın eylem planı hazırlanmadığı ifade edilmişse de, ÇED Raporunda; hazırlanacak Acil Eylem Planına uygun olarak yangın ekibi oluşturulacağı, personelin bilgilendirileceği, orman yangını söndürme ve araç gereçlerinin hazır bulundurulacağı bilgisine yer verildiği, alınan tek önlemin yangın durumunun Orman İdaresine bildirilmesinden ibaret olmadığı, bu hususta alınacak önlemlerin açıklandığı, diğer taraftan proje alanı içerisinde yer alan 480 bin ağacın kesimine ilişkin olarak Tarım ve Orman Bakanlığının 27.03.2019 tarih ve 14606 sayılı yazısında, öz izin sahasında endüstriyel ağaçlandırma uygulama programı kapsamında boşaltma kesimi yapıldığının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bildirildiği, bu nedenle projeden kaynaklı olarak ağaç kesimi yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, daha önce de açıklandığı üzere proje sahası ve etki alanına yönelik olarak Nihai ÇED Raporunda projenin ekolojik etki değerlendirmelerine ilişkin olarak ayrıntılı değerlendirmelerde bulunulduğu, ağaçlandırma projesinin ve sahanın nasıl rehabilite edileceğine dair hazırlanan kapatma planına uygun olarak bitkilendirme ve rehabilitasyon çalışmalarının yapılacağı, söz konusu alanlarda uygun ağaçlandırma çalışmalarının yapılacağı ve alanın rehabilite edileceğinin ÇED Raporunda belirtildiği, silvikültürel uygulamalar ve amenajman planının İnceburun Orman İşletme Şefliği tarafından hazırlandığı ve yürütüldüğü, bu nedenle bu hususlarda ÇED Raporunda ayrıca bir değerlendirme yapılmasının eksiklik olmadığı, öte yandan sosyal etki analizinin yapıldığına yönelik gerek itiraz dilekçelerinde gerekse de ÇED Raporunda herhangi bir bilgi bulunmadığından bilirkişilerce sosyal etki analizine yönelik yapılan eksiklik tespitinin yerinde olduğu anlaşılmakla birlikte, bu durumun tek başına projenin orman alanına ilişkin yapılan diğer değerlendirmelerini sakatlamayacağı kanaatine varılmıştır. -Proje sahasına ilişkin olarak deprem, depremsellik, tsunami, jeolojik, jeoteknik, aktif faylar, doğal afetler, yapıların tasarımı, çalışmalarda yetersizlik hususlarında; yeterli değerlendirme ve açıklamaların yapılmadığı, yer raporunun değerlendirilmeden ve onay sürecinden geçmeden ÇED olumlu kararı verilmesinin yerinde olmadığı, Sinop NGS alanı içindeki tüm yapıların tasarımı için yeterli incelemenin ÇED raporunda yer almadığı ve bu yapılaırn Türkiye Yapı Deprem Yönetmeliğine (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018) uygun tasarlanacağı ifadesinin kabul edilebilir olmadığı ve reaktör yapıları için geçerli olamayacağı, zemin etüd raporu bulunmaması ve proje alanının deprem tehlikesi için gerekli parametrelerin belirlenmemiş olması ile bu çalışmaların yer raporuna bırakılmasının eksiklik olduğu, alandaki ağaçların kesilmiş olması, jeolojik yapı ve zemin özelliklerine bağlı olarak, heyelan riskinden söz edilebileceği, bölgenin doğal afetler yönünden incelenmesi, fay ve fay aktivitesi hakkındaki değerlendirmelerin eksik ve T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. hatalı olduğu, değerlendirmelerde dikkate alınan kriterlerin dayanaklarının belirsiz olduğu, sismik tehlike değerlendirmesine yönelik yapılan değerlendirmelerin yeterli olmadığı, proje sahasının Kuzey Anadolu Fay Zonuna 100 km uzaklıkta olduğu tespitlerinde bulunulduğu görülmekle birlikte, Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğün 6. maddesinde; "Nükleer tesis kurmak ve işletmek için Kurumdan lisans almak zorunludur. Bunun için kurucunun, Kuruma, kurmak istediği tesisi belirten, teknik ve mali gücünü kanıtlayan belgeleri de eklediği bir dilekçeyle başvurması gerekir." düzenlemesine yer verilmiş, 9. maddesinde ise; yer lisansı almak için yapılacak başvuruda sunulması gereken yer raporunun "Seçilen yerin topografik, jeolojik, jeoteknik, hidrolojik, sismolojik ve meteorolojik özelliklerine ilişkin bilgi ve incelemeleri" de kapsaması gerektiği düzenlenmiş olup, yer raporunun lisanslandırma sürecinde aranan bir unsur olduğu, yer raporu hazırlanmamış olmasının ÇED Olumlu kararını sakatlamayacağı, müdahil Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde Ön Güvenlik Analizi Raporu süresince yapılacak olan görüşmeler sonucunda tasarım spektrumuna dönüştürüleceği ve tasarımların Nükleer Düzenleme Kurumuna inşaat lisansı başvurusunda sunulacak olduğu bilgisine yer verildiği görüldüğünden bu aşamada yapı tasarımlarının incelenmemiş olmasının eksiklik olarak kabul edilemeyeceği, diğer taraftan davalı idarece ve müdahillerce yapılan bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirtildiği üzere ÇED Raporu hazırlanması öncesinde yer seçimi ve lisans çalışmaları için, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Araştırma Enstitüsü, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile çalışmalar yapıldığı, 2005-2010 yılları arasında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bölgesel ölçekte, jeoloji, jeomorfoloji, paleo-tcktonik, aktif-tektonik, mikro depremsellik, sismik tehlike değerIendirmesi, bölgesel ölçekte hidroloji, taşkın potansiyeli ve bölgesel tsunami riski değerIendirmeleri ile ilgili detaylı çalışmalar yaptırıldığı, saha çevresinde 1/25.000 ölçekli stratigrafik istiflenmeler, yapısal jeoloji, tektonik koşullar incelendiği, 1/10.000 ölçekli saha alam araştırmaları, jeomorfoloji (drenaj sistemi, yüzey erozyonu, teraslar), stratigrafi, yapısal jeoloji ve yüzey faylanma potansiyeli, depremler ile ilişkili potansiyel tehlikeler, jeoteknik ve zemin araştırmalarını içerecek şekilde gerçekleştirildiği, aktif depremselliği incelemek için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu-Marmara Araştırma Merkezi tarafından yaklaşık iki sene süresince mikro-depremsellik araştırmalarına yönelik geçici sismik ağ kurulduğu görülmekte olup, proje sahası için Kıdemli Sismik Tehlike DeğerIendirme Komitesi çerçevesinde hem olasılıksal hem de deterministik yöntemler kullanılarak detaylı bir Sismik Tehlike Analizi yapıldığı, projeye özel deprem kataloğu ve literatür çalışmalarının Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından derlendiği ve 2005-2008 ve 2012-2018 yılları arasında iki mikro deprem araştırması gerçekleştirildiği, tsunami konusunda ise bölgesel ve yakın bölgesel alan içinde yer alan aktif fayların tsunami analizlerinde kullanıldığı, tsunami tehlikesini değerlendirmek için 30'un üzerinde model ile tsunami analizi yapıldığı, analizler ve değerlendirmeler neticesinde tasarıma esas kuru arazi durumunun hiçbir taşkından, selden tsunamiden ve benzeri olaylardan etkilenmediği sonucunun elde edildiği, su çekilmesinin ise santral civarında yaklaşık -6 m ve ve doğusunda yaklaşık -8 m'ye kadar ulaşabileceği, tsunamiler sırasında su alma yapılarının olası su çekilmesinden etkilenmemesi için alınacak önlemlerin izin aşamasında Nükleer Düzenleme Kurumuna sunulacağı bilgilerine yer verildiği görülmekte olup, ÇED Raporu hazırlanmadan önce bu başlık altında ele alınan hususlarda ayrıntılı ve kapsamlı çalışmaların yapıldığı, çalışmalar sonucunda olumsuz bir sonuç elde edilmediği ve yapılan çalışmaların bilimsel verilere dayandığı, bu nedenle bilirkişi heyetince gerekli inceleme ve araştırmaların yapılmadığı tespitinin yerinde olmadığı kanaatine varılmaktadır. -Yer raporu, güvenlik analiz raporu ve risk analizine yönelik olarak bilirkişilerce yapılan değerlendirmede, sayılan hususların lisanslandırma süreçlerinde sunulacağı ifade edilerek, ÇED T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. raporunda değerlendirilmemesinin eksiklik olduğu, risk potansiyelinin, kaza riskinin nükleer sorumluluk ve güvenlik prensipleri çerçevesinde yeterince incelenmediği ve risk analizi yapılarak alınması zorunlu tüm önlemlerin alınmadığı, yer raporunun henüz onay almadan ÇED Raporunun onaylanmış olmasının eksiklik olduğu değerlendirilmiş ise de, Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğün 9. maddesinde "Kurucu, yer lisansı almak için Kurum Başkanlığına yapacağı başvuruya aşağıdaki bilgileri kapsayan yer raporunu ekler..." düzenlemesi, 13. maddesinde "İnşaat lisansı almak için, kurucunun, yer lisansı almış olması ve ön güvenlik analizi raporunu ekleyeceği bir dilekçeyle Kuruma başvurması gerekir" düzenlemesi yer almakta olup, 14. maddesinde de ön güvenlik analiz raporunda bulunması gereken hususların sayıldığı, dolayısıyla bilirkişilerce eksik olduğu iddia olunan unsurların Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğün yukarıda yer verilen ilgili hükümleri uyarınca yer lisansı ve inşaat lisansı alınmadan önce hazırlanması gerekli olan raporlar olduğundan, bu aşamada hazırlanmamış olmasının eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. - İş sağlığı ve güvenliği başlığı altında yapılan değerlendirmede bilirkişilerce, sonuç olarak projenin iş sahası çalışmalarının gerek işçi sağlığı ve güvenliği gerekse çevrede yaşayanların sağlık ve güvenliği açısından eksik bırakılan yönleri olduğu, bu konudaki ihtiyaçların karşılanması için alınacak tedbirlerin yeterince açıklanmadığı tespitinde bulunulmuş ise de, ÇED Raporunda; işçilerin ve halkı iyonlaştırıcı radyasyon tehlikelerine karşı korumak için Reaktör tasarımının ICRP (Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu) tavsiye ve önerilerine ve ALARA (Mümkün ve Makul Olan En Düşük Düzey) prensibine uygun olarak yapıldığı bilgisine yer verildiği, çalışanlar ve tesis için içme ve kullanma suyu hesabının ayrı ayrı yapıldığı (her ne kadar bilirkişilerce suyun proje alanına nasıl getirileceği konusunda eksiklik bulunduğu ve Erfelek Barajının bu ihtiyacı karşılamaya yeterli olmadığı beyan edilmişse de, suyun taşınma şeklinin borularla yapılacağının ve Erfelek Barajının yeterli olmaması halinde alternatif su kaynakları teminin nasıl yapılacağına ÇED Raporunda yer verildiği görüldüğünden bu tespite itibar edilmemiştir), Radyoaktif Maddenin Güvenli Taşınması Yönetmeliğinin işçilere ilişkin düzenlemelerine uygun hareket edileceğinin taahhüt edildiği, inşaat işçilerinin sahadaki radyasyon maruziyetinin ayrıca ele alındığı ve önlemlerin değerlendirildiği, projenin arazi hazırlık ve inşaat aşamasında çalışacak işçilerin içme ve kullanma suyu tüketiminden kaynaklı oluşacak evsel nitelikli atıkların bertarafının ayrıca ele alındığı, hazırlanacak çevresel radyolojik izleme programı kapsamında işçiler için bireysel izleme yapılacağının beyan edildiği görüldüğünden bu başlık altında bilirkişilerce yapılan tespitlerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. -Projenin deniz ekosistemi ve biyolojisi üzerine etkisi üzerine yapılan değerlendirmede, ÇED Raporunda santralin işletme aşamasında su sıcaklığının deniz ortamına etkileri açıklanmakla birlikte sucul ekosistem bazında canlılar üzerine etkilerinin sınırlı bir şekilde ele alındığı, raporda, işletme döneminde su sıcaklığı artışının hidrobiyolojik izlemelerle tespit edilen denizel canlılara ekosistem bazında olası etkilerini, biyoçeşitliliğe etkilerini içeren bir değerlendirme bulunmadığı tespitlerine yer verildiği görülmekle birlikte, ÇED Raporunda işletme döneminde, soğutma suyunun iki adet derin deniz deşarjı boru hattı ile deşarj edileceğinin ve ulusal mevzuatta düzenlenmiş olan deşarj sıcaklık limitlerine uyulacağının taahhüt edildiği, denizden alınan soğutma suyunun azami +7ºC fark ile tekrar Karadeniz’e deşarj edileceğinin belirtildiği, soğutma suyu deşarjı sebebiyle deniz suyunda meydana gelecek sıcaklık artışlarının deniz ekosistemi üzerinde önemli bir etkiye sahip olmayacağı sonucunun elde edildiğinin belirtildiği, deniz ortamındaki inşaat faaliyetlerinin çevresel etkileri (deniz ekosistemine) ve alınacak önlemlerin ayrı bir başlık altında ele alındığı, bu başlık altında inşaat döneminde denizde gerçekleştirilecek faaliyetlerde ortaya çıkabilecek etkilerin ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi, Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı ve Hamsilos Tabiat Parkı kıyılarına ve dolayısıyla kıyıları dönemsel ve sürekli kullanan canlı T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. türlerine ve ulaşmaması amacıyla alınacak önlemlerin ayrıntılı şekilde sayıldığı, Deniz ve İçsular Tarama Yönetmeliği, Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümleri ile mer-i mevzuat hükümlerine uyulacağının taahhüt edildiği, dolayısıyla deniz ekosistemi ve biyolojisi üzerine ayrıntılı bir inceleme ve değerlendirme yapılarak çözüm önerilerinin getirildiği görüldüğünden bilirkişilerce yapılan değerlendirmeye itibar edilmemiştir. -Sıvı radyoaktif atıkların bertarafı konusunda çevresel etki değerlendirmesi yapılmadığı bilirkişi heyetince ifade edilmişse de, bilirkişilerce radyoaktif atıkların bertarafı başlığı altında yapılan değerlendirmede çevresel etkilerin alınması taahhüt edilen önlemlerle giderilmesinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu tespitinde bulunulması nedeniyle anılan tespit ile ilk tespit arasındaki çelişki bulunduğu, diğer taraftan ÇED Raporunda "Gaz ve Sıvı Salımlar için Alınacak Etki Azaltıcı Önlemler" başlığı altında ayrıca bir değerlendirme yapıldığı görüldüğünden, bu hususta yapılan tespitin hatalı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. -Acil durum ve tahliye planları, halk sağlığı, çevre sağlığı sağlık koruma bandı ve olası bir kaza riski durumunda projenin çevreye etkisi hususlarında bilirkişlerce; ÇED Raporunda açıkça sunulan bir acil durum eylem plan bulunmadığı, yakıt taşıma kazaları, çevresel etkileri ve alınacak önlemler konusunda raporun eksik kaldığı, sağlık koruma bandına hiç yer verilmediği tespitlerinde bulunulduğu görülmekle birlikte, acil durum eylem planının ayrı bir başlıkta ÇED Raporunda ele alındığı, plan hazırlanmamakla birlikte planın kapsamının neler olacağı ve hangi aşamada kimler tarafından hangi hususlara ilişkin olarak hazırlanacağının bu başlık altında yer aldığı, diğer taraftan Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğün 13. maddesi kapsamında ön güvenlik analiz raporu aşamasında planın Nükleer Düzenleme Kurumuna sunulacağının belirtildiği, dolayısıyla bu aşamada acil durum eylem planının hazırlanmamasının eksiklik olmadığı, tahliye aşamasına ilişkin olarak farklı senaryolar üzerinde çalışılarak değerlendirmelerin yapıldığı, tahliye planı ön güvenlik analiz raporu aşamasında Nükleer Düzenleme Kurumunun onayına sunulacağı ve tahliye planında nüfus yoğunluğunun maksimum olduğu yaz ayları göz önünde bulundurularak tahliye planlaması yapılacağı, alternatif tahliye planlamaları yapılacağı, kaza senaryosununun olası bir depremden kaynaklanması durumunda, tünellerdeki hasarlar ve en iyi kaçış yolu olarak belirlenmiş olan Sinop-Bafra yolunun tamamen kullanılamama durumuna göre planlama yapılacağı, sahaya 15 km mesafedeki hastahane cezaevi gibi kaotik durum yaratabilecek unsurlar göz önüne alınarak planlama yapılacağı taahhütlerinde bulunulduğu, deniz yoluyla tahliye hususunda ayrıca değerlendirme yapıldığı (bu hususta ayrıntılı bir değerlendirme yapılmaması eksiklik olup davalı idarece ön güvenlik analiz raporu aşamasında sunulacağı belirtilen tahliye planında daha ayrıntılı bir düzenleme yapılması gerektiği, ancak bu eksikliğin daha sonra giderilmesinin mümkün olması nedeniyle alınan ÇED Olumlu kararını sakatlamayacağı), yine ÇED Raporunda yakıt taşıma kazaları hususunda Radyoaktif Maddenin Güvenli Taşınması Yönetmeliğine uygun hareket edileceğinin taahhüt edildiği ve oluşabilecek kaza durumlarının ve alınacak önlemlerin ayrıca ele alındığı, diğer taraftan yukarıda yer verilen açıklamalarda da bahsedildiği üzere proje kapsamında santral inşasında çalışan işçiler ve yakın çevresinde yaşayan insanların hayatı ve sağlık güvenliği için alınması gereken tedbirlerin ayrıca ÇED Raporunda ele alındığı, aynı zamanda müdahil Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde sağlık koruma bandının Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından belirlenerek proje için uygulanacağının beyan edildiği görüldüğünden, tek başına sağlık koruma bandına yer verilmemiş olmasının bu hususta ÇED Raporunda yapılan diğer değerlendirmeleri etkisiz kılmayacağı kanaatine ulaşılmıştır. -Projenin flora-fauna ve yaban hayatına etkisi üzerinden yapılan değerlendirmelerde bilirkişilerce; projenin olumsuz etkilerinin sınırının Bozburun YHGS sınırına kadar olmasının bilimsel verilerden ve gerçeklerden yoksun olduğu, ÇED Raporunda yapılan değerlendirmede dahi T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. bu alanda yaşayan türlerin olumsuz etkileneceği ve habitat bölünmesinden doğan bir olumsuzlukla karşılaşılacağınının kabul edildiği, yaban hayatı ile ilgili ÇED raporu bölümünü hazırlayan uzmanların en büyük eksikliğinin bu çalışmanın sadece bir inşaat çalışması olduğu yanılgısına düştüğü, hazırlanan ÇED raporunun yaban hayatı (fauna) ile ilgili kısımlarında ve yer seçiminde büyük eksikliklerin bulunduğu tespitlerine yer verildiği, Mahkememizce ÇED Raporunun incelenmesi neticesinde raporda "Flora ve Fauna" başlığı altında karasal flora, karasal fauna, tatlısu sucul yaşamı, denizel flora ve fauna türlerinin ayrı ayrı incelendiği, proje sahasında bulunan türlerin, bu türlerin özelliklerinin ve yaşam şartlarının ayrıntılı olarak ele alındığı, bu çalışmalar yapılırken ilgili uzman ve kuruluşun değerlendirmelerine yer verildiği, ayrıca bu değerlendirmeler yapılırken yalnızca proje sahası içerisinin değil proje sahasına yakın konumda bulunan Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Hamsilos Tabiat Parkı ve Sarıkum Tabiat Koruma Alanı gibi alanlardaki yaşam ve canlı türlerinin de incelendiği, ÇED Raporunda karasal fauna bakımından inşaat aşamasında ortamdaki gürültü ve hareketlilikten dolayı bulundukları habitatları terk etmesi beklenen karasal fauna türlerinin, işletme aşamasında uygulanacak “Peyzaj Onarım Planı” kapsamında rehabilite edilen alanlara dönmesinin amaçlandığı bilgisine yer verildiği, diğer taraftan Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının sınırlarının Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşleri doğrultusunda yapılan bilimsel incelemeler neticesinde belirlendiği ve proje sahasının yaban hayatına etkisinin ayrıca ele alındığı görüldüğünden, bilirkişilerce ÇED raporunun yaban hayatı (fauna) ile ilgili kısımlarında ve yer seçiminde büyük eksikliklerin bulunduğu tespitlerinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. -Projenin iklim değişikliğine etkisi ve gerekli meteorolojik değerlendirmelerin yapılıp yapılmadığı hususlarında bilirkişi heyetince yapılan tespitte; saha içi gözlemlerin bir yıllık dönemde yapılmasının anlam ifade etmediği, bu ölçümlerin daha uzun süreli yapılması gerektiği, meteorolojik verilerin değerlendirilmesinin çevre istasyonlara göre yapıldığı, alanda 10 m, 100 m'lik yüksekliklerde meteorolojik değişkenlere ait ölçümlerin bir yıllık süreyle alındığı bu ölçüm verilerinin bölgedeki en yakın istasyon ile olan ilişkilendirilmesinin bütün değişkenler için yapılmadığı ifade edilmekle birlikte, bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri ve ÇED Raporu incelendiğinde, her ne kadar saha içi gözlem 1 yıllık süre dahilinde yapılmışsa da proje sahası yakınlarında bulunan meteoroloji istasyonlarından uzun yıllara ilişkin veriler alınarak değerlendirmenin yapıldığının görüldüğü, nadir meteorolojik olayların da ayrı bir başlık altında ele alındığı, diğer taraftan bilirkişi raporunda yer verildiği üzere proje kapsamında kullanılacak olan ATMEA1 basınçlı su reaktörü teknolojisinin doğa olaylarından dolayı zarar görme durumlarına karşı özel olarak tasarlandığı hususu dikkate alındığında, bilirkişilerce meteorolojik değerlendirme ve meteorolojik durumların projeye etkisi üzerinde yapılan tespitlerin kabulüne olanak bulunmamıştır. -Gürültü, hava kalitesi, toz, içme ve kullanma suyu hakkında yapılan değerlendirmelerde, Nihai ÇED Raporunun mevcut gürültü durumunu yansıtmadığı, çıkacak toz miktarının mevzuat sınır değerlerini aşacağı, Erfelek Barajında suyun proje alanına nasıl getirileceği ve bu esnada ortaya çıkacak çevresel etki değerlendirmesinin raporda yer almadığı, proje faaliyetleri nedeniyle su kaynaklarının zarar görmesi halinde işletmenin su gereksiniminin karşılanmasının güç göründüğü bilirkişilerce ifade edilmekle birlikte, gürültü incelemesinin inşaat dönemi ve işletme dönemi olmak üzere iki ayrı aşamaya ilişkin olarak yapıldığı, işçilerin gürültüden korunması hususunda iş sağlığı ve güvenliği başlığı altında ayrıca değerlendirme yapıldığı, hava kirliği ve toz emisyonu konusunda Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak hareket edileceğinin taahhüt edildiği, diğer taraftan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca toz miktarının hesaplanması sonucunda limit değerlerin üzerine çıkıldığının görülmesi üzerine hava kalitesi modelleme çalışması yapıldığı ve bu çalışmaların T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. sonucunda inşaat döneminde radyolojik olmayan emisyonlar sebebiyle tesis çevresinde ve yerleşim bölgelerinde önemli bir etki olmayacağı sonucuna varıldığının ifade edildiği, su kullanımı hususunda ÇED Raporunda yüzeysel su ve yer altı su kaynaklarına ilişkin olarak 30 km yarıçaplı çalışma alandaki yerleşimlerin 2017 yılı su tüketimi verilerinin dikkate alındığı, kişi başına su tüketimi hesabı yapıldığı, Sinop ilinin su ihtiyacını Erfelek Barajından, köylerin ise çoğunlukla yeraltı su kaynaklarından karşıladığı bilgisine yer verildiği, DSİ tarafından su kullanımına ilişkin gerekli görüşlerin alındığı ve bu görüşlere raporda yer verildiği, her ne kadar bilirkişilerce Erfelek Barajından suyun nasıl taşınacağının belirli olmadığı ifade edilmişse de ÇED Raporunda suyun taşınma şeklinin borularla yapılacağının ve Erfelek Barajının yeterli olmaması halinde alternatif su kaynakları teminin nasıl yapılacağının düzenlendiği, dolayısıyla gürültü, hava kalitesi, toz, içme ve kullanma suyu hususlarında bilirkişilerce yapılan değerlendirmelerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, yukarıda özet olarak yer verilen bilirkişi raporu, bilirkişi raporuna davanın taraflarınca ve müdahiller tarafından yapılan itirazlar, Nihai ÇED Raporu ve ilgili mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu ÇED Olumlu kararı alınmadan önce usulüne ve mevzuata uygun olarak gerekli işlemlerin yapıldığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından görüşlerin alındığı, bilimsel raporlar hazırlandığı, bilirkişi raporunda da yer verildiği üzere ÇED Raporunun kapsamının asgari gereklilikleri kapsadığı, proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği ile projenin yer ve teknoloji alternatifleri ile proje için seçilen yerin koordinatlarının ÇED raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği, diğer taraftan, yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda nükleer güç santrali projesinin çevresel etkileri ve ilgili çevre mevzuatı açısından hukuka ve mevzuata uygun olduğu, bazı hususlardaki eksikliğin (yukarıda ilgili kısımlarında açıklandığı üzere) ilgili mevzuat uyarınca lisanslandırma ve işletme sürecinde giderilmesi gerektiğinden ÇED Nihai Raporunda bulunmamasının dava konusu ÇED Olumlu kararını hukuka aykırı hale getirmeyeceği anlaşıldığından, dava konusu ÇED Olumlu kararının hukuka, mevzuata ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Kararın, davacılardan Gülcan Şahbenderoğlu'na ilişkin kısmında; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların Kişilik veya Niteliğinde Değişiklik" başlıklı 26. maddesinde; "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükmüne yer verilmiştir. UYAP ortamında davacılardan Gülcan Şahbenderoğlu'na ait nüfus kaydının incelenmesinden, anılan davacının 22.08.2021 tarihinde vefat ettiği, görülmekte olan davanın ise yalnızca ölen davacıyı ilgilendirdiği ve mirasçılarına intikâl eden bir hak niteliğinde olmadığı anlaşıldığından adı geçen davacı yönünden dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, davacılardan Gülcan Şahbenderoğlu yönünden ise dava dilekçesinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 37.965,65 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.890,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, müdahiller tarafından karşılanan ve aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacılar tarafından müdahillere (aşağıda belirtilen tutarlarda) ödenmesine, kullanılmayan 89,60 TL YD harcının talebi halinde davacılara, artan posta ve gider avansının ise talep edilmemesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra re'sen aidiyetine göre taraflara ve müdahillere iadesine, müdahil taleplerinin reddine karar verilen Samsun Barosu ve Atatürkçü T.C. SAMSUN 3. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/794 KARAR NO : 2022/388 UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr adresinden bFjr//x - E7/qfwV - ATxnFbq - Ad8WoI= ile erişebilirsiniz. Düşünce Derneği tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren (15) gün içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 08/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



 
Bu haber 2078 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

<