A. Yaşar SARIKAYA

A. Yaşar SARIKAYA

[email protected]

DAVUL ÇALIYOR "18 MAYIS 1919" DİYE

03 Ocak 2024 - 11:23 - Güncelleme: 04 Ocak 2024 - 17:22

Elimizde Emin ve Kemal Amca’nın çaldığı davul yok. Evet, yok ama on yıldır biz bir davul
çalıyoruz, 18 MAYIS 1919 diye. Tellal olduk söyleye söyleye, yorulduk yaza, yaza. Duyan duydu,
duymayanlar da duysun diye çalıp duruyoruz aynı davulu. Duysun herkes, bu özel bir gündür. Anısına,
Sinop’a KURTULUŞ ANITI dikelim. Nerede şehit oldu bilinmeyen, mezarları bile olmayanlar anısına.
Sarıkamış’ta donanlar, Çanakkale’de, Kafkaslarda, Balkanlarda, Trablusgarp’ta, Yemen’de ve diğer
cephelerde kahramanca ölen isimsizler anısına.
Sinop, nüfus oranına göre Türkiye’de en fazla şehit veren iller arasındadır. İnebolu sahilinden
başlayıp Kastamonu ve Çankırı üzerinden Ankara'ya uzanan, Kurtuluş Savaşı boyunca İnebolu'ya deniz
yoluyla gelen cephanenin kağnılarla cepheye ulaştırılmasında kullanılan yol İSTİKLAL YOLU’ dur.
Sinop’tan İnebolu’ya akın, akın asker sevk edilmiştir.
Bilindiği gibi, o zamanlar, nüfus yoğunluğu köylerdedir. Köylerde, saban sürülür, ekinler ekilir,
orakla biçilir, buğday değirmende öğütülür. Atatürk’ün tanımıyla “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR”. Yıl
1835, BOA Sinop ve köyleri nüfus kayıtlarını araştırdığımda, Sinop köylerinden, 12- 13- 15 yaşında
askere giden çok çocuk olduğunu gördüm. Bu çocuklar ve bu çocukları özlemle bekleyen analar, hepsi
yüreklerinde hasret ateşiyle ebediyete göçüp gittiler. O analar için, ölene kadar asker babasının yolunu
gözleyen anneannem gibi özlemle gözü açık gidenler için, değer bilmeliyiz. Birlik olmalı ve KURTULUŞ
ANITI dikmeliyiz Sinop’a.
Fenerbahçe ve Galatasaray kupa finalinde tek yürek olduğumuz gibi, yine tek yürek olalım. Ayrı
gayrı demeden hep birlikte el ele. Değer bilmeliyiz, unutturanlara, unutanlara hatırlatmalıyız.
Çocuklarımıza, torunlarımıza, gençlerimize kanıt bırakmalıyız. Bürnük’ten, Sakarabaşı’na, Samsun
sınırından, Kastamonu sınırına; en yüksek köyden kent merkezine, yaşayan herkes dedeleri anısına anıtı
görmeye gelsinler.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL’İN Han duvarında gördüğü dörtlük gibi, onlar da dedelerinin isimlerini
bulsunlar anıtta. Ne yazıyordu şair, HAN DUVARLARI şiirinde;
………….
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"
Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...
Şiir de kanıtlıyor, yıllarca hudutta askerlik yapanları.
Nice kahramanlar can verdi bu yurt için, özgürlük için;
Çünkü KAYITSIZ ŞARTSIZ EGEMENLİK MİLLETİN.
Sinoplular, hep birlikte 18 MAYIS 1919’a sahip çıkmalı; Valilik, Belediye ve tüm halk bunu birlikte
başarmalıyız.
O gün ile ilgili kaynakları eklediğimiz dilekçeyi Belediye Başkanımıza yıllar öncesinde sunduk.
Başkan Yardımcısı Sayın Bülent OKTAY, son iki başkan dönemindeki çabalarımızın en yakın
gözlemcisidir. BİLKE Sitemizde yazı olarak tekrarlarla yayınladık. Dernek olarak, 18 MAYIS 1919 ANISINA
BİLKE HALKBİLİM ÖDÜLLERİ düzenleyerek farkındalık yaratmak istedik.
Anlatamadığımızı, kaynaklar ışığında okurlarla tekrar paylaşalım, bu sessiz davulu yeniden çalalım:
” Ergun HİÇYILMAZ-İsyan Adımdır Benim” kitabında diyor ki”;
“Bandırma Vapuru’nun hareket halinde olduğu tarihte İngilizler 100 kadar asker ve harp
malzemesini Samsun’a çıkarmıştı (17 Mayıs 1919). Bandırma Vapuru önce Sinop’a gelmiş ve
Samsun’a karayolu ile geçilmesinin imkanı aranmıştı (18 Mayıs). Ancak güvenlik sebebiyle tekrar
vapura dönülecek ve Bandırma, Samsun’a müteveccihen demir atacaktı.”
M.Şakir ÜLKÜTAŞIR, Türk Kültürü 5. cilt , sayfa: 30’da diyor ki;
“17 Mayıs 1919 Cumartesi sabahı İnebolu’ya varıldı. Fakat Mustafa Kemal kasabaya çıkmadı. 18
Mayıs Pazar günü öğle vakti Sinop limanına giren gemi, alelusul pratika verdikten biraz sonra,
Mustafa Kemal şehre çıktı ve burada Sinop’un ileri gelenleriyle görüştü. Sinop’ta Pontus Cemiyetinin
bir şubesi vardı. Başlarında Eczacı Vasil bulunuyordu. Paşa bunların faaliyeti hakkında malumat aldı.
Konuşmalar sırasında müstakbel bir mukavemet için, huzurundakileri uyarıcı bazı sözler de söyledi.
Çok heyecanlı idi. Bir an evvel Samsun’a varmak istiyordu. Akşam saat 20 den sonra Sinop
limanından demir alan, yani kalkan Bandırma vapuru, Gerze ve Bafra sahilleri boyunca Samsun’a
doğru ağır ağır ilerlemeye başladı. Bütün gece seyrine devam etti. Mustafa Kemal, gemide iki gece
hiç uyumamıştı. Üstelik pek az şey yemiş ve mutadı veçhile mütemadiyen sigara içmişti.”
F.Rıfkı ATAY-ATATÜRK’ÜN BANA ANLATTIKLARI 1914-1919 kitabı sayfa, 141-142 diyor ki;
…………….Beynimden bir şimşek geçti: Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni
Karadeniz'in coşkun dalgalan arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıki idi. Ancak artık benim
için yakalanmak, hapsolmak, nefyolma, (sürülmek) düşündüklerimi yapmaktan menedilmek, hepsi
ölmekle müsavi idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim. Baktım ki
rıhtıma yanaşmış olacağını sandığım vapur, uzaklardadır. Sandallarla vapura gittik. Kaptana yola
çıkmak için emir verdimse de Kızkulesi açıklarında muayeneye tabi tutulduk. Birkaç ecnebi zabit ve
askeri bizi yoklayacaklardı. Muayene uzayıp gitti. Gelip gidildiğine göre acaba bunlarla şehirdekiler
arasında bir muhabere mi vardı? Maksat beni tevkif etmekse, bütün bu şeylere lüzum yoktu,
sıkılıyordum. Bir kararsızlık da olabilir, diye düşündüm. Bundan istifade edebilmek için kaptana
hareket hazırlıklarını çabuklaştırmasını söyledim. "Yirmi yedi yıllık ihtiyar kaptan demir aldırmaya
başladı. Ben kaptan yerinde idim. Zabit ve askerler dışarı çıktılar. Hareket ettik. Karadeniz
boğazından çıkarken, kaptana tehlikeli ihtimalleri anlattım. Cevap verdi:
"
- Ne aksi, dedi, bu denizi pek iyi tanımam, pusu!amız da biraz bozuk... "
Mümkün olduğu kadar kıyılan takip etmesini tavsiye ettim. Çünkü bundan sonra benim tek istediğim,
Anadolu'nun bir kara parçasına ayak basmaktan ibaretti. "Sahili takip ede ede evvela Sinop'a geldik.
Kasabaya çıktım. Oradakilerle görüşerek, Samsun'a kolaylıkla gidilebilecek yol olup olmadığını
soruşturdum. Maatteessüf yokmuş! Çok zorluk çekecek ve günlerce yollarda kalacaktık. Bilmem
neden, Samsun' a bir an evvel ayak basmak için o kadar acele ediyordum ki zaman kaybetmektense
tehlikeye göğüs germeyi tercih ettim. "Tekrar Bandırma vapuruna bindik. Aynı tertipte seyahat
ederek, nihayet Samsun Limanı'na vardık! "
Sinop yerel gazetecilerimizden Sayın Mustafa GENÇ ve sevilen dahiliye doktorumuz Sayın Burhan
ŞENDİL, Atatürk’ün 18 Mayıs günü Sinop’a geldiğinde yaşananları kaynak kişilerin anlatılarından
dinleyen tanıklar.
Aşağıdaki linkte, Mustafa GENÇ 18 MAYIS 1918 günü Atatürk’ün Sinop anılarını anlatıyor:
https://www.youtube.com/watch?v=BqEvqKW1-sk
Sinop Kurtuluş Anıtı İstiyor Videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=2XKXamXQQuUSayın

Bu yazı 1315 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum