Sürekli değişim içinde olan dünyada farklı koşullar karşımıza çıkmaktadır. Bu koşullara adapte olmak bazı bireylere göre zor bazı bireylere ise kolay gelmektedir. Ailesinden ilk kez ayrılıp okul hayatına adım atacak olan çocukların bu yeni dünyaya uyumunda güçlükler yaşaması olağandır. Doğru yönetilemeyen uyum süreci, yaşanan zorlukların artmasına sebep olacaktır. Zorluk yaşayan bireylerde kaçınma, davranışlarda aşırılık kaygıya zemin hazırlamaktadır ve özellikle 5-6, 10-11 yaş aralığında kaygının okul reddine sebep olabileceği düşünülmektedir. Okul kaygısı/reddi özellikle son dönemlerde artış göstermektedir.
OKUL KAYGISI NEDİR?
Genellikle okula gitmek çocuklar için bakım verenden ilk ayrılığın gerçekleştiği durumdur. Bu dönemde çocuğun kaygı duyması literatüre göre normal olarak kabul edilmektedir ancak çocuğun okula uyum sağlayamaması kaygı belirtilerinin devam etmesi; ebeveyn, okul, uzman ilişkisi içerisinde çocuğun değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bunlara ek olarak diğer gelişim dönemlerinde de okul kaygısı/reddi ile karşılaşılabilmektedir. Okul kaygısı her birey için farklı nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Özellikle öğrencinin okulu güvenli bir yer olarak algılamaması çeşitli duyuşsal, davranışsal ve fiziksel tepkiler göstermesine sebep olmaktadır.
Çocuğun okul atmosferiyle ilgili olan kaygıları, okula karşı birçok davranışını etkilemekte en başta da okula gitme isteğini etkilemektedir. Yaşanılan bu sorun motivasyon, hazırbulunuşluk, genel uyarılmışlık hali, dikkat vb. öğrenme için vazgeçilmez olan unsurların düzeylerini azaltıcı yönde etki etmekte veyahut ortadan kaldırmaktadır. Okul öncesi çağda olan çocukların ise okulla ilişkili kaygıları daha fazla rastlanılmaktadır.
Okul kaygısı, çocuğun okul atmosferindeki kendine yönelik tehditlere karşı gösterdiği tepkiler olarak tanımlanabilmektedir. Yaşanılan bu durum, bireyi okul reddine kadar götürebilir ve okul başarısını, sosyal becerilerini olumsuz yönden etkileyebilmektedir. Okul kaygısının nedenleri 3 alandan kaynaklanabilmektedir:
1. Okul dışından kaynaklanan faktörler ve çocuğun evden getirdiği problemler (genel kaygı bozuklukları, öğrenme güçlükleri, ebeveyn boşanması veya kavgası gibi ailesel faktörler, vb.),
2. Eğitim ve öğretimden kaynaklanan faktörler (Başarı kaygısı, - Başarısızlık kaygısı, - Test kaygısı, - Karne kaygısı vb.),
3. Okul ortamından kaynaklı faktörler (akran baskısı, okulda zorbalığa maruz kalma, öğretmenle iyi geçinememe, sosyal kabul görmeme, okulda şiddete şahit olma, okulun sosyal atmosferinin olumsuz olması, dedikodu, alay, aşağılama, kötü lakaplar vb.) .
Okul kaygısı okul ortamında kaynaklanabileceği gibi okul saati geldiğinde de bireyde birtakım sorunlar ortaya çıkarabilir. Okula gitme saati yaklaştığında bireyin okula gitmek istememesi, tedirgin olması, rahatsızlık duyması ve mide sorunularından şikayetçi olması gibi çeşitli durumlar buna örnek olarak gösterilebilir.
Genel olarak okul kaygısı öğretmenlerin ve ebeveynlerin yanlış tutumları, eğitimle ilgili olan endişeler, sosyal ilişkilerde oluşan olumsuzluklardan kaynaklanmaktadır ve genellikle bireyin okula gitmeyi istememesi, okul reddi ile sonuçlanmaktadır.
OKUL REDDİ
Öğrenim hayatına başlamak çocuklar için yasalar çerçevesinde düzenlenmiş bir gerekliliktir ve her çocuk belirli bir yaşta öğrenime başlamaktadır. Çocukların okula giderken aşırıya kaçmamak koşuluyla kaygı ve korku yaşamasının normal olduğu bilinmektedir. Ergen ve çocukların çoğu okula gitmeyi kabul ederken bazı ergen ve çocuklar bu durumu reddetmekte ve ciddi duygusal sorunlar yaşamaktadırlar. Ergen ya da çocuğun okula gitmeyi, gittiğinde ise okulda kalmayı istememe durumu okul reddi anlamına gelmektedir. Okul reddi semptom gibi düşünülebilir ve bazı psikiyatrik rahatszlıklarla beraber gözlemlenebilir. Psikolojik rahatsızlıkları olan ebeveynlerin çocuklarında okul reddi daha sık görülmektedir. Bu durum, okul reddinin oluşumunda hem genetik hem de çevresel koşulların etkili olduğu fikrini desteklemektedir. Özellikle yaşları 5, 6, 10 ve 11 olan çocuklarda okul reddiyle daha sık karşılaşılmaktadır. Çocuklarla ya da ergenlerle yapılan görüşmelerde asıl amaç çocuğun ya da ergenin okula en kısa sürede dönmesine katkıda bulunmaktır. Bazı kaynaklara göre okul reddi klinik bir bozukluk olarak nitelendirilmemekle birlikte, bazı psikiyatrik bozukluklarla bağlantılı olabileceği belirtilmektedir. Dolayısıyla, okul reddi yaşayan çocuk veya ergenin konunun uzmanı olan biri tarafından değerlendirilmesi önemlidir.
Öğrencilerin 1.5 yıldır yüz yüze eğitimden ve okuldan uzak kalmalarını göz önünde bulundurursak okulların açıldığı bu hafta itibariyle uyum sorunları, okul kaygısı ve reddinin yalnız ilk defa okula başlayanlarda değil ileriki yaş ve kademelerdeki öğrencilerde de görülme ihtimalinin olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Bu uyum süreci boyunca sabrın önemini vurgulayarak, yeni eğitim-öğretim yılının sağlık, mutluluk ve başarıyla geçmesi temennileriyle...
Simge UZUN KAYA
Uzm. Psk. Dan./Evlilik ve Aile Danışmanı