İzin Verirseniz Bugün Biraz Kendimi Anlatacağım.
Şu ana kadar hiçbir yazımda kendimden söz etmedim. İzin verirseniz bu yazımda biraz kendimden söz etmek istiyorum.
1990’lı yıllarda kardeşimin ilk okula başlaması ile benim de okul aile birliği serüvenim başladı. O zamanlar çok genç olduğum için Okul aile birliği yönetim kurulunda yer almaya başladı. Sonraki yıllarda oğlumun ana okuluna başlaması ile benim de Okul aile Birliği Yönetim Kurulu başkanlığım başladı. Ardından oğlum okula giderken yeğenim aynı okula okumaya geldiğinde onun velisi olarak görevime devam ettim. Her yıl yüzlerce velinin karşısında konuşmalar yapar, kendimizi tanıtır, yapacağımız çalışmaların plan ve projelerini anlatırdım. (Aslında ilk defa toplulukların karşısında konuşmaya 1985 yılında Rahmetli Bahri KALINDAMAR’IN Sinop Çocuk Kulübünü kurması ve benim de bu kulüpte görev almam sonucunda başlamıştır.) Her yıl toplulukların karşısına ilk çıktığımda heyecanımı yenmem zaman alırdı. “Konuklara İlk söylediğim söz “Özür dilerim sevgili dostlar. Yıllardır karşınıza çıktığım halde hala ilk günkü kadar heyecan yaşıyorum” diyerek konuşmaya başlar, heyecanımı atlatmak için konuklarla sohbet eder (zamanımız boldu) heyecanımı yendikten sonra mealimizi anlatmaya başlardım. O dönemde yaşı benden büyük bir ablam bana “Kızım sen neden her yıl seçildiğinin farkında değilsin galiba. Biz anne babalar senin heyecanını kaybettiğini gördüğümüzde seni seçer miyiz sanıyorsun?” demişti.
İlk Memur Sendikası kurulduğunda sevgili Metin GÜRBÜZ (bugün Belediye Başkan Aday Adayı) Zeki KARATAŞ, Tekin KAYA vs. gibi çok değerli dostlarım ile her alanda yer almaya, onların yanından hiçbir şekilde ayrılmamaya başladım. Nerede hangi miting varsa onlarla birlikte her yere gittim. Miting alanlarında sunuculuk yaptım. Ve ben yine ilk gün gibi heyecanımı yenemedim. (Heyecanımı yenmem için öncen bir sohbet başlatmak benim için vazgeçilmez bir alışkanlık oldu.) 2007 yılı haziran ayına kadar düşüncelerimi ve yaşam biçimimi simgeleyen her platformda sendikal mücadelelerde yer aldım. Emekli olduktan sonra da hiçbir şekilde bağlı olduğum (KESK) sendikamdan ayrılmadım. Sisteme aykırı davranışlarım olduğu öne sürülerek gerek Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu başkanlığımda (tek 657 ye tabi çalışan olduğum için), gerekse sendikal mücadelelerde arkadaşlarım ile birlikte soruşturmalar geçirdik ama hiçbir şekilde yılmadan yolumuza devam ettik. Nurettin YILDIZ olayında tüm Sinoplular alanda olmasına rağmen aramızdan seçilen 18 kişiye dava açıldı. Bizler bu davada yok sayıldık. Orada olan Sinopluların yok sayılıp, tüm sorumluluğun 18 kişinin üstüne atılması benim gibi herkes için çok üzücü olmuştur. (Nurettin YILDIZ Sinop’tan kovulduktan sonra birçok il protesto ederek illerine gelmesine engel olmuştur. Sinop bu konuda da bir ilki yaşatmıştır.)
2007 yılında emeklilik dilekçemi verdiğim gün CHP’NE üye olduk. Üyeliğimin ilk yılında mahalle delegeliği görevini aldım. Ardından Merkez İlçe Kadın Kolları Yönetim Kuruluna girdim. Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyesi iken 2011 Yılında CHP’nin açmış olduğu CHP Parti okuluna giderek il içinde eğitmenlik hakkı kazandım. 2013 yılında Merkez İlçe Yönetim Kuruluna girerek STK’lardan sorumlu başkan yardımcılığı görevini aldım. İki yıl sonra yapılan seçimlerde zorunlu nedenlerden dolayı hiçbir yönetim kuruluna aday olmadım. Merkez İlçe Başkanımızın Belediye Meclisi Adayı olduğunda yeniden yönetime girdim. Yönetim kurulunda Eğitim Sekreterliği görevini ifa etmeye başladım. 2019 ve 2023 seçimlerinde Merkez ilçe Eğitim Sekreterliği ile birlikte Eğitmen olarak görevime devam ettim ve hala devam ediyorum. 2023 yılı temmuz ayına kadar görevimin başında idim. 2023 seçimlerinde yönetimlere aday olmayıp Belediye Meclis Üyesi Aday Adaylığına başvurumu yaptım.
Bunu neden anlattığımı söyleyeceğim. Bugün CHP’NİN Aday Tanıtım programı vardı. Belediye Başkan Aday Adayları, İl Genel Meclisi Aday Adayları, Belediye Meclis Üyesi Aday adayları kendilerini tanıttı. Belediye Başkan adaylarına 10 dakikalık süre verilirken bizlere bir buçuk dakikalık zaman veridi. Verilen zamanı duyduğumda İl Başkanım Aykut Cem YALÇINKAYA’YI arayıp “Başkanım benim heyecanımı yenmem o kadar sürer biliyor musunuz?” dedim. Beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama ben kendimi biliyorum. 38 yıldır ilk sohbeti yapmadan yenemediğim heyecanımı, bir dakikada yenmem mümkün değildi. Nitekim bugün mikrofon karşısında heyecandan kalbim duracak sandım. Divan Başkanımız Akın KAYA’NIN benin uyarmasını bile duymadım.
Ben böylesine heyecan yaşarken dostlarım, ailem dediğim CHP’NİN çok değerli üyelerinin beni sakinleştirmek için gösterdikleri sevgi dolu tepki gözlerimin dolmasına neden oldu.
Bana soruyorlar Neden CHP diye. Ben ATA’DAN CHP’liyim. Büyük Önderim Ölümsüz Liderim Gazi Mustafa Kemal ATATÜKR’ÜN bana bıraktığı emanetlere sıkıca sarılmış, onun yolundan ayrılmayı kendine ar edinen ATATÜRK torunuyum. Ve CHP’si ailesi vefayı, saygıyı, sevgiyi bilen laiklikten asla ödün vermeyen, eşitliği savunan, ATATÜRK ilke ve devrimlerini kendine yol edinen kişilerin oluşturduğu bir siyasi partidir.
İyi ki CHP var, iyi ki sizler gibi dostlarım ve ailem var. Tüm aileme gösterdikleri anlayış için çok çok teşekkür ediyor saygı ve sevgi ile hepinizi kucaklıyorum.
Kelimelerin Efendisi Rahmetli Levent BEKTAŞ’IN dediği gibi sanırım ben “CÜMLELERİN HANIMEFENDİSİYİM.”
Seni çok özleyeceğim DİZELERİN ve KELİMELERİN EFENDİSİ Levent abim. Yıldızlar içinde uyu…..
Yüreğine sağlık sayın Dinçer...