ROMA
Gemimiz Roma gezimiz için Civitavecchia limanında demirledi. Civitavecchia, Tiren Denizi üzerinde bir limandır. Şehir kuzeyde “Mignone çayı” güneyde “Marangone çayı” arasındadır. Şehir Roma’ya bağlı ve Roma şehrine 80 km uzaklıktadır. Şehrin ismi Latince de "Eski Şehir" anlamına gelir. Liman sadece hareketli bir denizcilik merkezi değil aynı zamanda tarihlerle dolu bir yerdir. M.S. 2. yüzyılda İmparator Trajan tarafından kurulan liman, bölgenin kalkınmasında da önemli rol oynamıştır. Kentte; Civitavecchia Katedrali, Ulusal Arkeoloji Müzesi ve La Frasca Plajı görülecek yerlerdir. Şimdi rehberimizin eşliğinde bizi bekleyen otobüsümüzle 1-1,5 saatlik yolculuk sonrası Roma’ya ulaştıracak otobüsümüze biniyor Roma’ya doğru yola çıkıyoruz.
Yolculuk sonrası Colosseum (Kolezyum) Roma’nın gladyatör arenası. Rehberimizin verdiği kulaklarımızı alıyor gezimiz başlıyor. Kendi döneminin en büyük stadyumu Colosseum yani Kolezyum’un asıl adı Flavian Amfitiyatrosu. Bu muazzam yapı aynı zamanda dünyanın en büyük Anfitiyatrosudur. Yapılış amacı, gladyatör dövüşleri, hayvan avı, tiyatro ve eski savaşları temsil gösterileri yapmak ve halka muhteşem eğlence sunmaktı. Beklenildiği gibi de oldu ve Kolezyum halk tarafından çok sevildi. M.S. 70-72 yılları arasında yapımına başlanıldı ve M.S. 80 yılında İmparator Titus döneminde tamamlandı. 100 gün ve gece süren açılış oyunlarında 5binin üzerinde hayvan ve yüzlerce insan kurban edildi. 50 bin kapasiteli bu muhteşem yapı deprem ve yangınlara maruz kalmasına rağmen günümüze kadar gelmiş. Yapının dış kısmında sayısız kemerler ve bu kemerlerin bazıları içeriye doğru devam eden koridorlar bulunuyor. Arenanın girişindeki kapı ise gladyatör ve hayvanların sahneye açılan kapısı oluyor. Güç kapışmasını izleyen halk sosyal statüsüne göre oturma düzeni belirleniyormuş. İşçi sınıfı ve halk arenaya en uzak yer olana tepelerde otururken, Senato üyeleri ve önemli insanlar sahneye en yakın yerlerde oturuyorlar. Fotoğraflar çekmek için serbest zaman veriliyor belirlenen saatte toplanmak üzere gezimize bireysel devam ediyoruz.
Şimdi Konstantin Zafer Takı'nın önündeyiz. Tamirat ve tadilat yapıldığı için güvenlik alanını geçemiyorsunuz. 4. Yüzyılın başında Roma’da 36 zafer takı bulunurken, bunlardan sadece üç tanesi günümüze kadar ulaşabilmiş. Bunlardan en büyüğü olan Konstantin Takı. Kolezyum'un hemen yanında… Roma'nın ilk Hristiyan İmparatoru Konstantin'in zaferine adanmış. Kendisi Milvian Köprüsü Muharebesi'ni zaferi için, bir zafer takı inşa ettirmek istemiş ve onuruna bu zafer takı dikilmiş. Takın inşa edilmesi yaklaşık iki yıl sürmüş.
Hemen karşımızda Roma Forumu bildiğimiz gibi (Şehir Merkezi). Romalılar daha çok “Forum Magnum” olarak adlandırmışlar. Antik Roma’nın geliştiği merkez bölgesidir. Ticaret, iş, fahişelik, ibadet ve adaletin yönetimi burada gerçekleşmekteydi. Forum’un içindeki yapılar; Castor ve Pollux Tapınağı, Romulus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Vesta Tapınağı, Venus ve Roma Tapınağı, Aemilia Bazilikası, Julia Bazilikası,Septimius Severus Kemeri, Titus Kemeri, Rostra, Hostilia Mahkemesi, Tabularium, Antoninus ve Faustina Tapınağı, Urbi Göbeği, Sezar Tapınağı yapıları kalıntıları bulunmaktadır. Toplanma zamanımız geldi, yeni gezi alanlarına doğru otobüsümüze geçiyoruz.
Yeni durağımız İspanyol Merdivenleri'ndeyiz. Merdivenler pek çok hikâye ve filme ev sahipliği yapmıştır. Turistler için ilgi çekici bir yer olurken, yerel halk için buluşma noktası hâlini almış. Merdivenler 135 basamaktan oluştuğu halde, bir drenaj borusu yere sıfır uygulanmaması sonucu fazladan basamak sayılır. Bu durumdan dolayı 136 sayılır. Merdivenler alt tarafında İspanya Elçiliği bulunmasından zamanla İspanyol Meydanı adıyla anılmış. Meydanın üst kısmında ünlü “Tirinita del Mori Kilisesi” bulunmakta… Meydanda kilise arasındaki minik yamacı merdivenle Fransız “Etienne Gueffier” sponsorluğunda yapılmış. Merdivenlerde oturarak bir şeyler yemek yasak. Fotoğraflar çekiliyor, gezimize devam ediyoruz.
Merdivenin alt kısmında karşımızda Fontana della Barcaccia (Eski Gemi Çeşmesi). Barok tarzında yapılmış bir tatlı su çeşmesi. Çeşmenin ismi yarı batmış gemi şeklinden ve bazı kısımlarından su fışkırmasından almaktadır. Çeşme 1627 yılında Pietro Bernini ve oğlu Gian Lorenzo Bernini tarafından tamamlanmıştır.
Meydana indiğimizde Immaculate Conception (Günahsız Meryem Ana Sütunu). 19 yüzyıldan kalma bir anıt. Aralık 1953’tenbu yana Papalar her yıl anıtı ziyaret ederek sütunun dibine bir buket çiçek bırakılarak Meryem ananın tertemiz gebe kalma bayramını anıyorlar.
Şimdiki durağımız Trevi Çeşmesi (Aşk Çeşmesi). Daha önceki geldiğimizde rahatça izlemiş ve fotoğraflar çekmiştim. Şimdi ise onarım yapıldığından çalışma alanı dışından izliyoruz. Roma’nın en büyük Barok çeşmesinin ismi latince “Tirivium” kelimesinden geliyor. Anlamı “Üç sokağın kesiştiği yer.” Yüksekliği 26,3 metre ve genişliği 49,15 metredir. Çeşmenin ortasında Neptün veya Yunana mitolojisinde beden yukarısı insan, aşağısı ise balık şeklinde tasvir edilen “Poseidon Heykelini” görüyoruz. 1732’de yapılmaya başlanan çeşme, İtalyan mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanmış. Rivayete göre çeşmeye bozuk para atan Roma’ya tekrar geliyormuş. İlk gittiğimde para atmıştım.
Gezimiz devam ediyor Pantheon’dayız. Pantheon Yunanca “tüm tanrıların tapınağı” anlamına geliyor. Antik dönemde kalma dünyanın en iyi korunmuş binanın en önemli özelliği 43 metre çapındaki, görkemli taş kubbesi için Roma mimarlarının dehasının ürünü olduğu biliniyor. (Daha önceki gezimde görmüş incelemiştim.) Söylenene göre “Michelangelo” gördüğünde şöyle demiş: “Bu yapı meleklerin işi olmalı, insan tasarımı olamaz!” Girişler ücretli olup uzun kuyrukla karşılaştırabilirsiniz.
Navona Meydanı’nı geziyoruz. Piazza Navona Roma’nın en güzel meydanı diyebiliriz. Barok dönemi çeşmeleriyle ünlü meydan, M.S. 1. yüzyıldan kalma “Domitian Stadyumu”un yerine inşa edilmiş. Zamanında gladyatör dövüşlerine sahne olan meydan Rönesans dönemindeyse tiyatro ve festivallere ev sahipliği yapmış. Meydanda Dört Nehir Çeşmesi adında 4 tane çeşme vardır. Meydanı çepeçevre mekanlarla örtülü olup turistler için hitap etmekte. Rehberimiz serbest zaman veriyor meydanın oturma gruplarının da olduğu oyuncakçının karşısında buluşmak üzere grubumuz dağılıyor.
Eşimle birlikte Via Dei Coronori’deyiz. Navova meydanından Sant’Angelo Köprüsü’ne uzanan Arnavut kaldırımlı sokakta yürüyoruz. (Roma’nın en eski şehir bölgesindeki en güzel sokaklarından biri.) Roma hatırası alabileceğiniz sağlı sollu dükkanlar (Sanat, antika, giyim, takı, mücevher tasarım, hediyelik eşya). Bir iş yerinde öğrenci Türk’le tanışıyor tavsiyesine uyarak bir restoranda beslenme sorunumuzu hallediyoruz. Yine şehrin en ünlü dondurmacıları da bu bölgede, yemek sonrası dondurmamızı da yiyor gezimize devam ediyoruz. Biraz Roma dondurmasından bahsetmek istiyorum; Buranın en ünlü dondurması Roma dondurması yani Gelato dondurma, farklı şeker çeşitleri ve farklı meyvelerle yapılan bir dondurmadır. Gelato kelimesi Latince kökenli bir kelimeden türetilmiştir. Bu kelime donmuş anlamındadır. Son derece lezzetli İtalyan dondurması Gelato, doğal malzemelerden yapılıyor. Taze meyvelerden hazırlanan Gelato, taze bir şekilde tüketiliyor. Koruyucu ürün içermediğinden raf ömrü de bir hayli kısa oluyor.
Hediyelikler alınıyor gurubumuzun buluşma yerine geliyoruz. Gurupla birleşip bizi limana gemimize transfer eden otobüsümüze biniyor bir saat on beş dakika yolculuk sonrası gemimize dönüyoruz. Yarın Cenova limanında olacağız.
Bugün İtalya’nın başkenti ROMAdaydık. Roma Avrupa’nın ve dünyanı nen önemli şehirlerinden biridir. Kent Antik Roma’dan Roma İmparatorluğu’na, Rönesans’tan günümüze 2800 yıllık bir geçmişi ile her metrekaresi tarih kokan bir şehir. UNESCO Dünya Mirası Listesinde eserin yer alması şehrin tarihi açıdan öneminin en büyük kanıtıdır. Romus ve Romulus adlı ikiz kardeşlerin kurmuş olduğu şehir, gelmiş geçmiş en güçlü imparatorluklardan biri olan Roma İmparatorluğu’nun kalbinin attığı yer, Avrupa’nın en büyük medeniyetinin başlangıç noktası olmuştur. Şehir 7 tepe üzerine kurulmuştur. Tarihin en büyük medeniyetlerine ev sahipliği yapmış şehir 3 milyon nüfusuyla Tiber ve Anine nehirleri arasında uzanırken Katoliklerin ruhani lideri Papa’nında yaşadığı bağımsız Vatikan’ı da sınırları içerisinde barındırmaktadır. Dünyanın en baştan çıkarcı şehirlerinden biri olan şehir tam bir açık hava müzesini andırmaktadır. Şehrin tarihi ve turistik öneminin dışında öğrencilerinde eğitim olarak tercih ettiği şehirlerin başında gelmektedir. Modern Avrupa tarihinin ve modern hukukunun temeli bu şehirde atılmıştır.
8 Kasım 2024 Pazar Cenova limanındayız. Sabah kahvaltımızı aldık artık gemiden ayrılıyoruz. Bizi önce Milano’da alışverişe sonra Milano (MXP) havalimanına transferimizi gerçekleştirecek otobüsümüze biniyoruz. Alışveriş merkezinde alışverişler yapılıyor havalimanına geçiyor pasaport işlemleri sonrası İstanbul’a uçuyoruz.
Costa Smeralle gemisiyle Bir haftalık “Sardinya Adası-Batı Akdeniz” gezimiz güzel anılarla sona eriyor. Günlük hayatın koşturmasından, stresinden yorulduğunuzda imkan varsa kendini dinlendirmek için ara ara seyahatlere çıkmalı. Çıkılan seyahatin dönüşünde kendimizdeki olumlu değişimleri ruhen ve bedenen görüyorsunuz. Söz uçar yazı kalır deniliyor. Bu gezi yazımıda sizlerle paylaşmak istedim. Sonlarken S.t Agustine’nin “Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” Sözüyle bitirmek istiyorum. Yeni geziler ve yazılarda buluşmak üzere Hoşçakalın…