Orman yangınları, siyasi gasplar, yeni tutsaklar falan derken halka çay kaşıkları ile verdiklerini kepçeyle geri aldıkları yetmiyormuş gibi, halkın haber alma özgürlüklerini kısıtlayan ve muhalif televizyonlara-artık çocukların bile inanmadıkları gerekçeler ile- karartma cezaları veriyorlar.
23 yıldır ilmek ilmek işledikleri Cumhuriyet karşıtı tek adam rejimini acımasızca uygulayan siyasi iktidar artık halkı iyice cendereye sıkıştırdı, nefes alamaz hale getirdi.
Siyasi iktidarın emir eri haline gelmiş olan TUİK ve RTÜK gibi kamu kurumları türlü hesap oyunları ve bahaneler ile halkı aldatmaya, yanıltmaya devam ederken aslında yasalarımıza göre SUÇ işliyorlar.
Şu pişkinliğe bakar mısınız? Memur ve emeklilere %15-16 zamları layık görürlerken aynı anda doğal gaza %25, akaryakıta 2 liraya yakın zam yapabiliyorlar. Vicdanları dahi sızlamadan halkı daha da yoksullaşmaya itiyorlar.
TUİK’in yöneticileri sahte rakamlar ile uğraşacaklarına bir kez olsun doğruyu konuşsalar, bir kez olsun gerçek veriler ile enflasyonu açıklasalar, yurttaşların haklarını gasp etmeseler olmaz mı? Bu yöneticileri kendi annelerinin, babalarının, akrabalarının, arkadaşlarının da haklarını gasp ettiklerini, onları nasıl utandırdıklarını bilmiyorlar mı? Farkında değiller mi? Ya o yöneticilerin aileleri, eşleri, çocukları hiç mi üzülmezler, utanmazlar? Anne- babaları, eşleri, hatta çocukları hiç mi uyarmaz bu aymaz yöneticileri? Ne hale geldi ülkemiz insanı? Bu kadar mı ucuzladı utanmak? Sokağa çıktıklarında, bir tanıdık bakkala girdiklerinde nasıl benim evladım TUİK başkanı, yöneticisi diye övünebilir? Bir eş-dost toplantısına, çocuklarının okullarındaki aile buluşmalarına katıldıklarında “benim eşim TUİK yöneticisi” derken hiç sıkılmazlar mı?
Nerede kaldı ar namus? Nerede kaldı insanlık? Nerede kaldı dürüstlük? Nerede kaldı AHLAK?
Ya RTÜK’e ne demeli?
Anayasamızın 26. Maddesine göre “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir”.
Anayasamızın 28. Maddesine göre “ Basın hürdür, sansür edilemez”.
Diyeceksiniz ki “Anayasayı, babayasayı, yasaları takan mı var?”
Evet takmıyorlar! Muhalif gazetelere, televizyonlara, ajanslara, gazetecilere uyguladıkları baskı takmadıklarının bir göstergesi değil mi?
Başta siyasi iktidar olmak üzere, yandaş basın mensupları, RTÜK giyotin gibi bekliyor. Sesini çıkaranın, aykırı yazanın, doğru haber verenin başını koparmak için.
Şimdi TUİK için sorduğumuz soruları bunlar için de soralım mı?
Ey RTÜK yöneticileri, sizin hiç eşiniz, dostunuz, akrabanız yok mu utanacağınız? Siz de biliyorsunuz ki aldığınız karalar ne anayasaya, ne yasalara, ne basın etiğine uyuyor. O koltuklarda otururken, yastığa başınızı koyarken hiç mi vicdanınız sızlamaz? Kararlarınızı açıklarken eliniz, sesiniz hiç mi titremez? Okuduğunuz okullarda hiç mi bir şey öğrenmediniz öğretmenlerinizden? Mesela dürüst olmayı, ahlaklı olmayı, hak yememeyi, yurttaşlık görevlerinizi, sizleri okutan ve oturduğunuz koltuklara taşıyan devlette karşı borçlu olduğunuzu, cumhuriyetin nimetlerinden faydalanıp içine etmemeyi hiç mi öğrenmediniz? Gözünüzü makam hırsı, para hırsı bu kadar mı sardı?
Yazık, gerçekten çok yazık!
Nerede kaldı yurtseverlik, nerede kaldı insanlık, nerede kaldı ahlak?
Siyasi iktidar da, yandaşları da, yanaşmaları da, yardakçıları da gözümüzün içine baka baka, alay edercesine aldatıyorlar bizleri, halkı.
Aslında aldattıklarını zannediyorlar. Ancak hani bir söz vardır; “Kazın ayağı hiç de öyle değil!”
Bakın ne diyor Neyzen Tevfik anlayana!
Göründü memleketin iç yüzü, çöktüyse temel
Şimdilik harice karşı yüzümüz olsa dahi
Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın
Tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi.
TUİK İLE RTÜK AŞUKLA MAŞUK GİBİLER, ANCAK BERBAT OYNUYORLAR!