Ayasofya Camii’nde “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” kapsamında hafızlıklarını tamamlayan 136 öğrenci, cumhurbaşkanının da katıldığı etkinlikte Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski imamı Mustafa Demirkan Cumhuriyetimizin kurucusu, ulusal kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk’e isim vermeden lanet okuması büyük tepkiye yol açtı. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı’nında dinlediği anlarda Atatürk düşmanı imam; “Bu ve bu gibi mabedlerin Mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevirildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma…”
Bu söylem üzerine İzmir Barosu Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunarak; “Törene katılan çocuklara 430 sayılı Öğretim Birliği Yasası(Tevhidi Tedrisat Kanunu) çiğnenmek suretiyle uygulamaya konulan Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi kapsamında hafızlık icazeti verilmiş, yine 2596 sayılı kanuna aykırı olarak, ruhani kıyafetler giydirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına aykırı olarak gerçekleştirilen bu törende Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski imam hatibi Mustafa Demirkan isimli zat, kimden alındığı belli olmayan bir yetkiyle yaptığı konuşmasında doğrudan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmiş ve bu hakaretler kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendilerine emanet edilen koltukları işgal eden şahıslar tarafından sessizce dinlenilmiştir.” İfadeleri kullanıldı. Yazımı kaleme aldığım sırada 58 baro suç duyurusunda bulunmuş…
Bunlar 1918 yılında İstanbul’u işgal eden İngilizlerle birlikte hareket edenlerel aynı düşüncede olanlardır. Büyük ATA’mız sayesinde camilerden ezan seslerini duyan ve özgürce ibadet edebildiklerini unutan, zalim ve kafir diyebilecek kadar küçülmüş kişilerdir. Bunlar bilmelidir ki; tarih bunlara gereken cevabı en sert biçimde verecek, ülkemizin aydınlık geleceği kindar ve dindar gençlerde değil; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller olacaktır. Siz kim oluyorsunuz da, milletimizin bağımsızlığını, onurunu ve inancını yedi düvele karşı savunan ATA’mıza zalim ve kafir diyorsunuz hadsiz…
Ayasofya sanki Ata’mıza hakaret için açıldı. Açılış töreninde elinde kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı “Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” diyerek üstü kapalı adını vermeden Ata’mıza lanet okumuştu. Yine açılışında Ayasofya’nın baş imamı Boynukalın “Anayasada islam olsun” etiketiyle yaptığı “1921 ve 24 Anayasalarında devletin dini islamdı ve laiklik yoktu Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün” paylaşımlarıyla Anayasa’dan laikliğin kaldırılması çağrısında bulunup tepki görmüştü. Hilafet düzenine dönülmesi isteği nedeniyle. Ayasofya açıldığı günden bu yana Ata’mıza hakaret edilen bir cami haline gelmiştir. Bunun açık nedeni, AKP iktidarının yarattığı iklim ve politikalarından kaynaklanmasıdır.
Atamızın oturduğu o koltukta oturanın da yapılan bu hadsizliğe sessiz kalması manidardır. Bu yobaz soytarının hadsizliğinin sorumluları bellidir. Tarihimizi “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen fesli meczuptan öğrenenler, bu milletin tarihini, milli mücadelemizi, Genç Türkiye Cumhuriyetimizi, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de tanımazlar… Yine yüzyıl önce “Sevr’i” imzalayan Damat Ferit hükümetinin şeyhülislamı Mustafa Sabri, Anadolu’da işgalcilere direnenlere eşkıya demişti. Mustafa Kemal’e de nalet okumuştu. Yüzyıl sonra bugün… Camilerimizde, camilerimizi ve lanet okuyanları, kuratran Mustafa Kemal Atatürk’e lanet yağdırıyorlar. Kimler mi? Atamızın kurtardığı vatanda kurduğu diyanetten maaş alanlar…
Ata’mızı henüz tanımamış ve tanımak istemeyenlere, Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı münasebetiyle 1981 yılının “ATATÜRK YILI” olarak kutlamasına karar veren UNESCO, kendisine üye olan 152 ülkenin oy birliği ile ATATÜRK’ü şöyle tanımlamıştır: “Atatürk uluslar arası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkilapçı, sömürgecilik ve yayılımcılığa karşı savaşın ilk önderlerinden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.” Maraş direnişinin sembolü “Sütçü İmam Ali’nin” sözüyle bitiriyorum; “Her kimki Kuvayi milliye ve Mustafa Kemal aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar… Bilin ki onların damarlarında kafir kanı akar.” Ez cümle; Bu küfürbaz yobazlar bilmelidir ki iktidar sahipleri arkasında gözükse de halkın öfkesinden kaçamazlar. Bu halk laikliğe, aydınlığa sahip çıkacaktır.
Sevgi ile kalın
FACEBOOK YORUMLAR