DENİZİMİZİ VE DENİZLERİMİZİ İYİ KORUYALIM

      Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşların yararlanması, milli ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandırmalı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslar arası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır.
         1 Temmuz 1926da yürürlüğe giren kabotaj kanununa göre akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün karasularda ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma: bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi.
         Türk karasularında kabotaj hakkının verilmesinin yıl dönümü olan 1 Temmuz Türkiye’de “Kabotaj Bayramı” olarak kutlanır. Bu yasayla amaçlanan Türk denizciliğinin gelişmesidir. Daha önce kapitülasyonlarla yabancılara verilen haklar böylelikle denizde kendi vatandaşımız adına geri alınmaktadır. Yapılması gereken 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizi en iyi şekilde kullanmasıdır.           Görebildiğimiz kadarıyla Kabotaj Kanunu ile kazandığımız avantajı, denizcilik sektörümüzün her alanında layıkıyla kullandığımızı söylemek mümkün değildir. Ne yük taşımacılığında ne de yolcu taşımacılığında deniz yollarımızı gerektiği gibi kullanmıyoruz. Ülkemiz 3 tarafı denizlerle ve 8333 kimlik sahil şeridi açısından en ucuz ve en çevre dostu taşımacılık olan deniz taşımacılığını geliştirmelidir.
          1938 yılında kurulan DENİZ BANK bugünkü sahibi Belçikalı… Yine “4046 sayılı Özelleştirme Kanunu” çıkarılması sonucu İzmir limanı HONG-KONG’lunun, kuş adası limanı İsrail’in olmuştur. Bir zamanlar Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’e yolcu ve yük taşıyan gemilerimiz vardı. Üniversite sınavı için Sinop’tan İstanbul’a “Ege Vapuruyla” gittim. “İzmir vapuruyla” dönmüştüm. Şimdilerde bunların hepsi yanlış karar ve uygulamalarla tek tek yok oldu.
           Bir deniz ülkesi olarak, denizciliğe gereken önem ve önceliğin verilmesi küreselleşen dünyada ulusal bir zorunluluk düşüncesindeyim. Büyük önderimiz ATATÜRK’ün öngörüsüyle, denizciliği geliştirmek ve çok daha iyi noktalara taşımak, dünya standartlarında seviyeye getirerek, dünya denizcilik sektöründeki payın daha fazla olması temennimdir. Bilinen bir gerçekte Denizi ve denizlerini iyi kullanan ülkeler diğer ülkeler her zaman önünde olmuşlardır.
           Türk karasularımızdaki menfaatlerimiz ile egemenlik ve haklarımız açısından korunması büyük önemdedir. 1 Temmuz 1935’te “Denizcilik Bayramı” ve 1 Temmuz 1939 da ilk kez “Kabotaj ve Denizcilik Bayramı” olarak kutlanan bu bayramın denizciliğimizin tanıtılması, sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması açısından etkinliklerinin gününde yapılması daha anlamlı olacaktır düşüncesindeyim.
                                                                                                                    Sevgi ile kalın
                                                                                                               Erdoğan ERKAYMAZ