Şimdi de Filenin Sultanları Hedef Alındı

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasında önemli pay sahibi olan gericiler, bu kez de “Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları”nda mücadele eden kadın voleybolcuların şortuna dil uzattı. İlahiyatçı İhsan Şenocak, dinci yobazlığın zihniyetini ortaya koyarken kadınlardan “Yeter! Artık sesinizi kesin” tepkisi geldi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu(TKDF) genel başkanı Canan Arın: “Taliban’la görüş ayrılıkları olmadığını açıklaması kadınları nelerin beklediğinin habercisi ifaedsini kullandı.

Kadın düşmanı ve gerici açıklamalarıyla bilinen ilahiyatçı İhsan Şenocak 2020 olimpiyat oyunlarında Çin’i 3-0 mağlup ederek büyük başarı kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımını hedef alan twitter hesabından yaptığı paylaşımda “İslamın kızı! Sen oyun alanlarının değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayanın, edebin sultanısın; sen ‘burnunu göstermekten utanan’ anaların evladısın. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına ‘sultan’ demesine aldanmayasın! Umudumuz da, duamız da sensin!” ifadesini kullandı. Gelen tepkilere Şenocak yeni bir paylaiım yaparak tepki gösterenlere “hesaplaşacağını” söyledi.

Tepkiler çığ gibi olmaya başladı. Siyaset, spor, sanat camiası, Filenin Sultanları’na destek mesajlarında; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere uzanmaya layıksın” sözleriyle tepki gösterdiler. Voleybol camiası ise “Onlar Atatürk’ün kızları. Türk kızları her alanda cehaleti yenecektir” mesajını verdi. Bu gururu yaşatan ekip ise “Şortumuzla değil, başarımızla gündem olmak istiyoruz” açıklaması yaptı.

Kadın bedeninin yobazlar aleminin zihninde önemli yer tuttuğu hepimizin malumu… Voleybol takımına baktığında gördüğü kadın; iffet, haya ve edepten yoksun olduğu. Yine bir yazar: “Bayan elbette ki spor yapmalı ama voleybol veya benzeri branşlarda giyilen kıyafetin vücut hatlarının ortaya çıkarılmasının nasıl bir izahı olabilir?” demişti. Kadın voleybol takımımızın başarısına bile tahammülü olmayan zihniyetin derdi sadece kadının çıplak bacağı ve giysisi değil, kadın eşit bir yurttaş olarak varlığını hissettirmesi. Kadın voleybolcularımızı bir kez daha kutluyorum, bu karanlık günlerin ortasında Türkiye’nin aydınlık yüzünü temsil ettikleri için.

Nursel Erel: “Hayranım ben bu iktidara!... başlıklı yazısının bir bölümünde; “Ya kadınlar? Duygu Asena daha o zamanlar teşhisi koymuş, kadının adı yok diye, şimdi hiç yok zaten. Baksana millli voleybolcularımıza, kadınların voleyboldaki başarısına bile tahamülleri yok, -sultanlığı falan boşver, senin evinin, erkeğinin kölesi ol demeye getiriyorlar. E tebii, aksi halde bunca kadın cinayetini, kadının giyişine, gülüşüne tahammül edemeyen politikacıları nereye koyacaktık? Ne beklenebilirdi Talibanla görüş ayrılığımız yok diyenlerden? Avrupalı kadın yöneticiyle oturacağı sandalyeyi bile çok gören zihniyet İstanbul Sözleşmesini yürürlükte bırakır mıydı? Ama yine de haksızlık etmeyelim onca köprü, onca otoyol, hastane, millet bahçesi hatta hızlı tren yapmadılar mı? Bana ne onlardan?”

Bu yobaz kafalar Taliban kafası, kadını aşağılayan, hoe gören, cariye düşünen, hep kadının bedeni üzerinden söylemde bulunanlar; 45 çocuğa Ensar’da, 20 çocuğa Ümranşye’de kursta tecavüz edilirken sessiz kalan. Tarikat yurdunda 11 kız diri diri yanarken susan bunlar değil mi? Oysa o kadınlar önde yürümek istemiyorlar, ama arkada da kalmak istemiyorlar. Tek istekleri var yan yana yürümek… Bu yobazlara ve onun gibi gerici zihniyetin yüzüne smaçı çakan Milli Kadın Voleybolcularımızı kutluyorum.