16 Mart 1848 yılında kurulan Osmanlı, Darülmuallimmekteplerinin yüz atmış altıncı kuruluş yıl dönümünü kutlamaktayız. “Geleneksel tarzda eğitim veren medreselerin yanında batı tipi okullar kurmak isteyen Osmanlı Devleti, bir taraftan ilköğretimi mecbur kılarken bu okullarda görev yapacak öğretmenleri yetiştirmenin önemini de fark etmiştir. Bu amaçla 16 Mart 1848’de İstanbul’da öğretmen okulu kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’de çağdaşlaşmanın gerçekleşebilmesi için öğretmen okulu sayısını artırmaya çalışmış MEB’e bağlı öğretmen yetiştiren kurumlar olarak “Gazi Terbiye Enstitüsü, Köy Enstitüsü, Yüksek Öğretmen Okulu gibi farklı modeller denemiştir.1982 yılında çıkan yüksek öğretim kanunu ile öğretmen yetiştirme görevi üniversiteler bünyesindeki eğitim fakültelerine verilmiştir.”
Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden ilerlemesinde, çok önemli bir görev üstlenen öğretmenlerimizin, tarihi gelişim içerisinde çeşitli kaynaklardan yetiştirildikleri, öğretmen yetiştirme amacıyla kurulan ilk kurum ise “Darülmuallim”dir.
Cumhuriyetimizin kurucusu başöğretmen Atatürk’ün her türlü zorluk ve sıkıntılara rağmen bu mesleği yürüten, ülkemizin kalkınmasında çağdaşlaşma yolunda payı olan öğretmenlerimize “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır” sözleri verdiği değeri ve önemi göstermektedir.
İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç 1940’ta yasallaşan Köy Enstitüleri; Cumhuriyet aydınlanmasının eğitim alanındaki en özgün, en çok ses getiren uygulaması, yurdumuzun her köşesine eşit derecede kalkındırılması düşünülen projenin mimarlarıdır. Bu enstitüler kendi ülkemizin beyin gücü, yaratıcılığı ve yurt severliği örgütlenerek, toplumun en yoksul çocuklarının kendi emekleriyle ücretsiz eğitim görebilmeleri, çağdaş eğitimin olabileceğini, demokrasiyi sözde değil yaşayarak ispat etmişlerdir.
Köy enstitülerinde öğrenciler üretimde doğrudan yer almaktadırlar. Yaz aylarında kursa kalmaktadırlar. Yaz kurs uygulamalarında bölgenin özelliğine göre, duvar örme, arıcılık, meyvecilik, kavakçılık gibi çalışmalar yapmakta, bu çalışmalar ders yılı içinde tarım derslerinde de sürdürülmektedir. Kendi sınıflarını temizleme, çamaşırlarını yıkama işlerini görürler, birer müzik aracı çalarlar, eğlenceler yaparlar, halaylar çekerler. Köy enstitüleri 17 bin öğretmen, eğitmen ve teknik eleman, 3 bin sağlık memuru mezun vermiştir.
Köy enstitüleri Türkiye’nin kültür yaşamına damga vurmuştur. Köy kökenli aydın kuşağı yetiştiren enstitüler, yönetilen tüm ağır eleştirilere rağmen öyle kalıcı iz bıraktırmışlar ki etkileri hala yok edilememiştir. UNESCO tarafından 1997 yılı Hasan Ali Yücel yılı ilan edilerek Köy Enstitüleri örneği geri kalmış ülkelere çağdaş bir kalkınma modeli olarak sunulmuştur.
Öğretmenlik bir sanattır; öğretmenin yaptığı her iş bir sanatçı becerisi gerektirir. Öğretmenin ülkesinin tüm insanlarına sevgisini, bilgisini sunan, sonunda ülkesinin aydınlanma sürecini gerçekleştiren öncü kişilerdir. Büyük devlet adamları büyük alimlerin rehberliğinde yetişmişlerdir.
Medreselere alternatif olarak kurulan rüştiye mehteplerine batılı anlamda öğretmen yetiştirmek için açılan Darülmuallem’in aradan 176 yıl geçmesine rağmen öğretmen okullarının Türkiye eğitim sistemindeki yerinin boşlukları hala doldurulmuş değildir. Darülmuallemini, Köy Enstitülerini, İlk öğretmen Okullarını, Yüksek Öğretmen Okullarını, Eğitim Enstitülerini yaratan bu toplum şimdilerde öğretmen yetiştirmede çaresizlik içerisindedir. Yürütülen bilinçli politikaların sonucu öğretmenlik mesleğinin saygınlığını bitirmiştir. Bilinmelidir ki “Nitelikli eğitim için, nitelikli öğretmen” anlayışı hayata geçirilmelidir.
Öğretmen okulları, bu güne kadar mesleki birikim ve heyecanın kazandırıldığı, yurt ve insan sevgisinin işlendiği eğitim yuvaları olarak görevlerini yapmanın yanında pek çok şairi, yazarı, sanatçıyı, bilim adamını içinde barındırmış, onları bu ülkenin aydınları olarak toplumumuza sunmuştur.
Günümüzde öğretmen yetiştirmede karşılanan yetersizlikler ve sorunlar, geçmişteki başarılı modelleri aramaya ve özlem duymaya neden olmalı ki; öğretmen okullarının kuruluşu her yıl kutlanmakta.
Öğretmen okullarının 176. yıl dönümünde başta başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, sonsuza göç etmiş öğretmenlerimizi saygıyla anıyor, görev başındaki tüm meslektaşımı kutluyorum…