Çok salık verilen bir kitaptı. Sahaflarda aradığım bu kitabı en sonunda internetten satın aldım. Yakın tarihimizi de kapsadığı için önemli bulduğum yerlerinin altını çizmeye, notlar almaya başladım…
Nihayetinde bugün okuma işi bitti. Talip Apaydın’ın ‘’Vatan Dediler’’ kitabındaki anlatılara paralellik gösteren pek çok satırlara rastladım.
İzmir yöresinde Ermeni nüfusun yaşadığı cennet gibi bir köy Kırkıca. Diğer Türk köyleri gibi toprak ağaları yok. Herkesin gereksinimlerini karşılayacak toprağı var. Onlarda Türkler gibi tarlada, bağda, bahçede iş yaparken kendi dillerince türkü söylerlerdi… Bereketli Anadolu topraklarını ürünlerini köye gelen tüccarlara ya da İzmir’e götürüp orada satarlar ve gül gibi geçinirlerdi…
O yıllara dek kavgasız, gürültüsüz bir arada yaşayan bu insanlar, emperyal güçlerin kışkırtmasıyla gençleri askerde olan Türk köylerine baskınlar yapıp, insanların can, mal, namuslarına zarar verirlermiş. Bunların önüne geçmek, genç insan gücüne gereksinim duyan yaşlı kimselere yardım etmek; bir nevi de Ermeni ve Rumları silahsızlandırmak için Amele Taburlarına asker alınıp, jandarma/zaptiye gözetiminde hasat işleri tamamlayıncaya dek çalıştırılırmış.
Birinci Paylaşım Savaşı bitip, Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başlayınca Müttefiklerinden yeterli desteği alamayan İtalyanlar çekilince, İngilizleri destek ve kışkırtmasıyla Anadolu’yu işgale gönüllü olan Yunanlılar; Küçük Asya dedikleri toprakları işgal etmeye başlaması ve yenilmeleri üzerine İzmir’de denize dökülünceye ve ondan sonraki dönemlerde bu topraklar üzerinde yaşanan insanlık dışı zulmün anlatımıdır bu roman.
Biraz da itiraflarla dolu satırlardan söz edecek olursak:
- Vahşi birer hayvan kesildik! Karşılıklı hançerledik, paramparça ettik yüreklerimizi... ( sayfa 248 )
- Koskoca bir kuşak, durup dururken katletti kendi kendini! ( sayfa 248 )
- Benden selam söyle Anadolu’ya… Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin. Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların Allah bin belasını versin! ( sayfa 248 )
Salih KOÇ
1 Şubat 2025 / B.Çekmece-İst.