Salih Koç

Salih Koç

Her Telden
[email protected]

ADIN YETER

17 Kasım 2021 - 11:32

Ülkemiz için bir yıkım olan Birinci Paylaşım Savaşı emperyalist güçlerin iştahını kabarttı. Bu güçler Çanakkale’de ağır bir yenilgiye uğrasalar da emellerinden vazgeçmediler. Özellikle İngilizlerin kışkırtmasıyla şımartılan Yunanlılar başta güzelim İzmir olmak üzere Ege Bölgesindeki birçok yeri işgale başladılar. İzmir’i işgal eden Yunan birliklerini ilk kurşunu sıkan Kavayımilliye kahramanı Hasan Tahsin’in silahından çıkan ilk kurşun Kurtuluş Savaşı’mızın işaret fişeği olmuştur. Başta İstanbul olmak üzere yurdun birçok yerinde mitingler, prestolar yapılmıştır.  Başta Mustafa Kemal olmak üzere yurtseverler Anadolu’ya geçmeye başlamışlardır.
Her taşın altından çıkan İngilizler Çanakkale Deniz Zaferi ile büyük bir yenilgiye uğramış olsalar da Damat Ferit gibi işgalcilerin kuklası olan hükümetler eliyle tek kurşun sıkmadan gemilerini Haydarpaşa önlerine demirlemeyi başarmışlardır.
İngiliz işgal kuvvetlerini İstanbul Boğazı’nda gören Mustafa Kemal ‘’Geldikleri gibi gidecekler’’ diyerek önemli bir öngörüde bulunmuştur. 16 Mart 1920’de resmen İngiliz işgaline dönüşen bu hareket Kurtuluş Savaşı’nın kaçınılmazlığına hizmet etmiştir.
16 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgali ile başlayan Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922’de Yunanlı komutanların esir alınması ve ordularının yenilmesi ile son bulmuş gibi görünse de İngilizlerin İstanbul işgali devam etmekteydi. Mustafa Kemal ve onun başkanı olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin kesin tavırları karşısında İngiliz işgali 6 Ekim 1923’te sona ermiştir.
29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile Mısakımilli sınırları içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet kuruldu. Cephelerde kazanılan zaferlerden sonra bu zaferi taçlandıracak bilimsel temellere dayandırılan bir eğitim sistemi ve planlı bir kalkınma ile yolumuza devam ederken Cumhuriyetimizi kuranların önemli bir çoğunluğunun bedenleri de yorgun düşmüştü. Bunlardan en önemlilerinden biri de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü. O, her fani gibi vücudunun bir gün toprak olacağını biliyordu. Kuruluşuna her alanda önderlik ettiği Türkiye Cumhuriyeti için az zamanda başarmak istediği birçok işle uğraşırken, var olan sağlık sorunları artmaya başlamıştı…
1881 yılında Selanik’te başlayan yaşam, 1938 yılının bir on Kasım’ında saat dokuzu beş geçe durdu. Türk halkının Ata’sına olan sevgisi giderek arttı ve de artmaya devam ediyor…
‘’Aradan geçse de / Uzunca seneler
Ey Büyük Atatürk! / Adın, hepimize yeter!’’
                                                                                                                    Salih KOÇ
 

Bu yazı 830 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum