Geçse de ömrü çileli,
Umut doluydu sözleri.
Aldırmadan kimseye,
Yıllarca hep;
İnandığını söyledi...
Elin dilini de bilirdi,
Kendi dilini de.
Ama o hep şiirlerini,
Canından aziz bildiği,
Anadiliyle söylerdi...
Hiç yokken sebep!
O, mapus yattı hep.
Uzak kaldı,
Evinden, ocağından,
Ve de; çok sevdiği
Yurdundan...
Mesken tutmuştu,
Mapus damlarını.
Oysa;
Ne bir banka soymuşluğu!
Ne bir adam vurmuşluğu,
Ne de bir soysuzluğu vardı...
Anadolu’da,
Cehaletin kol gezdiği,
Bir zamanda,
Okumuşluğu da vardı,
Yazmışlığı da...
Mapusluk çok ağır geldi,
Son yıllarında,
Bir suçu da yoktu aslında,
Biraz da sağlığı bozulunca,
İsyan etti, durumuna...
Bir yolunu bulup,
Çıkınca yurt dışına,
Başladı Rusya’da yaşamaya.
Yazdığı şiirler çağır açtı,
Yazım dünyasında...
O, herşeye rağmen
Mutlu değildi elin yurdunda.
Burnunda tüterdi,
Hasretti toprağına.
Gömülmek istiyordu;
Anadolu’da
Ulu bir çınarın altına...
Salih KOÇ
20 Ekim 2018/Büyükçekmece
*Görsel alıntıdır.