Çetin TEK

Çetin TEK

BENİM KALEMİMDEN
[email protected]

ACIMASIZ HAYAT

12 Nisan 2023 - 10:42 - Güncelleme: 12 Nisan 2023 - 10:43

Ah be hayat bu dünyada kime değer verdimse umutlarımı ve hayallerimi çaldılar. Fedekarlığı hep ben yaptım. Buna rağmen  karşıdan kalleşlik ve iki yüzlülük gördüm. Hep benim yanımda olurlar sandım. Fakat    işin içine çıkar ve para girince ne dostluk kaldı nede kardeşlik. Meğerse bunca yıl bana karşı  gülüşleri sahte, davranışları ise yapmacıkmış. Dışarıdan halimi hiç belli etmesemde içimde fırtınalar estiğinde kalbimin acısını ve sancısını hep derinden hissetim. İyi niyetli olmayı insanlık adına rehber edindim, fakat kaybeden  hep ben oldum. Yüreğimde derin yaralar açsada nefret ve isyandan uzak kaldım.  İnsanlar kırılmasın diye hep sesiz ve susukun olmayı tercih ettim.  Sesizlim ve suskunluğum korkaklıktan değil sadece büyüklerime karşı  saygımdandır.  Sizler ağladığınızda bende ağladım, sizler güldüğünüzde bende güldüm. Dost gibi göründünüz bana düşman oldunuz. Halbuki ben sizi hep dost bildim. Siz ise  dostukları, akrabalıkları ve kardeşliği ikinci plana iterek menfat ve parayı tercih ettiniz. Hiç bir suçum olmadığı halde hayat  bana bir  bedel ödetiyorsa, Allahın adaleti de o bedeli size bir gün mutlaka ödetecektir.  Belki hatanı anlar beni af et dersin. Fakat kırılan kalbi tamir etmek ve onarmak asla mümkün değildir.   Şunuda  iyi bilinki, artık hiç bir şey eskisi gibi asla  olmayacak. Bu dünya da yaşadığım ve nefes aldığım müddetçe sizleri  afetmem kesinlikle  mümkün değildir. 
Bazen insan yapılanları gördüğünde adeta kahroluyor. İnsan hiç ummadağı bir yerden darbe aldığında kendini gerçekten kötü hissediyor. İnsan     işte o zaman hayatın ne kadar acımasız ve zalim olduğunu anlıyor.  Yapılan  kötülüklerin karşısında adeta insanın içi acıyor ve nefes almakta zorlanıyor. Sonuçta hepimiz bir insanız ve öyle bir an geliyor ki hayata isyan ediyorsun. Kötülük ve dargınlıklardan  insanlar bu zamana kadar hiç bir şey kazanmamış diyorsun, dost elini uzatıyorsun maalesef o el havada kalıyor. İşte o zaman insanın duygusu köreliyor ve adeta duygu ölmesi yaşıyorsun. Ne kadar iyi niyetli olursan ol olaylar karşısında bir anda  acımasız insan olayım diyorsun,  olmuyor be kardeşim yapamıyoruz, kötülük ve kalleşlik yapmak bizim  vicdanımızda  haramdır. İnsanların birbirlerine saygı duyması insan olmanın en yüce duygusudur. Dostluk ve kardeşlik  varken, kötülüğün peşinden koşarsan hem  saygınlığını bitirirsin hemde vicdanında derin yaralar açarsın. Şunu çok iyi bilmek   lazım ki hayatta hiçbir şey sevgi ve saygı kadar değerli değildir. Esasen hayatı anlamlı kılan ve insan olarak bizlere yaşama sevinci veren içimizden gelen o  güçlü duygularımız değilmidir. 
Hayat o kadar kısaki umutlarımızı ve hayallerimizi bir kenara iterek yaptığımız yanlışlıklarla  hayatımızı çekilmez bir halle getirmek kendimize yaptığımız en büyük kötülüktür. Sevginin ve dostluğun peşinden koşarak gitmek  her insanı mutlu edecektir. Şunu da iyi bilmek lazım mutluluğun olduğu bir sofrada  kötülükler ve kalleşlikler asla  barınamaz.  Karşımızdaki insanları kırmak ve incitmek kötülüğün peşinden koşan insanların yaptığı acımasızlıktır. Halbuki gönüllerdeki dostluğun açamayacağı hiç bir kapı yoktur. Yeterki gönüllerimiz ve kalplerimiz güzelliklere hep yakın olsun. İşte o zaman yaşamın ne kadar huzur  verdiğini insan  mutlaka hissedilecektir. Mutluluğun ve huzurun simgesi gülmektir. Hani hep  derler ya  bir gülüş dünyaya bedeldir.  Onun için  gülmek insanın enerjisini artırır ve insana mutluluk verir.  Ruhumuzu serinleten ve okşayan en güzel duygu insanların birbirlerini sevmesidir. Bunun karşılığı olarak da içimizden gelen mutluluğun simgesi ise  doyasıya gülmektir. Öfke ve kırgınlık insan hayatında hiç istemediğimiz bir duygudan ibarettir. Esasen İçinde her kötülüğü barındıran ve insanlara düşmanca bakılmasını sağlayan  öfke ve kırgınlığı kontrol altında tutmak zor olsada, insanlık adına yapılması gereken tek şey olaylara karşı olumlu düşünerek, olumsuzlukları yenmek olmalıdır.  Hayat bazen ne kadar acımasız olsada insanın ruhunda   güzellikleri barındaracak  bir duygu hissi mutlaka olacaktır. 
Zaman o kadar çabuk geçiyor ki peşinden ne kadar koşarsan koş yakalamak asla mümkün olmuyor. Esasen burada zamanla beraber insanın ömrüde su gibi akıp gidiyor fakat biz bir türlü farkına varamıyoruz.  Geriye dönüp  geçmişe baktığımızda  çocukluğumuzun ve  gençliğimizin   en güzel yıllarını  geride bırakarak yeni bir hayat yaşamak zorunda kalıyoruz. Yaşlılık dönemine girdiğimizde ise hayat acımasızlığını bizlere hissetirerek sanki geçmişin intikamını alırcasına sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyoruz. Geçmişte yaptığımız hatalar ve  gençliğin vermiş olduğu enerji ile vucudumuza zarar veren bazı eylemler sonucunda hayat bizlere acımasızlığını öyle bir hissettiriyorki ne kadar pişman olursan ol hiç bir faydası olmuyor. Yapılan  kötülüklere ve  kalleşliklere rağmen yinede  yaşamak çok güzel bir duygu olduğuna göre hiç bir zaman dürüstlükten ödün vermeden hayata iki elle sarılmak yaşam için gerekli yapı taşlarından biridir. İnsanlara karşı duygusal davranarak veya  yanlış kişilere güvenerek  hayatın  acımasız tarafını  bizlere tatıran o insanlara karşı her zaman tedbirli olmamız yaşantımızın bir gereği olmalıdır.  Hayatın bizlere  yaşattığı bu acımasızlığın üstesinden gelebilmek yine insan olarak bizlerin  yapması gereken, yanlış bir yerde durmak yerine, doğruların bulunduğu  bir yerde olmak  bizler açısından hayat ve yaşamak daha anlamlı olacaktır.  İnsan oğlu her zaman yanlış ve hata mutlaka yapacaktır. Bilerek hata ve yanlış yaparsan hayat insana hiç bir zaman asla  acımaz.  Önemli olan yapılan yanlışları ve hataları anlayarak oradan geri dönersen   ACIMASIZ HAYAT insana  mutlaka bir gün  gülen yüzünü gösterecektir.

Bu yazı 754 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum