Gülmek insan vücudu için en önemli besin kaynağıdır. İnsanların gülebilmesi için bazı etkenlerin oluşması lazım. Ortada hiç bir şey yokken insanlar gülemez sanırım. Gülmek için bir neden gereklidir. Sevinç veya mutluluk yaşadığımızda insanların dışa vurduğu olumlu bir tepkidir gülmek. Bazı komik bulduğumuz olaylara güldüğümüz gibi, bazende çok lüzumsuz her hangi bir şeye güldüğümüz anlar da olur. Esasen gülmek insanın o anda yaşadığı olaylar karşısında kendince komik bulduğu bir şeye karşı gülerek verdiği reaksiyondur. İnsanlar tarafından çok fazla kullanılmayan diğer bir gülüş şekli ise kahkaha atarak yüksek sesle gülmektir. Sanırım çok olağan dışı eylemlere karşı kullanılan bir gülüş şeklidir. Kahkaha atmak, yapılan ağır bir şaka sonrası veya çok komik olan her hangi bir şeye karşı normal gülüşün dışında çıkan yüksek bir sesten ibarettir. Günümüzde yaşanan olumsuz hayat şartları nedeni ile insanlar gülmekle ile ağlamak arasında sıkışıp kalmış durumdadır. İnsanları en fazla mutsuz eden olayların başında ekonomik nedenler, yaşam zorluğu, hayat pahalılığı ve işsizlik başta geliyor. Bunun sonucu olarak ta insanlarda stres ve kaygı yaratarak hayatı çekilmez hale getiriyor. Çalışan insanlarında yaşam şartlarının getirmiş olduğu zorluklardan dolayı aldığı ücretin yeteriz olduğu, bunun sonucu olarak ta bu kesimin de mutlu olmadığı açıkça görülmektedir. Milli gelir dağılımında adaletli, dengeli ve eşit bir şekilde paylaşım yapılmadığı, bunun sonucu olarak ta ücretler arasındaki uçurum fark açılarak devam etmektedir. Halkımız olumsuz ekonomik tablonun altında ezilerek geleceğe karamsar bakmasına neden oluyor. Diğer taraftan, işsizlik her geçen gün artarak devam ederken, ülkemizde de en önemli sorun olmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da etrafımızda gülen insanların yerine suratları asık, çaresiz ve mutsuz insanları görüyoruz. Hayatın zorluğunu yaşayan ve çeken bu kesimler neredeyse gülmeyi unutmuş durumdalar.
Hayat insanları öyle bir noktaya getirdi ki gülen ve mutlu insan görmek artık neredeyse mümkün değil. İnsanlar yaşamın zorluklarından yorulmuş ve bir karamsarlık içine düşmüş durumdadır. Kişiler sorumluluk almaktan korkar ve çekinir duruma gelmişler. İnsanlar yarının ne olacağını bilmedikleri için kendi işini kurmak isteyen kişilerin dahi cesareti kırılmış durumdadır. İnsanların canını yaktığı ekonomik tablodan esnafta nasibini almış durumdadır. İşlerindeki durgunluk ve yükselen maliyet nedeniyle esnaf kepenk indirme noktasına gelmiştir. Dövizin durdurulamayan yükselişi ve bazı esnafın yaptığı işlerin döviz bağlantılı olması sebebiyle maliyet açısından zor anlar yaşadıklarını söyleyebiliriz. Diğer taraftan, esnafı zor durumda bırakan etkenlerin başında elektrik, kira, stopajın yüksekliği ve vergiler esnafın belini bükmektedir. Bunun yanında halkın alım gücünün düşmesi ve satın alan insan sayısının azalması esnafı zor durumda bırakmaktadır. Geçim zorluğu yaşayan halk ise bazı kısıtlamalara giderek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Geliri düşük kişilerin kazancı ihtiyaçlarını karşılamadığı için ya boğazından yada giyiminden tasarruf yapmak zorunda kalıyorlar. İşsizliğin getirdiği en büyük sorunlardan biri ise temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insan sayısında artış giderek yükseliyor. Hal böyle olunca da insanlar gülmek yerine gülmemeyi ve asık suratı tercih ediyorlar. Çünkü insanların gülmesi için ortada olumlu hiç bir neden olmadığı için, insanlar düştükleri haline mi gülsünler.?
Gülmek tabi ki çok güzel bir duygu. Eğer bir insan gülebiliyor sa o kişi mutlu demektir. Birde insanların gülmesini engelleyen stres denen bir bela var ki vücudumuzu adeta kemiriyor. İçimizdeki ve beynimizdeki güzel duyguları bizlerden alıp getiriyor. İnsanları yorgun ve bitkin düşürüyor ve gülmek yerine hayata isyan ettiriyor. En önemlisi sağlımızı elimizden çalıyor. İnsanları mutsuzluğa sürükleyen tek neden kişilerin ekonomik durumunun kötü olmasıdır. Hayat pahalılığı zaten insanlara nefes aldırmıyor. Sürekli piyasaya gelen zamlar ise insanın alım gücünü yok ediyor. İnsanlar öyle bir duruma geldi ki pazar yeri bittikten sonra çöpleri karıştırarak sebze ve meyve evine getiriyor. Bir insan olarak bunu hiç kimse hak etmiyor. Eğer çöpten onu toplamak zorunda kalıyorsa cebinde parası yok demektir. Bu tablo karşısında hadi gel de gül. Bu durumda nasıl gülersin. ? Ağlanacak halimize mi gülelim ? Sadece gülmek amacıyla gülünmez. O gülüşler sahte gülüş olur. İnsanları rahatlatmaz ve mutlu etmez. İnsanın içinden gelerek samimi gülmesi insanı tedavi eder. Gülmek insan için ilaç olduğu gibi, sağlımız açısından çok büyük faydaları vardır. Tabi ki gerçek gülüşü yakalayabilirsek. Halk olarak tek temennimiz ve isteğimiz fakir ve yoksulluktan kurtulup AH BİRDE GÜLEBİLSEK.
FACEBOOK YORUMLAR