Ayrılıklar insana her zaman göz yaşı, acı, üzüntü ve hüzün vermiştir. Ayrılık insanoğlu tarafından asla istenmeyen bir durumdur. İnsanı adeta çökertir, mutsuz eder, duygularımızı yok ettiği gibi, yaşantımızı, umutlarımızı ve geleceğimizi olumsuz şekilde etkiler. İnsan bir an sessizliğe bürünür. Ayrılık daha yenidir acısı fazla hissedilmez. Fakat, biraz zaman geçtiğinde insanın içinde öyle bir fırtınalar eser ki işte o zaman hisseder insan ayrılığın acısını. Ayrılıklar insanı yorgun düşürür kalbini taşıyamazsın, tedavisi olmayan derin bir yara açar insanın ruhunda. Sevginin ve ümitlerin tükendiği, mutluluğun elinden çalındığı bir andır ayrılıklar. Anlatamazsın gözlerine ayrılığın acısını, damla damla sel olur akar gözyaşı. Bir buruk vedadır ayrılıklar insanın canını yakar ve içini acıtır. Hayatın hiç bir anlamı kalmaz bir boşluğa düşersin, karmaşık duygular içerisine girer boş boş bakarsın etrafına. İnsanın yüzüne yansır ayrılığın çekilmez ızdırabı, her zaman zordur ayrılıkla insanın yüreğini sızlatır yakar kor ateş gibi.
Bazen Gurbet olur ayrılıklar, anne, baba ve kardeşe özlem duyar insan. Doğdun, büyüdüğün topraklar gözlerinde tüter hasretinle yanarsın. Bir çaresizliktir esasen yaşadığın toprakları, anneni, babanı, akrabalarını, sevdiğin insanları ve arkadaşlarını geride bırakarak karnını doyurmak için gurbete gitmek son çaredir artık. Sevdiklerinden, evinden ve memleketinden uzaklarda yaşamak her zaman zordur. İnsana hüzün verir ve hasret çektirir. Alışır belki insan zamanla yeni yaşadığı topraklara, fakat hiç bir zaman bitmez insanın doğdu topraklara özlemi ve hasreti. Dört gözle beklenir bayram ve tatiller. Bir geri dönüş heyecanı sarar hasretini çektiği memlekete. Birde ebedi ayrılıklar vardır. İnsanı en fazla üzen ve kahreden ayrılıklar dır. Ne kadarda özlem duysak artık ne geri gelir, nede bir daha görme şansımız olur. Sadece fotoğraflara dokunarak özlem gidermek ve sonunda gözlerimizden dökülen damlalar özlem ve hasret duygusunun bir ifadesidir.
Bir yuvanın yıkılması son derece üzücü ve istenmeyen bir ayrılıktır. Mutlu olabilmek ve mutluluğu yakalamak amaçlı yola çıkılarak iki kişinin hayatını birleştirerek evliliğe adım atmasıdır. Fakat, bazen işler yolunda gitmediğinde ne yazık ki ayrılıklar zorunlu hale gelebiliyor. Burada en büyük acıyı çeken annesiz veya babasız kalan çocuklardır. Anne ve babanın ayrılığı çocuklar üzerindeki olumsuz sosyal etkileri mutlaka olacaktır. Anne veya babanın eksikliği çocuklar için her zaman yaşamın ve hayatın zorlu bir başlangıcıdır. Ayrılıklardan en fazla etkilenen çocukların duygusal yönü ise olumsuz bir şekilde etkilenir. Etrafı ile iletişim kurmakta zorlanırlar. Birde hayatın en büyük acısı ise anne veya babasını kaybederek yetim kalan çocuklardır. Bu ayrılıklar bir çocuk için büyük yıkımdır. Sevgilerin en büyüğü olan anne ve baba sevgisinden mahrum kalmak çok üzücü bir durumdur. Bunlar bizim çocuklarımız. Bu günün yetim çocukları olabilirler. Fakat, bu çocuklar geleceğimizin güvencesidir.
Ayrılıklar her zaman mutluluğumuza, sevincimize gölge düşüren ve engel olan bir dudrumdur. Çok sevdiğin bir arkadaşına, anneye, babaya, memleketine veya yurt dışında isen vatanına özlem duyarak bir an önce sevdiklerine kavuşmak isteği ve arzusudur. Özlem duygusunun ana temelinde yatan neden ise ayrılıktır. Ayrılıklar olmasaydı özlem duygusu ve isteği de olmazdı. Ne tür ayrılık olursa olsun insanı her zaman çok üzmüştür. Evimizde beslemiş olduğumuz bir kuş veya can dostu olan köpeğimizin ölmesi insana büyük üzüntü ve acı vermiştir. Bulunduğumuz mahalleden başka bir mahalleye taşınmak bile insana üzüntü verir. Oradaki arkadaşlarından, alıştığın sokaklardan, tanıdığın yüzlerden ve mahalleden ayrılmak insana zor gelir. Bu duyguları yaşamak ne kadar üzücü olsa da bunlardan kaçma imkanımız olmadığına göre, hayatımızın bir gerçeği olduğununda bilmek lazım.
Bazen insanlar istemeyerek olsa da yaptığı hataların bedelini insana hayat bir şekilde mutlaka ödetiyor. Yapılan yanlışlar ve hatalar her zaman ayrılık getirmiştir. Tabi ki bunun peşinden belli bir süre sonra bir özlem ve pişmanlık duygusu geldiğinde insanoğlu yaptığı hatayı da böylece anlamış olur. Ayrılıklar insana hiç bir şey kazandırmaz. Ayrılık kapıyı çaldığında sadece insanın elinden mutluluğu, sevgiyi, saygıyı ve dostluğu alır. Bunun yanında canımızı acıtır, yürekleri sızlatır, vicdanlarda büyük yaralar açar, huzurumuzu kaçırır ve insanı olumsuz yönde etkiler. İnsanlar sevginin o muhteşem gücünü görerek birbirlerine karşı saygı ve sevgi beslediğinde ayrılık denen o kötü duyguyu yendiklerinde hiç bir zaman ayrılık olmayacaktır. AH ŞU AYRILIKLAR OLMASA hayat ne güzel olurdu.
FACEBOOK YORUMLAR