Yaşantımızın bazı bölümlerinde hayat insanı ya yıpratıyor yada çaresiz bırakıyor. Şu bir gerçek ki hayat insana her zaman dört dörtlük bir yaşam vermiyor. Yaşamış olduğumuz olaylar karşısında bazen yüreğimizde çok sert fırtınalar esiyor, bazende çaresizliğin pençesine esir düşüyoruz. Hayatın bu karmaşık yapısı insanları mutsuzluğa sürüklediği gibi hayatı da zindan edebiliyor. Çevremize baktığımızda mutlu olabilecek çok az insanlar var. Toplumun içinde orta gelirli diyebildiğimiz insanlar zorda olsa ayakta kalmayı başarabiliyor. Fakat halkımızın içinde çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan geliri düşük insanlar ne yazık ki hayatın acımasız yüzü ile karşı karşıya kalıyorlar. İnsan olarak hepimiz nefes alıp verdiğimiz müddetçe çaresizlik karşısında pes etmek yerine bu olaylar karşısında yapılması gereken tek şey var oda mücadele etmek ve savaşmaktır.
İnsan olarak gelişen olaylar karşısında çaresiz kalmak belkide hayatın en kötü anlarından biridir. Çözüm aramak istediğin halde bir türlü çözüm üretememek ve bunun karşılığında ne yazık ki hayata boyun eğmek oluyor. Zor bir durumdur insanların çaresiz kaldığında bir şeyler yapamamak. İnsanların düşmüş olduğu bu durum karşısında çevresinden bir yardım bekler ve bir umut arar. Hayat yokuşunu çıkmak her zaman zor, zahmetli ve yorucudur. Kötü kader insanları sürükleyip bir kenara bıraktığında gidilecek yolu bulmak hiçte kolay değildir. Esasen her çıkmaz yolun bir çıkışı mutlaka vardır. Burada yapılması gereken tek şey olayları iyi bir şekilde yöneterek aydınlığa çıkmak olmalıdır. Çaresizlik yenilmeyecek bir durum değildir. İnsan beyin gücünü olumlu yönde kullandığında tüm olumsuzlukları kontrol altına aldığımızda bizlere işkence yaşatan çaresizlik sendromunu da mutlaka yenerek daha aydınlık, mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam bizleri bekliyor demektir. Çaresizliğin insan üzerindeki en önemli etkisi insanların strese girmesidir. Büyük bir çaba ve gayret gösterilmesine rağmen bir türlü sorunların çözülmemesi insanları sterse ve bunalıma girmesine neden olabilmektedir. Bu durumda insanların yaşantısını olumsuz yönde etkilemektedir. Olaylar karşısında pes etmek yerine akılcı ve mantıklı bir şekilde olayların üzerine giderek çaresizliği tersine çevirmek insanların başarabilecek bir güce sahip olduğunu unutmamak lazım. Çaresiz kalmak insana acı verir, İnsanın sağlığını elinden alır, mutsuz olmanın en büyük düşmanı çaresizlik içinde kıvranmaktır. Çaresiz kalmak İnsana gülmeyi unutturur ve insana hayatı zehir ederek umutsuzluğa sürükler. Çaresizliğin insana yaptığı en büyük düşmanlık insanda korku yaratmasıdır. Bu durumda korku sendromunu meydana çıkartarak insan yaşamını olumsuz yönde etkilemesine neden olur.
Çaresizlik insanları korkuya, heyecana ve umutsuzluğa sürüklediği gibi, bunun yanında yapmak istenilen her hangi bir işte bir türlü başarıyı yakalayamaması insanları üzmektedir. Hayatta her zaman mutlaka bir yol vardır sorunları çözmek için. Problemlerin üstesinden gelebilmek doğru yolda olduğundan emin olmak her zaman insanı başarıya getirmiştir. Çaresizliğin üstesinden gelebilmek için hiç bir zaman yılmadan olayların üzerine cesur bir şekilde gitmek ve başarmak için mücadeleden asla vazgeçilmemesi gerekir. Bir insan kendini çaresizlikten daha güçlü olduğunu hissettiğinde emin olun o an sorunların üstesinden gelmeyi başarmış demektir. Yeter ki insan olarak o gücün kendinde olduğundan emin olsun.
Bir şeyleri başarmak veya problemleri çözmek için insan üzerinde bazı olayların çözülmesi gereklidir. Her şeyden önce insanın zihinsel ve ruh halinin problemleri çözmeye yeterli olup olmadığının bilinmesi lazım. İnsan olarak her konu hakkında bilgi ve fikir sahibi olmak neredeyse imkansızdır. Zor durumda kalındığında insanlar başka kişilerin fikirlerinden yararlanarak problemlerin üstesinden gelebilir. İnsanı rahatsız eden olaylardan uzaklaşarak daha sakin bir ortamda çok iyi düşünerek çözümsüzlüğe çare aramak insana moral verdiği gibi arkasından mutlaka bir başarı gelecektir.
Çaresizlik insanları yorduğu gibi her konuda isteksiz tavırlar içerisine girilerek mutsuz olma durumunu tetikleyen bir yaşamsal sorundur. Çaresizliğin daha ileri ki adımı ise kin ve nefrete dönüşmesi sonucu insanların başarı durumu düştüğü gibi etrafındaki her şeye anlamsız tepki vermeye başlayabilirler. Bunun yanında arkadaşlar arasındaki güven duygusu tamamen yok olabilir. Çaresizlik insanlara gülmeyi ve sevinmeyi neredeyse unutturur. Sorunların altında ezilen ve çaresiz kalan bu insanlar bir çıkış yolu aramalarına rağmen hiç bir olumlu sonuca gidemezler. Bu insanlara bir yardım elinin uzatılması sonucunda bir nebze olsun sorunlarının çözülmesine yardımcı olunması duygusal ve ruhsal yönden rahatlamalarına neden olunabilir.
Ölümün dışında her derdin bir çaresi mutlaka vardır. Önemli olan sorunların çözümünde doğru yolda olunduğundan emin olmak. Sabır ve irade çözüm bulma ve üretme yolunda çok önemli yapı taşlarından biridir. Bazı sorunları çözmek uzun zaman isteyebilir. Sabrınız ve iradeniz sağlam yapıda ise her zaman çözüm yolunda bir adım önde olduğunuzu unutmayın. İnsan zaman zaman kendini çaresiz hissettiğinde mutlaka bir çıkış yolu olduğunu unutmamak lazım. Çaresiz kaldığımızda yenilgiyi kabullenmek yerine inadına mücadele etmek bizlere başarıyı getirecektir. Hayatta en kolay şey mücadele etmeden yenilgiyi kabul etmektir. Yaşamın zorluklarına karşı dayanıklı olmak mücadele gücümüzü her zaman en üst seviyede tutarak amacımıza ulaşmayı böylece sağlamış olur. Diğer taraftan hiç bir şey yapmadan olayları sadece seyretmek ÇARESİZLİĞİ güçlü kılmaktır.
FACEBOOK YORUMLAR