İnsan olarak mutlaka birbirimize güvenmek zorundayız. Sosyal bir varlık olduğumuz için toplu olarak yaşam zorundayız. Onun için her insan birbirine muhtaçtır. İnsanların kendi aralarında işbirliği yapması ve yardımlaşması kaçınılmaz bir durumdur. Güven duygusu karşılıklı sadakat ve bağlılığın bir ifadesidir. Aynı zamanda, dürüstlüğün olmadığı bir yerde güven duygusundan bahsetmek asla mümkün değildir. Güven insan ilişkilerinin temel yapısını oluşturan çok güçlü bir duygudur. Toplum olarak birbirimize karşı güven duygusunu oluşturduğumuzda barış, kardeşlik ve huzur dolu bir ortamı da hep beraber yaratmış oluruz. Burada ön plana çıkan sorun ise her insana güvenmek ne kadar doğrudur ? Tabi ki güven duygusu bir anda oluşan bir durum değildir. Karşındaki insanı tanımak ve ona güven duymak için bir zamana ihtiyaç olduğu gibi, kişinin tavırları ve eylemlerinde güven verme açısından çok önemlidir. İnsanları yanıltarak doğrulardan kaçmak suretiyle kısa vadede kendine çıkar sağlamak amaçlı yapılan bir eylemin ifadesi ise yalan konuşmaktır. Yalan ifade bir insanın itibarını sarsar, inanırlığını kaybeder en önemlisi ise güven duygusunu toplum karşısında zedeler.
Sır saklamak ve bir sırrı başkasıyla paylaşmak insan ilişkileri ve karşılıklı güven açısından faydalı olduğu gibi güven duyulmayan bir kişiye de sır kesinlikle anlatılmamalıdır. Her insanın bir düşüncesi, duygusu ve içinde sakladığı bir sır mutlaka vardır. Sevdiğin bir insana veya çok güven duyduğun kişilere bunları anlatmak insan beynindeki yükü ve enerjiyi boşaltarak insanın ruhen rahatlamasına neden olur.
Esasen sır insan üzerinde bir yüktür. Bu ağır yükü taşımak insanı yorsa da, mutlaka sırrını başkasıyla paylaşmak ihtiyacı duyar. Her insanın hayatında bir arkadaş çevresi ve grubu vardır. Bu arkadaş çevresinde herkese güvenmek insanı büyük yanılgıya düşürür. İyi ve kötüyü ayırmak belli bir zaman ve süre ister. Arkadaşlar arasında iyi bir analiz sonucunda kimin dost kimin kötü niyetli olduğunu bu süre içerisinde öğrenilmiş olunur. Arkadaşlık grubunu oluşturan kişiler içerisinden eleme yapılarak dürüstlüğüne inandığın ve güven duygusu oluşmaya başladığında insan sırlarını açıklamasında hiç bir sakınca yoktur. Esasen burada yapılmak istenen şey, sırların içinde saklı olan ve zaman zaman insanı rahatsız eden olayların etkisinden kurtulmak suretiyle güvendiğin insanın görüşü alınarak bir çıkar yol bulmaktır. Sır saklamak arkadaşın verdiği bir emanettir. Bu emanete ihanet etmek ise hainliktir. Yaşam boyu güvenilir olmak ve sır saklamak insanlık adına yapılması gereken onurlu bir davranıştır. .
Güven duygusu yaratılarak güvenilir olmak itibarın kilidini açan anahtardır. Hiç bir zaman güven duygusu kolay kazanılmaz. Fakat güven duygusunu kaybetmek o kadar kolay ki bir daha o itibarı geri almak neredeyse imkansızdır. Güven duygusunun temelinde karşılıklı güven vardır, dostluk vardır, sevgi ve saygı vardır. Eğer bu duyguların biri zarar görürse kişiler arasındaki güven duygusu da tamamen yok olmuş demektir. Karşı tarafa güven vermenin en önemli unsurların başında dürüst ve düzgün bir insan olmaktan geçer. İş yerinde, arkadaşların arasında, aile içinde ve hayatın her döneminde ve kademesinde güvenilir olmak hayatın insana verdiği çok değerli ödül ve hediyesidir. Bu itibarı korumak ve bir ömür boyu bu güven duygusunu onurlu bir şekilde taşımak insan için şereftir. Kişilere saygı duyarak kişilerden saygı görmek, kişilere dürüst davranarak kişilerden dürüstlük görmek, İnsanlara dost bir şekilde yaklaşarak onlardan dostluk görmek insanlık adına ve insan ilişkileri açısından örnek gösterilecek yaklaşım olduğu gibi bu bakış açısında güven duygusunun oluşmasına neden olmaktadır.
Güven duyduğun ve sırlarını paylaşarak dertleştiğin kişilerin yapmış olduğu ihanetin ve kalleşliğin insan olarak her kişinin başına gelebileceği gerçeğini unutmamak lazım. Belkide en yakınıyla paylaşmak istemediği sorunlarını, dertlerini ve sırlarını güvendiği kişiye anlatması sonucunda, o kişide arkadaşının sırlarını başka bir kişiye aktarması hiçte ahlaki bir davranış değildir. Sır saklamak bir saygı işidir. Bir başkasına ait sırrı ölünceye kadar taşıması ise kişinin karakter yapısının en güzel örneğidir. İnsan olarak çok güven duyduğumuz ve güvendiğimiz kişilerin güven duygusunu boşa çıkartarak inanırlığını tamamen ortadan kaldırması insanın kişiliğine ve itibarına büyük zarar verir. GÜVEN DUYGUSUNU kaybetmeden bir ömür boyu yaşamak insanların en önemli özelliği olmalıdır.
FACEBOOK YORUMLAR