Hayat mücadelesi dediğimiz şey doğumla başlar ve ölümle biter. Bu zaman dilimi içersin de insanlar yaşamlarını sürdürebilmesi ve hayattan istediklerini alabilmesi için sürekli bir mücadele savaşı vermek zorundadır. Bu mücadelenin içinde bazen kazanmak var bazende kaybetmek. Kazanmak insana büyük moral vereceği gibi, hayata bakış açımızı da hep olumlu yönde etkileyen faktörler arasındadır. Kaybetmek ise insanoğlunun hiç istemediği bir duygudur. Büyük bir hayat mücadelesi sonunda zor kazandıklarımızı bazen kolay bir şekilde kaybedebiliyoruz. Fakat, kaybettiğimiz maddi ve manevi değerleri vereceğimiz bir mücadele sonunda tekrar kazanacağımızı da hiç bir zaman aklımızdan çıkartmamalıyız. İnsanın her zaman hayattan bir beklentisi vardır. Hayat mücadelesi içerisine girmediğimiz müddetçe beklentilerimiz hiç bir zaman kendiliğinden gerçekleşerek bizim ayağımıza gelmez. İnsan olarak hayattan beklentilerimizin başında mutlu ve sağlıklı bir yaşam gelmektedir. Bunun dışında insan hayatında mutlaka bir hedefi ve çizgisi olmalıdır. Hayattan beklentimizi bu hedefler doğrultusunda mantıklı bir şekilde kullanırsak başarılı olma şansımız her zaman yüksek olacaktır. Hedefi ve amacı olmayan bir insanın hayat mücadelesini kazanma şansı neredeyse yok demektir.
İnsanlar yaşamları boyunca çeşitli zorluklarla ve istenmeyen olaylarla her zaman karşı karşıya kalmıştır. Bu zorlukların karşısında yılmadan mücadele ederek hayattan istediğimizi alma imkanına her zaman sahip olabiliriz. Bir baba ailesinin geleceği için sürekli hayat mücadelesi vermek zorundadır. Ailenin sorumluluğu babanın üzerinde olduğu için omuzlarında taşıdığı hayat mücadelesi yükü ne kadar ağır olursa olsun ailesi ve çocukları için o yükü taşımak zorundadır. Bazen hayatın acımasızlığı daha çocukluğunu yaşayamadan kendini hayat mücadelesi içinde bulan küçük bedenler hayatın ağır yükü altında ezilmektedirler. Yoksulluk nedeni ile çalışmak zorunda kalan küçük çocuklar aile bütçesine katı sağlamak için daha küçük yaşlarda kendilerini hayat mücadelesi içinde buluyorlar. Birde hayatın acımasız yüzü var ki anne ve babadan yoksun olarak yaşayan kendi kaderleri ile baş başa bırakılan sokaklarda yaşamak zorunda kalan kimsesiz çocukların hayat mücadelesi ve yaşam şartları gerçekten yürek acıtıyor. Hayat mücadelesi içinde belkide hayatın en acımasız tarafı ve yüzü ise çeşitli nedenlerle anne ve babalarını kaybederek korumasız, sahipsiz ve sevgisiz kalan çocuklar yaşamlarını yetim ve öksüz sürdürmek zorunda kalıyor olması insanlık adına çok üzücü bir durumdur.
Her insanın hayattan tek isteği vardır oda sağlıklı bir yaşamdır. Hayatımızı sürdürmemiz için mutlaka
hayat mücadelesi içinde olmamız gereken bir maraton yarışı içine olmalıyız. Burada tüm insanlığın tek hedefi ise huzurlu ve iyi bir yaşam kalitesini elde edebilmek için var gücü ile çalışarak geleceğinini garanti altına almaktır. Fakat, hayat mücadelesi ve yolculuğu içinde işler her zaman istediğimiz gibi gitmeyebilir. Bu uzun yolculuk esnasında karşımıza çıkabilecek çeşitli engellerin dışında kötü ve art niyetli kişilerin yolumuzu keserek bizleri durdurma gayreti içersin de olacaklardır. Hedeflediğimiz yolu kapatsalar bile, mutlaka insanı hedefe ulaştıracak açık bir yol bularak hedefe ulaşacaktır. Burada önemli olan hayat mücadelesinden taviz vermeden azim ve gayretle kapalı yolu açarak hedefi on ikiden vurmaktır. Hayat mücadelesi içinde bazen hiç bir engele tabi olmadan istediğimiz hedefe rahat bir şekilde ve zorlanmadan gittiğimiz zamanlarda olmuştur.
Hayat mücadelesin de bazen üzüntü, bazen neşe, bazende mutluluk vardır. Üzülmek insanın psikolojik yapısını bozacağı gibi insanı en fazla yıpratan bir durumdur. Neşeli ve mutlu olmak hayatımızın en güzel duygularından biridir. Umutla yaşamak ve umudun peşinden koşmak inançlı insanların hayat mücadelesini daha kolay kazanacakları bir yarışın içine girmiş olacaklardır. Umut insana başarı ve heyecan getirir. Umut başarının gülen yüzü ve anahtarıdır. Umut olmadan hiç bir hayat mücadelesini kazanma şansı yoktur. Birde fakir ve yoksul insanların hayat mücadelesi vardır. Tek amaçları ise karınlarını doyurmaktır. Genelde şehrin kenar ve arka sokaklarında yaşamlarını sürdüren bu kesim sağlık ve diğer hizmetlerden yararlanamıyorlar. Gerekli gıdayı alamadıkları için hastalığa yakalanma riskleri her zaman daha fazladır. İşleri olmadığından evlerine gerekli gıda malzemelerini getiremedikleri için zaman zaman çöplerden ve pazar yerlerinden yiyecek toplayıp evlerine getirmek zorunda kalıyorlar. Maalesef hayat ve yaşam mücadelesi içinde bu durumu görmek insanı hem üzüyor hemde kahrediyor. Hiç kimsenin HAYAT MÜCADELESİ içersin de çöplerden yiyecek toplamak zorunda kalmadığı bir dünyada insanca yaşamak tek dileğim ve arzumdur. Çünkü hepimiz insanız.
FACEBOOK YORUMLAR