HAYAT UZUN BİR YOLDUR
Hayat dediğin kavram bazen acımasız oluyor, bazende insana dost yüzünü gösteriyor. Tabi ki bu uzun yolda yürümek o kadar da kolay olmuyor. Yaşam denen engebeli bu yolda karşımıza çıkacak tüm olumsuzluklara göğüs gererek hayatı yaşanır bir hale getirmek bizlerin zaferi olacaktır. Hayat bir yaşamdan ve mücadeleden ibaret olduğuna göre bizleri bekleyen bu uzun yoldaki yaşamda, sevinç, üzüntü ve göz yaşı her zaman bizim yanımızda olacaktır. Gözyaşı dökmek, sevinmek ve üzülmek hayatın bir gerçeğidir. Hayat denen bu uzun yolda yaşanan güzel bir duygudan dolayı ağlamak veya gözyaşı dökmek mutluluğun insanlara vermiş olduğu sevinç sonrası yaşanan bir durumdur. Yaşadığımız ortamda gelişen bazı olumsuz durumlar sonucunda insanlar içindeki sıkıntıyı ancak göz yaşı ile atabiliyor. Bu durumda insanları biraz olsun rahatlamasını sağlıyor. Göz yaşını tetikleyen olayların başında kişilerin yaşamış olduğu hayal kırıklığı, üzüntü ve aldatılma, bunun yanında alınan mutlu bir haber sonrası insanların bu olaylara karşı vermiş olduğu tepkinin karşılığıdır göz yaşı.
Hayat insanlara ne vereceği ve nereye getireceği belli olmayan bir yolculuktan ibarettir. Hayat insanlara hiç bir zaman eşit mesafede davranmaz. Bazı insanları yokuşa sürükler, bazı insanları düz yolda yürütür, bazılarına hayatın sıcak yüzünü hissettirir, bazılarına ise hayatın karanlık tarafını göstererek adeta süründürür. Hayatın geleceği sürprizlerle dolu olduğu için hiç bir insan geleceğini bilme imkanına sahip değildir. Hayatın bu bilinmeyen tarafında karşımıza ne çıkacağı belli olmayan sırlarla dolu bir hayat yolculuğu olduğu için ancak yaşayarak hepsini görme imkanına o zaman sahip olabiliriz. Bu gizemli yolda insanların inişli ve çıkışlı zamanları olacağı gibi, bazende hayat çelmesini takarak yere düşürdüğü de olacaktır. Önemli olan ise hayatın insanı yere düşürdüğünde tekrar ayağa kalkmayı bilmektir. Eğer etrafında zamanında iğilik yaptığın bir kişi varsa o kişi sana mutlaka dost elini uzatarak düşmüş olduğun yerden seni kaldıracaktır. Zamanında yapılan tüm güzellikler ve iyilikler yeri geldiğinde bir gün mutlaka insanın kapısını çalacaktır.
Hayat denen bu uzun yolda insan her aradığını ve her istediğini bulma imkanına sahip değildir. Kaybetmek ve kazanmak yaşantımızın bir parçasıdır. Kazanmak insanı her zaman mutlu eder, kaybetmek ise hiç bir insanın istemediği bir durumdur. Mutlu olmak veya olmamak insanın hayatında gelişen olayların akışına bağlı olaylardır. Mutluluk insanların yaşayabileceği en güzel duygudur. Mutsuzluk ise insanın hayatını alt üst eden kötü bir histen ibarettir. Sevgi ve saygı kavramı hayat denen bu uzun yolda ilerlediğimiz müddetçe her zaman karşımıza çıkabilecek en güzel duygu şeklidir. Aynı zamanda sevgi insanları birbirine yaklaştıran ve dostlukların temelin atan çok güçlü bir duygu ve histen ibarettir. Saygı denen terim esasen bir kültür işidir. Kişiler birbirlerine saygılı bir şekilde yaklaşırsa o topluma veya ortama barış ve huzur gelmiş demektir. Bu uzun yolda işler her zaman iyi gitmez. Hayat çirkin yüzünü bir gün insana mutlaka gösterir. Kıskançlık ve cahillik insanların birbirlerine yapmış olduğu kötülüğün ana kaynağıdır. İnsanlık adına diğer bir kötü unsur ise insanların birbirlerine iftira atmasıdır. Asılsız bir konu hakkında insanları kötüleyerek kendine çıkar sağlamak günah olduğu gibi insanlık adına utanç verici bir olaydır. İftira atarak masum insanları suçlamak hem ahlaki hemde vicdani tarafından bakıldığında bu tip kişiler hakkında söylenmesi gereken tek şey insanlıktan yoksun olmalarıdır.
Hayat çizginde ve kaderinde ne yazılmışsa insan onu mutlaka görür. Alın yazısından istesen de asla kaçamasın. Hayat denen yolda ilerlerken kader bazen insanı uçurum kenarından döndürür, bazende insanı uçurumdan aşağı atar. Bir dost eli ararsın o zaman düşmüş olduğun uçurumdan çıkmak için. Eğer bir dost edinmişsen mutlaka seni çıkaracaktır o çukurdan. Hayat insanın elinden alır en değerli varlıklarını bir daha asla geri vermemek üzere. Hiç bir şey yapamasın, elinden hiç bir şey gelmez, yapacağın tek şey ise acılarını kalbinde hissetmen olur. Hayatın acımasız tarafı geldiğinde sana arkadaşlık eden ve acını azda olsa hafifleten gözlerinden akan yaşlardır. Hayat bazen üzülmektir, bazende hayatın acımasızlığına isyan etmek ve haykırıştır. Tam bu sırada sesini birilerine duyurmak istersin. Eğer zenginsen sesini herkes duyar. Fakat, fakir ve garibansan kimse sesini duymadığı gibi, açık olan kapılarda suratına kapanır. Hiç kimse düşünmez ki hayat denen yol ne kadarda uzun olursa olsun bir gün mutlaka o yolun sonuna gelineceğini. Yapılan kötülükler, zulümler, kalleşlikler ve ihanetler hiç kimsenin yanına kar kalmaz. Hesap günü geldiğinde bunların bedeli mutlaka ödenecektir. HAYAT UZUN BİR YOL OLSA DA her şeyin bir sonu olduğu gibi hayatın ve yaşamında mutlaka bir sonu olacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR