Hayat doğumdan ölüme kadar olan bir süreç olduğuna göre bu zaman içerisinde hayata sımsıkı sarılarak elimizden geldiğince ve imkanlar dahilinde hayatın tadını çıkarmak her insanın en büyük hayalidir. Eğer bir insanın kalbinde ve yüreğinde sevgi duygusu varsa hayata bakış açısı her zaman sevmek üzerine kurulmuştur. Hayatı sevmek bir yaşam biçimidir. Temeli sağlam olan bu yaşamın içinde kötülük, kalleşlik, iki yüzlülük ve yalancılık yoktur. Hayatın içinde bazen insanların arzu etmediği ve yaşamak zorunda kaldığı acı, göz yaşı ve hüzün insanların hayatı sevmesine olumsuz yönde etkilemektedir. Hayat bir sınav olduğuna göre bu olumsuzlukları yaşamak insanoğlu için normal olduğunu kabul etmemiz gerekir. Mutluluk insana her zaman huzur getirmiştir. Zaten insan yaşadığı müddetçe tek amacı mutluluğun peşinden koşup mutluluğu yakalamak değil mi.? Mutlu olduğumuzda hayatı sevmek ve hayattan keyif almak, aynı zamanda gülmek ve gülümsemek insanoğlunun ihtiyaç duyduğu bir yaşam şeklidir. Çalışmadan ve hiç bir çaba göstermeden hayat insana hiç bir zamana sevgisini asla vermez. Bir insan mutlu olmak ve hayatı sevmek istiyorsa mutlaka yerine getirmesi gereken kurallar vardır. İnsan önce kendini sevecek. Eğer bir insanın içinde sevmek duygu yoksa hayatı da sevemez. İnsanın yaşamı sevebilmesi için en önemli faktörlerin başında mutluluk duygusu gelmektedir. Bu hissi yakalayan bir insan mutlaka hayatı da sevecektir. İnsanların yaşamış olduğu olumsuz duygular sonucunda hayatı sevmek yerine mutsuz olma durumu devreye girmiştir. İnsanları mutsuzluğa sürükleyen etkenlerin başında gelen günümüzün ekonomik şartlarının kötü oluşu ve işsizlik kişiler üzerinde büyük baskı oluşturarak hayatı çekilmez bir hale getiriyor. İnsanların yaşam kalitesini artıran en önemli unsurların başında maddiyat gelmektedir. Eğer insanlar bunu sağlamakta zorlanıyor veya yeterli parayı kazanamıyorsa hayat her zaman zor olacaktır. Hal böyle olunca da karnı aç olan bir insan hayatı nasıl sevsin ki ?
Hayatı sevmek önce kendini, daha sonra ise insanları sevmekle başlar. İnsan olarak birbirimizi sevmek ve saygı göstermek barış içinde yaşamamıza vesile olacağı gibi güçlü bir toplum oluşmasına neden olacaktır. İnsan olarak hayatı ve yaşamı sevmekle beraber insanlar sosyal bir varlık olduğuna göre toplum halinde yaşamak zorunda olduğundan arkadaşlık ve dostluklar çıkarsız ve menfaatsiz bir şekilde sadece sevgi ve saygı üzerine kurulması her zaman toplumlara kardeşlik ve huzur getirmiştir. Sevmesini bilmeyen toplumlar sürekli huzursuz ve endişe içinde yaşamak zorunda kalan ve hiç bir umudu olmaksızın yaşamını sürdüren amaçsız bir toplumdan ibarettir. Önce iyi niyetli olacaksın. Daha sonra ise beklentilerin umuda dönüşmesi için çaba harcamak zorundasın. Burada insanoğlunun en büyük isteği ve beklentisi mutlu olmaktır. Tabi ki mutluluğu yakalamış bir insanda hayatı kendiliğinden sevecektir.
Hayat her zaman ne yazık ki kendini sevdirmiyor. Bazen insanın yaşamış olduğu kötü ve istenmeyen olaylar sonucu hayat insana acımayarak çirkin yüzünü gösterebiliyor. İşte burada insanın hayata bakış açısı umutsuzluk ve çaresizlik olarak insanları derinden üzdüğü gibi yıpranmasına da neden oluyor. Gülmek ve ağlamak her insanın kaderinde mutlaka vardır. Hayatı sevmek veya sevmemekte insanların o anki yaşadıkları olayların sonucu olarak meydana çıkan bir tepkinin sonucudur. Hayat insanı bazen ağlattığı gibi bazende güldürüyor. Her insan bu istenmeyen olayları mutlaka yaşamak zorundadır. Çünkü hayatın ve yaşamın içinde olan gerçek olaylardır. Bu olumsuzluklara rağmen hayatı ve insanları sevmek kişilerin hayata bakışını yansıtmaktadır.
Yaşamak dünyanın en güzel duygusudur. Gülmek ve eğlenmek insanların vazgeçemeyeceği bir tutkudur. İnsanın en önemli serveti olan sağlık insan yaşamının sürdürülmesinde en önemli etkenlerin başında gelmektedir. İnsan önce kendi sağlığına sahip çıkmalıdır. İnsanın yaşam kalitesini artıran ve uzun ömürlü yaşamasının başında sağlıklı olamak gelmektedir. Sağlıklı beslenme her zaman insanın sağlıklı kalmasına neden olan faktörlerin başındadır. Sağlıklı bir yaşam insana moral vereceği gibi hayatı sevmesine de neden olacaktır. Sağlıklı yaşamın karşılığı insanın kendini iyi hissetmesidir. Kendini iyi hisseden bir insanın hayata bakış açısı her zaman olumlu olmuştur. Yaşam insanlara mutluluk, huzur ve sağlık vermişse o zaman HAYATI SEVMEK bir tutkudur.
FACEBOOK YORUMLAR