İnsan olarak her konuda ve her şeyde çok acele ederek her işimizin hemen görülmesini isteriz. Bir de hayattan isteklerimiz veya taleplerimiz hiç bir zaman bitmez. Fakat, hayat insanın her istediğini ve her dilediğini hemen vermiyor. İnsanın hayattan beklentilerini alabilmesi için önce çalışması ve mücadele etmesi lazım. Bazen çalışma ve mücadele etmekte dileklerimiz ve hedeflerimize ulaşmamıza yeterli olmuyor. Demek ki her şeyin bir zamanı var ve zamanı gelmeyince hiç bir şey gerçekleşmiyor. Esasen insan yaşamı için çok önem arz eden sabretme kavramını öğrenmemiz lazım. Yaptığımız işte acele ederek kendimizi üzmek yerine, sabrederek olayların gelişmesini beklemek belki de bizleri mutlu edecek bir sonuç almamıza yardımcı olacaktır. Yaşantımızın bazı evrelerinde zaman zaman karamsarlığa düştüğümüz anlar mutlaka olmuştur. Yaşamın insanı nereye sürükleyeceğini bilmek veya tahmin etmek neredeyse imkansızdır. Hayatta insan olumlu bir durumla karşılaşacağı gibi, bazende insanın hiç istemediği bir durumla da karşı karşıya kalabilir. Bu da hayatın bizlere arasıra taktığı çelmeden ibarettir. Önemli olan burada karamsarlığa boyun eğmemek ve teslim olmamaktır.
Her insanın hayattan nasıl bir beklentisi varsa yaşamak ve gelecek içinde mutlaka hedefleri olmalıdır. Bir insan yaptığı işten başarı bekliyorsa önce bir plana ihtiyaç vardır. Yapılan plana, prensiplere ve inançlara sadık kalınarak gelecek için çizmiş olduğumuz çizgiden hiç bir şekilde ödün vermediğimiz müddetçe hedefe ulaşmak hem kolay olacak hemde peşinden başarı gelecektir. İnsanlarda hedef belirleme her zaman küçük yaşlarda başlar ve o hedefi yakalamak için bir mücadele içine girerler. Bir gerçek varki insanın kafasındaki belirlemiş olduğu her hedefi tuturmak her zaman mümkün olmuyor. Hayat devam ettiğine göre bu durumda insanın başka hedeflere yönelmesi daha mantıklı bir tutum olacaktır. Hayata küsmek ve mücadeleyi bırakarak bir kenara çekilmek kişinin zayıflığını ve korkaklığını göstermektedir. Halbuki hayat hem cesurları hemde mücadele eden insanları sever. Bugün kaybettiğini yarın mücadele ederek kazanılacağını her zaman iyi bilinmesi lazım. Hayat insanın elinden aldığını bir gün mutlaka geri verecektir. Yeterki hayata bakış açısı cesur ve yürekli olsun. Bunları yaparken de insanın belirli bir zamana ve süreye ihtiyacı vardır. Her şeyin bir zamanı olduğuna göre sabretmek, beklemek ve mücadeleyi bırakmamak insan açısından en mantıklı yoldur.
İnsan olarak hepimiz mutlaka hayal dünyasına ara sıra olsada bir yolculuk yaparız. Bu seyahat esnasında bazılarımız zengin olmayı, bazılarımız araba sahibi, bazılarımız ise bir işim olsa hayalini kurarız. İnsan olarak isteklerimizi yerine getirebilecek güce her zaman sahibiz. Fakat, dileklerimizin yerine gelmesi için bir zamana ihtiyaç vardır. Bu süre zarfında bize verilen zamanı iyi kullandığımızda hayal ettiğimiz ve arzuladığımızı isteklerimizi hayat bize mutlaka verecektir. Başarıyı yakalamak istiyorsak her zaman doğru işin peşinden gitmek gerekir. Eğer olmayacak bir işin peşinden koşarsak hayat bizi yarı yolda bırakır ve hayatın acımasız tokatını böylece yemiş oluruz. Yapmak istediğimiz işlerde sonuca varmak, hedefi tuturmak ve başarmak dürüstlük kuralının bir gereğidir. Dürüstlüğü her zaman ön planda tutuğmuzda insanın hayatta başaramayacağı hiç bir iş olamaz. Eğer yapmak istediğimiz bir işin içine hile veya fesat karıştırırsak hem haram yemiş oluruz hemde kendimizi kandırırız.
Bazı insanlar vardır konuştuğu kelimelerle hem insanı kırarlar hemde konuştuğunun nereye gittiğini ve kimi üzeceğini bilmeden boş boş konuşurlar. Tabiki bunlar gereksiz bir konuşmadır ve sadece insanın vaktini çaldığı gibi emeğinide boşa harcamış olur. Konuşmak insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araçtır. Esasen konuşmak hem yetenek, hem sanat hemde beceri işidir. Konuşma yeteneğini insan olarak iyi kullandığımızda her zaman bizlere büyük faydası olacaktır. Yalan konuşmak çok çirkin bir yetenektir. Hiç bir şekilde doğruluk payı olmayan bir olayı insanlara doğru gibi konuşarak kişileri yanıltma ve aldatma sanatıdır. Burada çıkar her zaman ön planda olmuştur. Kendi çıkarlarını korumak veya bir çıkar sağlamak için insanların baş vurduğu bir konuşma türüdür. Bazen insanlar kortuklarında veya her hangi bir şeyden çekindiklerindede yalan konuşmaya baş vurduklarıda görülmüştür. Doğruları konuşmak ise her zaman insanlara fayda getiren bir konuşma üslubudur. Bazı insan vardır ne konuştuğunu çok iyi bilen, ağızından çıkan kelimeyi çok iyi kullanan, bazı insan vardır az ve öz konuşur, bazı insan ise olaylar karşısında susukun kalır. Fakat hiç kimse o kişinin olaylar karşısında korktuğu için susukun olduğunu sanmasın konuşmak için HER ŞEYİN BİR ZAMANI VARDIR. Zamanı geldiğinde ise susukun kalan insanda mutlaka konuşacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR