Çetin TEK

Çetin TEK

BENİM KALEMİMDEN
[email protected]

KALBİMİZDEN GEÇENLER

11 Mayıs 2023 - 11:00 - Güncelleme: 21 Haziran 2023 - 14:05

Her insanın  düşünce ve fikir olarak kalbinden  geçenler tamamen farklıdır. Bazı insanlar iyi niyetlidir, bazıları  ise iyi niyetten yoksundur. Esasen kalp sevginin ana merkezidir. Sevginin olmadığı bir yerde kalp kırgınlığı vardır. Kalp kırgınlığı ise mutsuzluğun bir ifadesidir. Kötü duygulardan, kıskançlıktan, iftiradan, iki yüzlülkten,  husumetten ve kötülüklerden kendimizi   koruyalım ve  bir başkası  içinde bu kötü hissleri  kalbimizden geçirmeyelim. Başka bir kişi  bizlere karşı hata ve yanlış yapmışsa o kişiye karşı önce sabırlı olalım.  Daha sonra kişi ile iyi bir iletişim kurarak ikna dediğimiz güç duygusunu da devreye sokarak yaptıklarının yanlış olduğunu kişiye izah edelim. Tabiki, insanları ikna etmek o kadarda kolay bir iş  değildir. Bu gibi olaylarda  ikna yeteneğimizi   ve inanırlığımızı iyi bir şekilde kullanırsak  o  kişide yanlış yaptığının farkına varır ve böylece olaylar tatlıya  bağlanmış olur. Kalbimizden  geçen her duyguyu ve düşünceyi   dışa vurma imkanımız yoktur. Bazen bir şeylerin sır olarak kalması gerektiği durumlarda o sır sadece bizimle beraber yaşamalıdır.  Diğer taraftan aile varlığı çok önemli bir  kavramdır.  Burada yaşanan olumlu veya olumsuz gelişen olaylar kesinlikle  aile içinde kalmalıdır. 
İnsanların  kalbinden geçen olayları,  düşünceleri ve fikirleri eyleme dönüştürme çabaları bazen başarılı olur bazende başarısızlıkla sonuçlanır. Başarılı olduğumuz her şeye sahip çıkarız ve onu savunuruz. Başarısız olduğumuzda ise onu bir kenara bırakıp sahip çıkmayız. Başarıya nasıl sahip çıkıyorsak  başarısızlığıda   sahip çıkmamız gerekir. Burada insan kendine şu soruyu sormalı ben neden başarısız oldum ? Bu düşünce doğrultusunda yola çıkılarak başarısızlığın  nedenlerini araştırarak  bulduğumuzda kendimize hem  bir güven gelir, hemde bir daha o yanlışı asala yapmayız. Bir şeyleri başarmak ve başarılı olmak her insan için bir gurur kaynağıdır. Başarının içinde yatan en önemli enerji çalışmak ve mücadele  etmektir. Bu enerjiyi doğru bir şekilde kullandığımızda karanlıklar aydınlanarak yolumuz açılır ve hiç bir engel karşımızda kesinlikle  duramaz. Önemli olan fikir ve düşüncelerimizi doğru bir şekilde yansıttığımızda bize hep bir güç verecek ve  bu güçte  bizim enerjimiz olacaktır. Duygular insan için hep ön plandadır. Güzel bir duyguya sahip olduğumuz müddetçe kalbimizden geçen  her şey başarıya ulaşacaktır.
Alın teri ile  kazanıp insanın boğazından geçen her şey  helal lokmadır. Helal kazanç aynı zamanda insana hem huzur verir, hemde bereketin ana kaynağıdır. Hiç bir emek vermeden, yorulmadan, ter dökmeden, sahip olunan kazanç ise  haramdır.  Helal para kazanmak her zaman yorucu bir iştir. Ter akıtmak gerektirir, insana yorgunluk verir, en önemlisi helal ile kazanılan para insana  mutluluk ve huzur getirir. İnsanlar nefsine yenilip  haram lokmanın  peşinden koşabilir. Burada yapılanların yanlış olduğu idrakına varıp bir pişmanlık duygusu dahilinde haram kazançtan uzaklaşmak insanın yapması gereken en akılcı ve en doğru yoldur. Haram kazanç insanı hiç bir zaman zengin yapmaz. İnsanı sürekli huzursuz ve mutsuz eder. Haram kazancın hiç bir zaman  haklı tarafı ve savunulacak yanı yoktur. Şunuda iyi bilmek lazım haram mutlaka bir gün insanın kapısını çalarak ve insanı  perişan eder. En güzel kazanç terleyerek ve çalışarak  kazanılan helal olan paradır. Haramın peşinden değil, helal olanın  peşinden koşmalıyız.  Onun için kalbimizi hep güzelliklerle dolduralım ve asla kalbimizden haram kazanç geçirmeyelim. 
Kalbimizden geçenleri  dışa vurduğumuzda bazen bizleri zor durumda bıraktığı olmuştur. Karşımızdaki insanı kıskanarak  elimizden geldiğince kötü davranmaya çalışırız. Hatta ona karşı kötülük  düşünerek onu zor durumda bırakmak isteriz. Hiç bir hatası olmadığı halde  insanları bilerek  zor durumda bırakılması pek adilce bir tutum  değildir. Esasen kişiye yapılan büyük bir haksızlıktır. Peki yapılan bu adaletsizik
insanlara ne kazandır ? Hiç bir şey kazandırmaz. Sadece kişiye yapılan bir  saygısızlık olur  ve onu kişiler karşısında küçük düşürmektir. İnsanları küçük görmerek veya küçük düşürmek insanlığa   aykırı bir tutumdur. Demokrasının  özünde toplumlarda yaşayan insanlar eşittir ve aynı haklara sahiptir. Onun için kişi ayrımı yapmadan insanlara aynı mesafede davranmak insanlık gereğidir. Bu bir haktır ve bu hakkı tanımamak  veya görmemezlikten gelmek demokrasiye yapılan büyük bir darbedir.  Diğer önemli bir konu ise çocuğunu arkadaşı yanında azarlayarak onu rencide etmek veya küçük düşürmek hiç bir babaya  veya anneye bu hakkı vermez.  Kim olursa olsun hiç kimse insanların onurlarıyla  oynama hakkına sahip değildir. Onur denen kavramın içinde insanın hasiyeti, gururu, şerefi ve  saygınlığı vardır. Doğduğunda tüm insanlar eşit olarak doğar ve birbirlerine karşı saygılı olmak zorundadır. İnsan olarak hiç kimsenin birbirinden üstün tarafı yoktur. Şunuda belirtmekte fayda olduğunu düşünmekteyim. Bazı insanların makam ve para üstünlüğü vardır. Bu üstünlük sadece bu dünyada geçerlidir. Ebediyete  intikal edildiğinde  ise  bu üstünlüğün hiç bir değeri yoktur ve  geçersizdir. Kötülük yapmak hiç kimseye bir  fayda getirmemiştir. Onun için KALBİMİZDEN GEÇENLER hep güzel duygular olsun.

Bu yazı 1544 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum