Hepimiz bu dünyaya misafir olarak geldik. Hiç kimse burada kalıcı değil. Bu dünya bir imtihan yeri ve bizler burada imtihana tabi tutuluyoruz. Doğum kadar ölümde hayatın bir gerçeği olduğunu hiç kimse aklından çıkartmaması gerekir. Ne kadar malın ve mülkün olsa da sonuçta hepimizin gideceği yer belli. Tabi ki oraya giderken dünyada sahip olunan mal, mülk, şöhret ve serveti beraber getirme imkanına hiç bir kişi sahip değildir. Her insan yaşadığı süre içersin de mutlaka hata yapar. Hata yapmak insanlara mahsusu bir durum değil mi ? Yapılan hataları nefret ve kine çevirerek intikam alma duygusuna dönüştürülmesine fırsat vermeden barışçıl bir yoldan problemin çözülmesi sanırım insana yakışan en iyi davranış şeklidir. Kalp ve gönül kırmak o kadar basit ki, fakat kırılan kalbi geri almak o kadarda kolay değil. Kırmış olduğunuz bir arkadaşı veya yakın akrabanız la ne kadar barışsanız eski dostluğu yakalama imkanına hiç bir zaman insan sahip olamaz. Bir kere gönül ve kalp yara almışsa ne kadar pansuman etseniz de o yara asla düzelmez ve yaşam boyuncada hep kanar. Hayat nefes alıp vermekten ibarettir olduğuna göre bizlere ait olan her şey bu dünyada kalıcıdır. Onun için kalp ve gönül kırmak yerine insanlar bir birlerine saygı ve sevgi ile yaklaşsa daha güzel olmaz mı.?
Esasen insanların yaşamış olduğu öfke kalp ve gönül kırgınlığını tetikleyen en önemli unsurların başında gelmektedir. Öfke denen kavramı insan olarak biraz firenlesek istenmeyen olayların yaşanmasının da önüne geçmiş oluruz. İnsan olarak sevgi duygusunun etrafında toplanmasını bir başarabilsek işte o zaman ne kalp kırılır nede gönül. Sevgi duygusu insanları birbirine gönülden bağlar ve dost kılar. Sevgi kötülüğün en etkili ilacıdır. Sevgi dünyada insanlık adına en güçlü duygudur. Sevgi kalp ve gönül besleyen bir gıda gibidir. Sevginin olduğu bir ortamda kalp ve gönül kırgınlık asla yaşanmaz. Kalp ve gönül yolunda samimiyet vardır, saygı vardır, dostluk vardır, kardeşlik vardır.
İnsanlar arasında hayatta en önemli şey kalpten ve gönülden gelen güzel duygularla beslenebilmesidir. Hayata bakış açımız içinde hiç bir zaman kötülük olmadan güzelliklerle dolu bir yaşam ve hayatın en güzel duygularından olan mutlu olabilmektir. İnsanların öfkelenmesi sonucu yapmış olduğu bir anlık hata veya yanlış sonrası insanlar arasında meydana gelen dargınlık tabi ki istenmeyen bir durumdur. İnsan olarak hepimiz hata yaptığımıza göre olaylara daha akılcı ve çözücü yöntemler bularak dargınlığı ortadan kaldıracak hamleler yaparak iki tarafı barıştırmak olmalıdır.
İnsanların yaşamsal şartlarının zorluğu, günlük olayların insanlar üzerinde yaratığı stres, işin içine birde geçim sıkıntısı girince bazen hislerimize ve duygularımıza yenik düşerek kalp ve gönül kırdığımız mutlaka oluyor. Bunlarda hayatın omuzlarımıza yüklediği ağır yük dolayısı ile istemeden ve elimizde olmadan insanları üzmek veya incitmek yaşamın ağır şartlarından kaynaklanan olaylardır. Sözlerimizle ve davranış şekillerimizle bir insanı incitmek veya kırmak tabi ki hiçte hoş olmayan bir tutumdur. Daha sonra devreye giren pişmanlık duygusu daha ağır basarak gönül almaya çabalarız. Bu davranış şeklide esasen taktir edilebilir bir durumdur. En azından insan olarak yapılan yanlışlığı kabul ederek karşı taraftan özür dileyerek gönül almak barışçıl bir yaklaşımdır. Sonuçta bu işin sonunda ölüm yok mu ? Hiç kimse birbirini kırmadan hayatın ve yaşamın bizlere vermiş olduğu güzellikleri daha iyi kullanarak yaşamak varken bu dünyada kötülük neden olsun ?
Zaman zaman insan olarak olaylara yaklaşım açımız istediğimiz gibi maalesef olmuyor. Her insanın karakter ve huy yapısı değişiklik gösterir. Bazı insanlar gelişen olaylara çabuk sinirlenir, bazı insanlarda daha sakin ve sinirlenmeden olaylara yaklaşım gösterir. Burada tabi ki kazanan her zaman daha sakin olan ve olaylar karşısında daha az tepki gösteren kişilerdir. Bu yapıdaki insanlar kolay kolay kişileri kırmadığı gibi, olaylara her zaman yapıcı olarak yaklaşan insanlardır. Bazı insanların çok sinirli yapıda olmalarına rağmen onlara karşı olumlu bir şekilde yaklaşarak uygun bir dille anlatımda bulunduğumuzda göreceksiniz hiç bir zaman kırıcı olmayacaklar. Bu kişilere olumlu bir davranış şeklinde bulunduğumuzda hem o insanı kazanmış oluruz hemde ona yardımcı oluruz. İnsan olarak tek isteğimiz hiç bir zaman insanlar arasında KALP VE GÖNÜL KIRGINLIĞI olmasın.
FACEBOOK YORUMLAR