Esasen hayat uzun gibi görünsede yıllar o kadar çabuk geçiyor ki adeta su gibi akıp gidiyor. Tabiki bununla beraber zamanda insan ömründen çalıp getiriyor. Birde geride bıraktığımız yıllar insan üzerinde derin izler bırakıyor. Yaşanılmış bir hayatın içinde geride bırakmak zorunda kaldığımız çocukluğumuzun ve gençliğimizin unutulmaz izlerini taşıyan o muhteşem dönem ömrümüzün sonuna kadar bizlerin benliğinde güzel bir anı olarak her zaman yaşayacaktır. Aldığımız nefesin bile emanet olduğu bu dünyada insanların birbirlerine yapmış olduğu kötülük ve huzur bozucu davranışların kişilere hiç bir şey kazandırmayacağını çok iyi bilmek lazım. Sevginin ve kardeşliğinde olduğu bu dünyada, kötülük ve düşmanlık duygusunu yok ettiğimizde insanlara huzur ve mutluluk gelecektir. Misafir olduğumuz bir dünyada kin ve nefretin kölesi olacağımıza, dostlukların ve güzelliklerin emrinde olmak insana büyük huzur verecektir. Kibir denen o kötü duyguya kapılan insanlar esasen kendileri ile sürekli kavga ve mücaadele içinde olan kişilerdir. Kendilerini başkalarından üstün görme hastalığına yakalanan bu kişiler sürekli dikkat çekme telaşı içinde olurlar. Bu tarzdaki insanlar sadece kendilerini severler diğer insanlara ise hor davranarak küçümserler. Bu geçici dünyada kibirli olsan ne olurki, sonuçta azrail kapıyı çaldığında herkese eşit davranacaktır.
Hayatta en güzel duygu insanların birbirlerini sevmesidir. Sevgi barışın sağlanmasında her zaman en önemli etkendir. Sevginin olduğu her ortama barış hakim olmuştur. İnsanlar birbirlerini kırmak yerine sevginin o inanılmaz gücünü kullandıklarında toplumsal barışada büyük katkı sağlamış olacaklardır. İnsanlar her hangi bir konuda birbirleri ile anlaşamadıklarında en etkili yol olan kavga etmeyi seçerler. Kavga ederek sorunları çözme yoluna gitmek sonuçta hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Burada sadece kötülük kazanmış olur, insanoğluda kötülüğe hizmet etmiş olur. Halbuki İnsanlar anlaşma yoluna giderek sorunları çözmeye çalışsa kazanan kardeşlik olacaktır.
Yaşadığımız bu dünya da insanların birbirlerine vereceği en büyük hediye dostluktur. Misafir olduğumuz şu geçici dünyada rehberimiz dürstlük ve dostluk olmalıdır. İnsan sosyal bir varlık olduğuna göre her insanın mutlaka bir arkadaş çevresi vardır. Dürüstlük bir hazineden çok daha kıymetli olduğuna göre, seçilecek arkadaşın güvenilir ve dürüstlüğüne dikkkat etmek çok önemlidir. İyi ve doğru arkadaş seçimi yapmak insanın geleceğini olumlu yönde etkileyecektir. Yanlış arkadaş seçimi ise insanın başına büyük belallar açacaktır. Yanlış kişilerle arkadaş olursak yanlış yapmayı öğreniriz. İnsanlar kimlerle arkadaş olursa veya gezerse onlarla anılır.
Kalp kırmak o kadar kolay ki ağızdan çıkan bir kelime yeterli olur. Doktarların dahi tedavi edemediği kalp kırıklığının onarılması ise bazen mümkün olmuyor, bazende uzun yıllar gerekiyor. İnsanın çok sevdiği bir kişi tarafından kalbinin kırılması ve ihanete uğraması asla af edilemez bir durumdur. Belkide ölünceye kadar İnsanın yüreğinde hep bir sızı ve acı olarak kalacaktır. Kalp kıran tarafından ne kadar pişman olduğunu dahi söylese artık eski dostluk olmayacağı kesindir. Tabiki af etmekte bir erdemliktir. Fakat, o kişiye karşı güven duygusu yok olduğu için ne kadar af edilse bile bir soğukluk meyda gelecektir. İnsanlar ağızından çıkacağı kelimeyi çok iyi seçerek tamiri mümkün olmayan kelimeleri kullanarak karşındakini kırmak veya inciltmek hiç kimseye bir yarar getirmeyeceği gibi, sadece dargınlıkların meydana geleceği bir ortam yaratılmış olur.
Sevginin, mutluluğun ve huzurun olduğu bir dünyada yaşamak her insanın hakkı olduğu gibi, üzüntülerin, ayrılıkların ve yoksullukların hiç bir şekilde yaşanmaması ise her insanın istekleri arasındadır. Hayat bazen malesef insanın istediği gibi gitmiyor. Terslikler ve huzur bozucu olaylar peş peşe gelince insanın yaşam kalitesinide düşürüyor. Hayatta yaşayabileceğimiz en zor anlardan bir tanesi olaylar karşısında çaresiz kalınmasıdır. Bir türlü sonuca gidememek ise insan üzerinde büyük bir baskı oluşturarak başarısız olma durumu ile karşı karşıya kalmaktır. İnsanoğlunun anlına ne yazılmışsa bu dünyada onu görecektir. Önemli olan ise yaşam boyu güzeliklerin olduğu, savaşın olmadığı, aynı zamanda hiç kimse şiddete maruz kalmadan barış ve huzur dolu bir yaşam MİSAFİR OLDUĞUMUZ BU DÜNYADA her insanın hakkı olmalıdır.