Yıllar o kadar çabul geçiyor ki adeta su gibi akip gidiyor ve bizler bunun farkına bile varamıyoruz. Esasen geçen yılların yanında, ömrümüzden de bir o kadar gidiyor. Bu yolculuğun sadece gidiş bileti var ve geriye dönüş bileti asla olmayacak. Tabiki bu zaman içinde yıllar bizden o kadar çok şey çaldı ki bir daha asla geri gelmeyecek ve yaşama imkanımız olmayacak, çocukluğumuzu ve gençliğimizi elimizden aldı. Geçmişte kalan yıllarımız içinde bazen güldüğümüz, bazen acı çektiğimiz, bazende hüzünlendiğimiz zamanlar olmuştur. Yaşamak zorunda kaldığımız geçmişin acımasız izleri yanında, yine geçmişin gülen yüzü anılar not nefterinin bir kenarında mutlaka yazılı olacaktır. Zamanı ve saati durdurma imkanımız olmadığı için geçen her süre bizlerden çalındığı için, geride bıraktığımız olumsuzlukları bir kenara koyarak geleceğimizi iyi yönde şekillendirmek bizleri daha da mutlu edecektir. Geçmişi unutmak asla mümkün değildir. Orada acısıyla tatlısıyla yaşanmış bir ömür var. Geriye dönüp baktığımızda yapılan hatalar ve daha sonra duyulan pişmanlıklar. İnsanın aklından geçen keşke eskilere tekrar gitme şansımız olsa da yapmış olduğumuz hataları düzeltme imkanını bulabilsek. Eğer geçmişte yapılan hatalara fazla takılı kalırsak bu seferde geleceğimizi yok etmiş oluruz.
Geçen yıllar insanı o kadar yıpratıyor ki, bazen sağlımız bozuluyor, bazen mutluluğumuz, bazende hayat insanı yorarak strese sokuyor. Üzüntüler ve hayal kırıklıkları adeta insanla arkadaş oluyor. Gülümsemek insana mutluluk verir gibi görünsede, bazende gülmeyi unuttuğumuz zamanlar dahi olmuştur. İnsanın hayat hikayesi içinde yer alan geçmiş senelere ait sevinçlerimizi, kızgınlıklarımızı, tedirginliklerimizi ve öfkelerimizi günümüze yansıtmamız bizlere hiç bir şey kazandırmayacaktır. Yaşanılmış duygularımızı orada bırakıp, şimdiki hayatımızı en iyi şekilde değerlendirerek yaşam mücadelemize devam etmeliyiz. Geçmişin izlerini silmek tabiki o kadar da kolay olmuyor. Geride bırakılan yıllar içinde çekilen bunca acılara ve zorluklara rağmen yaşama sevincini kaybetmeden ayakta kalmayı başararak günümüze kadar gelmek azmin bir zaferidir. Yaşanılmış olan ve geçmişimizi ilgilendiren güzel günlerimizi sadece hayallerimizde canlandırarak kısa olsa da o yıllara gidip yaşamak insanı biraz olsun mutlu edecektir.
Geride bıraktığımız yılların içinde insanda en fazla iz bırakan ve insan ömrünün içindeki en değerli hazinesi ise çocukluk yıllarıdır. Anılarımızın temiz sayfalarında her zaman yer alacak alan ve hatırladığımızda bizlere büyük mutluluk veren çocukluk yıllarımızı unutmamız asla mümkün değildir. Hiç bir fesatlık, hiç bir art niyetin olmadığı, sadece aklımız ve fikrimiz oyunda olan kirlenmemiş tertemiz duygularımızla yaşantımzın altın çağı olan asla unutamayacağımız çocukluk yıllarımız. İnsan güzel olan her şeye mutlaka özlem duyar. Bizlerde yaşamış olduğumuz çocukluk yıllarımızı hep bir özlemle hatırlayıp kalbimizin ve ruhumuzun tertemiz sayfasında hep anı olarak yaşayacaktır. Maalesef zaman o kadar hızlı geçiyor ki bizlerde yetişmek için var gücümüzle koşmak zorunda kalıyoruz. Hayat geçen zamanı bizlere hiç bir şekilde hissetirmiyor. Birde bakmışız çocukluğumuz ve gençliğimiz bir daha geri dönmemek üzere bizleri terk ederek başka bir yaşantı içinde kendimizi bulmuş oluyoruz. Hayatta her şeyin bir sonu olduğu gibi, o muhteşem çocukluk ve gençlik yıllarımızında sesizce sonu gelmiş oluyor. Fotoğraflar geçmiş zamanı bizlere geri getiren en önemli belgedir. Bir şeyler ararız eski fotoğrafların içinde. Elimize aldığımızda yılların bizleri nasıl değiştirdiğini o eski fotoğrafta görmemiz mümkündür. Bir fotoğrafa baktığımızda hayatta olmayan insanları o fotoğraf karesinde gördüğümüzde içimizde bir burukluk ve acı hissetmemize neden olur. Geçmiş zamanın bizlerden aldıklarının acısını ve yokluğunu bir kez daha yaşayarak eski fotoğraflara baktığımızda hissederiz. Maalesef artık geri gelmeyecek olan eski yıllar sadece küçük bir kağıdın içine sıkıştırılmış bir fotoğraftan ibarettir. Sanki o hayatı hiç yaşamamış gibi bir hisse kapıldığımız anlar dahi olmuştur.
Zaman su gibi akıp gittiğine göre hayatta bizlerden bir şeyler alıp getiriyor. Yılların mücadelesi ve yorgunluğu sonucunda insanoğlunun hissettiği bir gerçek varki bunu hiç birimiz kabullenmek istemeyiz. Nasıl çocuklu ve gençlik yıllarımız oldu ise maalesef yaşlılık yıllarımızda olacaktır. Her yaşın kendine has bir güzelliği olduğuna göre hangi yaşta olursak olalım yaşam enerjlslnl asla kaybetmeyelim. Hayat insanı hem yorgun düşürüyor hemde dış görünümünden bir şeyler alıp getiriyor. Geçen yıllar içinde çekilen acılar, kaybedilen değerler, yaşamış olduğumuz zorluklar ve bu duruma birde yaşımızın ilerlediğini eklediğimizde bir zamanlar simsiyah olan saçlarımızın beyazladığını üzülerek görmekteyiz. Bunlar esasen hayatımızın bir gerçeğidir. Aynaya baktığımızda hayatın gerçek izlerini orada daha net bir şekilde görmemiz mümkündür. SESİZCE GEÇEN SENELER ömrümüzden bir şeyler çalsada, yaşamak her zaman güzel bir duygudur.