Yaşadığımız şu dünyada insan olarak o kadar zorluklarla karşı karşı kalıyoruz ki bazen çaresizlik içinde kıvranıyoruz, bazen umudumuzu kaybettiğimiz anlar oluyor, bazende hayata küsüyoruz. Birde hayatın acı yüzü varki insanı en fazla üzen ve ağlatan tarafı ise sevenlerimizi kaybetmek ve onları bir daha görmemek üzere ebediyete uğurlamaktır. Bu durum ise duygularımızın ve hislerimizin en fazla yıprandığı anlardan biridir. Hayat her zaman insana güzeliklerini malesef yansıtmıyor. Huzur ve mutluluğu ararken bir anda insan kendini çaresizlik içinde buluyor. Sevmek bir bağlılık dugusudur. İhanete uğramak ve aldatılmak ise insanların birbirlerine yapmış olduğu kaleşliktir. Dürüstlük insanlar için her zaman bir amaç olmalıdır. Dürst görünüp de insanları tuzağa düşürmek ve kandırmak insanlık dışı bir davranıştır. Yaşamış olduğumuz istem dışı olaylar insanı öyle bir noktaya getiriyor ki yaşama enerjimizi elimizden alarak hayata bakış açımızı olumsuz yönde etkiliyor. Huzursuzluk ve öfke insanı hem yoruyor hemde moralini bozuyor. İnsanın içindeki olumlu duyguları yok ettiği gibi, yüreğmizdeki sesizliği bozarak fırtınaya dönüşmesini sağlıyor. Bu yaşam şekli ise insanı mutsuzluğa sürükleyerek insana hayatın en zor anlarını yaşatıyor. İstemediğimiz bir hayatı yaşamak zorunda kalsakta bu olumsuz duygular bizim hayatımızın ve yaşantımızın bir parçası olduğunu kabullenmek zorundayız. Önemli olan yaşadıklarımızın kötü etkisini bir an önce üzerimizden atarak yaşama tutunmak olmalıdır.
İnsan hayatı o kadar çok değişkenlik gösteriyor ki, bir şeyi başarmak için var güçünle mücadele ederken insanın karşısına hiç umadığı bir anda sorunlar çıkarak insanı pes etme noktasına getiriyor. Hayat uzun bir maratondur. Bu yarışın içinde başarılı olduğun gibi, başarısız olmakta var. Eğer başarısız olmuşsak önce kendimizi sorguluyarak bunların nedenlerini araştırıp çözüme ulaştırmak yine bizlerin elindedir. Her şeyin mutlaka bir çaresi vardır. Çaresizliğe kapılmak hayattan umudu kesmek ve yaşama küserek yenilgiyi kabul etmektir. Halbuki, azim ve gayret edildiğinde bu güçün önünde hiç bir şeyin duramayacağını ve bu işin sonunda zafer mutlaka sabredenin olduğunu çok iyi bilmek lazım. Hiç bir emek asla karşılıksız kalmaz. Toprağa neyi ekersen toprak ana emeğinin karşılığını mutlaka sana verecektir. Mutlu olmak insan yaşamın en önemli duygularından biridir. Hayat insanlara bazen ne eşit duruyor nede adil davranıyor. Yaşam bazı insanlara mutluluğu verirken, bazı insanlarıda mutsuzluğun esiri yapıyor. Yaşam koşullarının insanlar üzerindeki olumsuz baskısı her geçen gün daha da artıyor. İnsanların ekonomik yapısının yaşam şartlarının altında olması nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hayatın bu acı tablosu insanların yaşama sevincini elinden alıyor. Hayat ne kadar zor olsada yaşama tutunarak hayatımızı sürdürmek, aynı zamanda gelecekteki umutlarımızın ve hislerimizin gerçekleşmesi için hayata ve yaşama olumlu ve güzel bakarak yaşama enerjimizi ve sevincimizi hiç bir zaman kaybetmeyelim.
Hayatı sevmek, hayatan haz almak, gülmek ve eylenmek her insanın şiddetle ihtiyaç duyduğu yaşantımızın en önemli yapı taşlarından olan ve yaşam kalitemizi en üst seviyeye çırartacak duyguların başında gelen bu yaşam tarzı insanları son derece mutlu edecektir. Yaşadığımız müddetçe hayatın içinde her zaman var olacak, huzursuzluk, mutsuzluk, öfke, üzüntü, tedirginlik, korku ve kaygı, hayal kırıklığı, pişmanlık, sıkıntı ve stres yaşantımızın bir yerinde yolumuzu mutlaka kesecektir. İnsanları son derece mutsuz edecek bu duyguları hiç bir insan yaşamak istemez. Fakat, hayatın insanı nereye getireceği belli olmadığından bazen bu kötü yaşamı maalesef kader bizlere yaşatıyor. Hayatın gidişatını bizlerin tayin etme imkanı olmadığından bu olumsuz duygularıda yaşamak zorunda kalıyoruz. Zamanın su gibi akıp gittiği bir dünyada olumsuzluklar kapımızı çalsada hayat hızlı bir şekilde devam etmektedir. Burada yapılması gereken en önemli güç mücadele yapımızı etkinleştirerek olumsuz duygularla savaşmaktır. Bilgili ve bilinçli yapılan mücadele sonunda insanoğlu olumsuz duygulardan kurtulma imkanına her zaman sahiptir. Hayata bakış açımız her zaman olumlu yönde olmalıdır. Olumsuz düşünmek mücadelemizi zayıflatır ve hayata karşı yenilgiyi kabulenmiş oluruz. Bu durumda insanın psikolojisini bozacağı için sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmak demektir. En etkili yöntem ise beynimizin gücünü en iyi şekilde ve doğru olarak kullandığımızda tüm olumsuzluklara karşı başa çıkma imkanına sahip oluruz. Bu durumlarda sabrederek hayat akışını olumlu yöne çevirmek insanoğlunun yapacağı mücadeleye bağlıdır. İnsan hayatında ve yaşamında ne kadar olumsuz duygular ve kavramlar olsada YAŞAMA TUTUNMAK her zaman bizleri hayata bağlayacaktır. Çünkü yaşamak her zaman çok güzel bir duyudur.