Herkesin ağzında bir RFID... Ne olduğunu tam anlamadan, iyi bir şey olduğunu varsayıyoruz. Oysa her gün kullandığımız OGS’ler, geçtiğimiz güvenlik kapıları, hastaları izleme aygıtları, bagajlarımızın kaybolmamasını sağlayan etiketler, RFID’nin hayatımıza sunduğu nimetlerden birkaçı.
Radyo Frekansı ile Tanımlama (RFID) teknolojisi, radyo frekansı kullanarak nesneleri tekil ve otomatik olarak tanıma yöntemi.
RFID, temel olarak bir etiket ve okuyucudan meydana gelir. RFID etiketleri Elektronik Ürün Kodu (EPC) gibi nesne bilgilerini almak, saklamak ve göndermek için programlanabilir.
Ürün üzerine yerleştirilen etiketlerin okuyucu tarafından okunmasıyla tedarik zinciri yönetimi ile ilgili bilgiler otomatik olarak kaydedilebilir veya değiştirilebilir.
RFID etiketi, radyo frekansı ile yapılan sorguları almaya ve cevaplamaya olanak tanıyan bir silikon yonga, anten ve kaplamadan meydana gelir. Yonga, etiketin üzerinde bulunduğu nesne ile ilgili bilgileri saklar. Anten, radyo frekansı kullanarak nesne bilgilerini okuyucuya iletir. Kaplama ise etiketin bir nesne üzerine yerleştirilebilmesi için yonga ve anteni çevreler.
Her ülke kendi radyo spektrumunun kullanımı düzenlemektedir.
Avrupa`daki spektrum kullanımını düzenleyen Avrupa Posta ve Telekomünikasyon Birliği (European Conference of Postal and Telecommunications Administrations - CEPT) [1], UHF RFID için Eylül 2004`te oybirliği ile yeni bir Avrupa Standardına karar vermiştir. Bu standart (ETSI EN 302 208) ETSI`den sağlanabilir.
Bu standart RFID`nin 865 - 868 MHz frekans bandında, "Söylemeden Dinle" (LBT) protokolü ile 2 Watt`a varan güç seviyeleri ile kullanılmasını öngörmektedir. Bu standart pek çok Avrupa ülkesinde kabul edilmiş ve yerel düzenlemelere yerleştirilmiştir.
Türkiye`de ise, 06.03.2004 tarihli ve 25394 sayılı Resmi Gazetede [2] yayınlanan "Kısa Mesafe Erişimli Telsiz Cihazlarının (KET) Kurma ve Kullanma Esasları Hakkındaki Yönetmelik" uyarınca, RFID sistemleri 865.6 - 867.6 MHz frekans bandında maksimum 500mW (0.5W) güç seviyesi ile uygulanabilmektedir.
Son zamanların popüler konusu haline gelen RFID, geçtiğimiz günlerde bir defa daha tartışıldı. Akademik ve iş çevrelerinden uluslararası katılımcıları ağırlayan ve tüm geliri İstanbul Teknik Üniversitesi’ne aktarılan “I.RFID (Radyo Frekanslı Tanıma Sistemleri) Eurasia Konferansı”, KoçSistem’in ana sponsorluğunda, İstanbul The Marmara Oteli’nde gerçekleşti.
Konferans Başkanı Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok’un açılış konuşması ile başlayan Konferans’ta, Kansas State Üniversitesi’nden Prof. Dr. John R. English, Oracle İş Geliştirme Direktörü Edwin W. Kalisching, Standford Üniversitesi’nden Prof. Özalp Özer, NXP (Philips Semiconductors) İş Geliştirme Direktörü Deniz Karan ve Dortmund RFID Merkezi Başkanı Prof. Dr. Rolf Jansen, ana konuşmacı olarak yer aldı. Her biri kendi alanında önde gelen isimler olan uzmanlar, iki gün boyunca üç paralel oturumda “RFID Teknolojileri, RFID Bilgi Yönetimi, RFID Standartları, Güvenlik ve Gizlilik, RFID Uygulamaları, RFID Stratejisi ve Proje Yönetimi” ana başlıklarındaki sunumlarını gerçekleştirdi.
Değer ve karizma katıyor
Katılımcıların ortak görüşü RFID’nin uygulayan firmaların değerini artırdığı ve rakiplerinin arasında örnek konuma yükselttiği şeklinde. Ancak tüm uzmanlar da bu teknolojinin henüz yaygın kullanım için pahalı olduğunu kabul ediyor. Diğer bir görüş ise RFID’nin sadece bir teknoloji ürünü değil tüm iş yapış sürecini değiştiren bir mantalite olduğu. Bir şirket üretimini bu çerçevede gerçekleştirmek için adım attığı anda, tüm departmanlarında bu bağlamda inovatif ve sıra dışı standartları uygulaması bekleniyor. Yani anlaşılır dille RFID, pahalı bir programın karşısına oturmuş patronun akrabası bir bilgi işlemcinin idare edebileceği bir yapı değil. Parayı bastırıp en modernini aldım mantığı da değil? Bu, bir nevi sınıf atlama ve mantaliteyi yeniden yapılandırma modeli. Dolayısıyla RFID teknolojisi uygulayacak şirketlerin buna hazır olması gerekiyor.
PERDER’de panel
Konunun en çok ilgilendirdiği sektörlerden biri de perakende. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Perakendeciler Derneği (PERDER) ve Elsys’in işbirliğiyle düzenlenen “Perakende ve mağazacılıkta bilişimden nasıl yararlanılabilir?” başlıklı panelde RFID de sık gündeme gelen başlıklardan biriydi.
Katılımcılara, perakende ve mağazacılık sektörü için yaşamsal önem taşıyan raf takibi, esnek kampanya yönetimi, sezon içi – sezon sonu iadelerin denetimi, mağazalar arası transferlerin anlık takibi gibi iş süreçlerinin bilişim teknolojilerinden yararlanarak nasıl kısaltılıp kolaylaştırılacağına ilişkin deneyimler aktarıldı. RFID teknolojileri hakkında da katılımcılara bilgi verildi.
Beklentiler neler?
RFID hakkında en çok merak edilen ve sorulan bu teknolojinin ne zaman ucuzlayacağı ve işlevsel hale geleceği. En çok merak edilen de RFID’nin barkodun yerini alıp almayacağı. RFID ve barkod teknolojileri farklı teknolojilerdir ve bazen üst üste gelen farklı uygulama alanları vardır. En önemli farkları barkodun görüş alanı teknolojisi olmasıdır. Yani, bir barkod okuyucusu, barkodu okuyabilmek için “görmelidir”. Bu nedenle barkodların elle tek tek okutulması gerekmektedir. RFID ise görüş alanı gerektirmez. RFID etiketleri okuyucunun okuma alanı içinde oldukları sürece okunabilirler. Bir başka önemli farklılık da standart barkodların sadece üretici ve ürün çeşidini tanımlamasıdır.
Öte yandan, RFID etiketlerinde bir ürünü dünyada tek olarak tanımlayan EPC numarası saklanmaktadır. Örneğin, A marka bir meyve suyu kutusunun üzerindeki barkod tüm aynı marka ve çeşitteki meyve suyu kutularında aynıdır. Bu durum, bir raftaki hangi meyve suyu kutusunun son kullanma tarihinin daha önce geçeceğinin anlaşılmasını engeller. Oysa üzerinde RFID etiketi taşıyan bir meyve suyu kutusunun EPC numarası ile aynı raftaki, aynı marka ve cins meyve suyu kutusunun üzerindeki EPC numarası farklıdır. Barkodların çeşitli kısıtlamaları olmalarına rağmen, barkod teknolojisi 23 sektörde, 140’tan fazla ülkede, 1 milyondan fazla firma tarafından kullanılmaktadır. Bu bakımdan barkodların tedarik zinciri işlemleri için büyük önem taşıdıkları açıktır ve özellikle Avrupa ülkelerinde barkod ve RFID/EPC teknolojisinin birlikte yer alması beklenmektedir. Yine de başta Wal-Mart olmak üzere dev şirketlerin tedarikçilerine uyguladıkları yaptırımlar sayesinde özellikle ABD ve Kanada’da etkin adımlar atılmıştır. İlerleyen dönemlerde Avrupalı perakende zincirlerinin bu tip zorlamalar gerçekleştirmesi gündeme gelirse oluşacak domino etkisiyle başta perakende olmak üzere tüm sektörlerde RFID ağırlığını artıracaktır.
Dünyadaki uygulamalar
Frontline Expo anketlerine göre yeni gelen yılda, yüksek maliyetler ve standartlara rağmen, RFID uygulaması konusunda gittikçe yayılan planlar bulunmaktadır.Frontline Konferans ve Expo 2004’e katılan katılımcılar RFID’nin konuşlandırılması konusunda gittikçe artan ve yaygın bir ilgi olduğunu işaret etti. RFID ile ilgili yapılan araştırmaların sonucunda, deneklerin çoğunun RFID uygulamalarını planladıklarını söylemişlerdir.
Sonuçlara göre, araştırma yapılan deneklerden yüzde79’u pilot olarak ya da uygulama olarak RFID çözümlerini kullanacaklarını söylemektedir. Bu sayıdan yüzde22’lik bir kısım pilot olarak da olsa RFID programını çoktan uygulamış durumdadır. yüzde42’lik kısım ise 12 ay içersisinde RFID çözümlerini uygulayacaklardır. Geri kalan yüzde21’lik denek kısmı ise RFID çözümleri uygulamalarını gelecek 12 ila 24 ay sürecinde uygulamayı planlamaktadır. Bu deneklerin büyük çoğunluğunun dediğine göre, operasyonlar, kablosuz RFID teknolojisinden etkilenmiştir. RFID uygulaması için ki buna malların takip özelliğinin artırılması, müşteri ihtiyaçlarının karşılanması ve nakliye ve alım konusunda daha fazla etkililik artırılması da en büyük gösterilen sebeptir.
RFID teknolojisinin geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Gelecekte RFID etiketleri ile tüm ürünler süpermarket raflarında gerçek zamanlı olarak izlenebilecek. Tedarikçi firmalar, süpermarket raflarındaki ürünlerini gerçek zamanlı olarak izleyebilecek. Raflarda çok hızla satılan ürünler bu sistemde kolayca izlenebilmekte ve raflar hızla yeniden doldurulabilmekte. RFID teknolojisi ile ürün tanıtımları ve çapraz satışlar yapılabilmektedir. Örneğin New York Prada mağazasında RFID etiketi olan bir ürün, soyunma odasına götürüldüğünde ürünle ilgili bilgiler ya da başka ürünlerin bilgisi LCD ekranlardan görsel olarak müşteriye sunulmaktadır.
Hayvanlar, onlara enjekte edilen veya üzerlerine takılan RFID mikroçipleri ile doğumdan kesim sürecine kadar izlenmektedir. Belediyelerde çöp toplama işlerinin optimize edilebilmesi için, caddelerdeki büyük çöp toplama kutularına mikroçipler takılmakta ve çöp kamyonlarına özel okuyucular bulundurulmaktadır. Bu sayede sıklık, boşaltma zamanı ve boşaltılan yük miktarı gibi bilgiler kayıt altına alınmaktadır. Hastanelerde hastaların üzerine RFID mikroçipleri takılmaktadır. Doktorlar okuyucu özelliğine sahip el bilgisayarları ile hasta bilgilerine rahatça ulaşabilmektedir. Gelecekte RFID etkileri taşıyan pasaportlarda, yüz veya parmak izi parametreleri mikroçip içinde saklanacaktır. Takım ve teçhizatın önemli olduğu işletmelerde, malzemenin depo/kutu içinden ne kadar sıklıkla çıkarıldığı ve ne kadar süre kullanıldığı sistem dahilinde kontrol edilip izlenecektir.
Giderek daha fazla küreselleşen dünya ekonomisinde üretim ve ticaretin çeşitliliği artıyor. Bununla bağlantılı olarak da gereksinim duyulan bilgi sistemleri daha yetenekli, hızlı ve kusursuz olmak durumunda kalıyor. Uluslararası ticarette küçük hataların firmalara maliyeti çok yüksek olabiliyor. Bu nedenle WalMart, Metro gibi devler, kullandıkları bilgi sistemlerinin performansını ve verimini artırma yönünde sürekli büyük yatırımlara girişiyorlar.
RFID konusunda görüşünü aldığımız Global Sistem Satış Müdürü Mustafa Onar, son yıllarda karşımıza çıkan en önemli gelişmelerden birisinin de radyo frekanslı kimlik ya da kısaca RFID teknolojisinin olduğuna dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “RFID, barkod veya diğer otomatik veri toplama (OVT) teknolojileri ile başarılamayacak zorluktaki uygulamalar için daha uygun bir teknolojik çözümdür. RFID etiketlerin dokunma ve doğrudan görme gerektirmeden, her yönden ve açıdan çok rahatlıkla okunabilmesi en büyük üstünlüğüdür. Metal dışındaki her türlü organik maddeler, ağaç, plastik vs. içerisine gömülerek kullanılabilmesi avantajlarından bir diğeridir. RFID, elbiselerin etiketlerine, hayvanların deri altlarına, plastik gövdelerin veya ağaç kütüklerinin içerisine yerleştirilebilir. İsteğe bağlı olarak halka, çivi, kelepçe gibi çok değişik biçimlerde de üretilebilir.”
Aslında hayatın içinde.
Otoyol ve boğaz köprülerinde kullanılan Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) de bir RFID uygulaması. RFID günümüzde havayollarında bagaj takibinde, kargo taşımacılığında, hastanelerde, hayvanların izlenmesinde, üretimde, depolarda ve kütüphanelerde giderek yaygınlaşan biçimde kullanılıyor. RFID teknolojisinin yaygın kullanım alanlarından birisi de hiç kuşkusuz lojistik sektörü. Bu sektörde hızlı ve hatasız işlem yapabilmenin önemini vurgulayan Onar, RFID’nin avantajlarını şöyle sıralıyor: “RFID çözümleri, ürünlerin üreticiden satış noktasına kadar olan takibinin yapılabilmesini sağlarken teslimat problemlerini en aza indirir. Birden fazla noktaya dağıtımda zaman sarfiyatını azaltır. Sebze, meyve, et ya da ilaç gibi zaman ve taşıma hassasiyeti olan ürünlerin teslimatında ve tedariğinde maksimum verimlilik sağlar.”
Onar, ancak etiketlerin ve okuyucuların maliyetlerinin nispeten yüksek oluşunun lojistikte RFID kullanımı kısıtlayan en önemli etken olduğunu dile getirerek, öncelikle pahada ağır olan konteyner ve palet takibi gibi uygulamalardan başlayarak zaman içerisinde market raflarındaki ürünlere kadar yaygınlaşacağının öngörüldüğünü belirtiyor.
Japonlar da kafa yoruyor
Dünyanın en ufak RFID etiketi Japon elektronik firması Hitachi tarafından ortaya çıkarıldı. Dakika aletleri sadece 0.05 mm olarak ölçülürken (0.002x 0.002 in) çıplak göze toz tanecikleri gibi görünüyor. Ayrıca bu etiketler kağıda gömülecek derecede ince olarak tasarlandı.
Hitachi sözcüsü Masayuki Takeuchi’ye göre; RFID etiketleri üzerilerinde oldukları nesne ya da ürünler hakkında bilgi depo eder ve şirketler, bu konuda teknoloji üzerinde çalışan firmalar da her geçen gün daha ufak RFID etiketleri tasarlamaya çalışıyor. Son zamanlarda Hitachi, Mu-ship olarak adlandırdıkları yeni bir RFID etiketini piyasaya sürdü. Bu etiket 0.4mm ve 0.4 mm boyutunda (0.02x0.02in). Fakat henüz adlandırılmamış en son çıkan yeni çipler Mu çipleriyle aynı miktarda veri saklamakla beraber boyut konusunda Mu çiplerine göre daha küçük.
Metro Group
Dünyaca ünlü perakende devi Metro, Uzakdoğu’dan ithal ettiği ürünlerin kasalarına RFID etiket takılmasını zorunlu hale getirdi. Yürütülen proje kapsamında konteynerler üzerinde aktif RFID etiketler kullanılırken karton ve kasalarda pasif etiketler tercih edildi. Hong Kong’dan Hollanda’nın Rotterdam Limanına ve oradan da Metro’nun ana dağıtım merkezinin olduğu Almanya’nın Unna şehrine kadar her limanda konteynerler üzerindeki RFID etiketler okutularak varış tarihleri ve zamanları belirleniyor. RFID’lere bağlı özel algılayıcılar sayesinde konteyner kapılarında bir zorlama olup olmadığı da belirlenebiliyor. Etiketler bir zorlama durumunda yüksek ses ve yanıp sönen ışıklarla çevreye uyarı veriyor. Metro`nun bu projesinde kargo konteynerlerinin kapılarında 433 MHz aktif Savi SensorTag ST-676 RFID etiketler kullanılıyor. Kasalarda ise Rafsec G2 ShortDipole EPC Class1 Gen2 pasif etiketlerden yararlanılıyor. Metro bu sistem sayesinde tedarik zincirindeki olası gecikme ve tıkanmaları daha çabuk fark edip daha hızlı çözümler geliştirebilmeyi umuyor. Ürünlerin gerektiği kadar tedarik edilmesi ve stokların düşürülmesi de ana hedeflerden birini oluşturuyor.
Metro Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekeoğlu, teknik sorunlar, ekonomik maliyetler ve sosyal çekincelerin RFID`nin hayatımıza girmesini zorlaştırdığını söylüyor. Tekeoğlu, "Bundan 20 yıl önce perakende sektöründe üretim odaklılığı görürdünüz. Şimdi ise satışa odaklı bir perakende sektörü var. Kişiye özel çözümler üreten, müşterilerini sürekli takip eden, onların ihtiyaç ve beklentilerine yönelik hizmet sunan perakende firmaları var. İşte RFID teknolojisi tam da bu noktada devreye giriyor. Müşterisini daha yakından tanımak isteyen perakendeciler yüzyılın teknolojisini kullanmak için fırsatları kollamaya başladı. RFID teknolojisi marketteki kasalardan sonra en büyük buluştur" diyor.
Wal-Mart
Wal-Mart mağazalarının tüm verileri Teradata’nın gerçekleştirdiği 423 Terabyte’lık merkezileştirilmiş sistemde toplanıyor. 3 bin 600 Wal-Mart mağazası kapılarından her hafta 100 milyon müşteri geçiyor. Teradata’nın sağladığı veri ambarı uygulaması ile bu müşterilerin bilgileri Wal-Mart’ın veri ambarında analiz edilebilir ve işlenebilir şekilde arşivleniyor.Veri ambarı projesiyle Wal-Mart’ın etkin CRM çalışmaları gerçekleştirme kabiliyeti kazandığını belirten Wal-Mart CIO’su (Chief Information Editor-Bilgi İşlem Direktörü) Linda Dillman, gerçekleştirdikleri raporlama ve değerlendirmelerle satışlarda artış sağladıklarını belirtiyor. RFID konusunda da Sun ile çalışan kuruluş, 2005 yılında çalıştığı en büyük 100 tedarikçisine RFID uygulamalarını üretimlerinde etkin şekilde kullanmaları konusunda ultimatom verdi. Bu konuda adım atmayan ve yenilikçilik sergilemeyen şirketlerle çalışmayacağını duyurmasının ardından son yıllarda özellikle ABD’de gıda alanında RFID konusunda ciddi adımlar atıldı. Wal-Mart kanadında ise önümüzdeki 10 yıl içinde bütün uygulamalarını RFID temelli gerçekleştirmenin planları yapılıyor.
Raytheon
Raytheon, RFID sistemini Biyometrik ile güçlendirerek ID Kartları piyasaya sürdü. Şu ana kadar, Raytheon PAD’yi modelleyerek az sayıda prototipler yaptı. Swope’un yaptığı yoruma gore Raytheon, son tasarıma esneklik sağlayarak, son kullanıcıların PAD kartları kendi tercih ettiklerinden daha değişik bir şekilde konuşlandırmalarını sağladı. Örnek vermemiz gerekirse, açık/kapalı parmakizi okuyucusu aynı zamanda basılmadığında okunmama olasılığı taşıyor. Eğer düğme basılmazsa, açma kapama düğmesi anahtar olarak davranarak, etiketin antenini çipten ayırarak bu hareketi gerçekleştiriyor. PAD, ihraç edildiğinde, kişinin başparmak izini hafızasına kaydettiği bir çip taşır. Ayrıca PAD’in icinde de gömülü , kırmızı yeşil renklerde olan LED bulunuyor. Parmak izinin böylece birbirini tutup tutmadığı anlaşılıyor.
Starbucks
Her gün gidip kahvelerini yudumlamaktan, snacklerini yemekten zevk aldığımız Starbucks RFID’yi konuşlandırarak, kafelere dağıtılan gıdaların taze bir şekilde dağıtılmasını garantiliyor. Starbucks, sandiviç, salata ve diğer gıdaları dağıtan kamyonlarda korunması gereken sıcaklığı takip etmek için bu sisteme ağırlık veriyor.
Starbucks, bu gelişim için Sensitech’ten ColdStream CL Closed Loop (Kapalı İlmik) çözümlerini kullandı.Schmidtberg, Sensitech CTO’na göre diğer dağıtıcılar da Starbucks’ın altında bu sistemi er veya geç kuracaklar.Starbucks menüdeki sunduğu seçenekleri büyükttükçe, RFID’ye daha fazla ilgi gösterir oldu.
Sistemin işlemesi ise Sensitech’in TempTale RF 915 MHz aktif etiketli bir sensörün, kamyonlara yerleştirilmesi ile sağlanıyor. Kamyondaki sıcaklığı ölçen bu cihaz her 10 dakikada kayıt yapmaktadır ve 300 ftlik bir okuma alanına sahip. Bu etiketler, kamyonun iç kısmına veya kolilere tutturulabiliyor.
Sensör belirtilen aralıklarla sıcaklıkları ölçerek kaydediyor. Dağıtım merkezine gidildiğinde de sorgulayıcı (interrogator) RFID etiketini okur, verileri alıyor. Bununla beraber mekanik olmayan ve süreçten kaynaklanan durumlarda olabilir, şöförün kapıyı açık bırakması gibi. Daha fazla gelişecek olan bu sistem ileriki yıllarda daha fazla yaygınlaşacağa benziyor
Kaynaklar:
http://www.rfid.itu.edu.tr/
http://www.epcglobaltr.org
http://www.rfidturkey.com
https://www.binbirbayi.com/
https://www.magazanolsun.com/