"Her büyük meydan muharebesinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra, yeni bir alem doğmalıdır. Doğar: Yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş gibi çaba olur...
Hiçbir zafer son amaç değildir. Zafer ancak daha büyük olan bir amacı elde etmek için en belli başlı bir araçtır.
Amaç düşüncedir. Zafer bir düşüncenin elde edilişine hizmeti oranında değer ifade eder." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
Tarihimizde; Ağustos ayı içerisinde çok büyük zaferler kazandığımız bir gerçektir. Ağustos ayı Ulusumuzun ve ordumuzun zafer ayıdır. Tarih boyunca bu ayda çok büyük zaferler kazanılmıştır...
99 yıl önce, Kurtuluş Savaşı'mızın en önemli aşaması, Ulusumuza ve Ordumuza 30 Ağustos 1922 Zaferini kazandıran "BÜYÜK TAARRUZ" hakkında Baş Kumandan Mustafa Kemal Paşa'nın şu cümlelerine ve sözlerine yer vermeden geçemeyeceğim:
" Biz hakkımızı savunmak ve bağımsızlığımızı kazanabilmek için; bizi yok etmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı bütün ulus olarak savaşmayı yerinde gören bir öğretiyi isteyen insanlarız."
"Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam uzaktan, bütün doğu uluslarının da uyanışını öyle görüyorum... Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak çok kardeş ulus vardır.
Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerine, uluslararasında hiçbir renk, din ve soy ayırımı gözetmeyen bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır.
"Mustafa Kemal'in bu görüşleri doğrultusunda kimi doğu ve kardeş uluslarda bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşanlar oldu.
Ama... Emperyalist ve sömürgeci ülkeler hiç boş durmadılar. Güçsüz ve sahipsiz Orta doğu , Asya ve Afrika ülkelerinin zengin maden ve petrol yataklarını sömürmeye devam ettiler ve hala devam ediyorlar....
Birinci Dünya Savaşı sonunda, 30 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI hükümleri gereğince, Osmanlı yönetimi ordularını dağıtmış, silahlarını itilaf Devletlerine teslim etmişti... Bunu fırsat bilen emperyalist ve sömürgeci ülkeler vatan topraklarımızı bölge, bölge bölüşmeye ve işgal etmeye kalkıştılar.
Birince Dünya Savaşlar boyunca Trablusgarp' ta, Çanakkale'de ve Suriye'de üstün bir komutan ve lider olduğunu gösteren Mustafa Kemal; Osmanlı Devleti toprakları İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlayınca Ulusal Mücadeleyi başlatmaya karar verdi.
Mustafa Kemal kararlıydı, inançlıydı... Askeri zeka ve dehası en güçlü olan bir liderdi. O'na, orduları dağıtılmış , silahları elinden alınmış, savaşlarda çeşitli cephelerde vuruşarak, yorgun ve bitkin düşmüş durumda olan bir ordu ve askerle ne yapabileceği sorulduğunda: Ve "ordu yok" denildiğinde, kurulur! Dedi. "Para yok" denildiğinde, bulunur dedi. "Düşman çok" denildiğinde "Yenilir" dedi...
İşte Mustafa Kemal, Türk halkına özgür ve bağımsız bir ulus olarak var olma hakkı tanımayan, varlığına son vermek isteyen kastıyla yurdunu işgal eden emperyalist ve sömürgeci devletlere karşı, en elverişsiz koşularda ilk başarılı bağımsızlık savaşını veren önderdir... Liderdir... Türk ulusunun bağrından çıkan en büyük komutandır... Kahramandır!
Kurtuluş Savaşı'mızın son aşaması ve Büyük Zaferimizin müjdecisi olan 26 Ağustos 1922 tarihinde başlatılan BÜYÜK TAARRUZ; öncesi sabah erken saatlerde, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ve Fevzi Paşa, Taarruzu yönetmek üzere KOCATEPE'de bulunuyorlardı.
Büyük Taarruz, sabah saat 05.30'da Türk Topçusunun ateşiyle başladı ve kısa süre işçinde gelişti. Düşman mevzileri birer birer çökertiliyordu. O gün ve ertesi gün kanlı çarpışmalar devam etti. Düşman büyük şaşkınlık ve panik içinde toparlanmaya çalışıyordu. Ancak 28-29 Ağustos günleri düşmanın gerilerine sarkan Türk Birlikleri, onların İzmir'e doğru kaçış yollarını kesti. Bu hareketin sonucu olarak düşmanın beş tümenlik bir kuvveti Dumlupınar bölgesinde kuşatıldı.
30 Ağustos sabahı iyice sıkıştırılan düşman birlikleri ile Türk birlikleri arasında bu bölgede büyük bir meydan savaşı başladı.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın doğrudan doğruya yönettiği bu meydan savaşına " BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ " denilir.
30 Ağustos Zaferinin, Muzaffer Komutanı Gazi Mustafa Kemal'in şu sözlerine bakın: " Bu eser, Türk Milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölümsüz anıtıdır. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun Başkumandan olduğundan, sonsuza kadar mutlu ve bahtiyarım."
99. yılını gururla kutladığımız Büyük Taarruz (26 Ağustos 1922) ve Başkomutan Meydan Muharebesi (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşımızın kesin sonuçlu muharebeleridir ve gerek kuvvet oluşturma, planlama ve yığınaklanma; gerekse planlandığı şekilde icra edilmesi bakımında dünya harp tarihinde eşi görülmemiş bir zaferdir.