Kitabın Yazarı: George FRIEDMAN
Çeviren: Enver GÜNSEL
(Pegasus Yayınları, 1. Baskı-Mart 2014, 384 Sayfa)
Google amcaya sorduğumuzda bize bu kitabın yazarının “George Friedman Amerikalı jeopolitik bir tahminci ve uluslararası ilişkiler stratejistidir. Küresel olayların gidişatını analiz eden ve çevrimiçi bir yayın olan Geopolitical Futures'ın kurucusu ve başkanıdır. Geopolitical Futures'ı kurmadan önce, 1996 yılında kurduğu, gizli bilgi yayıncılığı yapan ve bir danışmanlık firması olan Stratfor'un başkanı” olduğunu söylüyor. Zaten çoğunuz da bu ismi tanırsınız. Peki, Stratfor nedir dersek, bunu da kitabında; “Çok beğenilen Web sitesinde günlük bilgiler ve derinlemesine analizler vererek hizmet sunar. 1996’da kurulmuş Stratfor’un merkezi Austin Teksas’tadır; Wasington DC’de ofisleri ve dünyanın çeşitli yerlerinde istihbarat ağı vardır” diye yanıtlıyor.
Beğenelim, beğenmeyelim; ABD’de bize göre basının çok büyük bir önemi ve ağırlığı var. Bu ve benzeri kitaplarda da göreceğimiz gibi her konuda özgürce yazılara rastlıyoruz. Tepeden tırnağa her kişi ve kurum acımasızca eleştirilebiliyor. Kitabı okuyunca yönetici ve başta istihbarat olmak üzere bazı kurumların çevirdikleri dümenleri basına duyurmamak için nasıl çabaladıklarını görüyoruz. Darısı çok ileri demokrasi yaşayanların başına…
Kitap, yaklaşık son elli yılda ABD’nin emperyalist çıkarları uğruna gözünün yaşına bakmadan tüm aciz, yönetimi satılık veya darbe yapmak için sıra bekleyen işbirlikçileri olan ülkelerle yaşanan soğuk savaş nedeniyle SSCB’ni sürekli baskı altında tutacak ülkelerde darbe, kalkışma, işgal, gizli ve örtülü operasyonlar yaptığını açıkça ortaya koyuyor. Bunların nasıl yazılabildiğini(!) anlamak bizlerin aklının sınırlarını zorlasa da yazılıyor işte… Bize de az çok tanıdığımız emperyalist ve sadece kendi çıkarlarını düşünen bir ülkenin yönetici ve onları da yöneten başta CIA olmak üzere istihbarat ve özel kuvvet kurumlarının gerçek yüzlerini bir kez daha tanımak kalıyor.
Afganistan, Irak, İran, S. Arabistan gibi orta doğu ülkeleriyle Vietnam’dan Kamboçya’ya, Küba’dan Laos’a kadar onlarca ülkede yapılan operasyonların neredeyse tüm ayrıntıların okuyoruz. Özellikle Afganistan’da SSCB’nin yayılımını engellemek amacıyla tampon devlet yaratmak isterken kendi eliyle büyüttüğü El Kaide’nin İkiz Kuleleri havaya uçurmasındaki şaşkınlığı “Dördüncü Küresel Savaşın Başlangıcı” olarak alıyor yazar ve ekliyor:
“Bu kitabın iki temel konusu vardır. Birincisi, yaşadığımız olaylar uyumlu bir şablon oluşturur ve dünyayı şekillendiren aktörler –mutlaka düzgün ve dürüst olmasalar da- rasyonel aktörlerdir. Amerikalılar liderlerinin ahmak ya da hilekâr, düşmanlarının da deli olduğunu düşünme eğilimi gösterirler. Bu bize rahatlatıcı gibi gelir. Bu kitapta, Amerikalı liderlerin hilekâr olabilecekleri ama aptal olmadıkları ve düşmanlarımızın da bize iğrenç gelen ahlaki değerlere sahip olmakla beraber, asla deli olmadıkları tartışılmaktadır. (…) İkinci temel konu (…) El Kaide ve Usame Bin Ladin’e oldukları gibi bakar (…) George W. Bush için de aynı şeyi yapar kitap. (…) Onlar başkalarının hayatları ve dünyanın kaderiyle satranç oynayan liderlerdir. Aptallar ya da psikopatlar bu kadar güçlü olamazlar.”
“Bütün büyük savaşlar gibi Dördüncü Küresel Savaş’ın kökleri ondan bir önceki savaştadır. 2. Dünya Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nın sonucu olarak çıkmıştır. Soğuk Savaş’ın –Üçüncü Küresel Savaş’ın- kökleri ise 2. Dünya Savaşı’ndadır. ABD-Cihatçılar Savaşı da Soğuk Savaş’ın sonucudur. Soğuk Savaş’ın nasıl sona erdiğini anlamadan 11 Eylül’ü anlayamazsınız çünkü iki hikâye birbirine sıkıca bağlıdır” diyor yazarımız ve tüm bu geçişleri kitabında ülkeler, liderler ve yapılan eylemler olarak açıklayıp şu örneği sunuyor: “Üçlü bir ittifak yapıldı. ABD, eğitim, koordinasyon ve stratejik istihbarat sağlayacaktı. Suudiler para ve mücahitler vereceklerdi. Pakistanlılar ise çalışma alanlarıyla, Sovyet istilasına karşı savaşacak Afgan güçleriyle bağlantı için kendi istihbarat servisi ISI’nın desteğini verecekti. (…) Carter hiç kuşkusuz Sovyetlere karşı Afgan gerillalarına destek vermenin, Sovyetler Birliği’nin çöküşüne ve bir kuşak sonra da El Kaide’nin doğuşuna yardımcı olacağını düşünemezdi elbette; mantıklı hiç kimse de düşünemezdi bunu.”
Bu günü anlamak ve kiminle çuvala girileceğine iyi bakmak açısından bu kitabı okumakta yarar var; özellikle öneriyorum.
İyi okumalar dileği ile. (29.7.2023)