Kitabın Yazarı: John Jacop NUTTER
Çeviren: Ahmet SARAÇOĞLU
(Güncel Yayıncılık, 1. Baskı-Eylül 2005, 526 Sayfa)
Kitabın yazarı uluslararası politika ve gerilla savaşları uzmanı bir siyaset bilimcisi, saygın bir haber yorumcusu… Bizde haber alma ve yayma özgürlüğünün ne kadar gereksiz olduğunu bu tür kitapları okudukça daha net görüyorum. Adam ABD’nin, yani ülkesinin en önemli kurumu CIA’yı yerden yere vuruyor, tüm pisliklerini ortaya dökebiliyor! Zavallı ülkem!
“Bir soğuk savaş ürünü olan CIA, kurulduğu günden bu yana gerçekleştirdiği sayısız operasyonla dünya gündeminden hiç düşmedi. Kuruluş amacı, dış güçleri etkisiz hale getirmek ve düşman kuvvetleri devirerek buralardaki ABD çıkarlarını korumak olan örgüt, başta SSCB ve eski Sovyet Cumhuriyetleri olmak üzere, Küba, Şili, Nikaragua, Afganistan ve Irak’la birlikte onlarca devlete doğrudan ya da dolaylı şekilde onlarca müdahalede bulundu. Peki, demokrasi havarisi geçinen bir ülkenin, ABD’nin yarattığı bir savaş makinesi olarak CIA, nasıl oldu da kurucusunu bile isyan ettirerek ve devletten tamamen bağımsızlaşarak politik arenanın yönlendiricisi oldu? Ve nasıl oldu da zamanla Amerikan dış politikasının belirleyicisi oldu? Neden mafya ve uyuşturucu tacirleriyle birlikte operasyonlar düzenledi? Amerikan üst düzey yetkilileri nasıl oldu da bu operasyonları kendi çıkarları için kullandı?”
İşte tüm bu ve benzeri soruları tek tek ayrıntılı olarak örnekleriyle ve isimleriyle açıklayan yazar bize yaklaşık son 50 yıllık tarihin karanlık sayfalarını açıyor. CIA’yı, karanlık eylemlerini dış dünyaya ABD adını vermeden yaparak amaca ulaştırırken öte yandan gizlenmeyi sağlaması amacıyla kurar ABD yetkilileri. Çok hızla değeri büyür ve tüm liderler başta olmak üzere herkes bu gücü denetleyebilmek ve kullanabilmek ister. Çoğu başarır, çoğunun CIA’nın yaptıklarından bile haberi olmaz!
CIA, ABD’nin çıkarları için herhangi bir ülkede hiçbir yasaya uymayacak eylemler, darbeler, ayaklanmalar çıkarabilir, işbirlikçileri kiralar, satın alır, her ülkeye bir şekilde sızar. Tek ve vazgeçilmez amaç emperyalizmin kazanırken ABD’nin de kazanmasıdır. Bu nedenle yapılan işin insani, ahlaki, vicdani, siyasi hiçbir kesin dayanağı yoktur. Dün ak denilene yarın kara denebilir. Yeter ki amaca ulaşılsın!
Bu tür tüm normal demokrasiye az çok inanmış ülkelerin kabul edemeyeceği şekilde yapılan bu tür pis işlerin gözlerden saklanabilmesi için CIA örtülü operasyonları kullanmayı pek sever! Öyle ki bazen ülke başkanı bile ne yapıldığını anlamaz. “Böyle bir şey olabilir mi?” diyecek demokrasi düşkünü saf arkadaşlarıma diyeyim ki, bu kitapta bol miktarda örneği vardır!
1980 yılına özellikle baktım; Türkiye’deki “Bizim oğlanlar kazandı” konusu hakkında bir şey bulamadım! Ama çevremizdeki ülkelerde neler neler yaptıklarını okudukça şaşırmadım ama nefretim biraz daha arttı. Sonuçta temel çabanın, elde edilmesi gereken ülkelerle savaşmanın en son çare olacağı, öncelikle ABD’li kanı dökülmeden ve hatta düşman kanı dökülmesi ile oraların ele geçirilmesi esastır. Bunu da ülkesini satacak işbirlikçiler bularak kolayca yapmışlardır. Bir sürü örnek okuyacaksınız. Çok sıkışmadan örtülü operasyonlar yapılması temel seçenek… Eylem başarısız olursa yakalanan kişileri ABD tanımaz, bizim işimiz değil diyerek suyun üstüne çıkar. Yani yaptığı yanına kalır genellikle…
Bizim kuşak CIA’yı iyi tanır. Tekrar anımsamak ve yeterince bilmeyenlerin tanıması, dünya siyasetinin nasıl şekillendirildiğini anlayabilmesi açısından bu kitabı okumanızı öneririm.
İyi okumalar dileği ile. (30.7.2023)