Galip sayılır bu yolda mağlup…

Bir ilki daha yaşadık, CB seçimleri ilk kez ikinci tura kaldı. Hiç alışık olmadığımız bu yarışı üzüntüyle bitirdik. Millet İttifakının adayı KK az bir farkla seçilemedi.
Eski yazılarıma şöyle bir göz attım. Üzerime düşen uyarıları defalarca anlatmışım. Fırsat bulduğum ortamlarda konuşmuş ve köşemde de bıkmadan yazmışım. Elimden gelen buydu, onu da yapmışım, işe yaramış mı; bilemiyorum. Belki birkaç kişi de olsa doğruyu anlayan olmuştur.
İşin özüne dönersek şu andaki iktidar sadece iktidarda kalabilmek için halkı resmen ayrıştırdı. Kendi yandaşlarını biat ve itaatle kendine bağladığından, buna maddi ve manevi her türlü çıkarı da eklediğinden, devletin her olanağından yararlandırarak bağımlı hale getirdiğinden amacına ulaşmıştır. AKP kitlesi RTE ne derse sorgulamaksızın doğru kabul edecek hale getirilmiş bir kitledir. Bu nedenle %25’lere varan bu kitle seçim kaybetmeden çözülmez. Tek umut kalan %10 kadar yandaşın henüz tam bağımlı hale gelmediğini varsaymaktı. Bu da çok az bir çözülme olarak sandığa yansıdı; ama yetmedi.
Karşı muhalif grubun tamamı ise; her türlü devlet olanağı sorumsuzca kullanılarak, teröristlikle suçlayarak, üretilmiş kasetlerle sürekli yalan söyleyerek zorla ötekileştirildi. Hakaretlerin sınırı yoktu. Gözaltılar sıradan, tutuklanmalar normal, linç girişimleri ve saldırıları da olağanlaştırıldı. Baştan sona eşitsizlik ortamında yapılan seçimi devleti kullananlar kıl payı olsa da kazandı.
Elbette bu kaybın 3 temel nedeni vardı. İlki; yılda 15-20 gün izine gelip bizim 5 yılımız hakkında karar verme yetkisiyle oy kullanan gurbetçilerdi. İkincisi, bir şekilde vatandaş yapılmış yüz binlerce yabancılardı. Dün gelip bu gün oy kullanarak kaderimizi belirlediler. Ve sonuncusu oy kullanmaya gitmeyen çakma demokratlardı! Sandığa gitmeyenlerin bizi en az 5 yıllığına aynı iktidara esir etmelerini düşününce nasıl bir mazeret üreteceklerini de merak ediyorum.
İktidar, son yıllarda uyguladığı yanlış ekonomik politikalar sonucu çoktan sıfırı tüketmişti zaten… Son atımlık barutunu da bu seçim için harcadı. TCMB rezervleri eksilere düştü. Bundan sonra pahalılık, enflasyon ve paramızın değer yitirmesi önlenemeyecek hale geldi. Zamlar, vergiler, kısıtlamalar kaçınılmaz olacak. Verilen sözler karşılıksız kalacak, yapılamayacak. Yani ekonomi ateşten gömlek ve iktidar bunu giyecek. Kendi etti, kendi bulacak. Bizi önümüzdeki günlerde bekleyen gerçek budur. Çok zor günler yaşayacağımız açıktır. Hele Mart 2024 yerel seçimleri de sırada ki, bunda da seçim ekonomisi uygulanacağı düşünülürse borçlarımız katlanarak artacak görünüyor.
Muhalefet oturup ayrıntılı bir durum değerlendirmesi yapacak, nelerin aksadığını, hatalarını ortaya koyacaktır. Şu anda ülke siyasetinde ilk kez iktidarın ülkemizi orta çağa doğru sürüklemesine karşı sağıyla-soluyla gerçek anlamda bir “Milli koalisyon” kurulabilmiştir! Bu çok önemli bir kazanımdır. Bu birlikteliğin daha da gelişerek, tabanlarını daha iyi ikna ederek birbirlerine tam destek verecek hale getirerek süreceğini düşünüyorum. Böylece gerçek anlamda bu nedenle sonuca yansıtılamayan %5 kadar oyun kazanılacağını da düşünüyorum. Bu koalisyondan ayrılan parti bu oluşan siyasi ortamda yok olmaya mahkûmdur. Bu gerçek de göz ardı edilmemelidir.
Yazılarımda bu seçimin demokrasi kırıntılarının da kullanılacağı son seçim olabileceğini yazmıştım. Doğrudur. Çakma kasetler, büyük yalanlar, bölme ve ötekileştirmeler, terörist, vatan haini ilan etmeler, fiziki saldırıların eşliğinde adına demokrasi dedikleri tek taraflı devlet olanaklarının sonuna kadar kullanıldığı bir seçim yaşadık. Bundan sonra da bu yapılanların meşru hale geleceğinden bir sonraki seçim çok daha ağır koşullarda geçecektir. Elde avuçta kalmayınca ve karşılarında gittikçe dirileşen bir cephe yarattıklarını fark edince uygulanacak yöntemlerin demokratik olacağını düşünmek fazla saflık olur.
Meclis artık ortaçağa doğru yönünü dönenleri de bünyesine almıştır. İlk kutlamanın Taliban’dan gelmesi de düşündürücüdür. Kendileri bu durumda iken demokrasi adına sağı solu bir araya toplayan ittifaka terörist ve bölücü demeleri de trajikomiktir.
Bu ülke hepimizindir. Çağdaş uygarlığa doğru yönlendirilerek bizlere teslim edilen ülkemizin karanlıklara doğru dönmesine izin veremeyiz. Evet, çok az bir farkla ve sandığa gitmeyen çakma demokratlarımız sayesinde bu seçim kaybedildi. Bunun bizlere maliyeti en fazla 5 yıldır. Nice 5 yıllar demokrasi mücadelesiyle ve bedel ödeyerek geçti, bu da geçecektir.
Önemli olan doğru yolda doğru hedefe kilitlenmiş çağdaş ve demokrat insanların hatalarından ders alarak, birbirlerinin ellerini sıkı sıkı tutarak bu yolda inançla yürümeyi sürdürmeleridir.