Doğan ÖZDEMİR

Doğan ÖZDEMİR

" EMEKÇİNİN KÖŞESİ "
[email protected]

Kaderini sen belirleyeceksin!

28 Mart 2024 - 11:07

Ve sonunda 31 Mart’ta herkes kendi göbeğini kendisi kesecek… Kaldı 3 gün… Bu seçim, normal bir mahalli seçimi çoktan geçti. İktidar için bir tür güvenoyu haline geldi. Senin için ise geleceğini belirleme seçimi oldu.
İktidar her zamanki gibi yine Devletin elemanları ve araçları ile tüm gücüyle sahada. Bu zamana kadar İçişleri-Ulaştırma-Adalet Bakanları istifa eder, buraya tarafsız kişiler getirilirdi. Sistem parti devleti gibi olunca bu değişti. Şimdi başta İçişleri Bakanı hepsi açıkça oy istemeye çıktı! Ama o aynı zamanda seçim güvenliğini de sağlayacak; nasıl olacaksa!
Adayların mal varlıkları bile bizi kimlerin yönettiğine en güzel belge değil mi? Parsel parsel satıldı denen kenti şimdi kimin aldığı belli olmadı mı? Kendi ayakkabı kutularını, sıfırlamaları yok sayıp yasal bir işlemi bile iftira için kullanabiliyorlar.  Tüm CHP’lilerin PKK’lı gösteren “Sahte falan, işte kaset” dedikleri unutulmadı. Hele “bize oy vermezseniz ne hizmet gelir ne de maaş alabilirsiniz” diye arsız tehditler kol geziyor! Aslı olmayan PKK-CHP ortak protokolü diye hemen yalanlanan bir belge bile yayınlayabildiler! Daha neler yapabileceğini düşünün! Bir de İstanbul’u kurtaracaklarmış! Sanki İstanbul düşman elinde ve yeniden fethedilecek! Düşman kim, fethedecek olan kim? Ama ötekileştirme en başarılı işleri…
Emekliler; bu sizin seçiminiz! Sizinle dalga geçildiğinin farkına varmadınızsa gidin peşlerine, bir avuç yem için melemeye devam edin… Size ek iş, simit satma da öneriliyor, muhteşem çözüm! Ekonominin çoktan battığını halen anlamayanlar için; eğer kıyıda köşede üç kuruş kalsaydı, emin olun, batma pahasına onu seçimden önce emekliye verirdi! Bu kadar büyük bir kalabalığı karşısına alabiliyorsa anlayın halimizi artık…
1 Nisan’dan sonra ülke iyice batacak! Bu batışta tuzu kuru olanlar değil, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi verecek olanlar ölümle sınanacak. Tek çözüm; bu iktidara kuvvetli bir tokat atıp kendine gelmesine yardım etmektir!  Eğer tüm bu olumsuz koşullar altında iktidar yine yerini koruyabilirse bunun Türkçe açıklaması şudur: “Ben ne yaparsam yapayım arkamda beni destekleyecek bir kitle var. Bundan sonra ben daha kötüsünü de yapabilirim.” Örneğin Anayasayı -zaten pek takmıyorlardı- tamamen değiştirip istediği hale getirebilirler. Hatta yarın maaşlarınızı yarı yarıya azaltıyorum dese ne yapacaksınız? Nasılsa oy verip kazandırıyorsunuz!
Ey seçmen; bugüne kadar hangi partiye oy verdinse verdin. Geleceğin kendi ellerinde; kimse seni şuna oy ver diye zorlayamaz. Ne ekersen onu biçeceksin. Sana bu yokluğu, yolsuzluğu, açlığı, haksızlığı kim yaşattı? Soru budur! Eğer iktidarın bunları yaptığını ve uyarılması gerektiğini düşünüyorsan; gönlündeki adayın kazanamayacak konumda ise, adayına vereceğin oy sadece iktidara yarar. O zaman yapacağın; iktidara karşı kazanacak parti hangisi ise onu desteklemendir. Çünkü kurtuluşun buradadır. Asıl sen ve senin gibiler aynı gemidedir, unutma! Ve elinde dünyanın en kuvvetli silahı, OY var!
Bir sözüm de ülke çapında bindeliklerden yüzde bir-ikilere çıktığında büyük başarı olarak gören siyasete; size nefes alabilecek alan yaratacak bir partinin iktidar olması öncelikle sizin için çok önemlidir. Hem ideolojik olarak çok derin siyaset yapıp, hem de ülkede kendilerinden başka kurtarıcı yokmuş gibi davrananlar önce kendilerini değiştirmek zorundadır. İş birliği yapmadan tek başına hiçbir şeye gücünüzün yetemeyeceğini göremiyor musunuz? Karar sizin…
Son söz:
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz demeliyiz. Birlikten kuvvet doğacaktır.
İktidara karşı kazanabilecek adayları destekleyerek tek silahımız olan toplumsal muhalefeti güçlendirmeliyiz.
Tuzu kuru olanlarla değil; öğrencisi, emeklisi, asgari ücretlisi, evsizi, yoksulu aynı gemideyiz.
Sizler ne kadersiz ne çaresiz durumdasınız;
KADER-SİZSİNİZ,
ÇARE-SİZSİNİZ!
 

Bu yazı 207 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum